DEMOKRAT GÜNDEM- CHP’de 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen 38. Olağan Kurultay’ın iptali için açılan ve “mutlak butlan” talebiyle Ankara 42’nci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleştirilen davada sona yaklaşılıyor. 15 Eylül’de yapılacak duruşmada verilecek kararda “tedbir” kelimesinin yer alıp almaması ana muhalefet partisinde yaşanacak gelişmeleri belirleyecek.
BEŞ FARKLI SENARYO MASADA
Davanın sonuçlanmasına sayılı günler kala parti içerisinde olası senaryolar tartışılmaya başlandı. Kulislerde en çok konuşulan beş senaryo şöyle sıralanıyor:
- Mahkeme 15 Eylül’de hem “mutlak butlan” hem de “tedbir” kararını birlikte verebilir. Bu durumda Kemal Kılıçdaroğlu ve eski Parti Meclisi üyeleri görevlerine geri döner.
- Mutlak butlan kararı çıkar ancak tedbir kararı verilmezse, mevcut genel merkez yönetimi üst mahkemeye başvurabilir. İstinaf ve Yargıtay süreçleri yıllarca sürebilir ve bu süreçte Kılıçdaroğlu partiye dönemez.
- Sadece tedbir kararı çıkarsa, yönetim çağrı heyetine devredilir. Mevcut yönetim görevine devam ederken, çağrı heyeti 45 gün içinde kurultaya gitmek zorunda kalır.
- Dava Kasım sonuna ertelenirse, butlan riski ortadan kalkabilir. Yeni kurultay yapılınca dava konusu delegelerin görevi sona erer ve böylece şikayet şartları ortadan kalkar.
- Mahkemenin savunmaları değerlendirme gerekçesiyle 4-5 günlük bir erteleme yapması durumunda da mutlak butlan kararı verme ihtimali bulunuyor.
İKİ TARAF DA KARARLILIĞINI SÜRDÜRÜYOR
CHP lideri Özgür Özel ve parti yönetimi olası bir mutlak butlan kararını kabul etmeyeceklerini açıklamaya devam ediyor. Buna karşın eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun mutlak butlanla partinin başına geçmeyi kabul edeceği yönündeki işaretler parti içinde tartışmalara neden oldu.
Ankara kulislerinde iktidarın hukuk üzerinden siyasi baskı yaparak ana muhalefet partisini bölmeyi ve dönüştürmeyi amaçladığı yorumları yapılıyor. Bugüne kadar CHP’nin yaptığı itirazlara karşı verilen mahkeme kararlarının da mutlak butlanı işaret ettiği belirtiliyor.
Siyasi gözlemciler 15 Eylül’de verilecek kararın sadece CHP’nin iç dengelerini değil Türkiye siyasetinin genel gidişatını da etkileyebilecek nitelikte olduğunu vurguluyor.