Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak: 'Suriyeli doktorlar sadece diplomayla atanıyor'

İzmir Tabip Odası (İTO) Başkanı sayın Prof. Süleyman Kaynak ile sağlık sistemi, şehir hastaneleri, sağlıkta şiddet ana başlıkları üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşimizin ikinci bölümünde şiddetin neden önlenemediği, ne yapılması gerektiğini,istifa eden hekimler ve gerekçelerini de konuştuk. DEMOKRAT GÜNDEM-RÖPORTAJ HABER-İKİNCİ BÖLÜM-Hastanelerde hekim ve sağlık çalışanlarına yönelik Beyaz Kod uygulamasının önemli ama yetersiz olduğunu kaydeden Tabip Odası Başkanı […]

İzmir Tabip Odası (İTO) Başkanı sayın Prof. Süleyman Kaynak ile sağlık sistemi, şehir hastaneleri, sağlıkta şiddet ana başlıkları üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşimizin ikinci bölümünde şiddetin neden önlenemediği, ne yapılması gerektiğini,istifa eden hekimler ve gerekçelerini de konuştuk.

DEMOKRAT GÜNDEM-RÖPORTAJ HABER-İKİNCİ BÖLÜM-Hastanelerde hekim ve sağlık çalışanlarına yönelik Beyaz Kod uygulamasının önemli ama yetersiz olduğunu kaydeden Tabip Odası Başkanı Prof. Süleyman Kaynak, sağlıkta şiddet vakalarının adeta 'sistematik terör' uygulamasına dönüştüğünü söyledi.

Oda Başkanı Prof. Süleyman Kaynak, sağlık emekçilerinin sadece hastanelerde değil hastane dışında da şiddet gördüklerini belirterek, “Hekimler ya da sağlık çalışanları hastane dışında da saldırganlar tarafından takip edilebiliyor. En son İzmir'de doktor Ekin bey hastane dışında darp edildi. Dolayısıyla sağlıkta şiddet adeta sistematik bir teröre dönüşmüş durumda” dedi.

"HER YIL 3 BİN HEKİM YURTDIŞINA GİDİYOR VE…"

Türkiye'de mesleki ve özlük haklarının iyileştirilmesinde yaşanan sorunlar ve şiddet vakalarının artması nedeniyle her yıl 3 bin hekimin yurtdışına gittiğine dikkat çeken İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Süleyman Kaynak, yabancı kökenli hekimlerin atamasında ise hiçbir kritere uyulmadığını, 'sorgusuz-sualsiz' alım yapıldığını savundu.

"SURİYELİ HEKİMLER SADECE DİPLOMAYLA ALINIYOR"

Oda Başkanı Kaynak, şu değerlendirmeleri yaptı: “Bir de yabancı hekim alımları gerçekleşiyor ama sorgusuz, sualsiz. Bir ülkede hekimlik yapabilmek için önce o ülkenin dilini bileceksiniz, Uluslar arası standartlardaki sınavlardan geçeceksiniz ve iyi hal kağıdı almak durumundasınız. Suriye kökenli hekimler bu kriterlerin hiçbirine bakılmaksızın alınıyor. Belki diploması var ama sadece diploma bir şey ifade etmez. Ne dil sınavından geçmiş, ne iyi hal kağıdı var. Niteliği nedir bilmiyoruz. Mesela Türk hekimleri yurtdışına çıkmak istediğinde tüm bu kriterlerden geçiyor, iyi hal kağıdını da (sicil) Türk Tabipler Birliği'nden (TTB) almak durumunda. Biz her yıl 3 bin hekim kaybediyoruz, yeni atamalar bir süre idare eder. Ama uzun süreli değil. Ki seçim öncesi yapılan atamaların seçim yatırımı olarak görüldüğünü de biliyoruz.”

İZMİR TABİP ODASI BAŞKANI SAYIN SÜLEYMAN KAYNAK İLE RÖPORTAJIN İKİNCİ BÖLÜMÜNÜN SATIR BAŞLARI:

DEMOKRAT GÜNDEM-Sağlıkta şiddete karşı uygulanılan Beyaz Kod uygulaması sonuç veriyor mu?

PROF. SÜLEYMAN KAYNAK: Aylık en az 80 beyaz kod çağrısı veriliyor. Saldırganların saldırısı adeta sistematik teröre dönüştü.

D.G: Bakanlığın zaman zaman sağlıkta şiddet uygulamasına karşılık açıklama ve tepkileri oluyor..

