Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında ve çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamalarda, Selahattin Demirtaş’ın tahliyesiyle ilgili değerlendirmede bulundu.
Bahçeli, “Hukuki yollar sonuca ulaşmıştır. Demirtaş’ın tahliyesi hayırlara vesile olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Demirtaş 2016’dan beri cezaevinde
HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, 2016 yılında tutuklanmıştı. Kobani Davası kapsamında yargılanan Demirtaş, 42 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Davada partinin diğer eş genel başkanı Figen Yüksekdağ’a ise 30 yıl 3 ay hapis cezası verilmişti.
AİHM’den iki karar
Dosya, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı. AİHM 2’nci Dairesi, 8 Temmuz’da Demirtaş’ın Kobani Davası kapsamında tutuklanmasını “hukuki açıdan sorunlu” bulmuştu. 7 Ekim’de ise ikinci kez hak ihlali kararı verdi.
Adalet Bakanlığı, 8 Ekim’de itiraz ederek davanın AİHM Büyük Daire’de yeniden ele alınmasını talep etti, ancak Büyük Daire bu itirazı reddetti. Bu gelişme sonrası Demirtaş’ın avukatları tahliye başvurusu yaptı.
Heyet İmralı’ya gitmeli
Bahçeli, grup toplantısında Meclis’te terörsüz Türkiye sürecine ilişkin kurulan komisyonun İmralı’ya gitmesinin süreci hızlandıracağını vurguladı. “MHP böyle bir heyete katılmaya hazırdır.” dedi.
MHP lideri, Cumhur İttifakı’nda görüş ayrılığı iddialarını kesin bir dille reddetti: “İttifakta çatlak yok.”
Bahçeli, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Türkiye-İsrail işbirliği açıklamalarına sert tepki gösterdi. “Ülkemizde görev yapan dış misyon görevlilerinin yerini yurdunu bilmesi lazımdır. Had ve hudut aşımına asla girmemeleri asıldır.” dedi.
Milli birlik vurgusu
Bahçeli, Türkiye’nin milli birliğini koruma kararlılığını vurguladı:
“Biz zehirle işimiz yok, balın peşindeyiz. Biz milli birlik ve beraberliği kıyamete kadar sürdürmenin kararlığındayız. Hayat ve siyaset, adeta kafa karıştıran ters akıntılarla dolu bir denizdir. Yorulan, korkan, kaçan değil, sorunlara meydan okuyan, cesaretle yalçın kaya gibi duracağız.”
“Kalıcı barışı sağlamanın amacındayız. Terörsüz Türkiye hedefini sabote etme çabaları bizim nazarımızda yok hükmündedir. Terörsüz Türkiye seferini durduracağını sananların üzerinde durdukları zemin kaydıkça daha çirkefleşmeleri beklenen bir durumdur.”
“Fesat zihniyeti hortlak gibi dolaşmaya başlamış, terörü geçim kapısı gibi telakki ettiklerini teyit etmişlerdir.”
“Ok yaydan çıkmış, kutlu hedefe kilitlenmiştir. Terörsüz Türkiye barış içinde yaşayan mutlu Türkiye’dir. TBMM’de kutulan komisyon çalışmalarının sonuna gelmiştir. Elbette PKK’nın kurucu önderliğinin son düzlükteki görüş, düşünce ve kanaatleri alınmalı, günlerdir yapılan kısır tartışmalar sonlandırılalıdır. İmralı ile Edirne ihtilafı çıkarmanın arayışında olan bazı medya kuruluşlarının sözde uzmanların nereye hizmet ettiklerini çok iyi biliyoruz.”
Komisyon çalışmaları ve İmralı mesajı
Bahçeli, TBMM’de kurulan komisyondan seçilecek milletvekillerinin İmralı’ya giderek mesajları almasının süreci güçlendireceğini belirtti.
“Her kapıyı çalacağız. Her vatandaşımızı dinleyeceğiz. MHP ve Cumhur İttifakı’nın hedeflerini açıklayacağız. Biz varız, her zaman milletimizin yanında ve hizmetindeyiz.”
“Çağımızın en büyük sorunu sürekli tırmanan çatışmalardır. Madem ateşkes kırılgan değildir, o halde 20 günde 254 Filistinlinin kanını döken deccal ülkenin saldırıları nasıl izah edilecektir. İsrail’in ateşkes kararını paravan gibi kullanarak saldırganlığı ikiyüzlülüktür.”
“29 Ekim’de Anıtkabir’e niye gitmemişim, resepsiyonu neden protesto etmişim… Kıbrıs konusunda derin anlaşmazlık varmış. Yok öyleymiş, yok böyleymiş. Geçiniz beyler, geçiniz. Yine ters köşeye yattılar. Zahmet olmazsa sahte ve kaotik görüşlerinizi Cibali Karakolu’na gidip anlatın. Sülün Osman hayatta olsaydı bu kadarına pes diyerek, terk-i diyar eylerdi.”
“29 Ekim’de Anıtkabir’e gitmememizin nedeni insani bir halden kaynaklanmış olamaz mı? Bundan dolayı belki de turnusol kağıdı gibi kimin kiminle iş çevireceğini, ne söyleyeceğini, kafasının içindekilerin deşifresi için bir imtihan vesilesi olarak görmüş ve düşünmüş olamaz mıyız?”