Basın yayın organlarının temsilci ve gazetecilerle biraraya gelen İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, AK Parti’den ciddi oy geçişi olduğunu, seçimlerden birinci parti olarak çıkacaklarını söyledi.
HABER MERKEZİ – İzmir Buca’da gündeme dair değerlendirmelerde bulunup gazetecilerin sorularını yanıtlayan İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün İzmir’de Cumhur İttifakı’nın adayı olduğunu açıklamasını değerlendirdi.
İZMİR’DE AÇIKLAMASI MAĞLUBİYETİ KABUL ETTİĞİ ANLAMINA DA GELİYOR
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, “Onlardan korkan onlar gibi olsun. İstediklerini yapabilirler, istedikleri tuzağı kurabilirler. Biz tuzak aşmada mahir bir partiyiz. Tuzakları aşa aşa yolculuğumuzu nasıl sürdürdüğümüzü biliyoruz. Bir takım planlar, kurgular yapacaklar. Bir tek şeye sevindim, dün aday olduğunu açıkladı sayın Cumhurbaşkanı. Bu açıklamayı yapmak için İzmir’i tercih etmesi bizim açımızdan önemli. . Yiğit düştüğü yerden kalkar demiş birileri herhalde. İzmir’de öyle düştüler ki bir daha sırtları yerden kalkmayacak. Bunun da sıradan bir tesadüf değil tevafuk olduğunu düşünüyorum. İzmir’de açıklaması mağlubiyeti kabul ettiği anlamına da geliyor. Muhataplarını, adaylarını açıklamaya zorluyor. Sayın Kılıçdaroğlu’na da adaysan adaylığını, değilsen adayını açıkla dedi. Ama dikkatimi çeken bir ifade var orda, herhangi bir baskı altındaysan, sana aba altından sopa gösteriliyorsa, söyle bize biz seni himayemize alalım diyor. Millet İttifakı’nda hiç kimsenin himayeye ihtiyacı yoktur" dedi.
AK PARTİ’DEN CİDDİ BİR OY GEÇİŞGENLİĞİ BAŞLADI
Anketlerde İYİ Parti’nin yükselişinden memnuniyet duyduklarını kaydeden Dervişoğlu, “Anketlerde çıkan oran bizim için sürpriz değil. Sahada siyaset yapıyoruz. Anket sonuçlarından ziyade milletimizin bize yönelmiş teveccühünden ziyadesiyle memnunum. Nasıl bir oran çıkar, kim birinci parti türünden tartışmaya girmiyoruz. Sistemin değişeceğine olan inancımızla genel başkanımızın ağzından kendisinin Başbakanlığa talip olduğunu duyduk. Bunun gerçekleşmesinin bir yolu, İYİ Parti’(nin birinci parti olarak çıkmasıdır. AK Parti’den ciddi bir oy geçişgenliği başladı bize. Biz bunu sağduyulu seçmenin iktidar yönlendirmesi ve tercihi olarak değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.
İZMİR 800 MİLYAR VERMİŞ 90 MİLYAR ALMIŞ, ÖDÜL MÜ CEZA MI?
İktidarın İzmir’e yaptığı yatırımlarla ilgili değerlendirme yapan İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, İzmirlilerin 800 milyar lira vergi ödemesine karşın 90 milyar liralık yatırım yaptığına vurgu yaptı ve “Cumhurbaşkanı İzmir ziyaretinde açıklamalarda bulundu. Gittiği her yerde olduğu gibi İzmir’de de İzmirlileri nankörlükle suçladı. Oysa İzmir’e iktidarları döneminde çok büyük hizmetler yaptıklarını ifade ettiler. 33 baraj dediler 90 milyar lira yatırım toplamı olduğunu belirttiler. Vergi tahsili açısından İzmir Türkiye’de ikinci kenttir. 2021’de 133 milyar lira vergi ödedi. 20 yıl boyunca AK parti döneminde de İzmir’den 800 milyar vergi vermiştir. 800 vermiş 90 milyar liralık bir hizmetle ödüllendirilmiş. Bunun adı ödül mü ceza mı, İzmirlilerin ve Türkiye’nin takdirine bırakıyorum” değerlendirmesinde bulundu.
