DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN 2080827-1,30%
İzmir
15°

HAFİF YAĞMUR

üst menü altı
Afgan kadınların sesini duyurmaya çalışan Zahira S.: 'Baskı altında yaşamak çok zor'

Afgan kadınların sesini duyurmaya çalışan Zahira S.: 'Baskı altında yaşamak çok zor'

ABONE OL
14 Ekim 2022 11:58
Afgan kadınların sesini duyurmaya çalışan Zahira S.: 'Baskı altında yaşamak çok zor'
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Afganistan'da doğup büyüyen Hazara Türkü Zahira S., kadının adının olmadığı ve Taliban yönetimi altında tüm hakları tırpanlanan, yok sayılan, tehdit edilen, öldürülen, eğitim hakları ellerinden alan Afgan kadınlarının sesi olmak için Türkiye'ye gelip üniversite eğitimi alan şanslı bir genç kadın. Genç Afgan kızı Zahira S., gazetecilik üzerine aldığı eğitimi tamamladıktan sonra ülkesinde yaşananları, kadınların haklarını savunmak için hayalleri olduğunu belirterek, "Okullar hala kapalı, pek çok yerde  lise ve ortaokullar kadınların erişimine açık değil. Ortaokul ve lise şu an  kadınların erişimine kapalı. İki gün önce bir haber çıktı, 'Afganistan International'ın haberine göre Afganistan'daki her 4 kadından 1'i depresyona girmiş durumda. Hicab yani örtünme zorunluluğu bir yana biz kadınların ayak bileklerine kadar bakıyorlar. Hazara Türklerinin yaşadığı bölgedeki eğitim merkezlerine yönelik daha birçok saldırı gerçekleştirildi. Bu saldırılar özellikle okullara, eğitim merkezlerine ve öğrencilere yönelik yapılıyor.Medyaya yansımayan çok şey var. Birçok insan sessizce öldürülüyor, etnik ayrımcılık nedeniyle insanlar baskılanıyor ve bu kayıplar gündeme bile gelmiyor. Kadınlar haklarına kavuşsun, okullarına devam etsin, çalışabilsin istiyorum. Herkes haklarını  istediği gibi yaşasın, baskıyla yaşamak çok zor" diye konuştu. 

Afganistanlı Zahira S. ile biraraya geldik, ülkesini, son yıllarda yaşananları, kadınların durumunu ve mücadelesini konuştuk. 

DEMOKRAT GÜNDEM-MELİSA GÖNEN (ÖZEL)-Zahira S. üniversite eğitimi için Türkiye'ye gelen Afganistanlı genç bir kadın.Gazetecilik eğitimi alan Zahira S. okumayı ve araştırma yapmayı çok seviyor, ülkesinde eğitimi iyileştirmek için hayaller kuruyor.  Ülkesinden her ne kadar uzak olsa da Afganistan'da zor şartlar altında yaşamaya çalışan kadınlar için ülkesinden uzakta mücadele vermeyi, ülkesindeki kadınlara destek olmayı sürdürüyor. Türkiye'de onun gibi düşünen, yüreği onun gibi hisseden ülkesinden uzak yüzlerce kadın var. Taliban hükümetinden sonra ülkeyi terk eden kadın gazetecilerin yaşam koşullarına dikkat çeken Zahira S., "Bir gazeteci olarak doğruyu söylemek istiyorsam kendi ülkeme gidemem. Ben doğruyu söylemek araştırmak, konuşmak, okumak istiyorum" diyor.
Afganistan'da  ortaokul ve lise seviyesinde öğrenim gören kız öğrenciler için okulların  bir senedir kapalı olduğunu, kadınların işe gidemediğini söyleyen Zahira S.,  eğitime verdiği önemi ve Afganistan'da yaşanan olayları anlattı.
 
DEMOKRAT GÜNDEM: Afganistan'da kadınlar hangi koşullarda yaşıyor, eğitim ve çalışma hayatı nasıl?

ZAHİRA S.: Okullar hala kapalı, pek çok yerde  lise ve ortaokullar kadınların erişimine açık değil. Bizde şöyle bir sistem var. 6. sınıfa kadar ilkokul 7. ve 9. sınıfa kadar ortaokul ve 10 ve 12. sınıflar arasında lise eğitimi oluyor. Ancak ortaokul ve lise şu an  kadınların erişimine kapalı.

