Bir zamanlar insanlar, “Bihter Hanım, siz yıldırım aşkı nedir bilir misiniz?” gibi ödünç flört cümlelerine kanardı. Şimdiyse flörtleşirken bilgisayar üretimi çekiciliğe ve nüktedanlığa karşı tetikte olmak gerekiyor.
The Guardian’ın aktardığına göre 36 yaşındaki işletme sahibi Rachel, üç haftadır yazıştığı adamla ilk kez buluşmak için bir barın önünde bekliyordu. Flört uygulaması Hinge’de tanışmışlardı. Rachel, kısa sürede güçlü bir bağ kurduklarını belirterek“Hep ucu açık sorular sorması öyle iyi hissettiriyordu ki. İlişkilerde bağlanma stilleri hakkında okuduğunu anlatıyordu. Böylece kendimi daha iyi tanımama yardımcı oluyordu. Tam aradığım insandı. Sanki beni daha derin bir yerden anlamaya çalışıyordu. ‘Nasılsın, naber’ gibi sıradan mesajlar yerine düşündürücü sorular soruyordu” dedi.
Rachel, eşleştiği adamla her gün konuşmaya başlamıştı. Kimi zaman geyik yaparak “Ketçap mı, mayonez mi?” gibi önemsiz meseleleri tartışıyor, kimi zaman da çocukluk travmaları veya aşktan beklentileri üzerine uzun uzun sohbet ediyorlardı.
“Konuştuklarımız kişisel gelişim kitabından fırlamış gibiydi,” diyor Rachel. “Kim olduğumuz ve hayattan ne beklediğimiz gibi özel meseleleri konuşuyorduk.”
‘Sanki hiç konuşmadığım biriyle oturuyordum’
Rachel, barın önünde beklerken heyecanlıydı. Adam geldi, selamlaştılar, içeri geçtiler. Kibar, hoş biriydi. Ama Rachel kısa sürede bir tuhaflık sezdi.
Masaya iki bardak bira geldi. Ancak sohbet akmıyordu. Adam sık sık telefonuna bakıyor, Rachel’ın soruları karşısında tedirginleşiyordu.
“Sanki hiç konuşmadığım biriyle oturuyordum,” diyor Rachel. “Uygulamadaki gibi iletişim kurmaya çalıştım ama yok, karşılık alamadım. İşte o anda içime bir kurt düştü: Yoksa bu adam üç hafta boyunca yapay zeka mı kullanmıştı?”
Rachel, şüphelerini bastırmaya çalıştı, bir şans daha tanıdı. Ama ikinci buluşmada da değişen bir şey olmadı. O an kararını verdi: ilişki başlamadan bitecekti.
“Daha önce birkaç kez ChatGPT’yle yattım ben! Bir daha olsun istemiyorum,” diyor Rachel. “Belki çok saftım ama insan aşkı ararken birinin anlamlı şeyler yazdığını görünce mantıklı düşünemiyor. ‘Bu kesin bot hesaptır’ diyemiyor insan. Aksine, beyaz atlı prensini bulduğunu sanıyor.”
‘Ben bir Chatfisher’ım’
25 yaşındaki İngiliz Jamil ise kendisini tam anlamıyla bir Chatfisher olarak tanımlıyor yani yapay zekayı flörtleşme sırasında daha zeki, komik ya da duygusal görünmek için kullanan biri.
Jamil meselenin sadece kandırmak olmadığını belirterek “Neymiş efendim, bağlanma stiliymiş,” diyor Jamil. “Bu uygulamalardaki bütün kızlar bir ‘aşk dili’ tutturmuş gidiyor. Tam bir saçmalık. Bu konulardan bahsetmeyince hemen ‘senden olmaz’ı yapıştırıyorlar” ifadelerini kullandı.
Başta çaresizlikten ChatGPT’ye başvurmuş. Hem yoğun bir iş dönemindeymiş hem de ilgilendiği bir kızla sohbeti sürdürmeye çalışıyormuş.
“ChatGPT’ye ‘kaçıngan bağlanma stili’nin anlamını sordum. Çünkü yazıştığım kız bu stilde bağlandığını söylüyordu. ChatGPT kavramı açıkladıktan sonra ‘Bir yanıt hazırlamamı ister misin?’ diye sordu, ‘evet’ dedim. O gün kafam da pek çalışmıyordu.”
Yapay zekanın önerdiği esprili yanıt işe yaramış
“‘Sanırım benim bağlanma türüm yapışkan, ama eğlenceliyimdir, hiç sıkmam,’ yazdım.”
Kız kahkaha emojileriyle karşılık vermiş. Jamil şaşkındı:
“Sonra buluşma teklif etti. Çok şaşırdım. ChatGPT hakikaten de iş görüyordu!”
‘Sanırım ilk kez yaptığımın yüzsüzce olduğunu düşündüm’
ChatGPT, tıpkı Gemini ya da DeepSeek gibi, dildeki örüntüleri çözümleyerek yanıtlar üreten bir yapay zeka modeli. Sohbetin içeriğini tam anlamıyla “anlamıyor”, ama anahtar sözcükleri tespit ederek bunları espriye ya da duygusal göndermelere dönüştürebiliyor.
Örneğin Jamil’in “güzelmiş” deyip geçeceği bir mesaja, kızın Bali sevgisine gönderme yaparak hindistan cevizli kokteyllerle ilgili bir şaka ekleyebiliyor.
”Neden ChatGPT kullanmayayım ki?”
“Flört uygulamaları zaten herkesin aleyhine işliyor. Dikkat çekebilmek için yüzlerce kişiyle rekabet ediyorsunuz. Eğer beni öne çıkaracaksa neden ChatGPT kullanmayayım ki?”
Ama bir olay vicdanını sızlatmış. Sohbet ettiği bir kız, bir akrabasını kaybettiğini söylemiş. Jamil, ChatGPT yardımıyla teselli dolu mesajlar göndermiş:
“‘Başına gelenler için o kadar üzgünüm ki…’, ‘bütün bunlara dayanmak zor olmalı’, ‘bana güvenip içini döktüğün için teşekkürler’ gibi şeyler yazdım”dedi.
Kız etkilenmiş, buluşmalarında teşekkür etmiş. Fakat Jamil’in içi rahat etmemiş:
“Sanırım ilk kez yaptığımın yüzsüzce olduğunu düşündüm. Kıza ChatGPT kullandığımı söylemedim ama o günden sonra mesajları hakikaten kendim yazmaya başladım.”
‘Gerçek bağlantı yüz yüze kurulur’
İlişki uzmanı Paul C. Brunson, yapay zekânın iletişimi kolaylaştırabileceğini ancak dikkatli kullanılmazsa tehlikeli bir bağımlılığa dönüşebileceğini söylüyor:
“Yapay zekanın pek çok insana yardımcı olma potansiyeli var. Tabii kişinin ne ölçüde bağımlı olduğuna ve hangi amaçla kullandığına bağlı.”
Brunson’ın tavsiyesi açık:
“Eşleştiğiniz kişiyle bir an önce buluşun. Davranışlarını gözlemleyip güvenilir olup olmadığını anlayabilirsiniz. Sonuçta yapay zeka yüz yüze iletişimi etkileyemez, yalnızca oraya giden yolu açabilir.”
Dijital romantizmin yeni terimi: ‘Chatfishing’
Bir dönem flört uygulamalarında ghosting — yani ortadan sessizce kaybolmak — dijital çağın sembolüydü.
Şimdiyse yeni çağın ruhunu tanımlayan başka bir sözcük var: Chatfishing.
Yapay zekânın romantik ilişkilere bile sızması, modern flört yorgunluğunun bir yansıması olarak görülüyor.
Yıllarca süren “sağa-sola kaydırmalar” ve tutuk sohbetlerden sonra, hazır esprilerle dolu dijital bir flört koçuna “hayır” diyebilmek her zamankinden zor.
Flört uygulamaları, romantizmi sınırsız seçeneklerle dolu bir piyasaya dönüştürürken, kullanıcıları da “en iyi haline getirilmesi gereken” meta’lara çeviriyor.
‘’Tanışma uygulaması’’
“‘Flört uygulaması’ yerine ‘tanışma uygulaması’ desek daha doğru olur. Çünkü bu platformlar sadece potansiyel kişileri tanıtmak için tasarlandı. Gerisi yüz yüze yapılmalı. Kimyamızın tutup tutmadığını ancak o şekilde anlayabiliriz. Ve bu konuda hiçbir algoritma bize yardım edemez.”