DOLAR 32,6068 0.39%
EURO 34,7062 -0.16%
ALTIN 2.524,151,62
BITCOIN 1990198-0,66%
İzmir
21°

PARÇALI AZ BULUTLU

üst menü altı
DEVA Partisi İl Başkanı Kaya: 'İzmir eylem planını yaz sonu açıklayacağız'

DEVA Partisi İl Başkanı Kaya: 'İzmir eylem planını yaz sonu açıklayacağız'

ABONE OL
5 Temmuz 2021 10:39
DEVA Partisi İl Başkanı Kaya: 'İzmir eylem planını yaz sonu açıklayacağız'
0

BEĞENDİM

ABONE OL

DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, iktidar olmak için kurulan DEVA’da siyaset yapma heyecanını paylaşarak, ülke geneli hazırlanıp açıklanmaya başlanan eylem planlarının yanı sıra İzmir’e özel bir eylem planı hazırladıklarını açıkladı. İktidar olmaları durumunda İzmir’de neler yapacaklarını içeren eylem planının yaz sonuna tamamlanıp açıklanacağını belirten İl Başkanı Ösen, “Biz her yerde iddialıyız. İktidar olmak için kurulmuş bir partiyiz. Kadrolarımız iktidar partisinin kadroları. Ülke genelinde eylem planarımızı açıklıyoruz. Ayrıca İzmir’de biz iktidara gelirsek neler yapacağımızı tek tek duyuracağız. Komisyon kurduk, detaylı bir çalışma yapıyoruz. Yaz sonuna doğru güzel bir çalışmayla çıkarız” dedi.

DEMOKRAT GÜNDEM-RÖPORTAJ HABER (BİRİNCİ BÖLÜM)- İzmir iş dünyasının yakından tanıdığı, başarılı iş kadını Seda Kaya Ösen, adı başta Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) olmak üzere birçok partide geçmesine karşın Ali Babacan liderliğindeki Demokrasi ve Atılım Partisi’ne (DEVA Partisi) katılarak, burada siyaset yapmaya başladı.

DEVA Partisi’nin İzmir İl Başkanı olan Seda Kaya Ösen, İzmir’de siyasete kadın bakış açısı/nezaketi ve dikkatini getirmekteki kararlı duruşunun yanı sıra daha fazla genç ve kadının siyasette yer alması için canla başla çalışan bir kadın başkan olarak dikkatleri çekti.  

Kendisiyle Çankaya’da bulunan il binasındaki odasında buluştuk. Siyasete girmeye nasıl karar verdiğinden mevkidaşlarıyla ilişkilerine; ülke gündeminden kentin siyaset gündemine kadar bir dizi konuda sorularımızı sıraladık; kendisi her sorumuza samimi ve doyurucu yanıtlar verdi. 

""

Sayın Seda Kaya Ösen ile gerçekleştirdiğimiz keyifli bulaşmanın 1. bölümünün satır başları:

DEMOKRAT GÜNDEM-Adınız başka siyasi partilerle anılırken siz sürpriz bir çıkış ve kararla DEVA Parti’sinde yer aldınız.  İzmir’deki tek kadın il başkanı olarak DEVA Partisi’ni temsil ediyorsunuz. O süreci anımsayalım mı?

SEDA KAYA ÖSEN: Ülkemizin içinde bulunduğu siyasi konjoktörün, durumun ve çıkmazın birazcık çift kutuplu bir siyasetin sonucu olduğunu düşünüyorum. Yani insanları ayrıştırmanın, kamplaşmanın, halka inen kutuplaşmanın iki tarafı birbirine düşmanlaştırmanın, taraf ve bertaraf meselesinin Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu siyasi krizin en büyük sebebi olduğunu düşünüyorum. Ben siyasete katılma kararı aldıktan sonra ana akım bir partide daha faydalı olabileceğimi düşündüm. Çünkü bence ülkenin içinde bulunduğu darboğazın, çıkmazın nedeni aslında iyileştirmeden geçiyor. İnsanları kutuplaştırmadan, kimseyi yabancılaştırmadan, dışlamadan, demokratik değerler, özgürlükler ve hak ettiğimiz refah seviyesini hedef alan, farklı geçmişlerden gelen insanların kurduğu bir parti DEVA Partisi. Evet hepimizin farklı görüşleri var. Ama bizi bir araya getiren şey burada gelecek. Ben bu vizyona inandığım için açıkçası DEVA Partisi’nde siyaset yapmaya karar verdim.

