Gezegenimiz, 5 milyar yıl içinde yok
olacaksa,
“kitabın” insanlık için kutsal görevi
Tehlike büyük..
Gelelim Lisa Randall’a..
Lisa Randall ve öteki bilim insanları, dünyadaki yaşamın Mayalar’ın takviminde öngörüldüğü gibi 2012 yılında sona ermeyeceğini, evrende yaşamın milyarlarca yıl daha devam edeceğini, ancak 5 milyar yıl içinde güneşin söneceğini ve hayatımızın bu gezegende biteceğini belirttiler.
Lisa Randall, “Evrende yaşam, evrenin gitgide büyüyerek kendini yok etmesiyle sona erecek. Evreni meydana getiren madde yok olurken bunun yerini yeni bir madde almayacak, yüz milyar yıl içinde yıldızlardan arta kalanların yerini kara delikler alacak” dedi. Randall’e ekleyelim, Kara Delikler çevresinde her şeyi yiyip bitiren sonsuz güçte manyetik girdaplardır, iyi mi?..
Randall, güneşin yaşamını tamamlaması konusunda ise, “Güneşteki yaşam, kızıl renkte dev bir topa dönüşmesiyle son bulacak. Bu ateş küresinden yayılan sıcaklık, dünyayı kavururken, dünya üzerindeki yaşamı da buharlaştıracak” şeklindeki görüşlerini sundu.
Gelecek bilimci (Fütürist) Ray Kurzweill ise, 30 yıl içinde bilgisayarların bugünkü PC’lerden 1 milyon kat daha güçlü olacağına dikkat çekerek, insanoğlunun zekasından daha üstün yapay zekaların dünyaya hükmedebileceğini anımsattı.
Bilim Festivali’nden çıkan sonuçları okuyunca, tüylerim diken diken oldu. Demek ki, aşağı yukarı 100 sene sonra öyle bir yapay zeka yaratılacak ki, insan zekası geri kalacak.. O zaman yapay zeka, insandan daha başarılı kitaplar, edebiyat yapıtları, sanatsal ürünler yaratacak demektir.
Düşünebiliyor musunuz?.. Bilgisayarının başına geçen bir insan, makinenın yapay zekası sayesinde Orhan Pamuk’un romanlarının pabucunu dama atacak güçlü ve erişilmez edebi metinler üretecek. Kimse artık klasik edebiyatı okumayacak, yapay zekaların edebiyat olimpiyatlarında öne çıkan eserleri kapışılacak. Örneğin “Yapay Zeka, XP-18” isimli biri, Nobel Edebiyat Ödülü’nü alacak. Yani elini uzatıp Kral’dan ödülünü almak filan yok, ödül yazısı yapay zekanın e-mail adresine postalanacak, Kralın çıtkırıldım sekreteri tarafından. (100 sene sonra Kral filan kalır mı acaba?.. Şimdi aklıma geldi de..)
Yapay zekalar, istedikleri kadar gezegenimize egemen olsunlar, ama kaçınılmaz son hızla bize yaklaşacak. Kurtuluşumuz yok.. 5 milyar yıl içinde yok olacağız. Bazı ultra zenginler, (her zamanki gibi) uzay gemileriyle başka gezegenlere kaçacaklarmış, ama orada da bir son var.. Önce gezegenimiz kavrulup yok olacak, daha sonra evren sönüp gidecek.. Bilim kesin olarak bunu söylüyor.
Acı ama gerçek..
Stephen Hawking de bunları onaylıyor..
Yani bir gün gelecek, ne British Library kalacak, ne Charles Dickens’ın ilk romanı “Mister Pickwick’in Serüven-leri”, ne de Goethe’nin, Shakespeare’in şiirleri veya Tolstoy’un romanları dünyanın sonuna kadar yaşayıp gidecek.. Hepsi yok olacak… Tüm edebi metinler, tüm yazılar, tüm yazarlar uçup gidecek.. Kutsal Kitaplar buna işaret etmiyor mu?.. Kıyamet diye bir şeyden söz ediyorlar, işte bu odur..
Edebi metinlerin tıkış tıkış yerleştirildiği disketleri, flash-diskleri, uzay gemilerine yerleştirip neden uzay boşluğuna gönderiyorlar?.. Bari, oralarda bir yerlerde belgesi kalsın diye, değil mi?..
O zaman yazarın, kitabın, edebiyatın önemi daha çok belirginleşiyor. Şu kısa ömrümüzde, yaşayan insana ne verirsek, o verdiğimizle insanımız ne kadar mutlu, eşit, özgür, onurlu ve güvenli olursa, o kadar işe yararız.. Bizi kim alkışlayacak?.. Kimse alkışlamasa bile, insanlığa hizmet kadar kutsal bir başka görev şimdilik ortada gözükmüyor. O zaman kitaba sarılmaktan başka çare yok..