Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, bir makalesinde eşcinsellik hakkında görüşlerini dile getirdi.
Kılıçarslan, eşcinselliği tıbbi bir hastalık olarak, psikolojik açıdan bir rahatsızlık olarak ve İslam ile diğer büyük dinlerde günah olarak değerlendirdi. Kendi görüşlerini savunurken, hormon tedavisi, onarım terapisi ve tövbe gibi yaklaşımların kullanılması gerektiğini belirtti.
EŞCİNSELLİK VE DİNİ GÖRÜŞLER
Kılıçarslan, yazısınca eşcinsellikle ilgili dinî perspektifleri de vurguladı. İslam ve diğer büyük dinler açısından, eşcinselliğin bir günah olduğunu ifade etti.
“LGBT çukuru”yla mücadele edilmesi gerektiğini savunan Kılıçarslan, “Son derece buyurgan, son derece küstah ve son derece kibirli bu ideolojik aygıt “hakikati yalnızca ben belirlerim ve hakikat, hiçbir hakikatin olmadığıdır” dediği için “trans düşünce” gele gele “kendimi engelli hissettiğim için kolumu kestim” diyen insanlara, “kendimi köpek hissettiğim için bir sahip arıyorum” diyen insanlara ve “bugün kalktığımda kendimi kadın olarak hissediyorum, o yüzden kadınlar tuvaletine gireceğim” diyen insanlara dayandı. Leş ve hastalıklı bir hazcılığın adı “LGBT” olarak konuldu” ifadelerini kullandı.
Kılıçarslan, “LGBT çukuruna düşmüş insanın nazarımda “elmas çıkarmak için Afrika’da çukurlarda insanlık dışı şartlarda çalıştırılan köleler”den hiç farkı yok. Düşmanımız o köleler değil, o çukurun sahibi olan köpekler” örneğini verdi. Kılıçarslan, “LGBT çukurunun onuru da yok, şakası da. Bir büyük kötülük olarak bütün insanlığın üzerine kâbus gibi çökmüş durumda. Bu kâbusu yarabilmek, yok edebilmek içinse büyük bir mücadeleyi hep birlikte vermemiz gerekiyor. Ama düşmanı da, yöntemi de doğru belirleyerek. Yoksa işimiz çok zor” dedi.
İsmail Kılıçarslan’ın Yeni Şafak’taki yazısı için tıklayınız