0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un bugün İzmir'de 2023 Şehir Buluşmaları programı kapsamında Çeşme Projesi ile ilgili planların Aralık'ta askıya çıkacağı, projenin hayata geçmesine karşı çıkanların siyaseten 'hayır' dediği ve 'rant projesi' diyerek kestirip attığı, bunun doğru olmadığı ve İzmir halkına ihanet' olduğu şeklindeki açıklamalarına TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Aykut Akdemir, İzmir Yaşam Alanları Meclisi Yürütme Kurulu üyeleri ile proje hakkında yarımada sakinleri adına dava açan avukatlardan tepki geldi. Ortak tepki, projenin yarımadaya büyük zarar vereceği, hukuki süreçlerin sürmesine karşın planların yapılamayacağı şeklinde oldu.

DEMOKRAT GÜNDEM-HABER MERKEZİ-MELİSA GÖNEN- Projeye karşı dava açan meslek odalarından TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sözcüsü Aykut Akdemir, Bakan Ersoy'un planları ve projeyi askıda değil şimdi anlatması çağrısında bulunarak, “Sayın Bakan kendi gelsin, projeyi anlatsın. Askıda değil. TMMOB açısından kimin karşı çıkıp çıkmadığının bir önemi yok. O alanları kullanan geniş halk kesimlerinin golf sahasına ihtiyacı yok. O alanlar kamu arazisi. Kamu arazisini parayla satın alacaklar, halkın kullanımına kapatacaklar. Bakan hayal dünyasında sanırım. Bu, hiç gerçekçi bir durum değil. Projenin içiyle oynayarak, süre uzatımına gitmek istiyorlar. Projeyi ne kadar ehlileştirebilirler ki? Merak ediyoruz” dedi.

TMMOB İKK Sözcüsü Aykut Akdemir, projeye siyaseten değil akıl-bilim-teknik üzerinden değerlendirme yaptıkları için karşı olduklarını, önceliklerinin kamu yararı olduğunu ancak sözkonusu Çeşme Projesi'nde 3 bilirkişi raporuyla kamu yararı olmadığının açıklandığını söyledi.

AYKUT AKDEMİR: TMMOB BU ÜLKENİN VE KENTİN VİCDANIDIR

TMMOB İKK Sözcüsü Aykut Akdemir, “TMMOB yarı kamu kurumu niteliğinde bir kamu kuruluşudur. Biz siyaseten değil akıl, bilim ve teknik üzerinden değerlendirme yaparız. Ona göre de sözümüzü söyleriz. Kriterlerimiz de öncelikli olarak kamu yararıdır. Projelerde kamu yararı olmalı. Aksi her türlü projeye de itirazımızı yaparız. Oysa Çeşme Projesi, kamuyu zarara sokan ve geri dönülmez ekolojik tahribata yol açan bir proje. TMMOB bu ülkenin ve bu kentin vicdanıdır. Şu ana kadar bizim bu kente zarar vermek için değil bu kentin alanlarının korunması, sağlıklı kentleşme için söylediğimiz herşey ne yazık ki karşılık bulmuyor. Bu proje de onlardan biri” dedi.

AKDEMİR: 3 RAPORU YAN YANA KOYUN, TÜMÜ 'KAMU YARARI YOK' DİYOR

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin rapor niteliğindeki stratejik planı, TMMOB'un ve bilir kişilerin hazırladığı 3 bilimsel raporun da Çeşme Projesi'nin sakıncaları, geri dönülmez zararlara yol açacağı ve kamu yararının olmadığına dair açık veriler içerdiğini kaydeden TMMOB İKK Sözcüsü Akdemir, “İzmir Büyükşehir belediyesi tarafından hazırlanan stratejik plan var. Bizim raporumuz var. Bilirkişi raporu var. Bu üçünü yan yana getirip koyduğunuzda hiçbirinde projeye dair kamu yararı olmadığı görülüyor” ifadelerini kullandı.

AKDEMİR: 'YAPTIM OLDU' PROJELERİ ZARAR VERİR

Projenin kendisinin 'rant' amaçlı olduğunu kaydeden Aykut Akdemir, “Bu projede ülkenin topraklarının birilerine satılması söz konusu. Hatta sattıktan sonra da alan kişi, kazandığımız parayla da onun altyapısını yapacağız diyor. Bu kamu yararı değil kamu zararıdır. Bir diğer tarafıyla da korunması gereken alanları önceliyoruz. Bölgede hiçbir şekilde yapılaşma ya da bu tip faaliyetlere izin verilmemeli. Kentin geldiği durumu dün akşam yaşadık. Bu kent deprem gibi doğal afetlerin sık yaşandığı bir bölge. Burada bu tip alanları yapılaşmaya açmamalıyız. Doğru planlamaya ihtiyaç var. Yarımadanın korunması gerekiyor. Tarım alanlarının korunması ve bunun dışında kalan alanların da doğru şekilde planlanması gerekiyor. Kamu yararı üzerinden planlanması gerekiyor. Onun dışındaki çalışmalar bölgeye büyük zarar verecektir. Yaptım oldu diye yapılacak projeler zarar verecektir” diye konuştu.

AVUKAT ERLAT: “SAYIN BAKAN BÖYLE BİR ŞEYİ NASIL SÖYLEYEBİLİR”

Çeşme Projesi davalarını yürüten Avukat Ömer Turgut Erlat, Bakan Ersoy’un ‘İzmirlilere ihanet olur’ ifadesine tepki göstererek “ Sayın bakanın kullandığı ihanet kelimesi, İzmir’in önde gelen saygın meslek kuruluşları ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yöneliktir. Bu ciddi ve ağır bir suçlama. Yenilir yutulur bir suçlama değil. Sayın Bakan ihanet diyor; ortada somut, objektif bir belge, bilir kişi raporu var. Sayın Bakan böyle bir şeyi nasıl söyleyebilir”

“BU KARAR HUKUK DEVLETİ OLAMAMANIN ÖZETİDİR”

Avukat Ömer Turgut Erlat, ortada büyük bir rant olduğunu savunarak, açılmış ve devam eden dava süreçleri olduğunu vurguladı. Erlat “ TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, EGEÇEP gibi çok sayıda saygın meslek kuruluşu ve çevreye duyarlılığı olan vatandaşlar dava açtı. Projenin hukuka aykırı olduğunu savundu. Danıştay da; ‘Önümüze gelen uyuşmazlığı çözebilmemiz için, bilir kişi incelemesi yaptırmamız lazım. Bilir kişi raporu, bu proje, şehircilik ve planlama ilkelerine aykırı, bölgenin doğal değerlerine zarar verecek, kamu yararı yok’ dedi. Mahkemeye açılan yürütmeyi durdurma talebi reddedildi. Mahkemenin bu son kararı, önceki kararı ile çelişiyor. Türkiye bir hukuk devleti değil artık. Yürütmeyi durdurma talebinin reddi kararı, hukuk devleti olamamanın özetidir.” İfadelerini kullandı.

ÇEVRECİ AVUKAT SENİH ÖZAY'DAN TEPKİ

Projeye karşı yürütmenin durdurulması davası açan, bu talep reddedilince de dosyayı Danıştay İdari Davalar Daireleri Genel Kurulu'na taşıyarak karara itiraz eden Çevre aktivisti ve bölge halkı adına da projeye karşı dava açan ünlü avukat Senih Özay da projeye siyaseten değil hukuken karşı çıktıklarını söyledi.

SENİH ÖZAY: DURUM NAZİK, SÜRECİ İZLEYECEĞİZ

Avukat Senih Özay, “Biz siyaseten değil hukuken yanlış diyoruz. Seçim yaklaşıyor. 'Çeşme Turizm Bölgesi olacak, bölgeyi ihya edeceğiz' diyerek seçimlerde oy alınmak isteniyor. Bu işler çok tehlikeli sonuçlara neden olabilir. Yani durum nazik. Bu durumu izleyeceğiz. Tüm odalar, barolar ayrı dava açtılar. Ben yörenin insanlarının ve çevrecilerin avukatı olarak açtım. İki dava yürürken, bunu aşma çalışması yapılıyor” dedi.

ÖZAY: HUKUKTA BUNA 'ARKAYA DOLANMA' DENİR

Süreç hakkında da bilgi veren Avukat Senih Özay, “Hikayenin özeti; istenen o bölgede turizm alanı yaratmaktı. Arap işadamlarına söz verildi. Buna karşı ODTÜ'ten 5 profesör 'olmaz, yanlış' dedi bilirkişi raporunda. Kamu yararı yok dediler. Bunun üzerine mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesi beklenirken, Danıştay'ın ilgili dairesi, yürütmeyi durdurma talebimizi reddetti. Biz de kararı 'yürütmeyi durdurma talebi reddedilemez' diyerek, Danıştay İdari Davalar Daireleri Genel Kurulu'na itiraz ettik. Şimdi dosya orda. Bunun kararı beklenmesi gerekirken, arkaya dolanılarak, imar planlarıyla oldu bittiye getirmeye çalışılıyor. Hukukta buna 'arkaya dolanma' denir. Mevcut bilirkişi raporu beğenilmediyse, o zaman başka bir üniversiteden Bilim Kurulu oluştursunlar, yeni bir rapor daha hazırlansın” açıklamasını yaptı.

ŞEHRAZAT MERCAN: O PLANLARA DA DAVA AÇACAĞIZ

Çevre davaları konusunda aktif Avukat Şehrazat Mercan, Bakan Ersoy'un Aralık'ta açıklanıp askıya çıktığını belirttiği planlar hakkında da dava açacaklarını belirterek, “O planlara da dava açacağız. Siyasetçi değiliz. Dava açanlar yurttaşlar ve ilgili sivil toplum örgütleri ve meslek odaları. Siyasi bir zemine çekilmesin. Sağdan sola herkesi ilgilendiren bir durum” dedi.

SİYASETÇİ DEĞİLİZ, BU PROJE SAĞDAN SOLA HERKESİ İLGİLENDİREN BİR DURUM

Avukat Mercan, Çeşme Turizmini Geliştirme ve Koruma kararına karşı Danıştay 6'ıncı Daire'de açtıkları dava olduğunu dile getirerek, 190 sayfalık bilirkişi raporunda da Çeşme Projesi'nin yarımadaya ve tüm bölgeye geri dönülmez bir zarar vereceği, kamu yararı olmadığı şeklinde net ifadeler olduğunu söyledi.

MERCAN: HUKUKİ SÜREÇ SÜRERKEN PLAN AŞAMASINA GEÇİLMEMELİ

Açtıkları dava ile ilgili 'yürütmeyi durdurma' kararı beklediklerini kaydeden Avukat Şehrazat Mercan, açıklamalarını, “Çeşme Projesi hakkında hazırlanan 190 sayfalık bilir kişi raporunda da birçok yönden uygun görülmediği gibi 'kamu yararı yok' denildi. Kamu yararı yok demek zaten durumu açıklıyor. Kamu yararı yok dediğinde artık orayı kullanmamanız gerekiyor. İşin en başından itibaren yanlış. Biz yürütmeyi durdurma kararı bekliyoruz. Dosyamız, İdari dava Daireleri Genel Kurulu'nda. Her an kararı bekliyoruz. Hukuka uygun hareket edip, hukuki süreçler devam ederken plan aşamasına geçilmemeli” şeklinde sürdürdü.

İZMİR YAŞAM ALANLARI MECLİSİ'NDEN TEPKİ

Çeşme Projesi'nin planlarının Aralık'ta askıya çıkacağı ile ilgili açıklamaları değerlendiren İzmir Yaşam Alanları Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Avukat İlyas Yaman, Çeşme Projesi'nin yarımadanın doğasına, ekolojiye büyük tahribat vereceğini, İzmir'in Kanal İstanbul'u olduğunu savundu.

İLYAS YAMAN: PROJEDEKİ ALANLAR KAMU ARAZİSİ

İlyasYaman, “Buraya İzmir'in Kanal İstanbul'u dedik. Herşeye karşı çıkıyoruz. Kanal İstanbul'a İstanbul'u mahvedeceği için, Çeşme Projesi'ne de yarımada ve bölgeyi mahvedeceği için. Rant projesi diyor sayın bakan. Tam da rant projesi bu. Çünkü bu alandaki proje kapsamındaki alanlar kamu arazisi. Herkesin malı olan, halkın milletin malı olan bu yeri özel sektöre açılıyor. Doğayı katletmesine gelirsek; buraya yapılacak her türlü yapı doğayı katledecek. Orada sadece insanlar yaşamıyor. Ortada bilirkişi raporu da var. Bu rapor da mı vatana hainlik yapmış oluyor? Ülkeyi yönetenler bilim insanlarına kulak vermek zorunda” dedi.

YAMAN: 3 BİNİ AŞKIN İMZAYI BAKANLIĞA GÖNDERDİK

Çeşme'de Eylül ayında proje hakkında halkın görüşlerini almak için çalışma yaptıklarını, imza kampanyası başlattıklarını dile getiren İlyas Yaman, “Sayın Bakan Ersoy, Aralık'ta planların askıya çıkacağını açıklamış. Herkesle görüştük, belli kesim karşı çıkıyor demiş. Halkı marjinalleştirmeye çalışıyor. Bu doğru değil. Örneğin biz geçen Eylül ayında Çeşme'de bir imza kampanyası düzenledik. Toplamış olduğumuz 3 bini aşkın imzayı da Bakanlığa gönderdik. Bakanlık resmi yazıyla imzaların teslim alındığına dair geri dönüş yaptı. Buradaki halk ve İzmirliler bu projeye karşı. Sadece sivil toplum örgütleri ya da meslek odaları değil karşı olan. Onlar bilgi önderliği yapıyor sadece” ifadelerini kullandı.

AVUKAT ARİF ALİ CANGI: YARIMADA TALAN VE YAĞMAYA AÇILIYOR

Projeye karşı yöre halkı adına dava açanlardan Avukat Arif Ali Cangı da, projenin planlarının ısrarla yapılması ve Aralık'ta askıya çıkacağına dair açıklamaları değerlendirdi.

AVUKAT CANGI: EKO-KIRIM SUÇU İŞLENEN BİR PROJEYLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Avukat Cangı, “Siz turizm bahanesiyle Çeşme yarımadasını talana ve yağmaya açarak, Yarımada’yı halka kapatarak ihanet etmiyorsanız, biz buna karşı durarak, yarımadanın doğal ve kültürel varlığını korumak, gelecek kuşaklara korunmuş şekilde bırakmak için direniyoruz, direnmeye devam edeceğiz. Bu ihanetse devam edeceğiz. Devam eden kesinleşen işlemlere ilişkin davalarımız sürüyor. Yarımada ekolojisi için ciddi bir yıkım. Eko kırım suçu işlenen bir projeyle karşı karşıyayız. Biz bu eko kırımı önlemek için ne gerekiyorsa yapacağız. Bakan bey ihanet dese de, biz devam edeceğiz. Umursamıyoruz, direnmeye devam edeceğiz” dedi.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERSOY NE DEMİŞTİ?

Çeşme Projesi ile ilgili açılan davalar hakkında ne düşündüğü sorulan Bakan Ersoy, “Sadece siyaseten bazı projelere hayır derseniz, her projeye rant projesi deyip kestirip atmaya çalışırsanız bu İzmir halkına ihanet olur diye düşünüyorum” dedi.

BAKAN ERSOY: PROJEYE ASKIYA ÇIKTIĞINDA PLANLAMANIN DOĞRU YAPILDIĞINI GÖRECEKSİNİZ

Çeşme Projesi'nin planlarının Aralık'ta askıya çıktığında endişe ve hassasiyetlerin giderilmiş olacağını belirten Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Çeşme Projesi planları Aralık'ta bitecek. Biz bütün bir kere yapılmasını istemeyenler dışında çok büyük bir kesim de yapılmasını istiyor. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Karşı çıkanların belirttiği noktaların çok büyük kısmının proje askıya çıktığında, endişelerine yer vermeyecek şekilde projenin, planlamanın doğru yapıldığını göreceksiniz” dedi.