‘SON SEÇİMLERDE CHP’NİN BAŞARISI KİMSENİN YADSIYAMAYACAĞI, KULP TAKAMAYACAĞI  BİR GERÇEK’

D.G: CHP’yi neden tercih etmediniz. Toplumun farklı kesimlerini  kucaklama çalışması içindeki yeni CHP mi eski CHP’mi sizce daha başarılı? Ve sizce son yerel seçimlerde büyük çıkış yapan CHP başarılı mı?

S.K.Ö: Ben daha liberal ve demokrat bir insan olduğum için tabi ki yeni CHP. Çünkü siyasetçinin başarısı kazanılan seçimle ölçülür. Bana göre başarılı başarısız sübjektif kriterler. Ama bir siyasetçi başarılı ise bana göre başarısı aldığı oy ve seçim başarısı ile ölçülür. Ve sonuçta geçtiğimiz yerel seçimlerde CHP’nin başarılı olduğu kimsenin yadsıyamayacağı, kimsenin kulp bulamayacağı bir gerçek. Demek ki bir politika güdüldü ve başarılı oldu diye düşünüyorum. Ama benim tercihim daha farklı bir yön oldu. Çünkü ben dediğim gibi bir kitleye hitap eden, ya da bir ideolojiyi arkasına almış, sırtlanmış olan, onunla beslenen bir partidense daha farklı, daha demokrat, daha liberal, herkesi kapsayan daha geniş bir vizyonu olan bir partide siyaset yapmayı tercih ediyorum. Bir de yeni  siyaset.

‘BURADA NEPOTİZM, KAYIRMACILIK HİÇ YOK’

D.G: Sizi DEVA Partisi’ne çeken, cezbeden neydi? İlkeleri, felsefesi, vizyonu?

S.K.Ö: DEVA Partisi sadece kendini değil bütün siyaseti yenilemek gibi bizim bir idealimiz var. Ve bundan etkilendim açıkçası. Mesela burada gerçekten nepotizm hiç yok, kayırmacılık hiç yok, işte mezheptir dindir ideolojidir veya bir görüştür hiç yok. Herkesin fikrini söyleyebildiği daha demokratik bir ortam var. E tabi bunun zorlukları da var. Bu kadar farklı görüşte insanın birarada çalışabiliyor olması önemli. Biz bunu başarabiliyorsak tüm Türkiye başarabilir. Kadın kotamızla, gençlik kotamızla, beş tane kadın ilçe başkanımızla. Sayıyı arttırmak istiyorum.

D.G: Hedefiniz 30 ilçe arasında en az 10 kadındı sanırım.

S.K.Ö: Torbalı’da kadın ilçe başkanı vardı, altıydı, beşe düştü. Bazen yol kazaları olabiliyor. Benim ilçe başkanlığı teklif ettiğim erkeklerin hiçbiri beni reddetmedi. Ama kadınların yüzde 60-70’i kabul etmedi. Yüreklendirilmeye ihtiyaçları var. Hep ön planda kadınlar olsun, ilçe başkanları kadınlar olsun. Bunları çok destekliyoruz.  Çocukları okuduğu için, kocası izin vermediği için katılamayanlar var. Şu anda ilçe başkanlarımıza baktığınız zaman yaş aralığı 43 yaş ve altı.

D.G: Teşkilatlanmanızda kriterleriniz neler?

S.K.Ö: Veri bankamıza başvuru yaş ortalaması 32. 3 bin 500-4 bin başvuru oldu şu ana kadar veri bankamıza. Hepsine geri döndük, konuştuk. İrtibattayız onlarla. Teşkilatta çalışmak isteyenlerle yüz yüze görüştük. 19-20 ilçe başkanının 12-13’ü veri bankasından ve daha önce siyaset yapmamış. İnsanların isteyerek çalışmasını istiyoruz.

""

‘SİYASETİ KARİYER OLARAK GÖRENLER BURADA PEK MUTLU OLMAZ’

D.G: Siyaseti kariyer olarak planlayanlar var bir de her yerde sizin de bildiğiniz gibi?

S.K.Ö: Siyaseti kariyer olarak görenler pek mutlu olmaz burada. Siyasetçi jenerasyonu yetiştirmek istiyoruz. 27 yaşında mali işler sekreterimiz var, il sekreterimiz  29 yaşında.

D.G: Siyaseti ilk kez partinizde yapanların çokluğu nedeniyle parti okulu, siyaset akademisi gibi eğitimler vermeyi düşünüyor musunuz?

