Kentlerde plansız yapılaşma, yeşil alanların hızla yok olması ve beton, asfalt ile yüksek binaların çoğalması, şehirlerimizi sıcaklık kâbusuyla karşı karşıya bırakıyor. Mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden bunaltıcı hava sıcaklıkları, kentsel ısı adası etkisiyle gece boyunca da sürüyor.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nden Şehir ve Bölge Planlama Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ayşe Kalaycı Önaç, şehirlerin iç yapısındaki değişimlerin ve kullanılan malzemelerin kentsel ısı adası etkisini nasıl artırdığını çarpıcı bir şekilde açıklıyor:
“Kentlerin morfolojisi, değişen yükseklikler ve yapılaşma sırasında kullanılan malzemeler, kentsel ısı adası etkisini şiddetlendiriyor. Uzun yıllar boyunca sıcaklığı diğer alanlardan çok daha yüksek olan noktalar gözlemliyoruz. Eğer bu sıcak noktalar arasındaki bağı kırmazsak, bu bağ bir ada haline dönüşüyor ve sıcaklık normalden çok daha geniş bir alana yayılıyor. Gündüz ve gece fark etmeksizin bu alanlarda sıcaklık, kent çeperleri ve yeşil alanlardan çok daha yüksek seviyelere ulaşıyor.”
Şehirlerimiz, artık sıcak adalar haline gelmiş durumda. Yapılaşma ve nüfus yoğunluğunun zirveye ulaştığı bölgelerde, bu sıcak adaların etkisi her geçen gün daha da derinleşiyor. Beton ve asfalt denizinin ortasında, yeşil alanların azalmasıyla birlikte, kentsel ısı adası etkisiyle mücadelenin aciliyeti gün geçtikçe artıyor.
SANAYİ BÖLGELERİ VE GÖKDELENLER: ŞEHİRLERDE KENTSEL ISI ADALARININ KAYNAĞI!
Kentsel ısı adaları, özellikle sanayi bölgelerinde ve geçirimsiz yüzeylerde, yanı sıra yanlış malzemelerle yapılmış çatılarda ve yüksek yapısal alanlarda kendini gösteriyor. Doç. Dr. Ayşe Kalaycı Önaç, bu sorunun şehrin merkezlerinde daha belirgin hale geldiğini vurguluyor:
“İlçe merkezleri gibi kent merkezlerinde sıcaklık her zaman daha yüksek. Sanayi bölgeleri ve gökdelenlerin yoğun olduğu Basmane gibi bölgeler, bu durumun en açık örnekleridir. İzmir Kalkınma Ajansı Teknik Destek Programı kapsamında Çiğli Belediyesi ve diğer ilçe belediyeleriyle bu konuyu ele alıyoruz. Çalışmalarımıza göre, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, Çiğli’nin en sıcak noktalarından biri ve yerleşim ile ticari alanların yoğun olduğu ilçe merkezlerinde ısı adası etkisi belirgin bir şekilde artıyor.”
Sanayi bölgeleri ve yüksek yapıların yoğun olduğu alanlar, şehirlerin sıcaklık adalarının merkez üssü haline gelmiş durumda. Bu sıcak adaların etkisini azaltmak için yapılacak müdahaleler, şehirlerin yaşam kalitesini artırmada kritik…
YEŞİL ALANLAR VE ISI ADALARI: ÇİMLERDEN BETON DUVARLARA ŞEHİR SICAKLIĞI ARTIYOR!
Kentsel ısı adalarının ana sebebinin yeşil alanların azalması olduğunu belirten Doç. Dr. Ayşe Kalaycı Önaç, yeşil alanların doğru planlanmasının önemine dikkat çekiyor:
“Yeşil alanların etkili bir şekilde planlanması şart. Örneğin, çim uygulamaları gündüzleri yüksek sıcaklıklar yaratabilir. Ancak, çim alanlar yapılarla karşılaştırıldığında gece daha hızlı soğur ve gece sıcaklığına katkıda bulunmaz. Doğru planlanmış, geçirimli yüzeyler ve bol gölgelikli yeşil alanlar ile gündüz sıcaklığı da azaltılabilir,” diyor Önaç.
