Grand Kartal Otel yangını davasında sanık savunmaları tamamlandı

Bolu – Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı yangın faciasına ilişkin dava, sanık savunmalarının tamamlanmasıyla karar aşamasına geldi.

Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen yangın faciası nedeniyle, 20’si tutuklu toplam 32 sanık hakkında açılan davanın üçüncü duruşmasının dördüncü celsesi Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada sanıkların esas hakkındaki savunmaları sona erdi ve mahkeme öğleden sonra karar açıklayacak.

Emine Ergül Murtezaoğlu’nun avukat savunması

Tutuklu sanık Grand Kartal Otel Yönetim Kurulu Başkanı Emine Ergül Murtezaoğlu’nun avukatı, dosyaya giren yeni doktor raporu doğrultusunda ek savunma yaptı.

Avukat, “Müvekkilimin otelde bir sorumluluğu yoktur. Yangın ilk başladığında ve akabinde odasında uyku halindeydi, yangına müdahale konusunda kendisine düşen bir yükümlülük yoktur. Yaşından dolayı kendisi de yangından bir başkasının yardımıyla kurtulmuştur.

Bir eğitim de almadığı için kendisine düşen hususi bir görev bulunmamaktadır. Yangının olası sonuçlarını engellemeye yönelik bir önlem alma yetkisi de yoktur” dedi.

Avukat ayrıca, “Babasından kalan otelde anonim şirkette 5 ortak bulunması zorunluluğu nedeniyle kendisi ve kızlarını ortak göstermiştir. Fiili yöneticisi değildir.

Otel ile eşi Halit Ergül ilgilenmektedir. Gözü ileri seviyede görmemektedir. Bu yüzden de hiç iş hayatına katılmamıştır. Müvekkilim evlendiğinde de çocuklarına bakarak yaşamına devam etmiştir. Şirketin yönetimi konusunda bir yetkileri yok.

Müvekkilim ve kızlarının emir ve talimat verme gibi fiili bir durumları da yoktur. Tüm yetkiler eşindedir. Yangın eksikliklerine dair bir bilgisi yoktur. Tahliyesini istiyorum” ifadelerini kullandı.

Müvekkil Emine Murtezaoğlu, ek savunmasında, “Oradan hasbel kader çıktık. Çok üzgünüm. Önceki savunmalarımı tekrar ediyorum” dedi.

Halit Ergül’ün savunması

Tutuklu sanık Grand Kartal Otel sahibi ve Yönetim Kurulu Başkanı Halit Ergül, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasında şunları söyledi:

“Benim şirketim bünyesinde 300 kişi çalışıyor. Hepsini tanımam mümkün değil. Otel pek çok kamu kurumlarınca defalarca denetlendi. Otelde herhangi bir yangının büyüklüğünü artıracak bir değişiklik yapmadım.

AYGAZ bu olayda en büyük etken. AYGAZ yetkilileri burada olmalı. Kendi kendine sönecek bir yangın AYGAZ yüzünden bu hale gelmiştir. Sigorta şirketi de oteli denetledi, eksiklik bulamadı. Ben nasıl bulayım?

Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı, can ve malımızı korumakla yükümlü olan Bakanlık bir eksiklik bulamamış, bize bir eksiklik bildirilmedi. Bildirilseydi eksiklikleri kapatırdım. Onların göremedikleri eksiklikleri benim görmem mümkün değil.

Keşke oteli kapatsalardı da bunlar olmasaydı. Keşke ben bunları tahmin edebilseydim de oteli kendim kapatsaydım. Ben bir doğa ve hayvan severim. Bir ağaç için projeyi değiştirdim, kuşlar ölmesin diye düğün organizasyonu kabul etmedim.

Yangının bu kadar büyük çaplı olacağını düşünmediğim için Zeki Yılmaz ile konuşmamda ‘yangın söndü mü’ diyorum. Ben burada bu kadar büyük çaplı bir olay olabileceğini düşünemedim. Kendi araçlarımızı çıkarttığımız da tekrar tekrar gündeme gelmiştir.

Jandarma ile araçlarımızı çıkarttık. ‘12’nci katta ailesi ile misafirleri güvenle kalıyor’ denildi, öyle olmadığı ortaya çıktı. Yönetim Kurulu Başkanı olarak sorumluluk bendedir. Ben işime eşimi ve çocuklarımı karıştırmazdım. Çocuklarım ve eşim sadece tatillerde gelirdi. Ben bu olayı öngöremedim. Öngörsem ne eşimin, ne çocuklarımın ne torunlarımın ne de misafirlerimin orada kalmasına izin vermezdim. 25 yıldır böyle bir olay yaşamadığım için kendimi güvende hissediyordum. Ben çok üzgünüm. Tutuksuz yargılanmak istiyorum.”

Halit Ergül’ün avukatı

Savunmada ayrıca Halit Ergül’ün avukatı, müvekkilinin sorumluluklarını ve mevcut otelin durumu ile ilgili şunları dile getirdi:

“Mevcut otelin savunacak bir noktasını göremiyorum. Bunu yapamayacağım. Ancak bir itfaiye notu üzerinden mütalaa şekillenmiştir. Burada mimari anlamda ciddi sıkıntı vardır. LPG sisteminde sıkıntı vardır. Bir iş insanı mimar değilse, mühendis değilse alt yapıdakileri denetlemek zorundadır. Burada en alttaki insanlar getirilmiştir, Faysal bunlardan biridir ancak en üstüne bakmak lazım.

Bunlar Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, İl Özel İdaresi ve FQC sigorta şirketidir. Bu kadar denetim merkezi zincirinde itfaiye eri, iş güvenliği uzmanı mı sorumlu? Ama aynı gün Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri de denetim yapmış. Onlar daha yetkili ve bilgililer. Eksiklikler müvekkilime eksiksiz bir şekilde bildirilmiş mi?

Bütün kurumlara davalar açıldıktan ve tüm deliller toplandıktan sonra yargılamanın yapılması her şeyi daha net ortaya çıkarırdı. Emir Aras, ‘Ben Bakanlığın denetim raporunu attım. İtfaiye eri raporunu da arayarak söyledim’ diyor. İtibar görmemiş itfaiye erin raporunu çünkü aynı gün Bakanlığın yaptığı denetim daha etkin görülmektedir.

Müvekkilim pek çok eksik hususu dosyada öğrendi, buna rağmen her şeyi çıktı ve açıklamaya çalışarak ‘yöneticisi benim’ dedi. Bütün kurumlara davalar açıldıktan ve tüm deliller toplandıktan sonra hukuki açıdan müvekkilimin yargılanması, kurumlardaki sorumluların yargılanacağı dosyaların birleştirilmesi ile mümkün olur. Bilmediği, öngörmediği bir şeyden kusuru bulunamaz müvekkilimin. Bu aşamada beraat talep ediyorum.”

Duruşma süreci

Tüm sanıkların esas hakkındaki savunmaları tamamlandı. Mahkeme heyeti, tarafların tevsii tahkikat (kovuşturmanın genişletilmesi) taleplerini reddetti. Duruşmaya saat 14.00’e kadar ara verildi. Aranın ardından sanıkların son sözleri alındıktan sonra karar açıklanacak.

Demokrat Gündem

Exit mobile version