S.K.Ö: Siyaset akademisi genel merkez tarafından yapılacak. Genç ve yeni siyasetçi yetiştirmek istiyoruz. Tabi ki onların hayalleri olacak. Belediye başkanı, milletvekili, bakan olmak istiyorum diyenler var. Biz neden olmasın, çalışırsan tabi ki olur diyoruz. Ben bu görevi biraz zor kabul ettim. Çünkü artık siyasete girmek çok da arzu ettiğim bir şey değildi. Ama çok politik bir insan olduğum için de ister istemez kendini içinde buldum. Gençler için siyasete girdik ama. İzmir’i benimle beraber 3 kişi kurduk. Bir kişiye al buyur Artvin’i kur, ilçeleri kur denmiyor bizde. Yeni partilerde bu var. Çıkıp bir hamlede 15 tane ilçe başkanı atıyorlar. Çok kolay. Çünkü daha önce siyaset yaptığınız belli bir ideolojide birleştiğiniz arkadaşlarınızı arayıp sen şu ilçeyi al sen bu ilçeyi al diyebilirsiniz. Ama biz öyle yapmıyoruz. 450 başvuru var bir ilçe için. Hepsi ile görüşüldü. En son 7’siyle ilçe başkanlığı mülakatları yaptık. Bu en küçük ilçe. Bir de böyle ilçe yönetimi kurmak var. Bir de böyle telefon rehberini arar gibi eski siyaset yaptığınız insanları arayıp ilçe kurmak var. Bizim yolumuz zor. Ama biz daha farklı, iyi olduğuna inanıyoruz. Pırıl pırıl insanların can siperane şekilde elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyoruz.

D.G: Peki sizin siyasetteki hedefiniz ya da idealiniz, hayaliniz nedir? Mesela İzmirlilerin seçeceği bir İzmir milletvekili olmayı ister misiniz?

S.K.Ö:  Siyasete gerçekten daha önce benim görüşmelerim siyasi partilerle, hep bir mevki üzerineydi. Hep bir belediye başkanlığı üzerine görüşmeler oldu. O daha farklı bir hedef. Şu anda yüklendiğim görev çok siyasi bir pozisyon. Zor bir pozisyon. İzmir’de bile bir kadın ilçe, il başkanını kabullenmekte zorlanan kitleler var. Bu çok acı bir şey. Bu tarz şeyleri bizim İzmir olarak aşmış olmamız gerektiğini düşünüyordum. Bazı ilçe başkanlarımızla ilgili trol hesaplar üzerinden kadın başkanlara saldırıyorlar.

D.G: İzmir’deki mevkidaşlarınızla görüşmeleriniz nasıl?

S.K.Ö: Telefonla görüşmelerim oldu. CHP il başkanıyla olsun, HDP ile olsun. Ama iktidar partisinin başkanıyla henüz bir görüşmemiz oldu. Kendileri henüz bir hayırlı olsun ziyaretinde de bulunmadılar. Bir görüşmemiz yok.

D.G: İlçe kongrelerine başladınız. Sayın Babacan’ın da katılımıyla.. İl kongresi ve ilçe kongresi hedefleriniz nasıl?

S.K.Ö: Kongreleri yıl sonuna kadar tamamlamayı çok istiyoruz. İki tane bitti. Bayramdan önce üç tane daha bitecek.  Konak kongremiz olacak. Kongre onayı olan ilçe sayımız 14. Bu 14’ü yazın yapalım istiyoruz ki, geriye kalan 6 ilçe kurulma aşamasında. Büyük ilçeler daha zor kuruluyor. Karabağlar, Bayraklı gibi daha bitiremedik. Bornova, Buca’nın ilçe başkanlarını atadıktan sonra geriye kalan 8 ilçe daha küçük ilçeler. Bir Karabağlar’da 800 kişi var. Çalışmak istiyorum diyen. Aralık gibi il kongresini hedefliyoruz. Hedefimiz il kongremizi 30 ilçeyle yapmak. Biz kasım ayında atandık. Yılsonunda tüm İzmir’i örgütlemek istiyorum. Bu yaz biten sahada olan ilçelerimizin tıkır tıkır kongrelerini yapıp başkanlarını atanmıştan seçilmişe çevirmek istiyorum. Kiraz, Gaziemir ve Konak’ın kongrelerini bayramdan önce bitireceğiz.

