DOLAR 32,4983 0.15%
EURO 34,7890 0.16%
ALTIN 2.488,401,07
BITCOIN 20793125,13%
İzmir
20°

PARÇALI AZ BULUTLU

üst menü altı
CHP PM Üyesi Nalbantoğlu ile seçim ve ekonomi gündemi

CHP PM Üyesi Nalbantoğlu ile seçim ve ekonomi gündemi

ABONE OL
12 Şubat 2022 10:37
CHP PM Üyesi Nalbantoğlu ile seçim ve ekonomi gündemi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi (PM) Üyesi Sayın Rıfat Nalbantoğlu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşinin ikinci bölümünde ülkenin ekonomik ve siyasi gündemi, Millet İttifakı’nın ve CHP’nin seçime yönelik çalışmaları, kimin Cumhurbaşkanı adayı olacağı, erken seçim beklentisinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konuları üzerinde konuştuk.

DEMOKRAT GÜNDEM-RÖPORTAJ HABER-İKİNCİ BÖLÜM-Türkiye’de mevcut ekonomik göstergeler ile başta elektrik ve doğalgaz faturaları ve yüksek enflasyon olmak üzere tüm koşulların halkın da Millet İttifakı’nın da erken seçim beklentisini arttırdığını belirten CHP PM Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, sonbahar başlarken erken seçim olmasını beklediğini kaydetti.

“SEÇİMİN LAFI İLK 50 SORUNU ÇÖZER”

Seçim tarihinin açıklandığı anda 100 maddelik sorunun 50’sinin aynı anda çözüme kavuşacağı tespitini yapan CHP PM Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, “100 maddelik sorunlar manzumesi dizsek, sadece seçim kararı alındığı gün, mesela 5 Haziran'da ya da 15 Eylül'de seçim var gibi bir şey açıklansa dediğim gibi sorunların 50'si kendiliğinden çözülür. Buna çok inanıyorum. Çünkü sorunları zaman zaman büyüten, hatta zaman zaman sorun kategorisine sokan en önemli konulardan bir tanesi belirsizliktir. Evet şu tarihte bir erken seçim vardır deseniz o gün ilk 50 maddenin çözüldüğünü göreceksiniz. Hiçbir şey yapmanıza gerek yok. Seçimin lafı ilk 50 sorunu çözer” diye konuştu.

“SONBAHAR BAŞLARKEN ERKEN SEÇİM OLACAĞINA İNANIYORUM”

Deneyimli siyasetçi Nalbantoğlu, seçimin tarihi ile ilgili öngörüsünü de paylaşarak, “Ben sonbahar başlarken bir erken seçim olacağına inanıyorum. Olacak, çare yok yani!” dedi.

""

“CHP’NİN HER KADEMESİ, HER BİRİMİYLE SEÇİME HAZIR”

Millet İttifakı’nın ve CHP’nin olası seçime hazır olduğunun da altını çizen CHP PM Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, “Bir defa ben dahil olmak üzere CHP'li farklı derecelerde görev yapmakta olanlar hemen, derhal seçim diyorsa, diyorsak bunun gereğini yapmak zorundayız. Burada ben yarın seçim kararı alınırsa, ortaya koyacağımız yüz tane program varsa, bu sorunların çözülmesine katkı koyacak siyasi çalışmaları da mutlaka yapmak zorundayız. Bunlar da her yerde yapılıyor. CHP her kademesi, her birimiyle seçime hazır. Bunu PM üyesi olarak gözlüyorum, görüyorum ve mutlu oluyorum bundan” ifadelerini kullandı.

“13. CUMHURBAŞKANI MİLLET İTTİFAKI’NIN ADAYI OLACAK”

PM Üyesi Nalbantoğlu, Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanının Millet İttifakı’nın adayı olacağına inandığını, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun aday olmasından ise gurur duyacağını belirtti.

“GENEL BAŞKANIN ADAYLIĞINDAN GURUR DUYARIM”

Nalbantoğlu, “Çok eminim. Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakının adayı olacak. Millet İttifakının sayın genel başkanlarının ortak vereceği bir karardır. Ha ben kişisel olarak kendi genel başkanım, sayın Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı'nın adayı olsun mu derseniz, CHP PM üyesi olarak bundan sadece gurur duyarım. CHP'li olarak kendi genel başkanının olmasını kim istemez ki! Ama ittifakın unsurlarının hemfikir olacağı bir başka aday olursa da hepsinin başımızın üzerinde yeri vardır” dedi.