S.K: Burada iki kritere bakalım. 1 Ağustos kriteri. Sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik oturum gerçekleşmedi. Oysa burada tüm paritler aynı hassasiyet ve iradeyi göstermeliydi. Oysa 3 parti katılmayarak, samimiyetsiz bir tutum sergiledi. Beyaz Kod tek başına yeterli değil. Hastane girişlerine kontrol mekanizmaları kurulsun. En azından kesici ya da ateşli silahlarla girilmesin. Sayın bakanın bu yöndeki açıklamalarını bu nedenle samimi bulmuyoruz. Eğer 1 Ağustos'ta meclisteki oturuma girilseydi, yani ortada bir parlamento iradesi görseydik, inanabilirdik. Aksi durumda 'Sağlıkta şiddeti önleyeceğiz' demek kolay. Bu cümleyi biz de her gün söylüyoruz.

"BU YIL 3 BİN HEKİM YURTDIŞINA GİTMEYİ TERCİH ETTİ" 

D.G: Meslekten istifa eden, yurtdışına giden ve gitmeye çalışan hekimler de gündem konusu oldu. Bir yandan atanan hekimler bir andan istifa eden hekimler gerçeği karşısında neler düşünüyorsunuz.

S.K: Hekimlik mesleğinin şöyle bir özelliği var; bir yerde hekimi alıp yerine başkasını koyamazsınız. Çünkü hekimlik uzun ve ciddi bir eğitimden geçilerek yapılabilen bir meslek. Başka bir meslekten hekimliğe mesleki kaydırma yapamazsınız. Çünkü hekimlik ikame edilmesi mümkün olmayan bir meslek grubu. Hekim emeğini adeta hunharca kullanarak sağlık sistemi yönetilmeye çalışılıyor. En büyük politik hata budur.

Örneğin bu yıl 3 bin hekim yurtdışına gitmeyi tercih etti. Yabancı dil biliyorum, iyi bir eğitim aldım, Almanya'ya gitme hakkım var. 5 bin avro ile mesleğe başlayacağım, şiddete uğramayacağım diye düşünüyor hekim ve tercihini yurtdışından yana yapabiliyor. Mevcut koşullarda hekimleri uzun süreli tutamayız zaten.

"SURİYE KÖKENLİ HEKİMLER SORGUSUZ-SUALSİZ ALINIYOR"

Bir de yabancı hekim alımları gerçekleşiyor ama sorgusuz, sualsiz. Bir ülkede hekimlik yapabilmek için önce o ülkenin dilini bileceksiniz, Uluslar arası standartlardaki sınavlardan geçeceksiniz ve iyi hal kağıdı almak durumundasınız. Suriye kökenli hekimler bu kriterlerin hiçbirine bakılmaksızın alınıyor. Belki diploması var ama sadece diploma bir şey ifade etmez. Ne dil sınavından geçmiş, ne iyi hal kağıdı var. Niteliği nedir bilmiyoruz. Mesela Türk hekimleri yurtdışına çıkmak istediğinde tüm bu kriterlerden geçiyor, iyi hal kağıdını da (sicil) Türk Tabipler Birliği'nden (TTB) almak durumunda. Biz her yıl 3 bin hekim kaybediyoruz, yeni atamalar bir süre idare eder. Ama uzun süreli değil. Ki seçim öncesi yapılan atamaların seçim yatırımı olarak görüldüğünü de biliyoruz.

D.G: Hekimlerin mesleki ve özlük haklarına yönelik Beyaz Reform başlığı altında gerçekleştirilen düzenlemeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

"MALPRAKTİS KAMUNUN SORUMLULUĞUNDADIR"

S.K: Hekimlerin özlük haklarına çok dikkat edilmesi lazım. Parça parça paralar veriliyor ama bir tanesi emekliliğe yansıyor. Temel maaş yoksulluk sınırının altında. Yeni mezun bir hekim alacağı maaşı öğrenince, yoksulluk sınırının altında kalacağım diyor. Sonra sürekli şiddetle karşı karşıya olacağını düşünüyor. Malpraktis tümüyle hekimlerin üzerine bırakılmış durumda. Malpraktis Kanunu'nda tüm sorumluluk hekimlere yükleniyor. Sen beş dakikada hasta baktırıyorsun, sonra hasta bir şekilde hekim dışı gerekçelerle zarara uğradığında hekime dava açıyor. Hekim hatası var ise tamam ama yoksa hekime yüklenemez.

D.G: TTB Başkanı Sayın Şebnem Korur Fincancı'nın açıklamaları sonrası gözaltına alınması ve tutukluluğuna tepkiler oldu. Siz ne düşünüyorsunuz?

"ŞEBNEM HANIMIN TUTUKLULUĞU HUKUKA AYKIRI"

S.K: Şebnem hanımın tutukluluğu hukuka aykırı. Onun dışında başka bir şey söyleyemeyiz. Çünkü geri kalanı bizi aşan husus. Ne söylediğini bilmiyoruz, nereye söylediğiyle ilgili spekülatif şeyler var. TTB’nin Anayasal ve yasal tüzel kişiliğine yönelik her türlü tavır ve davranışa karşı da sonuna kadar direneceğiz. 

 

Demokrat Gündem

Exit mobile version