ORALARDA İŞLER NASIL

Bilimsel olarak ak babalar yılda 600 kg et yiyormuş! Biz insanlarda son zamanlarda eti artık reyonda görüyor, rahmetli Kemal Sunal gibi ekmeğe de artık uzaktan bakıyor, kendimize zoraki ‘diyet’ uyguluyoruz. Biz kilolular bir zamanlar ne diyorduk, ‘Su içsek yarıyor!’ Şimdi suyu bile ölçülü içmek zorundayız. Birçok kişi, ‘Keşke bir zamanlar kentimizdeki gibi sokak çeşmeleri olsu*’ […]

Bilimsel olarak ak babalar yılda 600 kg et yiyormuş!

Biz insanlarda son zamanlarda eti artık reyonda görüyor, rahmetli Kemal Sunal gibi ekmeğe de artık uzaktan bakıyor, kendimize zoraki ‘diyet’ uyguluyoruz.

Biz kilolular bir zamanlar ne diyorduk, ‘Su içsek yarıyor!’

Şimdi suyu bile ölçülü içmek zorundayız.

Birçok kişi, ‘Keşke bir zamanlar kentimizdeki gibi sokak çeşmeleri olsu*’ diye iç geçiriyor.

Oralarda acaba işler nasıl?

Menüde büftek var mı?

Baksanıza kendini de kelimeyi de unutmuşuz…

Biftek yerine ‘büftek!’ yazıyoruz.

Bizim burularda pek akbaba yok!

Bu akbabalar neredeler?

Nerede yaşarlar?

Yahya Sülün usta bir zamanlar ‘Tepelerde’ demişti…

 

*- BOŞA ATMAYIN

 

Erkan Kurt da içindekileri, aklından geçenleri şöyle anlatıyor:

‘Kötülüğe iyilikle karşılık veriyorsam, bu kötülüğe gücüm yetmediğinden değil, kendime duyduğum saygım gereğidir..:

Dahası tercihimi iyilikten yana kullanmak istediğimdendir…

Kırılınca laf sokmak yerine sükutu tercih ediyorsam, bu duyan gören Allah'a olan güvenimdendir…

Dobralık adı altında haddini aşan insanlara uzun cümleler kurmak yerine

İçimden gülüp geçiyorsam bu karşımdakinin uzun cümleleri hak etmediğini bildiğimdendir…

Çok bilmişliklere karşılık vermek yerine dinliyormuş gibi yapıyorsam, bu da babamın bana verdiği altın öğüdünü dinlediğimdendir…

‘Aman Oğlum boş konuşanlara gücünü özünden değil de başka şeylerden alan üstünlük taslayınca üstün olduğunu sananlara kafa yorma çünkü değmez gücünü tüketmeye…’ demiş ve devam etmişti;

‘Nerede susacağını bilmek kadar güzel bir şey yok şu hayatta unutma…

Bırak seni istedikleri şey sansınlar, seni sen bildikten sonra

Birde Yaradan kimin ne düşündüğünün ne önemi var…’

 

*- SUSUP GÜLÜMSE

 

Ve unutma;

Seni yendiğini ya da yerdiğini sananlar aslında gerçek kaybedenler…

Çünkü asıl kazanç sabrın altında asıl cevaplar ise sükutun içinde gizlidir…

Bırak herkes kendini akıllı sansın, sen sadece susup gülümseyebiliyorsan İşte o zaman asıl kazanan da gerçek akıllı da sensin…’

 

*- BİZİ KARIŞTIRDI

 

Niso Misistrano da şunları yazıyor:

‘Son günlerde aynı fabrikadan farklı marka ton balığı reçellerinin önemli fiyat açığıyla karşılaştırması yapılmaktadır..

Ton balığı hakkında biraz bilginin zararı olmaz.

Sushi yiyen herkes bilir ki bu büyük balığın dana tavuk gibi farklı kalitede kesimleri vardır.

Nohut ve tavukgöğsü farklı fiyatlara satılmaktadır.

Dana fileto ve kıyma farklı fiyatlara satılır.

Farklı ton balığı markaları da öyle.

Premium markalar üst düzey ton balığı içerir.

Ucuz ve ucuz markalar arta kalan ton balığı kırıntıları içerir.

Raflarda çok pahalı kavanozlarda en iyi ton balığı dilimleri bulacaksınız.

Popülizm yeter o zaman.

Ve hayır, ton balığı imalat ve pazarlama şirketlerinde hissem yok…’

Nisa Misistrano herhalde bizi ‘bizleri’ biftek yiyenlerden ve tepedekilerden kabul ediyor olmalı ki, başka güzelliklerden söz ediyor.

Onun herhalde balık fiyatlarının eti yakalayıp geçtiğinin farkında değil..l

Biz de yakın zamana kadar herkese ve özellikle çocuklar için ‘haftada bir mutlaka sofranızda balık olmalıdır’ diyorduk…

Şimdi duymazdan, görmezden geliyoruz…

Yaşar Eyice

Exit mobile version