“HERKES BELEDİYE MECLİSİNDE İSTEDİĞİ DOZDA ELEŞTİRİ HAKKINA SAHİPTİR ANCAK…”

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin İzmir’deki muhalefet üslubunu da eleştiren CHP PM Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, üslup-kişisel haklara saygı-hakaret edilmemişinin kırmızı çizgileri olduğunu vurgulayarak, bunun dışında herkesin istediği dozda eleştiri yapma hakkı olduğunu söyledi.

“SES TONLARINI İSTEDİKLERİ TONDA AYARLAYIP İSTEDİKLERİ GİBİ HAKARET EDİYORLAR”

Nalbantoğlu, şu değerlendirmeleri yaptı: “Herkes belediye meclisinde kendi partisi adına görev üstlenen herkesin istediği tonda, istediği dozda eleştiri hakkı olduğunu düşünüyorum. Sadece karşındakinin kişilik haklarına ve iş yapma biçimine saldırıda bulunmasın ve üslubu bozmasın. Yoksa onun dışında ‘Biz şunu yapıyoruz, bunu niye yapmıyorsunuz? Eleştiriyorum kardeşim, doğru bulmuyorum’ diyebilir herkes.  Ses tonlarını istedikleri gibi ayarlayıp istedikleri hakaret yapıp konuşuyorlar. Ama İzmir'in gerçeği o değil. İzmir'in gerçeği bugün büyükşehir belediyesinin planladığı ve gerçekten bütün olumsuzluklara rağmen, hayata geçirmeye başladığı işler ve projelerdir. Hep beraber destek olup, hep beraber işin ucundan tutarsak bu işler biraz daha kolay hallolur.”

SAYIN RIFAT NALBANTOĞLU İLE SÖYLEŞİMİZİN İKİNCİ BÖLÜMÜNDE YÖNELTTİĞİMİZ SORULAR VE ALDIĞIMIZ YANITLAR:

“SONBAHAR BAŞLARKEN ERKEN SEÇİM BEKLİYORUM”

D.G: Ekonomik kriz, insanların yaşadığı sıkıntılar erken seçimi tetikler mi? Sizin olası bir erken seçimle ilgili tarih öngörünüz var mı?

R.N: Bu konuda bir öngörüde bulunmak çok kolay bir iş değil ama bugün Türkiye'nin karşı karşıya olduğu sorunlar nedir diye yukarıdan aşağı sıralasak; ekonomik sorunlardan sosyal sorunlara kadar, 100 maddelik sorunlar manzumesi oluştursak, şu tarihte seçim var diye açıklandığı gün, bunların 50 tanesi çözümlenir. Buna inanıyorum. 100 maddelik sorunlar manzumesi dizsek, sadece seçim kararı alındığı gün, mesela 5 Haziran'da ya da 15 Eylül'de seçim var gibi Bir şey açıklansa dediğim gibi 50'si kendiliğinden çözülür. Buna çok inanıyorum. Çünkü sorunları zaman zaman büyüten, hatta zaman zaman sorun kategorisine sokan en önemli konulardan bir tanesi belirsizliktir. Şimdi siz yok niye belirsiz olsun, seçim tarihi belli, 25 Haziran 2023'de seçim olacak diyebilirsiniz, ama bu sizin bildiğiniz Bir şey. Türkiye şu ekonomik koşullarda iken, şu sorunlarla boğuşurken bunda ısrar etmek, çok akılcı çok gerçeğe uygun bir durum değil. Dolayısıyla evet şu tarihte bir erken seçim vardır deseniz o gün ilk 50 maddenin çözüldüğünü göreceksiniz. Hiçbir şey yapmanıza gerek yok. Seçimin lafı ilk 50 sorunu çözer.

“OLACAK, BAŞKA ÇARE YOK YANİ”

Ben sonbahar başlarken bir erken seçim olacağına inanıyorum. Olacak, çare yok yani! Şimdi oturup biraz önce Maliye Bakanı'nın bir özel söyleşisini izledim. Yani bu sizin kendinize ait özel öngörülerinizle yürüyecek bir durum değil. ‘Enflasyon, Şubat ayında Ocak'tan daha iyi olacak, Mart ayında da Şubat'tan daha iyi olacak’ gibi laflar… ‘Gözlerinizdeki ışıltıyla’ yürüyecek bir iş değil bu. Sizin gözlerinizdeki ışıltıya saygı duyarım, Allah hiç eksiltmesin o ışıltıyı, inşallah-hep daim olsun ama Türkiye'nin ekonomik sorunları sizin gözünüzdeki ışıltıyla çözülebilecek boyutu çoktan geçmiş durumda. Bir de ekonomi matematik gibi bir şeydir. Reel sonuçları olan, o sonuçlara göre karar alma süreçlerinin yürütüldüğü, o sonuçlara göre adımların atıldığı bir süreçtir. Yani tahminleriniz, niyetleriniz, beklentileriniz bazen çok iyi niyetli bile olsanız bu işleri çözmeye yetmez.