""

‘İZMİR’DE DEVA’YA O KADAR GÜZEL BİR TEVECCÜH VAR Kİ…’

D.G: İzmir’de partinize yönelim, bakış nasıl?

S.K.Ö: İzmir’de DEVA’ya yaklaşım çok iyi. O kadar güzel bir teveccüh var ki, ve gün geçtikçe artan. Deprem haftası atandık, Kasım ayında çalışmaya başladık. Şu anda Kasım ayında sokağa çıktığımızla şu anda sokağa çıktığımız arasında dağlar kadar fark var. Kasım ayında çıktığımız zaman DEVA’yı anlatıyordum, Ali Babacan’ın anlatıyordum, onu anlatıyordum bunu anlatıyordum ve daha insanlara en başından konuyu anlatıyordum. Şu anda bazı yerlerde ben bile tanınıyorum. Bırakın Ali Babacan’ı, DEVA’yı ben bile il başkanı olarak tanınıyorum. Tabi ki bu merkez ve örgütlendiğimiz ilçelerde böyle. Çok artan bir teveccüh var. Ödemiş ve Kiraz’da çok ilgi vardı, bu bizim beklediğimiz bir ilgiydi. Ama Narlıdere ve Balçova’da gördüğümüz ilgi çok güzeldi. Bu bizi şaşırttı biraz. Orası CHP’nin çok yüksek oy aldığı, farklı demografinin olduğu ilçeler. Bu da derdimizin aynı olduğunu gösteriyor. Çocuklarımızın iyi eğitim alması, ekonomik olarak kimseye muhtaç olmamak, araba alabilmek, düşüncemizi özgürce ifade edebilmek. Adalete güvenebilmek. Bu kaygılar herkes için geçerli. Hayat görüşü ne olursa olsun bence öyle. Bunun yansımasını da artık sokaklarda görüyoruz. Çünkü genel başkanımızın en uzun bakanlık yapanlardan biri. İsmi hiçbir şaibeye karışmadı, tertemiz bir kimliği var. Bu kadar trole ve araştırmaya rağmen bir şey çıkartılamıyor olması zaten ne kadar temiz olduğunun bence bir göstergesi. Bütün ilçelerde onun için çok güzel karşılanıyoruz.

D.G: Sayın Babacan’ın daha önce AK Parti’de üst düzey görevlerde bulunması kendisi ve partiniz için dezavantaj mı? Sizi AK Parti’nin devamı olarak görenler var mı?

S.K.Ö: Öncelikle biz kendimizi AK Parti’nin devamı olarak konumlandırmıyoruz, konumlandırmadık. Bizim kadrolarımıza baktığınız zaman, bizde yüzde 50 kotası var. Yüzde 50’si daha önce siyaset yapmamış kişilerden oluşturuyoruz. İlçeden il ve genel merkeze kadar. Başkanlık divanı bile buna göre dizayn ediliyor. Siyaset yapmış insanlardan da yüzde 25’inden fazlası aynı partiden gelemiyor. Bu da ne demek? On kişilik bir ekibiniz varsa üç kişiden fazla AK Parti’de çalışmış insan olamıyor. Bu da bizi AK Parti’nin devamı olmamamızın sonucu. Genel başkanımızın AK Parti’de siyaset yapmış olması, bazen böyle bir algıyı destekleyebiliyor tabi. Ama onun partide olduğu yıllar, tamamen başarı öyküsüne dayandırılan, AK Parti’nin en parlak icraatlarının olduğu, yani en AK Parti’ye karşı olan insanın bile Türkiye AB’ye tam üyelik sürecine kabul edildiği an hepimizin göğsü kabarmadı mı? Bunu yapan o zaman Dışişleri Bakanlığı yapan bizim genel başkanımız. Bunları başarmış bir insanın arkasından gittiğiniz zaman artık AK Parti’liydi değildi diye düşünmemek lazım. Ki kaldı ki unutmayalım AK Parti bir özgürlükler partisi, sivil hareket gibi çıktı. Şu andaki AK Parti ile çıkış noktasındaki AK Parti arasında dağlar kadar fark var.