MÜSAVAT DERVİŞOĞLU’NUN AÇIKLAMALARININ SATIR BAŞLARI:
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yegane özelliği idare ve yetkiyi tek kişinin aklına teslim etmesidir. Sayın Erdoğan’ın makamından doğan görev ve yetkileri nerede başlıyor nerede bitiyor, bunu tespit edebilmiş değiliz. Siyasi parti genel başkanlığı sıfatından kaynaklanan görev ve yetkisinin nerede başlayıp nerede başladığını da kestirebilmiş değiliz.
ERDOĞAN EŞİTTİR TÜRKİYE DEĞİLDİR
Sayın Erdoğan Erdoğan gitsin demek devlet yıkılsın demektir, geçen hafta da bana saldırmak Türkiye’ye saldırmaktır dedi. Kendi varlığı ile ülkenin varlığını, kendi kaderiyle ülkenin kaderini terkip ederek devletimizi bir şahı devletine dönüştürme çabası içindedir. Tayyip Erdoğan eşittir Türkiye değildir. Erdoğan’ın şahıs devleti kavramsallaştırmasının tarihte örnekleri vardır. 'Ben gidersem Almanya yok olur' demiştir Hitler, 'Ben gittiğimde kapitalistler sizi boğacak' demiştir Stalin, 'Yalnız ve ancak beni takip edin' demiştir Mussolini… Biz Türkiye'yi 20. yüzyılın tek adam rejimi ve anlayışına asla ve kata teslim etmeyeceğiz. Bizim referansımız şahıs devleti anlayışına dayanan ve 'Ben gidersem devlet yıkılır' diyen bir siyasi nosyona dayanmıyor. Bizim referansızımız, 'Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır' diyen Mustafa Kemal Atatürk'tür.
KUTUPLAŞTIRICI SİYASET ÜLKEYİ MİLLİ BİRLİK KRİZİNE SÜRÜKLÜYOR
Bizim referansımız şahıs devleti anlayışına dayanan, ben gidersem devlet yıkılır denilen siyasi nosyona dayanır değil. Türkiye seçim sathına ilerlerken, siyasi parti ve liderler devlet olmak için iktidar olmazlar, devlet yönetmek için iktidar olunur. Kutuplaştırıcı siyaset ülkeyi milli birlik krizine sürüklüyor. Bekaa ve milli birlik krizine zaten kendileri sebep olmaktadır. İç cephe çökmedikçe Türkiye çökmez.
KENDİSİ İÇİN MİLLET KAVRAMI AK PARTİ’YE OY VERENLERDEN İBARETTİR
Sayın Erdoğan gerilim, ayrıştırma, düşmanlaştırma stratejisiyle toplumu kutuplara bölmekte ve ülkeyi bu şekilde yönetmeye çalışmaktadır. Milli birliğimizi tahrip etmektedir. AK Partililer ve muhalifler üzerinden yeni bir ayrıştırma arayışı içine girdiler. Buradan sesleniyoruz, ne yaparlarsa yapsınlar Türk Milleti bölünmez bir bütündür. Kendisi için millet kavramı yalnızca AK Parti’ye oy verenlerden ibarettir. Oy verenlerin yerli ve milli, oy vermeyenler çukur, sürtük olmakla suçlanmaktadır.
BU İKTİDARIN BİR SEÇİMLİK SİYASİ ÖMRÜ KALMIŞTIR
Milletimizin sinir uçlarıyla oynayarak, kutuplaştırarak seçim kazanma devri artık son bulmuştur çünkü İYİ Parti vardır artık. İktidara yürüyoruz. Nefret yerine sevgiyi, öfke yerine saygıyı, düşmanlık yerine kardeşliği öne çıkarıyor. Bu iktidarın bir seçimlik siyasi ömrü kalmıştır. Biz onu az kaldı diyerek simgeleştiriyoruz.
İZMİR 800 MİLYAR VERGİ VERMİŞ, 90 MİLYAR HİZMET ALMIŞ, BUNUN ADI ÖDÜL MÜ CEZA MI?