""

“BİR SÜRÜ EKONOMİK GÖSTERGE VAR VE..”

D.G: Ekonomik göstergeler erken seçimi tetikler mi?

R.N: Bir sürü ekonomik göstergeler var. Mesela döviz kuru ya da TL'nin değer kaybetmesi göstergelerden biri. Önemli midir? Önemlidir. Ama tüm hayatı onlara bakarak yorumlarsanız, mesela işsizlik oranı, mesela TÜFE oranları, enflasyon oranlarını hiç hesap etmezseniz, böyle şeyler hiç yokmuş gibi davranırsanız, ekonomik olarak doğru davranmış olmazsınız. Geçtiğimiz hafta içinde bu ekonomik göstergelerden bir tanesi, bütçe gerçekleşme oranları hakkında oldu. Bütçenin gerçekleşme oranı en az TL'nin yabancı paralar karşısında değer kaybetmesi-kazanması kadar önemli bir göstergedir aslında. O göstergeyi iktisat fakültesinin ilk sömestr dersinden geçmiş iseniz, ikinci sömestr okumanıza gerek yok, o göstergeye yani bütçe gerçekleşme oranlarına baktığınız zaman, Türkiye'de 2022 yılında enflasyonun yüzde 100'lere varacağını okursunuz zaten.

“BÖYLE BİR ORTAMDA ÜLKEYİ NASIL YÖNETECEKSİNİZ?”

Böyle bir ekonomik ortamda bu ülkeyi nasıl yöneteceksiniz? Ben ışıltıya yine saygı duyuyorum ama yetmez. Nasıl yöneteceksiniz? Eskiden geçtiğimiz günlerde münferit hadiseler iken, bugün elektrik zammı, faturalar ile ilgili insanların sesi yükseliyor. Kitlesel tepki koyma eylemlerine dönüşüyor. Tabi ki bunun bu hale gelmesini asla istemeyiz ama adam ödeyemiyor, ne yapsın, ne yapacak? 2021 yılı ocak ayında akaryakıt fiyatları yanılmıyorsam 7,5 tl iken bugün geldiğimiz noktada rakamlara bakın. Nasıl yapacak adam, sabah işe gidecek, ya da tarımda nasıl adam bu işi çözecek? Akaryakıt fiyatları bu seviyeye gelmişken tarlasını nasıl ekip biçecek? Bu seviyede yönetilemez noktaya gelmişken, 'Yok yok seçim zamanında yapılacak'. Bu sizin iyi niyetiniz. Ama olmaz, yürümez. Çünkü ekonomi böyle Bir şey değil. Ekonominin gerçekleri, sonuçları vardır, ki size hiç beklemediğiniz durumları dayatabilir. O durumdayız.

“HERKES İSTEDİĞİ DOZDA ELEŞTİRİ HAKKINA SAHİPTİR AMA..”

D.G: Adalet ve Kalkınma Partisi'nin İzmir'deki muhalefetini, açıklamalarını, üsluplarını nasıl buluyorsunuz?

R.N: Hiç kimsenin birşeyi nasıl yaptığına dair yol göstermemiz olamaz. Hakkımız da haddimiz de değil. Biz sadece ne kadarını doğru ne kadarını yanlış bulduğumuzu anlatırız. Ondan sonrası bizi bağlayan, yönlendirecek bir durum değil. Herkes belediye meclisinde kendi partisi adına görev üstlenen herkesin istediği tonda, istediği dozda eleştiri hakkı olduğunu düşünüyorum. Sadece karşındakinin kişilik haklarına ve iş yapma biçimine saldırıda bulunmasın ve üslubu bozmasın. Yoksa onun dışında ‘Biz şunu yapıyoruz, bunu niye yapmıyorsunuz? Eleştiriyorum kardeşim, doğru bulmuyorum’ diyebilir. Biz şu kadar metro, tramvay yapıyoruz diyoruz mesela, yarın Buca'ya metro ulaşımını sağlayacağız diyorsunuz, ‘Olsun ben eleştiriyorum’ diyebilir. Ama bunu doğru bir üslupla, karşısındakinin kişilik haklarına asla saldırıda bulunmadan, niye öyle düşündüğünü bilimsel gerçeklerle anlatarak söylemek en doğrusu. Bu kriterlere uyarak herkes herşeyi söyleyebilir elbette.

