CHP'li Sarıbal'dan İzmir'de erken seçim çağrısı: 'İktidar güvenini kaybetmiştir, çok acil erken seçime ihtiyaç var'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tarımdan Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal beraberinde CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, ilçe örgüt başkanları ve il yönetim kurulu üyeleri olduğu halde Ödemiş'te ilçe başkanlığında binasında bir basın açıklaması yaptı. Milletvekili Sarıbal, “Türkiye'nin çok acil erken seçime ihtiyacı var. İktidar güvenini […]

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Tarımdan Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal beraberinde CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, ilçe örgüt başkanları ve il yönetim kurulu üyeleri olduğu halde Ödemiş'te ilçe başkanlığında binasında bir basın açıklaması yaptı. Milletvekili Sarıbal, “Türkiye'nin çok acil erken seçime ihtiyacı var. İktidar güvenini kaybetmiştir” dedi.

DEMOKRAT GÜNDEM– Türkiye'nin en önemli meselelerinden biri olan tarım ve hayvancılıkla ilgili sorunları yerinde görmek ve çözüm üretmek adına Ödemiş'e giden CHP heyeti adına konuşan

CHP Genel Başkan Başdanışmanı Milletvekili Orhan Sarıbal, Türkiye'de ciddi bir gıda krizi olduğunu, her gün bir milyon insanın yatağa aç girdiğini ve ekonomik krizin giderek derinleştiğini savunarak, erken seçim çağrısında bulundu.

ORHAN SARIBAL: 'ÇOK ACİL ERKEN SEÇİME İHTİYAÇ VAR'

CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, “Türkiye'nin çok acil erken seçime ihtiyacı vardır. İktidar bütünüyle güvenini kaybetmiştir. Toplumun iktidardan gelecek açıklamalara bir güveni kalmamıştır. Bu çok nettir. Güveni yitiriyorsanız bir daha onu sağlayabilmeniz çok zordur. Shakespeare söylemiş, güven öylesine önemlidir ki, ruhtan çıktı mı bir daha geri dönmez” dedi.

'BU ÜLKEDE HER GÜN BİR MİLYON İNSAN YATAĞA AÇ GİRİYOR'

“Bu ülkede her gün bir milyon insan yatağa aç giriyor. Toplumun büyük kısmı yeterli ve dengeli beslenemiyor. Ekonomik nedenlerden dolayı ulaşamıyor. Bu ülkede ciddi bir gıda krizi var. bugün başlamadı bu. 2013'lü yıllardan itibaren yoğunlaştı. 2007'yi hatırlayın bugün olduğu gibi o gün de genç süt hayvanları kesime gönderildi. Türkiye çok ciddi bir gıda krizi içerisinde. İthalata bağlı, üretmeyen tüketen bir ülke olduğu için kriz içerisinde. Toplumun yüzde 60'ı ne yazık ki yeterli bir geliri elde edemediği için kriz içinde. Çiftçi zarar ediyor ve köylü terk edipköyü boşaltıyorsa orada kriz vardır. Tüketici akşam saatlerinde pazarlara fiyatların düşmesini bekleyerek gidiyorsa, ya da pazardan arta kalan ürünleri götürme çabası içindeyse orada kriz vardır. Kriz daha da derinleşiyor, daha da büyüyor” vurgusunu yapan Orhan Sarıbal, Merkez Bankası'nın faiz indirimi kararı öncesi ve sonrasında dövizde yaşanan dalgalanmalara da dikkat çekti.

'TOPLUM ARTIK İKTİDARA GÜVENMİYOR'

CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve Bursa Milletvekili Sarıbal, “Paranız olsa da aç kalabileceğimizi gördük. Pandemi döneminde para olmasa ya da lojistik olanakları kısıtlı olsa açtık bu topraklarda. Sadece biz değil dünyanın büyük kısmı açtı. Peki neden? Ülkeler kendi üretim modellerinden vazgeçtikleri için, kendileri üretmek yerine ithalatı tercih ettikleri için böylesi riskli dönemleri görmek istemedikleri için böyle bir durumla karşı karşıya kaldık. Genel başkanımız ne demişti? Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Niye bunu söyledi, gerekçesi neydi? Eğer bir ülkede böyle bir sorun yoksa neden bir genel başkan bunu söyleme ihtiyacı duysun. Dün faiz açıkladılar hükümet yetkilileri. 15 dakika var, dolar düştü. Belli ki içerinden bir bilgi geldi. 15 dakika sonra yüz baz puan düşüş oldu, dolar bu sabah itibariyle 12'ye yaklaştı. Bu, şudur. Bir ülkede iktidar artık hiçbir şeyi kontrol edemez noktaya gelmiştir. Sizin indirdiğiniz faiz eğer toplum tarafından sanayicisi, işçisi, köylüsü, bütün kesimler tarafından olumlu algılanmıyorsa, dövize talep artıyorsa, orada çok büyük bir problem vardır. Para politikaları krizi vardır. Sizin sözünüze kimsenin güvenmediği anlamına gelir. Yani artık toplum iktidara güvenmiyor. Önce piyasaya haber salınıyor, kısmi düşüş gerçekleştiriliyor dövizde, sonra faiz düşürüyorsunuz ve döviz fırlıyor” diye konuştu.

'SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ'

Sözlerine, “Sözün bittiği yerdeyiz aslında. Kelimelerin artık kifayetsiz kaldığı tarihsel dönemden geçiyoruz. Ülkenin 20 yılda ne hale geldiğini dakika dakika izliyoruz. Bir saat sonrasının ne olacağını bilmediğimiz, 84 milyonun aklıyla alay edercesine bir tarihsel dönemden geçiyoruz. İzmir Türkiye'nin en güzel illerinden biri. İzmir'de tarımda devrim yapan Atatürk'ten sonra tarımda devrimi yapan Kocaoğlu ile başlayıp Soyer ile devam eden, tarıma destek, çiftçiyi kalkındırma, köylüyü evinde barkında tutma mücadelesini büyükbir saygıyla karşılıyor ve alkışlıyorum. Hepsine sonsuz teşekkür ediyorum” diyerek başlayan CHP Milletvekili Sarıbal, çiftçinin içinde bulunduğu zor durumu verilerle ortaya koydu.

'ÇİFTÇİ ISRARLA ZARAR ETTİRİLMEKTE'

Artan girdi maliyetleri nedeniyle 780 bin çiftçinin üretimden çekildiğini vurgulayan Milletvekili Sarıbal, şu bilgileri paylaştı: “Biz ne yapmaya çalışıyoruz? Niçin Ödemiş'teyiz. Çiftçi ısrarla zarar ettirilmekte. Bu bölge süt sanayisinin en önemli bölgelerinden biri. Türkiye'nin en yoğun süt üretimi olan bölge. Genel bir hesaplamamız var, bir litre suyla 1,5 kg yem alamıyorsanız hayvancılık yapamazsınız. Şu anda 40 kapıyı geçerseniz, 3.2 lira sütten gelir elde edersiniz. Bugün bir kg yem hemen hemen 4 liraya yaklaştı. Yani bir litre süt ile bir kg yem bile alamıyorsunuz. Süt üreticisi zarar ediyor. Bir süt üreticisi ayda 250 bir zarar ettiğini söyledi, muhtemelen bugün 500 bin lira zarar ediyor. Peki et üreticisi. Bir hesaplama var. bir kg kırmızı et ile en az 26 kg yem almalısınız. Bugün bir kg kırmızı et ile en fazla 15 kg yem alabiliyorsunuz. Kesime gelmiş hayvanı varsa onu ya kesecek ya da damında tutuyorsa her gün ciddi anlamda zarar ediyor. Sadce bu mu? Elbette değil. Buğday üreticisi TMO'ya 2250 liradan sattı. TMO şu anda 4 bin liradan bir ton buğday alıyor. Aynı TMO 4 bin liraya aldığı buğdayı, yem ve un sanayine unu ucuz vererek buğdayı ucuz vererek ekmeğin çok zam almaması için ciddi bir çalışma yapıyor. Başaramıyor. Başarma şansı yok. Siz buğday üretimini 25 milyon dönüm azaltırsanız,dışarıdan pahalı buğday alıp içeriye ucuz verirseniz, yabancı şirketleri desteklerseniz çiftçi bu işi yapamaz. Bugün buğday ekimi zamanı. Buğdayın tonu 5200 lira. Bir dolar eşittir bir kg gübre oldu. Azotlu gübreyi bulamıyorsunuz, yok. Gübre fabrikalarını özelleştirdiler. 19 yılda 75 milyon gübre ithal ettiler. Buna karşılık 22 milyar dolar para ödediler. Ve bugün ne yazık ki çiftçi buğday da ekmiyor, ekse de gübre atmıyor. Ülkenin kaynakları var, yapın dedik. Çiftçiye buğday, gübre dağıtın. Hindistan, Çin, Rusya yapıyor. Şeker kanunu çıkardılar. Kanunla şeker pancarı ekimine kota getirdiler. Şeker pancarını kotalı ektirdiler. Onun yerine bizi mısır şurubuna yönlendirdiler. 3,5 milyon şekere ihtiyacı var ülkenin. Bugün bütün planları alt üst olmuş durumda. Bugün özel sektöre satılan şeker fabrikaları piyasaya şeker sürmüyor. Küp şeker şeker fiyatları artmasın diye fiyatları düşük tutmaya çalışıyor. Özel sektör hala yüksek zammı beklemekte. Şeker pancarının tonu 420 lira, hayvan yemi olarak k ullanılan şeker posası 380 lira. Şaka gibi değil mi? Kitap yazsanız, bu kadar da abartılmaz deseniz bu kadar olur.

