*- ‘KONUŞMAYACAĞIM’ SÖZÜ VERDİM!
Beni merak edenlere söyleyeyim:
Bugün ilk kez, sıcak olmasına rağmen biraz da olsa yürüyüş yaptım.
Bunu da, benim büyüğüm olan, gençliğimde Demokrat İzmir Gazetesi’nde müdürlüğümü yapan, İzmir Gazeteler Cemiyeti Onursal Başkanımız Erol Akıncılar’a borçluyum.
‘Urla’da buluşalım!’ diye aradı, İsmail Sivri’den sonra en uzun başkanlığımızı yapan Erol Akıncılar ağabeyimiz.
1960’dan sonra öğrenci hareketlerinde ‘En fazla konuşmacı’ unvanını elinde tutan Erol Ağabey’i üç dört saatte elinden almaya çalıştım.
Bir zamanlar Türkiye’nin en fazla satan ulusal gazetelerinden Tercüman’ın Haber Müdürü Ünal Tümin’i ve yine Türkiye’nin en ciddi gazetelerinden Cumhuriyet’in önemli müdür ve sekreterlerinden Işık Ersan’ı arayıp, ‘Buluşacağımızı, kendilerine alıp, Erol Akıncılar’ın verdiği adrese gideceğimizi’ söyledim.
3 dönem Denizlililer Derneği’nin başkanlığını da yapan, yönetimi sırasında İzmirli Gazetecilerin Tatil yapabilmeleri için Gümüldür’de önemli bir tatil sitesinde daireler satın alan ve gayrimenkul sayısını arttırma başarısını gösteren Erol Akıncılar’ın her gün bisiklete bindiğini, yüzme sporu yaptığını, bir iki kilometre yürüdüğünü öğrenince kendimden utandım…
Aklıma Mimar arkadaşım Vildan Kara’nın ‘Boğazda tur atalım!’ önerisi geldi.
‘Tamam tamam!’ deyip hep geriye bırakmıştım.
Aracı park yerine bıraktık ve sahilden yürüyerek Urla Deniz Polisi’nin bitişiğindeki URİT Kafe’ye gittik.
Bir sonraki buluşmamız ise Çeşmealtı’nda olacak.
Gerek Erol Akıncılardan, Ünal Tümin’nden, Işık Ersan’dan o kadar güzel ve ilginç yaşanmış olayları öğrendim, inanışım gelmedi.
Şimdi moda ya, ‘Özel’ deniliyor ve toplantılarda konuşulanlar orada kalıyor.
Biz de öyle karar aldık, konuşmalarımızı kesinlikle başka mekanlarda konuşmamayı kararlaştırdık.
Ama unuttukları bir nokta var!
‘Ben konuşmayacağım!’ sözünü verdim, ‘Yazmayacağım!’ demedim.
Arada konulara ve bazılarına dokunacağım, bazı kişilerin gerçek yüzlerini öğrenmeniz için…
Unutmayın;
‘Gazetecinin ağzında bakla ıslanmaz!’
Bugün garsona Ünal Tümin’in ve ben Yaşar Eyice’nin telefonundan çektirdiğimiz aynı iki pozu yayınlayacağım, o kadar!
*- ALLAH KORUSUN
Şimdi hepimizi ilgilendiren haberlere geçeyim:
Konya’nın ardından İzmir’de sallandı!
AFAD’dan açıklama geldi.
Konya’da 5,0 büyüklüğündeki depremin ardından, İzmir’de de deprem meydana geldi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi Başkanlığından alınan bilgiye göre, saat 1836’da merkez üssü İzmir’in Buca ilçesi olan 3.9 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Yerin yaklaşık 7.69 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem çevre illerden de hissedildi.
AFAD Başkanı Yunus Sezer, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ‘Konya ilimiz Selçuklu ilçesinde saat 18.06’da meydana gelen 5.0 büyüklüğündeki deprem sonrasında, an itibarıyla olumsuz bir durum bulunmamaktadır. Saha tarama çalışmaları devam etmektedir. Etkilenen vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunarım’ açıklamasında bulundu.
Bugün Erzurum da sallandı!
Hadi ‘Gavur İzmir’ sallanıyor, bunu biliyoruz da, halkın inanışına göre Konya ve Erzurum’da ‘Deprem olmaz!’ deniyordu ya, ben herkese ‘Geçmiş olsun!’ dileklerimi iletiyorum…
*- GERİ ZEKALI DEĞİL, ZİHİNSEL ENGELLİ İMİŞ!
Bir de İzmir Valiliğinin açıklamasını paylaşayım:
‘İlimiz Konak ilçesinde bulunan İsveç Fahri Konsolosluğunda bugün saat 12.45 sıralarında Ağrı nüfusuna kayıtlı zihinsel engelli Z.Ö. isimli şahsın silahlı saldırısı sonucu, konsolosluk görevlisi E.T. isimli vatandaşımız yaralanmıştır.
112 Acil Sağlık ekiplerince Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilen yaralı vatandaşımızın tedavisine devam edilmektedir.
Olayın faili Z.Ö. güvenlik görevlilerimizce olayda kullanılan silahla birlikte gözaltına alınmış olup konuyla ilgili adli tahkikat sürdürülmektedir.’