Kentsel ısı adalarını tespit etmek için birçok yöntem bulunuyor. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Kentsel Dönüşüm Anabilim Dalı öğretim görevlisi Gökçe Gönüllü Sütçüoğlu, mevcut yöntemler hakkında bilgi veriyor:
“Literatürde en yaygın yöntemler, uydu görüntüleri ve dron aracılığıyla termal kamera görüntüleriyle yapılan çalışmalar. Ayrıca, yersel ölçümlerle de veri topluyoruz. Bu verilerle kentteki sıcak bölgeler belirleniyor. Kentsel ısı adalarının önüne geçmek için imar planlarında doğru alan dağılımı yapılması gerekiyor. Yeşil alan miktarını artırmak önemli, ancak kentlerimiz artık neredeyse tamamen yapılaşmış durumda. İzmir’in Alsancak ve Karşıyaka sahilleri yüksek katlı binalarla dolu ve beton duvar gibi örülmüş. Yıkıp yeniden inşa etmek maliyetli; bu yüzden kentsel dönüşüm projelerinde doğru malzeme seçimi ve yeşil çatı uygulamaları gibi çözümler sıcaklığı bir nebze de olsa düşürebilir.”
Şehirlerde sıcaklık, yapılaşma ve yeşil alan eksikliği nedeniyle hızla artıyor. Doğru planlama ve uygulamalarla bu sorunun üstesinden gelinmesi şart!
‘YAPAY ZEKA DESTEKLİ BİR ÇÖZÜM ÜRETMEYE ÇALIŞIYORUZ’
Doğru gölgelendirmeler ve bina cephelerinde, çatılarda doğru malzemeler kullanıldığında binaların klima gibi enerji maliyetlerinin de düşeceğini belirten Sütçüoğlu, “Konak Belediyesi’nde devam ettiğimiz bir çalışmamız var. Bu çalışma kapsamında insansız hava aracıyla tüm Konak ilçesi sınırlarında sıcaklık haritasını oluşturduk. Bir yeşil alan ile bir bina çatısı arasında neredeyse 25 derecelik fark var. Bu ölçümleri öğlen saatlerinde ve aynı saatte yaptık. Ayrıca imar planlarının daha iklim odaklı hale gelebilmesi için yapay zeka destekli bir çözüm üretmeye çalışıyoruz. Düzenli olarak gelen sıcaklık verilerinin yapay zeka tarafından alınmasından sonra derin öğrenme de kullanılarak her yapılan imar planının ya da imar planı değişikliğinin kentte nasıl bir sıcaklık değişikliğine neden olacağını ortaya koyacağız. Böylece o değişiklik ya da o imar planı yapılmadan önce eğer sıcaklığı artıracak bir etkiye sahipse, bunu baştan engellemiş olacağız” dedi.
‘ENERJİ TÜKETİMİNİ YÜZDE 30 İLE YÜZDE 56 ARASINDA AZALTIYOR’
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Eşen de iklim değişikliğinin getirdiği sorunlardan birinin de kentlerden giderek yoğunlaşan ve etkisi artan ısı adalarının olduğunu belirterek, “Ormancılar da şehirlerde kırsal alanlarda olduğu gibi şehirlerdeki iklim değişikliği etkilerini hafifletme ve iyileştirme üzerine çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda ağaçlar, kentlerde ısı adalarının etkilerini hafifletme üzerine büyük etki yaratıyor. Şehirlerde doğru yere dikilen ağaçlar bir binanın ya da bir kompleksinin üzerine sıcaklığı azaltmada etkisi bulunuyor. Bu da enerji tüketimimizi yüzde 30 ile yüzde 56 arasında değişen oranlarda azaltıyor. Böylece enerji verimliliğimizi artırırken enerji tüketimini azaltıyor” diye konuştu. (DHA)