'EN AZ YAŞAM HAKKI KADAR KUTSALDIR GIDA HAKKI'

Birazdan zeytin bahçelerine gideceğiz. Her defasında zeytin kanununu değiştirmek için meclise gelir, geri gider. Bana dünyada bin yıllık fabrika gösterir misiniz derim her zaman. Binlerce yıllık insanlık fabrikası var, zeytin. Öyle bir ürün ki bu, insan sağlığı için önemli. Birazdan o bahçelere gideceğiz. Zeytin üreticisi de adeta zarar ediyor şu anda. Yanıbaşımızdaki Yunanistan zeytinyağına bir euro destek veriyor. Kameralar karşısında kahramanlık yapabiliyoruz değil mi? Yazlık, kışlık, uçan, gezen saraya para bulabiliyoruz değil mi? Gitmediğiniz havaalanı, karayolu için sizden garanti alınıyor değil mi? Bir ülkenin vicdanı ve aklı varsa, insanın gıdasının hak olduğuna inanıyorsa, lütuf değildir, gıda bir haktır. En az yaşam hakkı kadar kutsaldır gıda. Bu tür yerlere garanti veriyorsanız gıda hakkı için de garanti vermelisiniz. Anayasamız çok açık. Bir ülkenin siyasetçileri toplumun yeterli düzeyde beslenmesi, gıdaya ulaşması için her türlü tedbiri almak zorundadır. Anayasal bir görev bu. Çiftçinin ürettiği ürünlere garanti vermelisiniz. Çiftçisi mutlu olmayan bir toplumun gıda sorununu çözmesi imkansızdır. Çiftçimiz kazanacak, bunun için chp'nin tarım politikaları çok açık.”

SARIBAL İKTİDARLARINDA YAPACAKLARINI ŞÖYLE AÇIKLADI

İktidara gelmeleri durumunda yapacaklarını da sıralayan CHP Milletvekili Orhan Sarıbal, “Tarım topraklarımızı koruyacağız. Planlamamızı yapacağız, hangi ürünü nerede ne kadar ekeceğimize karar vereceğiz. Ödemiş dediğinizde süs bitkisi modeli çıkacak. KDV oranlarının yüzde 18'den yüzde 8'e düşmesini istiyoruz. Çiftçinin borçları var. öyle borçlar ki gerçekten tahammül edilemeyecek durumda. 2002 yılında 2 milyon 780 bin çiftçimiz vardı. Bugün 2 milyon kayıtlı çiftçi var. 780 bin çiftçi çıktı. 152 milyar sadece bankalara borcu var. çiftçinin borcu 70 kat artmış durumda. Piyasaya olan borçlarıyla hemen hemen 90 kat. Bütün faizleri sileceğiz. Kalan borçları da ödeyebileceği şekilde taksitlendireceğiz. Bir başka şey doğal afetler. Küresel iklim değişikliği. Çiftçinin tarlasındaki ürünü sigortalama yöntemini hayata geçireceğiz. Alım garantisi ve taban fiyatı bir diğer konu. Bu ürünlerde fiyatları belirleyeceğiz. Mazot fiyatları her gün değişiyor, tohum, gübre fiyatları belli. Bir taban fiyat oluşturacığız. Makul bir karı da üzerine koyacağız. Çiftçi günü geldiğinde bu fiyata satacağını bilecek. Çiftçinin en çok istediği şey bu. Temel ürünlerde bunu yapacağız. Çiftçi örgütlenmek zorunda. Özellikle küçük çiftçi. Yem, gübre, mazot, tohum, elektrik, su parası en büyük girdi maliyeti. Çiftçinin onlarca girdisi var. bunları mutlaka planlamalıyız. Ya girdileri ucuzlatıp en düşük fiyatla sağlamalısınız ya da tüketicinin gelir seviyesini arttırmalısınız. Başka bir paradigma yok. Bu iki şeyi düzeltmek zorundasınız. İkisinde de çiftçi ve tüketici kazanacaktır. Girdileri kontrol altına almak zorundayız. Başarabiliriz. Tüm mesele tarımdaki sorunun ne olduğunu teşhis etmekten geçer. Saraya, müteahhite, yabancı şirketlere, ithalata para var. Bu parayı çiftçiye aktaracağız. AKP sandı ki herşey istedikleri gibi gidecek. Bütün sorunları çözebiliriz. Akla, dayanışmaya, birlikte düşünmeye, paydaşların fikirini alarak bu ülkenin tarımını yeniden inşa edecek güce, akla, fikre sahibiz. Cesarete, dayanışmaya, birlikteliğe ihtiyacımız var. biz demokrasiden, insan hakları, özgürlükten yana, çiftçinin onurlu bir gelirle taçlandırılacağı bir gelecekten bahsediyoruz. Bu gelecek çocuklarımızın geleceğidir” ifadelerini kullandı.