Olayı duyduğumda ‘Vay geri zekalı vay!’ diye aklımdan geçirirken, valiliğin açıklamasından ise saldırganın ‘Zihinsel engelli!’ olduğunu öğrenmiş oldum.
Aramızda öyle ‘geri zekâlılar’ var ki, yazılarımdan anlıyorsunuzdur.
Kendilerini akıllı zanneden bu zavallılara gülüp geçmek gerekiyor.
Takipçilerimden Ahmet Yıldırım da bana önceki bir yazım için şu mesajı geçmiş:
‘Yine nokta atışı!
İyi ki sizin gibiler var!
Hayırlı akşamlar olsun!’
Ah Ahmet Yıldırım kardeşim, keşke herkes sizin gibi açık ve net olabilse;
Öyle dostlar (!) var ki, telefonu açtığınızda kayaya çarpmış, 50 tonluk taş yüklü kamyon üzerinizden geçmiş gibi oluyorsunuz!
Eminim birçok insanımız böyle durumlarla karşılaşmış, elektrik çarpmış gibi olmuştur, sevdiğini sevildiğini sandığı kişilerin davranışları yüzünden..
*- OHH.. OHH…
Halil Kardeşimden öğrendim:
Benzine 2 lira zam gelmiş.
Böylelikle 1 litre benzin 38 lirayı aşmış!
Motorine ise 1.07 lira zam gelmiş, 37.07 lira olmuş…
LPG’ye ise 2 lira zam bekleniyor…
Bunu duyan Erol Akıncılar ağabey, ‘Seni evine kadar bırakayım!’ teklifimi geri çevirdi ‘Ben dolmuşa binerim!’ dedi…
Toplu ulaşım zamlarından söz etmeyeceğim, moralinizi bozmamak için…
*- GELECEĞİMİZ İÇİN
Ama geçenlerde;
Sabun, Şampuan, Deterjan, Dezenfektan, Islak Mendil, Tuvalet Kağıdı, Kağıt Havlu, Kağıt Mendil ve Peçete için KDV %8’den %20’ye Çıkarıldı.
Aynı şekilde:
Spor müsabakalarına dayalı bahislerden alınan vergi %5’ten %10’a, at yarışlarından alınan vergi %7’den %14’e, diğer şans oyunlarında alınan vergi oranı ise %10’dan %20’ye yükseltildi.
Ben bu arada sözü AKP’li arkadaşım Ümit Ersöz’e vereyim:
Bakın ne diyor?
‘Seçim sonrası bu sert tedbirlerin alınacağını hepimiz düşünüyorduk.
Bu ülke CHDPKK’ya teslim edilirse anahtarını Batılı dostlarına teslim ederlerdi.
Maalesef zor bir 2 yıl olacak
Dişimizi sıkıp çalışacağız.
Başka Türkiye yok!’
‘Başka Türkiye yok!’ sözüne katılıyorum…
Ama ya Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olsaydı?
Ne olacak, neler söyleyecektik, neler?
*- NASILSA TANIMIYORUZ
Bir de sözü Can Beye verelim;
‘Hep bize niye oluyor?
2 yılda milletvekili niye emekli oluyor?
Vatandaş hangi şartta oluyorsa, milletvekili de aynı şartta emekli olsun.
Siyasi partilere ödenek neyin nesi, acilen kaldırılmalı.
Siyasilerin sınırsız telefon faturası uygulaması son bulmalı!
1000 dakika, 1000 sms 50 gb İnternet yeter!’ diyor, bu vatandaşımız..
Nedense kızınca hıncımızı milletvekillerinden alıyoruz…
Ya da keyfi yerinde olanlardan…
*- KÜFÜRBAZ OLDUM
Birkaç gündür gündemimde var.
Ama bir türlü sıra gelmiyor, güncel gelişmerden.
Diyeceksiniz, bundan önemli ne olabilir?
En iyisi yorumsuz kısaca vereyim;
‘Hatay’da M. S. adındaki beden eğitimi öğretmeni (Hangi okulda bilmiyorum), 10 öğrenciye cinsel istismarda bulundu.
Mahkeme tarafından 158 yıla yakın hapis cezası verilen Sağıroğlu karardan kısa sürece önce tahliye edildi ve henüz bulunamadı haberi ulaştı.
Ayrıntılar bir facia, istismarın görüntülerinin de olduğu söyleniyor.’
Diyarbakır’da ‘cin çıkarma bahanesiyle’ kendisine tecavüz eden şeyhi öldüren Zozan T.:
‘Geçmişimle ilgili bazı konuları bilince kendisine inandım. Cinleri senden almazsam baban ölecek, ilişkiye girmemiz gerek!’ dedi.
Sonrasını, gelişmeleri yazmıyorum…
Bu nasıl kafa?
Bu nasıl inanış?
Bu nasıl davranış?
Bunlar meydana çıkanlar!
Ne hale geldik, getirildik…
Yazıklar olsun, Türkiye’yi ve insanlarımızı bu hale getirenlere…
Bunlar sayesinde ben de küfürbaz oldum…
*-