PAZARA GEREK YOK, MANAVIN ÇÖP KONTEYNERİNE BAKIN

– ARTIK SON OLSUN Bir arkadaşım lafına şöyle başladı: ‘Acının tarifi yok!’ Sonra Harun Titiz isimli, tayin edilemeyen, açlıkla mücadele eden bir öğretmenin canına kıydığını anlattı… Bir zamanlar İzmir’de de bir öğretmenimiz canına kıymış ve anımsadığım kadarıyla cebinden 6 lira çıkmıştı… Bir öğretmen ne yapabilir? Ya da bir mühendis başka ne gibi bir iş yapabilir? […]

– ARTIK SON OLSUN

Bir arkadaşım lafına şöyle başladı:

‘Acının tarifi yok!’

Sonra Harun Titiz isimli, tayin edilemeyen, açlıkla mücadele eden bir öğretmenin canına kıydığını anlattı…

Bir zamanlar İzmir’de de bir öğretmenimiz canına kıymış ve anımsadığım kadarıyla cebinden 6 lira çıkmıştı…

Bir öğretmen ne yapabilir?

Ya da bir mühendis başka ne gibi bir iş yapabilir?

Ben sadece yöneticilerimizin bir sözünü anımsatmak istiyorum:

‘Çalışmak isteyen herkes iş var…’

Ama resmi açıklamalara göre 3 milyon üzerinde insanımız ‘işsiz’ durumda…

Sosyal Devlet olduğumuz için, yine üst yöneticilerimiz açık ve net söylüyorlar:

‘Devletimiz ihtiyacı olan herkesin yanındadır’

Doğru…

Ama yetişemediği kişilerin olduğu da meydanda…

Acaba bu kişilerimiz, belki utançtan, belki mahalle baskısından ya da yetişme tarzından halini anlatamıyor mu?

‘İşini beğenmeyen var mı?’

Vardır, tabii…

Her şeyden önce şefini, amirini, müdürünü seven kaç insanımız var, değil mi?

Tanık oldum:

Önemli bir mağazada çalışan üç kişiden biri anlatıyordu:

‘Yol parası yetiştiremiyorum…

Evime yakın bir yerde iş bulursam hemen istifa edeceğim!’

Eğer siz de benim gibi konuşulanlara kulak verirseniz, çok ilginç görüşleri ve düşünceleri kesinlikle öğrenirsiniz…

Birilerimiz lüks hayat yaşarken, birilerimiz yoksullukla savaşıyorsa bir sıkıntının olduğu açık ve net..,

Hele birilerinin 4-5 yerden maaş aldıklarını biliyorsak ister istemez canımız sıkılmaz mı? 

İşsizlik, yoksulluk, adaletsizlik…

Bu sözcükler içimizi acıtıyor, sızlatıyor…

Bunlardan yararlanan ‘felaket tellalleri’ yok mu?

Var tabii!

Ama bazı gerçekler var ki, buna kim nasıl yorum yapar, bilemiyorum…

Adıyaman’da temizlik işleri için bir sınav açıldı…

78 kişi iş sahibi olacaktı!

Kaç kişi başvurdu söyleyeyim mi?

Tam 17 bin 846 kişi…

Acaba bu kadar başvurunun içinden bu 78 kişi nasıl bulunacak, seçilecek?

Seçiciler içinde kesinlikle olmak istemezdim…

Herhalde bu insanların etkisinden ömür boyu uzaklaşamaz, büyük vicdan azabı çekerdim…

Geçen hafta Pazarcılar Odası Başkanı ne demişti?

‘Her şeyi güllük gülüstanlık gösterenleri Pazar yerlerinin kapanış saatinde davet etmek istiyorum…’

Hep pazaryerlerini konuşuyoruz…

Yine bir vatandaşımız anımsattı:

‘Akşamüzerleri pazaryerlerini bırakın bir de manavların, süpermarketlerin yakınlarındaki çöp bidonlarını karıştıranları görsünler…’

Bu iddiaya katılıp katılmayacağınızı bilmiyorum…

*- ‘EKONOMİK DERT!’

Ben size yakımızdan Manisa’dan söz edeyim…

Bülent Arınç’ın ismini duymayan yoktur…

AKP’nin kurucularından, hem partide hem de devlette önemli görevlerde bulunan bir siyasetçi…

AKP’nin iftar yemeğinde konuştu:

Özetle, ‘Memleketin sahiden ekonomik derdi var. Görmezden gelemeyiz. Siyasetçi görmezden gelemez. Pisliği halının altına sürerek kendimizi kurtaramayız..’ gibisinden sözler etti…

Artık ne demek istedi, kime laf attı, bilemiyorum…

Bazı okuyucularımızı üzmemek ya da kızdırmamak için Bülent Arınç’tan daha fazla laf etmek istemiyorum..

Ama isteyen internetten bulabilir…

Hani bir Bakan, ‘Gözlerime bakın!’ diyor ya, ben de ‘internete bakın!’ diyorum, belki çok daha fazlasını öğrenmiş olursunuz…

 

Yaşar Eyice

Exit mobile version