DENİZ YÜCEL: 'TARIMA FRANSIZ

CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, iktidarın tarım politikalarını eleştirerek, “Bugün Ödemiş'teyiz. Toplantıdan sonra üreticilerle biraraya geleceğimiz bir dizi ziyaret yapacağız. Sonrasında il yönetim kurulu üyeleri ve ilçe örgütü ile bir değerlendirme toplantısı yapacağız. Ülkenin durumu malum. Dövizdeki artış ve dalgalanma vatandaşın yükünü daha da arttırıyor. Tarımda planlama yok. Kol kanat geren devlet politikaları4 yok. Elektrik, yem, gübre fiyatlarındaki artışlar tarımı ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızı can çekişme noktasına getirmiş durumda. Mazot ve girdi maliyetlerine baktığımızda çalışarak para kazanamayan ve batma noktasına gelen tek çiftçi Türk çiftçisidir. Herşeyi ben bilirim, başkası Bir şey üretmesin anlayışıyla ülkeyi yönheten şahsım hükümetinin tarım ve hayvancılıktaki yansıması tarım bakanı zarar eden çiftçi yok diyebilecek kadar olaylara Fransız. Sorunları CHP iktidarında çözebilecek güçteyiz. Adaletli, liyakatli, planlı yönetim anlayışında bu sorunların hepsini çözmeye t alibiz. Bu vatan, millet, çiftçi, hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımız bizim. Köylü milletin efendisi olduğunu gerçek anlamda hayata geçireceğiz. Bugün bunu yaşatan, tüm icraatlarıyla hayata geçiren bir belediye başkanımız var. bugün bunu tüm İzmir'de hayata geçiren bir büyükşehir belediye başkanımız var. Sayın Tunç Soyer'e yaptığı hizmetlerden dolayı, üretici çiftçiye desteği nedeniyle teşekkür ediyorum. Bugün bu programımıza katıldığı ve destek verdiği için sayın Sarıbal'a da teşekkür ediyorum” şeklinde bir konuşma yaptı.

İLÇE BAŞKANI: 'ÜRETEN ADETA CEZALANDIRILIYOR'

CHP Ödemiş İlçe Başkanı  Başkanı Hamda Halis, dünyanın en büyük ve verimli ovalarından Menderes Ovası'nda da üreticilerin iktidarın yanlış politikaları nedeniyle zor durumda olduğunu belirterek, “Menderes Ovası verimlilik ve büyüklük alanda dünyada sayılan 3 ovadan iri. Ürün çeşidi açısındanda dünyanın en büyük ovası. Dağlarından yağ, ovalarından bağ akar. Yıllardır kendi kendine yeten Türkiye ve onun parçası olan Ödemiş son yıllarda iktidarın yanlıştarım politikaları yüzühnden zor günler yaşıyor. Üreten adeta cezalandırılıyor. Bu, sürdürülebilir bir durum olmaktan çıkmıştır. Maliyetler artışları üreticinin belini bükmeden öteye geçmiş, üretimi durdurma noktasına getirmiştir.partimizin bugünkü buluşması çaresiz üreticilere bir umut olacaktır. CHP iktidar olduğunda sorunlar ve çözümler ile özlediğimiz günlere kavuşmamımıza katkı sunacaktır. İnsanımız hak ettiği huzuru, rahatlığı ve yaşamdaki güzelliğe hayata kavuşacaktır” dedi.

MEHMET ERİŞ: KARŞIMIZDAKİ İNSANLARI YANIMIZA ALALIM

Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, “Seçimin arefesindeyiz. Lamı cimi yok, uzatmaya gerek yok. Tarımın kenti olmanın hem güzelliğini hem zorluklarını yaşıyoruz. Şimdi pazardan geliyorum, herşey tazecik nefes. Bakliyat satanlarda şeker yoktu. Girdiler pahalı ve halka ulaşacak yerde ucuz ama tüketiciye varınca pahalı. Biz yerel yöneticiler sizlerin işini kolaylaştırma adına yapabileceğimiz ne varsa yapacağız. Seçim sathına girdik. Bölgemiz kooperatifçilik adına zengin ve ülkede örnek bir bölge. 33 kooperatifimiz var. Süt ürünleri ve süs bitkileri ağırlıklı. Hayvancılık bitme noktasında. Alanda işimiz kolay, ama insanları kazanma noktasında da o dili genel bşakanımız çok iyi kullanıyor. O dili çok iyi kullanmalıyız. Karşımızdaki insanı yanımıza alalım. Başka yere oy verse de biz isteyeceğiz” şeklinde konuştu.

 

 

 

 

 

 

Demokrat Gündem

Exit mobile version