Cumhurbaşkanı İzmir ziyaretinde açıklamalarda bulundu. Gittiği her yerde olduğu gibi İzmir’de de İzmirlileri nankörlükle suçladı. Oysa İzmir’e iktidarları döneminde çok büyük hizmetler yaptıklarını ifade ettiler. 33 baraj dediler 90 milyar lira yatırım toplamı olduğunu belirttiler. Vergi tahsili açısından İzmir Türkiye’de ikinci kenttir. 2021’de 133 milyar lira vergi ödedi. 20 yıl boyunca AK parti döneminde de İzmir’den 800 milyar vergi vermiştir. 800 vermiş 90 milyar liralık bir hizmetle ödüllendirilmiş. Bunun adı ödül mü ceza mı, İzmirlilerin ve Türkiye’nin takdirine bırakıyorum.
DELİ DUMRUL VERGİSİ ÖDEMEKTELER
İstanbul Ankara yolunu 3.5 saate düşürmüşler. Üzerinden paramızla geçtiğimiz yol. O yolun üzerinde Osmangazi Köprüsü vardır. Maliyeti 1.5 milyar doları aşmaz. Ama Türkiye 2035 yılına kadar bu köprüye 14 milyar dolar para ödeyecek. Yani İzmirli ve Türkiye’de yaşayan herhangi birisi geçmediği yolun deli Dumrul gibi vergisini ödemektedir. Gerçek geçiş ücreti araç başı 700 lira. 184 lirayı vatandaş ödüyor, geri kalanı müteahhide devlet ödüyor. Bu dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir soygundur. Sorsanız devletin cebinden beş kuruş çıkmadı deniyor. İktidarın eli fakir vatandaşların cebinden çıkmıyor.
KAYNAMAYAN TENCEREDEN EKİLEMEYEN TARLADAN BAHSETMEDİ
Ekonomik sıkıntılardan, kaynamayan tencereden, ekilemeyen tarlalardan, çiftçiden bahsetmedi. Umudunu yitirmiş gençten, elektrik faturaları-kira-stopajdan ezilen esnaftan, sanayicilerden bahsetmedi. Anaların acısından babaların ızdırabından bihaber iktidarını sürdürdüğü izlenimi vererek İzmirimizi terk etti.
CUMHURBAŞKANININ ADAYLIĞINI İZMİR’DE AÇIKLAMASI MAĞLUBİYETİ KABUL ETTİĞİ ANLAMINA GELİR
Onlardan korkan onlar gibi olsun. İstediklerini yapıp tuzağı kurabilirler. Biz tuzak aşmada mahir bir partiyiz. Tuzakları aşa aşa yolculuğumuzu nasıl sürdürdüğümüzü biliyoruz. Bir takım planlar, kurgular yapacaklar. Bir şeye sevindim, dün aday olduğunu açıkladı sayın Cumhurbaşkanı. Bu açıklama için İzmir’i tercih etmesi önemli. Yiğit düştüğü yerden kalkar demiş birileri herhalde. İzmir’de açıklaması mağlubiyeti kabul ettiği anlamına da geliyor. Muhataplarını, adaylarını açıklamaya zorluyor. Sayın Kılıçdaroğlu’na da adaysan adaylığını, değilsen adayını açıkla dedi. Ama dikkatimi çeken bir ifade var, herhangi bir baskı altındaysan, sana aba altından sopa gösteriliyorsa, söyle bize himayemize alalım diyor. İttifaktaki hiç kimsenin himayeye ihtiyacı yoktur.
ZİHNİNDE PARTİ DEVLETİNİN NASIL TEŞEKKÜL ETTİĞİNİ GÖSTERİYOR BU İFADELER
Ak parti Türkiye’sinden bahsediyor sürekli. Zihninde parti devletinin nasıl teşekkül ettiğini ve zihnin arka planında aslında neler olduğunu da gösteriyor bu ifadeler.
HAYAL PROJELER ÜRETMEK YERİNE GERÇEKLERLE BULUŞMAYA DAVET EDİYORUZ
Kur korumalı mevduat meselesi var. Oldukça yüksek bir maliyeti var. Bu konuda hükümeti acilen tedbir almaya, hayal projeler üretmek yerine gerçeklerle buluşmaya davet ediyoruz.
HAYALİ TEORİLERLE EKONOMİ YÖNETİLMEZ
Maliye Bakanlığı, gelir endeksi senet çıktı. Parası olmayan vatandaşın gelir endeksi senet alması tavsiyesinde bulundu. Kredi kartı borçlarının yapılandırılması ile ilgili açıklamaları var, yüzde 20 olan asgari ödeme, yüzde 40’a çıksın dedi. 100 bin lira altı ve üstü kredilerle ilgili açıklamalar yapıldı. Ekonomiyle ilgili kurtuluş reçetesi göremedim açıklamalarda. Hükümeti ehil kişilerden bilgi almaya davet ediyorum. Hayali teorilerle ekonomi yönetilmez. Ekonominin patronu güvendir. Bu güvensizlikte istikrar sağlanamaz diye düşünüyorum.
DEMOKRASİLERDE HESAPLAŞMA YERİ SANDIKTIR
2002 yılında AK Parti’ye oy veren seçmen haklı gerekçelerle oy vermiştir. Daha sonra da beklentilerine cevap verdiği için oy vermiştir. Oy vererek onu iktidara getiren ve sürdürmesini sağlayan seçmenin iradesine saygılıyız. Şimdi AK Parti’yi iktidara getiren seçmen, iktidardan indirme yönünde de bir kararlılık sergiliyor. Dün nasıl haklı gerekçesi var ise bugün de oy vermemek için haklı gerekçesi var. Vatandaşı geziyoruz, dolaşıyoruz. 20 yıldır oy verdiği partiden ziyadesiyle rahatsız olduğunu söylüyor. Esnaf da nasılsınız dediğimizde, çok şükür diyor. Şükür toplumuyuz. Halimize şükür ediyoruz ama memnun değiliz, sandığı bekliyoruz diyorlar. Demokrasilerde hesaplaşma yeri sandıktır. Çoğu gitti azı kaldı. Zamanında olursa bir sene sonra, erken olursa Kasım’da, sonbaharda sandık gelecek ve bu iktidar aynı iradeyle uğurlanacak, az kaldı diyorum.
SAYIN CUMHURBAŞKANI GÜNLÜK ANKET DE YAPTIRIYOR VE…
Anket yaptırıyor, sonuçları görünce saklıyor. Kamuoyu araştırmalarına ziyadesiyle itibar eder sayın Cumhurbaşkanı. Değişen durumlara göre günlük anketler bile yaptırır. Devlet imkanlarından yararlanır. Elinde TÜİK gibi bir istatistik kurumu var. Yaşanan değişiklikleri gördüğümüzde sayın cumhurbaşkanının aslında sonuçlardan muzdarip olduğunu da görmüş oluyoruz. Dolayısıyla anket yaptırıyor ama sonuçlarını açıklamıyor. Netice alma durumu söz konusu olsa ısrarlı seçim talebimize hayır demez ve sandıktan kaçmaya bu denli zorlamaz
KÖRFEZ KOKUYOR, İZMİR’E YAKIŞAN BİR DURUM DEĞİL
İzmir’in körfezi kokuyor. Türkiye’de de kurumlar kokuyor. İzmir’e yakşıan bir durum değil. Büyükşehir ve merkezi yönetimin gerçekçi projeleri hayata geçirmesi gerekiyor. Geçmişte de bir siyanür sorunu vardı. Suyunda siyanür olduğu iddiası dile getirilmişti, turizm mevsimiydi. O zaman karşı karşıya bulunan sorunla mücadele için bütün siyasi partiler biraraya gelmiştik. Kokuyor diye siyaset murad beklemek yanlıştır. Kokuyorsa hepimiz için utanılacak, rahatsız olunacak durum değil. Sadece büyükşehiri değil hükümeti de bağlar. Bu konuyla ilgili atılması gereken doğru adımlar neyse zaman kaybetmeden atılmalıdır. İzmir gibi modern bir şehrin böyle bir dertten muzdarip olması kabul edilebilir değil. Toplumsal anlamda geri kalmışlığımız sözkonusu. Ama o mesafeyi de hızla kapatıyoruz. Beklentileri siyasi olmasın. Bizden sonraki nesillere bırakılacak mirası önemseyelim. Adımları müştereken atalım. Faydacı, fırsatçı bakış açısının sahibi olmayalım. İzmir’in kokudan gayri dertleri var, onların çözümü için de her türlü desteği vermeye hazırız. İzmir’in meselesi gündeme geldiğinde hükümete destek vermede de geri durmayız. Yeter ki çözsünler.
