Karabağlar’da deprem: 9 istifa, bir başkan, sıfır iletişim!

"Kanımız CHP için akar" diyenler neden kapıdan çıkıyor?

Sevgili okurlar, bugün sizlerle İzmir’in en yoğun nüfusa sahip ve en fazla hizmet bekleyen ilçelerinden biri olan Karabağlar’da yaşanan ve CHP’yi sarsan bir krizi konuşacağız. Öyle bir kriz ki, tam 9 meclis üyesi aynı anda “Ben yokum!” deyip istifa etti. Hem de ilçe kongresi sırasında!

Yıllarca emek verdiğiniz, gençlik, kadın kollarından başlayıp ter döktüğünüz partinizden istifa etmek kolay mı? Elbette değil. O zaman ne oluyor da “Kanımız bile CHP için akar” diyen insanlar kapıdan çıkmak zorunda kalıyor?

Demokrasi mi, dayatma mı?

Sosyal demokrat bir partide kongre demokrasi şölenidir. Adaylar çıkar, yarışır, kazanan kazanır, kaybeden tebrik eder. Böyle olması gerekir değil mi?

Ama Karabağlar’da öyle olmadı. Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Ekincan Aksoy, kongre sabahı sürpriz bir telefon aldı. Mesaj net: “Çekil!”

Bir düşünün, mahalle delegeleri seçilmiş, insanlar heyecanla kongre günü gelmiş, adaylar hazır. Ve sabah saatlerinde “Yukarıdan” emir geliyor: Tek aday olacak!

Bu mu sosyal demokrat anlayış?

Başkan Kınay’ın ilginç tavrı: “Bana sormayın!”

Gelelim asıl can alıcı noktaya… 9 meclis üyesi istifa ediyor ve belediye başkanı sayın Helil Kınay’ın tepkisi ne biliyor musunuz?

“Bu soruları bana sormayın!”

Meclis üyeleriniz toplu istifa ediyor, belediyenin çoğunluğu Cumhur İttifakı’na geçme noktasına geliyor ve gazeteciler durumun muhataplarından bir belediye başkanına soru soruyor; aldıkları yanıt: “Bana sormayın?”

Daha da ilginci var: İstifa eden meclis üyeleri şöyle diyor: “Sayın Helil Kınay bizi arayıp ‘Neden istifa ediyorsunuz?’ diye sormadı bile.”

Bir belediye başkanı düşünün ki, 9 meclis üyesi istifa ediyor ve bir telefon açıp “Arkadaşlar bir sorun mu var, konuşalım” demiyor. Bu nasıl bir yönetim anlayışı?

İstifa eden meclis üyeleri çok çarpıcı bir iddiada bulunuyor: “Belediyeyi Helil Hanım değil, Ugantaş ailesi yönetiyor. Oysa ve üstelik Koray Ugantaş partili bile değil!”

Karabağlar’da ciddi bir yönetim krizi olduğunu, genel merkezin asıl belediyeye gelip yönetim anlayışını incelemesi gerektiğini söyleyen meclis üyeleri, ve seçilmiş meclis üyeleri “Bizim görüşlerimiz alınmıyor” diyor.

Belediye tek kişilik şirket değildir. Belediye meclis üyeleriyle, komisyonlarla, katılımcı bir anlayışla yönetilir. “Ben bilirim, ben yaparım” dönemi çoktan geçti.

CHP’ye düşen Görev: acil müdahale şart!

Genel Merkez ve İl Başkanlığı’nın devreye girdiğini öğreniyoruz. İyi de, bu müdahale neden kriz patlak verdikten sonra? Neden öncesinde bu sorunlar görülmedi, çözülmedi?

İstifa eden meclis üyeleri net konuşuyor: “Kişisel beklentimiz yok. Belediye sağlıklı yönetilsin, meclis üyeleriyle birlikte karar alınsın.”

Bu kadar makul bir talep karşısında yapılması gereken açık:

Sonuç: Ya düzgün yönetim ya istifa!

Sevgili okurlar, Karabağlar’daki bu kriz aslında birçok belediyeye ders olmalı. “Ben yaptım oldu” anlayışı, “Yukarıdan dayatma” politikası, meclis üyelerini yok sayma… Bunların sonu hep hüsrandır.

9 meclis üyesinin istifası geri alınabilir mi? Belki. Ama bunun için önce Başkan Kınay’ın “Bana sormayın” tavrından vazgeçmesi, meclis üyelerine hak ettikleri saygıyı göstermesi gerekiyor.

CHP, eğer Karabağlar’ı kaybetmek istemiyorsa, bu krize acilen el atmalı. Yoksa “kanımız CHP için akar” diyenler bile partiden kopacak. Ve bu kopuş, sadece 9 kişiyle sınırlı kalmayabilir.

Bakalım önümüzdeki günlerde neler olacak? Genel Merkez bu yangını söndürebilecek mi? Yoksa Karabağlar, CHP için “kaybedilen kale” mi olacak?

Bu satırları yazarken gelen bilgilere göre istifa eden meclis üyeleri istifalarını geri alabilir…

Bekleyip göreceğiz…Umarım artık sıfır diyalog yerine tam diyalog ve sorunsuz bir yönetim şekli oluşur…

Halide Demir Polatlı

Exit mobile version