HER 4 KADINDAN 1'İ DEPRESYONDA

Birkaç gün önce bir haber çıktı, 'Afghanistan International'ın haberine göre Afganistan'daki her 4 kadından 1'i depresyona girmiş durumda. Benim Afganistan'daki arkadaşlarım da depresyona girmiş durumda çünkü yasaklar ve baskılar karşısında ne yapacaklarını bilmiyorlar, "Ben burada kim için yaşıyorum","Burada kendi isteğime göre yaşayamadıktan sonra yaşamanın ne anlamı var" diyorlar. Hayatının anlamını kaybetmiş insanlar var. Çünkü insanlar istedikleri gibi yaşayamıyorlar, hayatın anlamını yitiriyorlar.

""
 
KADININ GÖRÜNÜR OLMASI İSTENMİYOR

Kadınlar çalışabiliyor ama televizyonda maske takmak zorunda. Toplantılara, kamusal alana daha çok erkekler katılıyor. Kadınların iş yaşamında görünür olması istenmiyor. Kadınlar toplantılarda yok çünkü kısıtlamalar var. Hicab yani kıyafetlerle ilgili bazı zorunluluklar var şu an bir yere giderken ayak bileklerinize bile bakıyorlar, açık olan bir yer var mı diye. Burka giyen kadınlar da var ama daha çok Kabil dışında. Bazı şehirlerde mahremin yani yanında aileden bir erkek  yoksa dışarı çıkamıyorsun. Kadın ve erkeği yan yana görünce kimlik kontrolü yapabiliyorlar. Bir tanıdığımın başına gelmişti, yolda nişanlısıyla yürürken ikisini de ayrı ayrı sorgulamışlar, gerçekten nişanlı olup olmadıklarını teyit etmişler. Aynı soruları her ikisine de sorup teyit etmişler.

D.G: Sizin Türkiye'de okumayı tercih etme sürecinizi ne belirledi, ülkede yaşanan durumlar bununla bağlantılı mı?

Z.S: Ben 4 sene önce okumak için Afganistan'daki Amerikan üniversitesini kazanmama rağmen eğitim almak için Türkiye'deki üniversiteleri tercih ettim. Benim Türkiye'ye gelmemin iki sebebi vardı: Hem Türkiye'deki insanları kendime daha yakın görüyordum hem de Türkçeyi öğrenip Türkiye'yi yakından tanımak istiyordum.

""

D.G: Türkiye'de eğitim almaya başlamadan önce nasıl bir süreç yaşadın, anlatır mısın?

Z.S: Buraya yabancı uyruklu öğrenci programıyla geldim. Ben okulumu birincilikle tamamladım ve farklı ülkelerdeki dört üniversiteye başvurdum. İlk önce Türkiye'ye başvurdum ve bu süreç 7 ay sürdü. Afganistan'da Kabil'de bir Amerikan üniversitesi vardı. Oraya da başvurdum ve iki İngilizce sınavından da geçip, uluslararası ilişkiler kazandım.  Bu sırada Türkiye'deki başvuruyu kazandığımı da öğrendim. Kabil'deki Amerikan üniversitesine başlayalı henüz bir hafta olmuştu ki ailem, madem sen Türkiye'yi kazanmışsın Türkiye'ye git, dedi. Daha önce  Taliban güçleri tarafından üniversiteye saldırı girişimlerinde bulunulduğunu da hatırlatarak  burada o kadar güvende değilsin dediler. Öğrenciler hayatını kaybetmişti, bu tür olaylar ailemi endişelendirdi. Türkiye'den de  kabul alınca ailemin endişelerini de dikkate alarak  buradaki üniversiteye yerleştim. Ailem tek başıma yaşayarak, kendi başıma yaşamayı öğrenmemi de istedi. 

""
 
D.G: Hayallerin var mı, ne yapmak istiyorsun?

Z.S: Yüksek lisans eğitimi alarak eğitimime devam etmek istiyorum. Bir hayalim daha var, burada eğitim aldıktan sonra ülkeme dönüp eğitim adına bazı adımlar atmak istiyorum. Afganistanda bir eğitim kurumu ve kütüphane kurmak istiyorum. Çiçekleri ve kitapları çok seviyorum, bu konseptte bir kitap kafe de oluşturacağım.

D.G: Gazetecilik mesleğini kendi ülkende mi icra etmek istiyorsun?

Z.S: Türkiye'de gazetecilik bölümüne yerleştim ama ülkeme dönüp bu mesleği icra edebileceğimi sanmıyorum. Çünkü orada doğruyu söylemek çok zor ama ben doğruyu söylemek istiyorum. İnsanları dinlemeyi, araştırmayı çok seviyorum. Konuşmayı yazmaktan daha çok seviyorum. Videolarda, ekran önünde yer almak istiyorum. Spiker olmak istiyorum.

""
 
D.G: Son zamanlarda Türkiye'de basın açıklaması yapmanıza da neden olan nasıl gelişmeler yaşandı?