AK PARTİ’DEN BİZE CİDDİ BİR OY GEÇİŞGENLİĞİ BAŞLADI
Anketlerde çıkan oran bizim için sürpriz değil. Sahada siyaset yapıyoruz. Anket sonuçlarından ziyade milletimizin bize yönelmiş teveccühünden ziyadesiyle memnunum. Nasıl bir oran çıkar, kim birinci parti türünden tartışmaya girmiyoruz. Sistemin değişeceğine olan inancımızla genel başkanımızın ağzından kendisinin Başbakanlığa talip olduğunu duyduk. Bunun gerçekleşmesinin bir yolu, İYİ Parti’(nin birinci parti olarak çıkmasıdır. AK Parti’den ciddi bir oy geçişgenliği başladı bize. Biz bunu sağduyulu seçmenin iktidar yönlendirmesi ve tercihi olarak değerlendiriyoruz. Sonuçlara bakarak tembellik olmaz. Hedefimizi ikidara taşımak ve sayın Akşener’i Başbakan yapmaktır. Milletimize şükranlarımızı sunuyorum. Millet iyiyi de tanıyor.
İZMİR MAKULU SEVER
Merkez sağ partilere de merkez sol partilere de oy vermiştir İzmir. İzmir’e siyasi kale gibi bakıp, o kalenin komutanı kim olacak türünden değerlendirmeleri yerinde bulmuyorum. İzmir kimin kalesidir onu bilmem ama İzmir hürriyet ve demokrasi sevdalılarının yaşadığı bir kenttir. İcaplarını da yerine getirmiştir. İzmir makulü sever. Yaşama alışkanlıklarına zarar verilmemesini bekler. Kent kültürünün korunduğu bir kenttir. Kültürüne o denli sahip çıkar ki tecavüzlere karşı işte o zaman kale gibi bir duruş sergiler. Kent kültürünün oluşması kolay bir şey değil. Asırlara şamil bir durumdur. İzmir’de iktidar sıklıkla el değiştirir dolayısıyla. Önceden merkez sağ seçim almıştır, sonra DSP ve CHP ile de merkez sol partiler netice almıştır. Biz de önümüzdeki genel seçimde birinci parti olmaya ve tüm milletvekilliklerine talip olmaya çalışıyoruz.
GÖREVDEN ALMA DEĞİL TAYİN VAR
Bir büyükşehri belediye başkanı hangi bürokratla çalışmak istiyorsa o hakka sahiptir. Görev değişiklikleri herhalde doğru çalışma arzusundan olur. Görevden alma değil tayin var. Tasarruf yetkisini kullanmış sayın büyükşehir belediye başkanı.
SEÇİM TAKVİMİNİ AÇIKLASINLAR BİZ DE ADAYIMIZI AÇIKLAYALIM
Sayın genel başkanımız tavrını net koydu. Adayınızı açıklayın da açıklayın yaklaşımını ben de çözemiyoruz. Seçim takvimini açıklayın biz de adayımızı açıklayalım. Aday kimdir değildir onu bilmiyorum. Onu tartışacak konumda da değilim. Aday kim olacak olmayacak bir şey diyemem ama 13. Cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak.
Basının büyük kesimini kuşattılar. Şimdi de baskıcı birtakım uygulamaları yaşama geçiriyorlar. Yaptıkları tüm kötülükleri değiştireceğiz. Mecliste dayattıkları şeye bütün gücümüzle karşı koyacağız.