D.G: İzmir’de AK Parti’ye oy veren ya da AK Partili olanların partinize yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

S.K.Ö:  İzmir’deki AK Partililerin bakış açısı, şu anda temkinli izlediklerini düşünüyorum. Dün bir arkadaş geldi, ben AK Partiliyim diye sokakta, ilçemde gezemiyorum, utanıyorum dedi. Açıklayamıyorum dedi. Bu duygu çok acı bir duygu. Ben de siyasi bir karakterim. Kimse partisinin icraatlarını açıklayamayacak , sokakta yürüyemeyecek hale gelmesini istemem. Bu çok acı bir şey. O noktaya gelenlerde kendini geri çekme, vitesi boşa alma ve izleme hali var. Tabi ki onların radarındaki en önemli parti de DEVA Partisi. Konumu gereği.

‘KARARSIZLAR DEVA’YA GELECEK’

D.G: Kararsızların oranı da azımsanacak gibi değil?

S.K.Ö: Bence kararsızlardan en çok DEVA’ya gelecek. Kutuplarda oy veren insanların kararsız olma durumu daha düşük zaten. Kaldı ki CHP ve AK Parti, MHP ve HDP kutuplarına baktığınız zaman, bunların geçişgenliği sıfır denecek kadar az. Ama biz ortada olduğumuz için herkesin kararsızlığında yüzünü dönebileceği bir partiyiz.

D.G: İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Sayın Ali Babacan’a yönelik toplum yaklaşımını karşılaştırsanız?

S.K.Ö: Bizim İYİ Parti’den en önemli farkımız. Şu anda DEVA Partisi’nin 81 ilde il başkanlığı var. Sadece tabela değil, çalışan il başkanı. İki genel başkan da teveccüh görüyor ama aktif çalışan AK Parti dışında parti var mı tartışılır. Yani İYİ Parti ve MHP’nin doğuda varlığı yok. En büyük farkımız bu diye düşünüyorum. CHP’nin aynı şekilde bazı bölgelerde tabi ki köklü bir parti olduğu için teşkilatları var ama oy oranlarına baktığınızda bir varlığı yok. Biz muhalefet olmak için kurulan bir siyasi parti değiliz. İktidar olmak için kurulduk.  Şu anda anket yapmıyoruz. Teşkilatlanmasının tamamlamamış bir partinin anket yapması bence sağlıklı değil. O nedenle biz strateji olarak örgütlenmeye doğu ve güneydoğudan başladı. Genel başkanımız haziran itibariyle büyükşehirlere gelmeye başladı. Yani biz ekim, kasımda atandık. Büyükşehirlerde kongre süreci yeni başlıyor. Bizler tam kongrelerimizi yapıp büyükşehirlerde örgütlenmemizi tamamlamadan hiçbir anketin sonucu göstermeyeceğine inanıyoruz. Ama biz anketi sahada görüyoruz. Kasım ayından haziran ayına kadar iki haftada bir saha gezisindeyim. Her hafta farklı görüyorum. Düzenli bir şekilde yükselişte olmamız, hiçbir zaman düşmememiz, her ay puanımızın üzerine yeni puan koymamız bizim için çok önemli. Bizim sosyal medya ve ilçe teşkilatlarımız dışında kendimizi duyurma olanağımız hiç yok neredeyse. Bizim Kiraz’da köylerimizde internet bile yok. Orda ilçe teşkilatımız dağ köylerini geze geze partimizi anlatıyor. Daha çok yolumuz var.

‘İZMİR’E ÖZEL PROJELERİMİZİ YAZ SONUNA AÇIKLAYACAĞIZ’

D.G: İzmir’e dair çalışmalarınız olacak mı? Farklı, ses getirecek…

S.K.Ö:  Biz her yerde iddialıyız. İktidar olmak için kurulmuş bir partiyiz. Kadrolarımız iktidar partisinin kadroları. En son tarım eylem planı açıkladık. 90 günde 360 günde neler yapacağımızı madde madde açıkladık. Bunun diğer fasılları geliyor, turizm geliyor, sosyal politikalar geliyor. Yerelde de biz İzmir ile ilgili politikalarımızı açıklıyoruz. İzmir’de biz iktidara gelirsek neler yapacağımızı tek tek duyuracağız. Komisyon kurduk, detaylı bir çalışma yapıyoruz. Yaz sonuna doğru güzel bir çalışmayla çıkarız diye düşünüyorum. Tabi ki aynı anda birçok şeyi yapıyoruz. Bir taraftan teşkilatlanma, bir taraftan kongreler, bir taraftan komisyon çalışmaları yapılıyor. Bir taraftan da projelerimizi çalışıyoruz. Bu ekip zaten iktidar için bir araya gelmiş bir ekip.  12 kişilik bir ekip olarak çalışıyoruz.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP