BİR CİSİM YAKLAŞIYOR

1970’li yıllarda televizyonla tanıştık. Bizim eve televizyon ben ilkokulda okurken, 70’lerin ikinci yarısında girdi. Siyah beyazdı. Arıza olunca maşrapa resmi çıkardı. Biz de televizyonu kapatmadan, maşrapaya bakarak arızanın giderilmesini beklerdik. En sonunda da İstiklal Marşı ve kapanış. Televizyonda yazı çıkardı: ”Televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız.” Hah, işte o yazıdan sonra televizyonumuzu kapatır, yatardık. Diziler vardı. Akşam tüm […]

1970’li yıllarda televizyonla tanıştık. Bizim eve televizyon ben ilkokulda okurken, 70’lerin ikinci yarısında girdi. Siyah beyazdı. Arıza olunca maşrapa resmi çıkardı. Biz de televizyonu kapatmadan, maşrapaya bakarak arızanın giderilmesini beklerdik.

En sonunda da İstiklal Marşı ve kapanış. Televizyonda yazı çıkardı: ”Televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız.” Hah, işte o yazıdan sonra televizyonumuzu kapatır, yatardık. Diziler vardı. Akşam tüm ülke izler, gün boyu konuşurduk. Benim favorilerim Uzay Yolu ve Uzay 1999’du.

“Işınla bizi Spark.” repliği hiç unutulur mu? Uzay 1999’da insanlar uzay yolculuğu yapıyor, ışınlanıyor…. Derken yıl oldu 2025. Biz yerli ve milli KAAN uçağını yapmışız, hatta dış satım anlaşmaları imzalamışız. Aaa, bir de baktık ki bizim uçağın motoru yok. 

“Işınla bizi Spark.”… 

Sizin de aklınıza Sayıştay’ın 2024 yılı Cumhurbaşkanlığı  raporu geldi mi? Bu rapora göre; Cumhurbaşkanlığı günde 40 milyon Türk Lirası harcamış, yani günde 1 milyon dolar. Haydi hayal edelim bir yıl boyunca her gün 1 milyon dolar eğitime/sağlığa/tarıma/sanata/bilime harcansa; o alanda bir yıl sonunda nereye varırdık?

Söz KAAN uçağı ve motoruna gelince meşruiyet aranan Amerika gezisinden bahsetmeden geçmek olmaz, ama çok yazıldı, anlatıldı. Ben de bir şeyler karalayarak zamanınızı almayayım.

Gelelim yaklaşan cisime. 

Dost sohbetlerinde seçimin zamanıyla ilgili tahmin yapmayan yoktur sanırım. Benim tahminim ilk günden beri 2027 Sonbaharıydı.

Evet, cisim dedik; gemi ufukta belirmeden önce bayrak direğinin ucunu görürüz:

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı DEM’le Süreç Komisyonu.

Derken bayrak direği görünür:

Nazım Usta “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” diye sormuştu. Meclisin Açılış Resepsiyonundaki fotoğraflar. Altılı masada tanınan kontenjanla Meclis’e girenler yarın ne yapar sizce?

Geminin yelkenleri ve kendisi görünür hale gelmiştir:

29 Eylül 2025 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada 500 Bin Sosyal Konut Projesi’ni duyurdu. Erdoğan, projede şehit ve gazilere, emeklilere, gençlere ve üç çocuk sahibi ailelere özel kontenjan ayrılacağını belirtti.  

Eylül sonunda emeklilere verilen ömür boyu bedava hizmetler duyuruldu. Bunlar yetmezmiş gibi hastalar tedavi olduktan sonra ücretsiz olarak ambulansla evlerine gidecek. Daha ne olsun?

Bir de emekli maaşlarına, asgari ücrete zam gelirse; 2026 sonbaharında ver elini sandık. 

2026’da maaşlara yapılacak zamla fotoğrafı net olarak karşımızda göreceğiz. Yine umutluyuz, yine alandayız, yine yoruluyoruz. 

Son 20 yılda sandık kaç kez önümüze geldi. Öyle çalıştık, böyle uğraştık, kaybettik.

Kör kuyuya derine daha derine düşüş gibi. Kah bir seçimde tırnaklarımızı kuyunun duvarlarına saplıyoruz, duruyor düşüş. Tırnaklarımız kanıyor, yoruluyor, yıpranıyoruz. Derken kırılıyor tırnağımız, hop yine düşüş. 

Bu kez kör karanlığa ülkemizin savruluşu dursun. 

Umut etmek istiyorum…

Bakalım…

Yaşayıp göreceğiz…

Özgün Utku

Exit mobile version