YANLIŞ ANLAŞILMADAN ÖTÜRÜ HEPİMİZ ÖZÜR DİLİYORUZ
Halil İbrahim Oral’ı tanıyorum. Sözkonusu niyetle dile getirecek bir karakter değil. Gazetecinin soru sorma biçiminden kaynaklanan bir şey sözkonusu oldu. Sayın genel başkanımız şahsen sayın Kılıçdaroğlu’ndan ve bu hususta incinenlerden özür diledi. Yanlış anlaşılmadan ötürü hepimiz özür diliyoruz. Böyle birşey çıkınca fırsattan istifade etmek isteyenler kendisini gösterdi. Bir tanesi de Recep Tayyip Erdoğan. Yeter ki kutuplaşma, ayrışma olsun. Türkiye’nin bahsettiğiniz meseleleri artık aştığı kanaatini taşıyorum. Bu kabil tartışmalar Türkiye’ye yakışmıyor. Her kim ki bu tartışmadan beklenti içindedir o da Türkiye’nin faydasına ve hizmetinde bir adam değildir. Böyle şeyler yumuşatılarak geçilmesi lazım. Birbirimizin sorunlarına sahip çıksak çözülmedik sorun kalmaz. Türk’ün sorununa Kürt, Kürdün sorununa Türk, Alevinin sorununa sünni, erkeğin sorununa kadın, kadının sorununa erkek sahip çıksa, fakirin derdine zengin sahip çıksa, böyle bir ülke hayal ediyorum. Sorun kalır mı? Ayrılıklardan değil müştereklerden hareketle mutabakatlar oluşturmalıyız. Kim ayrıştırmak isterse ayrıştırsın, Türk Milletinin birliğine zarar veremezler.
HDP’Yİ SORAN VARSA HÜKÜMETE SORSUNLAR
Bu sorunuza Kani bey (CHP İzmir Milletvekili Kani Beko) kudreti nispetinde cevap versin. Kerameti nispetinde cevap versin. Biz hangi masada oturduğumuzu, ve kim olduğunu biliyoruz. Kani beyin sorduğu ve kendi kendine de cevaplayacağı bir sorundur. HDP’yi soran varsa hükümete sorsunlar. Beraber açılım yaptılar. HDP ile olan ortaklığı onlar tanımlayabilir. Bizim bu zamana kadar öyle bir rabıtamız olmadığı için o soruya cevap veremiyorum. Onlarla ortaklığa hükümet yanıt versin.
İZMİR’DE İKİ KATINDAN FAZLA ARTMIŞ
Geçen seçim ve şimdiki anket sonuçları ortada. Sadece anket sonuçlarına bakarak iki katından fazla artmış. İzmir’de 2018 oranıyla şimdiki anket sonuçlarına bakarsak, iki katından fazla bir artış var. Bu yükselişi gayet iyi görüyorum, fazlasını bekliyorum.
SAYIN GENEL BAŞKANIMIZ CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMAYACAĞIM DİYOR VE…
Gölgeli siyaset yapmıyoruz. Başkanlık divanında da genel idare kurulunda da herkes aklına geldiğini belirtiyor. Kim ne anlar türünden bir yaklaşım yok. Sayın genel başkanımız ben cumhurbaşkanı adayı olmayacağım diyor. Biz diyoruz ki bu sistemin değişeceğine olan inancımızı ortaya koyuyoruz. Yeni sisteme geçtiğimizde ülkede icranın başı Başbakan. Bir iddia atıyoruz ortaya, İYİ Parti birinci parti çıkacak seçimden. Onlarla işbirliği içinde rekabet edeceğiz. Millete de bize güvenin ve oy verin diyoruz. Arkasında plan ve strateji aramaya gerek yok. Birinci parti olmak istiyoruz. Bu yolda hızlı bir yükseliş içindeyiz. Bayağı bir mesafe kat ettik. Allah bizi İzmirce konuşmaktan vazgeçirmesin.
KİMLER KATILDI?
İzmir Buca’da gündeme dair değerlendirmelerde bulunup gazetecilerin sorularını yanıtladığı etkinliğe; İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar ve İYİ Parti Buca İlçe Başkanı Gamze Bilge Torun katıldı.
