GÜCÜN HUKUKU

Gücün hukuku insanların doğadan görüp de kendi ailelerinde, kurdukları küçük guruplarda, kolonilerde ve daha geniş topluluklarda onu uygulamaları ile başladı. En akıllı olan büyücü, en güçlü olan savaşçı komutan, hem akılı, hem güçlü olan kabile reis oldu.  Sistem zamanla değişime uğrayarak gelişti, ayrıntı yarattı ve idari sistemlere döndü. Monarşi, oligarşi, demokrasi vesaire. O zamanlarda şimdikinin aksine […]

Gücün hukuku insanların doğadan görüp de kendi ailelerinde, kurdukları küçük guruplarda, kolonilerde ve daha geniş topluluklarda onu uygulamaları ile başladı. En akıllı olan büyücü, en güçlü olan savaşçı komutan, hem akılı, hem güçlü olan kabile reis oldu.  Sistem zamanla değişime uğrayarak gelişti, ayrıntı yarattı ve idari sistemlere döndü. Monarşi, oligarşi, demokrasi vesaire. O zamanlarda şimdikinin aksine gerçek anlamda ‘mahkeme kadıya mülktü’. Kral ölene kadar kral, kadı kral isterse ölene kadar kadı, fetvacı ölene kadar o işte olurdu. 

Ancak uygarlığın ilerlemesi, hastalıkların azalması, bağlantılı olarak nüfusun çoğalması vesaire ile kralın devletine hakimiyeti, kadının mahkemeye sahip çıkması, fetva ile işlerin yürütülmesi zorlaştı. 20.'inci yüzyıla varan insanlık, gücün hukukunu zaptedemez olunca, uyduruktan düzen değişikliği yapmaya ve göstermelik eşitlik, adalet çabalarına girişti ve insanlığı kontrol altına almayı sürdürdü. Antik dönemde yüzyüze seçim olan ideal şekli ile uygulanan demokrasiyi, pişirip değiştirip ileri sürdüler. Ve bir zaman dünyayı yönettiler. Nüfusun artışı ile şimdi, 21.'inci yüzyılda , dünya artık ‘harç bitti, yapı paydos’ durumunu yaşamakta, çoğunluk geri kalmış milletler, palazlanmış devletlerin sömürü yükünü çekememekte. Henüz eşşeğin büyüğü ahırda, bundan sonra ne olacak bilemiyorum. Dijital devrimle İngiliz Başbakanı Churchill’in öngörüsünü aşan ve 20 kat değil, 2 bin kat küçülen dünya nasıl denetlenecek? 'Gücün hukuku daha artmış şiddeti ile mi sürecek, yoksa beklenmeyen daha eşit, daha özgür bir dünya mı oluşacak?' onu düşünmekteyim. Gece uykumda gelen bu düşünceleri kaleme almak için kalktım, yazı masama geçtim. 

Baharın giderek ısınan güneşi sadece Doğu ufkunu değil görebildiğim her ufuğu kıpkızıla boyamış, eli kulağında haberci gibi 'sıcak geliyor, sıcak geliyor' diye bağırıyor. Geçen yıl bahçeye diktiğim, ama bir türlü patlamayan koca ‘Begonvil’ ağacım yüzünden içimde minik bir üzüntü var. Bahçeye bakan bahçıvan, 'Deniz basınca böyle oldu, tuzlu su yaktı' diyor. 

Benim aklımda gücün hukukuna örnek olan bir sürü yaşanmışlık geçmekte.  Özgecan Katliamı ( güçlüler, evirdiler, çevirdiler, katil yeteri ceza yemedi ). 'Struma Faciası' gibi. 'Struma Faciası',  2'inci Dünya Savaşı içinde yaşanmış, gemideki İsrail’e giden 750 Yahudi,  torpille patlatılarak katledilmiş, gemi Karadeniz’e açılmadan İnönü’nün emriyle çıkarılan 15 Yahudi göçmen son anlarda kurtarılmıştı. Bu olay bence gücün hukukuna örnek olacak bir yaşanmışlıktı. Muhtemel o Yahudi aile dünyanın güçlü Yahudi ailelerindendi. Ki daha sonra o aile İstanbul'da, daha sonra adı Mobil olacak 'Sokori Vakum”' petrol şirketini kurmuştu. Kanaatimce en gelişmiş Batı toplumlarında bile hukukun gücü değil, gücün hukuku işlemekte. Gizli yada aşikar. Aklımda Kemal Sunal ve Şener Şen’in birlikte oynadığı 'Kibar Feyzo'  filminin mahkeme sahnesindeki söylediği son söz var; “Bilmiyorum bu işin sonu ne olacak hakim bey? ”

Ülkemizde şu sıralar hukukun gücünün esamesi okunmazken, gücün hukuku tavan yapmış durumda. Baksanıza Ayasofya imamı bile siyasetin içinde vesselam.

Prof. İrfan Palalı

1950 yılında Şanlıurfa’da doğdum. Tıp eğitimimi tamamlayarak profesör unvanına ulaştım. Üniversite yıllarında başladığım edebiyat yolculuğum, özellikle toplumsal meseleleri ele alan romanlarla devam etti. 2002 yılında yayımlanan "Tehcir Çocukları" adlı ilk romanım, Türkiye’de tabu olan Ermeni sorununu gündeme taşıdı ve büyük yankı uyandırdı. Ardından "Taşların Ağıtı" (2005), "Sünnet Çocukları" (2008) ve "Özgürlük Düşleri" (2016) adlı romanlarımı yayımladım. Şu anda İzmir’in güvenilir gazetesi Demokrat Gündem bünyesinde yeni romanım "Testosteron" üzerinde çalışıyorum.

Exit mobile version