Z.S: 30 Eylül'de Hazara Türklerinin bölgesinde Kaaj eğitim merkezinde, üniversite sınavına girecek olan ve çoğunluğunu kız öğrencilerin oluşturduğu alanda patlama oldu. Eğitim merkezinde bir araya gelen öğrenciler farklı bölümlerde sınava alınmış, sınıflar kadın ve erkekler için perdelerle farklı bölümlere ayrılmıştı.  Maalesef 57 kişi şehit oldu ve 110 kişiden fazla öğrenci yaralandı. Bu olay, yaşanan onlarca olaydan sadece biriydi. Daha önce Hazaraların olduğu bölgedeki erkek öğrencilerin okulunda da patlama olmuştu ve 15-18 yaş arasındaki onlarca Hazara öğrencisi öldürülmüş bir kısmı da yaralanmıştı. Hazara Türkleri olarak eğitime çok önem veriyoruz, okullar kapalı olduğu için birçok aile çocuklarını özel okullara gönderdi. Kız çocukları öğrenme sürecine devam edebilmek için gayri resmi olarak özel eğitim aldı.
 
MEDYAYA YANSIMAYAN ÇOK ŞEY VAR

Biz artık kadınların ve Hazara Türklerinin çoğunlukta olduğu yerlerde yaşanan patlamaların son bulmasını istiyoruz, bu saldırılardan özellikle gençler etkileniyor. Eğitim merkezlerine yönelik daha birçok saldırı gerçekleştirildi. Saldırılar özellikle okullara, eğitim merkezlerine ve öğrencilere yönelik yapılıyor.
Medyaya yansımayan çok şey var. Birçok insan sessizce öldürülüyor, etnik ayrımcılık nedeniyle insanlar baskılanıyor ve bu kayıplar gündeme bile gelmiyor. İnsanlar sokakta öylece durdurulabiliyor. Telefonları, üstleri aranıyor. Kıyafetleri nedeniyle şiddete maruz kalıyorlar.

""

D.G: Afganistan'da yaşanan olaylara karşı yürütülen protestolar hala sürüyor mu, bu protestolarda kadınlar nasıl rol alıyor?

Z.S: Ülkede neredeyse her gün protesto yapılıyor. Taliban ülkeye geldiğinden beri kadınlar protesto yapıyor.Kadınlar  "İş, ekmek, özgürlük" sloganı atarak haklarını istiyorlar. Kız kardeşlerini patlamalarda kaybeden erkekler de protestolara destek oluyorlar, sokağa çıkıyorlar. Ülkeyi terk eden ve protestolara destek veren erkekler de şiddete maruz kalıyor. Ülkede internet bazen kesiliyor ancak protesto çağrıları genelde sosyal medya üzerinden yapılıyor.
 
D.G: Afganistan için taleplerin neler?

Z.S: Afganistan'ın Kabil şehrinde doğan Khaled Hosseini'nin Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş kitaplarını okuduğumda diyordum ki bu kitaplarda anlatılan olaylar eski zamanlarda kalmış. Afganistan artık öyle değil, diyordum. Ama bugün yaşadığımız olayları düşündüğümde anlıyorum ki, o kitaplarda anlatılan olaylar tekrar ediyor, hiçbir şey değişmemiş. Bu yüzden artık, eski dönemlerde yaşanan olaylar geride kaldı diyemiyorum. Biz tekrar o dönemlere geri döndük. Kadınlar haklarına kavuşsun, okullarına devam etsin, çalışabilsin istiyorum. Herkes haklarını  istediği gibi yaşasın, baskıyla yaşamak çok zor.
 
D.G: Türkiye'de bulunduğun süreçte nelerle karşılaştınız, ne söylemek istersin?

Z.S: Ben tezimi de ırkçılık, ayrımcılık ve nefret söylemi üzerine yapacağım. Çünkü ben bu durumları çok yaşadım, ırkçılığa maruz kaldım. Ancak yine de insanların hepsi kötü diyemiyorum, ayrımcılık ve nefret söylemiyle ne kadar karşı karşıya kalırsam kalayım bu genellemeyi yapmak istemiyorum.
 
Bizde bir söz vardır, "Ormana gidersen ormanda hem yeşil hem de kuru ağaçlar vardır", bu yüzden burada sevdiğim, bana iyi yaklaşan insanların varlığını da düşünüyorum. Artık nereye gidersem gideyim, kendi ülkeme ya da başka bir ülkeye fark etmez, burada yaşadıklarımı her zaman hatırlayacağım. Çok zor şeyler yaşadım. Ancak ben iyi şeyleri aklımda tutmayı seven bir insanım.
 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP