BORNOVA’DAN SAKIZ’A…

Mutlaka bir şekilde Bornovalı Rum Rena’nın hikâyesini duymuşsunuzdur. İhsan Hanson’dan alıntı yapan birçok İzmirli bir noktada kendisini de bulduğu bu hikâyeyi paylaştı. İhsan Bey de, yazısının altına şu notu koymuş; Fro So Ioannidis’e şükranlarımla… Yani çalıntı bir durum yok! Kime ne demek istediğimi anlamışsınızdır… Şimdi konuya gireyim:   KÖKLÜ İZMİRLİLER Binlerce yıllık İzmirliydiler… Dededen toruna… […]

Mutlaka bir şekilde Bornovalı Rum Rena’nın hikâyesini duymuşsunuzdur.

İhsan Hanson’dan alıntı yapan birçok İzmirli bir noktada kendisini de bulduğu bu hikâyeyi paylaştı.

İhsan Bey de, yazısının altına şu notu koymuş;

Fro So Ioannidis’e şükranlarımla…

Yani çalıntı bir durum yok!

Kime ne demek istediğimi anlamışsınızdır…

Şimdi konuya gireyim:

 

KÖKLÜ İZMİRLİLER

Binlerce yıllık İzmirliydiler…

Dededen toruna…

Panatiokis Korakis ve güzel eşi Rena…

Bornova’da yaşıyorlardı…

Eski adıyla Burunova’da…     

‘Osmanlı Rumu’ydular…

Bizde Rum denilince akla hemen Yunanlı gelir…

Oysa Rum, Helen ırkından değildir…

Öz Anadolu insanıdır…

Tarihte Anadolu Doğu Roma’dır…

Rum, Doğu Romalı’dır…

Mevlana Celalettin Rum-i mesela…

Rum diyarının Mevlanası…

Erzurum mesela;

Erzean-i Rum (Rum merkezi)…

 

GEÇİMLERİ REÇELDEN

Korakis çifti Bornova’daki iki katlı kavgir evlerinde reçel yapıyorlardı…

Mahallede ünlendiler…

Zamanla bu uğraşı ticarete döktüler…

Çeşitli meyvelerden reçeller yaptılar…

Çok tutuldular…

Özellikle Sakız Adası’ndan gelen sakızlardan yaptıkları en gözdeydi…

İşleri tam yoluna girmişti ki, mübadele başladı…

 

TARİHİN GERÇEĞİ

Lozan Anlaşması’na göre Yunanistan’daki Müslümanlar Türkiye’ye gönderilecek, Türkiye’deki Ortodokslar da Yunanistan’a gidecekti…

Bir değiş, tokuştu bu…

Bu nedenle binlerce insan evinden yurdundan edildi…

Hatta Karaman Türkleri öz ve öz Türk olmalarına rağmen, sadece ortodoks inançları nedeniyle yurtlarından sürgün edildi…

Tarihin bu acı günlerini Korakis çifti de yaşadı…

 

BU ACIYI KİMSE YAŞAMASIN

Onlar da binlerce yıllık vatanlarını bırakıp Sakız’ı kendilerine yeni yurt edindiler…

Üstelik bir kuruşsuz, meteliksiz…

Çünkü yine Lozan anlaşmasına göre Yunanistan da, Türkiye de gönderdiklerinin mal varlığına el koyacaktı…

Korakis çiftinin de tüm varlığına el konuldu…

 

BORNOVA’DAKİ GİBİ

Yeni yurtlarına alışmaya çalışan Korakis çiftini bu kez başka bir savaş vurdu…

Nazi Almanyası Yunanistan’ı işgal etti…

Nazi bombardıman uçakları Junkers Ju 87’ler tüm adalar gibi Sakız’da da taş taş üstünde bırakmadı.

Yaşayabilmek için sığınaklarda saklandılar…    

Aylarca, aç, susuz günlerde…

Savaş bittikten sonra yeniden tutundular hayata…

Bornova’da yaptıkları işe soyundular tekrar…

Çünkü bildikleri tek şey oydu…

 

ÖZELLİKLE SAKIZ REÇELİ

Sakız Adası’nda da çeşit boldu…

Her şeyin reçelini yaptılar…

Limon çiçeği, Portakal çiceği, Kestane, Zeytin, Domates, Karpuz, Patlıcan, Portakal dilimi, Kiraz, Üzüm ve aklınıza gelen ne varsa…

 …Ve tabiki adaya adını veren Sakız reçeli…

 İzmir’dekinin aynısı…   

Yunanistan’ın en iyisi…

Bir numara…

Korakisler, bugün sadece Sakız’ın değil, Yunanistan’ın en iyi reçelcisi…

Dükkânlarının ismi, ‘Reçelci Rena!’

Günün her saati dolup taşıyor…

 

ARI GİBİ ÇALIŞIYORLAR

Özellikle Türk turistlerin gözdesi…

Türkçe konuşmaları tabii büyük avantaj…

İki çocukları var…

Dükkânda tüm aile çalışıyorlar…

 Mutlular…

 

ÖZLEM ÇEKİYORLAR MI?

Ama düşünüyorum…

İnsanın doğduğu yer mi, yoksa doyduğu yer mi vatandır…

Bugün ak saçlı Korakisler karşı kıyıya baktıklarında ne düşüyorlar acaba?

Çocukluk, gençlik günlerini özlüyorlar mı?

Çünkü ata toprağının özlemi bir başkadır…

Nerede olursan ol, o özlem bitmez…

Toprak çeker…

 

GİTMEMİŞ…

Ihsan Hanson anlatımının bu kısmında şöyle diyor:

‘Ben Sakız Adası’na gitmedim…

Korakisler’i de tanımıyorum…

Ama Bornova’dan Sakız Adası’na uzanan bir reçelcinin gerçek öyküsünü yazdım…

P‘eki, nereden çıktı bu hikâye?’ diyorsunuz değil mi?

Anlatayım…

Ovabükü’nde nasıl kalmışsa 5-6 tane sakız ağacı var…

Çok kişi ne olduğunu bile bilmiyor…

Meraklıyımdır…

Sakız ağacıyla ilgili bir araştırma yaparken, internette önce sakız reçeline, ardından Reçelci Rena’ya rastladım…

İlgimi çekti…

Hemen Denizhan’ı aradım…

Denizhan eski çalışma arkadaşım…

Gazeteci…

Çeşme ile Sakız Adası arasında kardeş temelleri atıyor…

İki karşı kıyının dostluk elçisi…

Ona sordum Reçelci Rena’yı…

O anlattı bana bu hikâyeyi…

Ben de size..,’

 

UNUTULMAZ ŞİİR

Ne güzeldi Ecevit’in şiiri değil mi?

‘Sıla derdine düşünce anlarsın,

 Yunanlıyla kardeş olduğunu.

 Bir Rum Şarkısı duyunca gör,

 Gurbet elde İstanbul çocuğunu.

 Bir soyun kanı olmasın varsın,

 Damarlarımızda akan,

 İçimizde şu deli rüzgâr,

 Bir havadan.

 Önce bir kahkaha çalınır kulağına,

 Sonra Rum şiveli Türkçeler,

 O Boğazdan söz eder,

 Sen rakıyı hatırlarsın.

 Yunanlıyla kardeş olduğunu,

 Sıla derdine düşünce anlarsın.’

 

KASABALI ŞOFÖR HÜSEYİN!

Bu arada Bornovalı olarak ben de bir ekleme yapayım:

Eski Bornovalıların hemen hepsi reçel yapmayı bilir ve uygular.

Özellikle turunç, incir, ayva, karpuz reçelleri, aynen Bornova bamyası kadar çok ünlüdür.

Tabii ki, Bornovalı kadınlar; çilek, vişne, patlıcan, kızılcık marmelattı,, kayısı, elma, domates, böğürtlen, armut, şeftali, üzüm, portakal, gül reçelleri ile çocuklarını büyütürlerdi.

Sakız’a gittiğimde ben de Reçelci Rena’dan alışveriş yaptım.

Daha önceleri ise Bornova Belediye otobüslerinin şoförü ‘Kasabalı Hüseyin’ emekli olduktan sonra Çaymahallesi’ndeki evini çocuklarına bırakarak Çeşme’ye yerleşti ve ‘Sakız dondurması’ ile meşhur İmren Pastanesi’nin yanına ‘Köfteci’ dükkanı açtı.

Bornovalı dostluğundan olacak, Çeşmeli Yaşar Kaptan sayesinde Rena’dan getirttiği ‘Sakız Reçeli’ni ve ‘damla sakızı’ getirtir, bize saklardı.

Uzun süre Köftesini yemeye gidemediğimizde ise bir Bornovalı ile mutlaka ‘sakız reçeli’ ile ‘damla sakızlarını’ gönderir, ‘Fiyatı ne kadar?’ diye sorduğumuzda ise ‘Bornovalı’dan Bornovalıya küçük bir hediye!’ diyordu…

Ne günlerden ne günlere geldik…

Şunu da ilave edeyim:

Sakız adasında birçok reçel satan dükkân var.

En büyük müşterileri de İzmirliler…

Ve çoğunluk Türkçe biliyor ya da Türkçe bilen personel çalıştırıyor.

Bunlar içinde Türkiye’den bir şekilde kaçanlar da bulunuyor.

Tabii ki hepsi kontrol altında…

Yine unutmadan belirteyim:

Yalnız Panatiokis Korakis ve güzel eşi Rena değil…

Bornova’dan Sakız’a yerleşen birçok Rum aile bulunuyor…

Yaşar Eyice

Exit mobile version