“SES TONLARINI İSTEDİKLERİ GİBİ AYARLAYIP İSTEDİKLERİ HAKARETİ YAPIP KONUŞUYORLAR”

Ses tonlarını istedikleri gibi ayarlayıp istedikleri hakaret yapıp konuşuyorlar. Ama İzmir'in gerçeği o değil. İzmir'in gerçeği bugün büyükşehir belediyesinin planladı ve gerçekten bütün olumsuzluklara rağmen, hayata geçirmeyi başladığı işler ve projelerdir. Hep beraber destek olup, hep beraber işin ucundan tutarsak bu işler biraz daha kolay hallolur. Ama kimse zorunda da değil, muhalefet açısından söylüyorum. Nasıl biz merkezi hükümetin yaptığı herşeyi doğru bulmuyorsak, onların da burada İzmir'de yapılanları, İstanbul'da yapılan çalışmaları doğru bulmama haklarına sahip olduğunu düşünüyorum.

“DERHAL SEÇİM DİYORSAK, GEREĞİNİ DE YAPMAK ZORUNDAYIZ”

D.G: Sayın Oğuz Kaan parti yemeğinde az oy alınan Orta Anadolu, Karadeniz ve Doğu-Güneydoğu kentlerine özel çalışmalar yapılacağını belirtti. İzmir de yoğun göç alan bir kent. Kentte bu kesimlere yönelik özel bir çalışma olacak mı?

R.N: Bir defa ben dahil olmak üzere CHP'li farklı derecelerde görev yapmakta olanlar hemen, derhal seçim diyorsa, diyorsak bunun gereğini yapmak zorundayız. Burada ben yarın seçim kararı alınırsa, ortaya koyacağımız yüz tane program varsa, bu sorunların çözülmesine katkı koyacak siyasi çalışmaları da mutlaka yapmak zorundayız. Bunlar da her yerde yapılıyor. CHP her kademesi, her birimiyle seçime hazır. Bunu PM üyesi olarak gözlüyorum, görüyorum ve mutlu oluyorum bundan.

“SAYIN GENEL BAŞKANIN ADAYLIĞINDAN GURUR DUYARIM”

D.G: Kemal Beyin adaylığı konusunda ne düşünüyorsunuz?

R.N: Bir defa, işler yavaş yavaş bozulup kötü gitmeye başladığı zaman bu işlerin çivisi de çıktı gibi deyim her yerde kullanılır ya, Türkiye'de çivinin çıktığı yer parlamentonun artık hiç işlevi olmamasıdır. Herhangi bir şeyi konuşabildiğin, tartışabildiğin bir alan, mecra kalmadı. Yoksa bu alan parlamentodur. Yasaların yapıldığı, o yasaların hangi durumlarda yürütüldüğü, yapıldığı konusunda bunların takip edileceği tek alan parlamentodur. Hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olacağı tek yerdir parlamento. Dolayısıyla yerinden çıkan çivilerin çakılacağı alan da yeniden güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüştür.

“İTTİFAKIN GENEL BAŞKANLARI BİRARAYA GELECEK VE…”

Şu anda Millet İttifakı'nın birinci önceliği budur. Bu konuda mutabakata varılmıştır. İttifakı oluşturan tüm paydaşlar bu konuda ortak metin etrafında da buluşmuştur. Üretmiştir. Bu hafta sonu da yanılmıyorsam, ittifakın genel başkanları da bir araya gelecek ve altını çizdikleri ve hemfikir oldukları konuyu, biraz daha kamuoyunda en azından kendi tabanlarında biraz daha sindirilebilir olması daha da uygulanması konusunda kararlılıklarını ortaya koyacaklardır.

“TÜRKİYE’NİN 13. CUMHURBAŞKANI MİLLET İTTİFAKININ ADAYI OLACAK”

Genel başkanımızın sıkça ifade ettiği gibi, gerçekten kimin Millet İttifakının adayı olacağı konusu Millet İttifakının sayın genel başkanlarının ortak vereceği bir karardır. Ha ben kişisel olarak kendi genel başkanım, sayın Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı'nın adayı olsun mu derseniz, CHP PM üyesi olarak bundan sadece gurur duyarım. Çünkü çok eminim. Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakının adayı olacak. Bunu CHP'li olarak kendi genel başkanının olmasını kim istemez ki! Ama ittifakın unsurlarının hemfikir olacağı bir başka aday olursa da hepsinin başımızın üzerinde yeri vardır.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP