Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Başkan Gümrükçü ile A'dan Z'ye: Harmandalı ve kentsel dönüşüm hakkında çarpıcı açıklamalar

Görevini büyük bir titizlikle yerine getiren, çevre dostu belediye başkanı

Görevini büyük bir titizlikle yerine getiren, çevre dostu belediye başkanı olarak tanımlanmaya başlanan Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Çiğli'nin imar planlarının yapılarak kentsel dönüşümü başlatmak için çoktan kolları sıvamış durumda. Birinci bölge imar plan revizyonlarını tamamlayan Başkan Gümrükçü, Harmandalı'da meydana gelen toprak kaymasının ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan ve Şubat ayı içerisinde tamamlanması beklenen bilimsel raporu beklediklerini söyledi. Adalet ve Kalkınma Partisi İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ve Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ'ın da bölgeye giderek inceleme yaptığı bölgedeki son durumla ilgili raporun hazırlanmasının ardından bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi seçeneğini Ankara'ya taşıyacaklarını açıkladı. Başkan Gümrükçü, “Harmandalı için hızlı davranalım” çağrısında bulunarak, “Raporun sonucuna göre biz yeniden oturup Harmandalı’nın, o bölgenin geleceğini Çiğli Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak konuşacağız. Ondan sonra rapor afet tezini destekliyorsa, konuyu AFAD’a taşıyacağız. AK Parti'ye de bildireceğiz. Görüşme sürecini başlatacağız. Rapor geldiği andan itibaren ben Çiğli Belediye Başkanı olarak elimden geleni yapacağım. Dosyamı alır Ankara'ya giderim” dedi.

DEMOKRAT GÜNDEM-RÖPORTAJ HABER-BİRİNCİ BÖLÜM-Görev sürecine dair biraraya geldiğimiz Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü ile imar planlarının ve kentsel dönüşüm çalışmalarının son durumundan sosyal belediyecilik anlayışıyla yürüttükleri ihtiyaç sahibi vatandaşlara yönelik çalışmalara, kadınlar, çocuklar, engelliler gibi dezavantajlı gruplara yönelik hizmetlerden kriz belediyeciliğine kadar pek çok konu başlığı hakkında ayrıntılı bir söyleşi gerçekleştirdik.

Harmandalı ile ilgili son durum ve ne olacağıyla ilgili ayrıntılı açıklamalarının dışında öğrendik ki kendisi ve belediyede görevli başkan yardımcısı ve teknik personelin de içinde bulunduğu 15 kişi ile birlikte Katip Çelebi Üniversitesi'nde kentsel dönüşüm alanında yüksek lisans yapıyorlar. Çiğli'nin yüzde 70'inin dönüşüm ve planlamaya ihtiyaç olduğunun bilincindeki kendisi de inşaat mühendisi olan Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, alternatif kentsel dönüşüm planları üzerine ekibiyle kafa yoruyor. Gümrükçü ve ekibi, Çiğli'den çıkacak özel bir kentsel dönüşüm modeli üzerinde de çalışıyor, 'kentsel akupunktur' kavramı üzerinden hareket ederek kentin ihtiyaç duyulan bazı noktalarında da bu yöntemi uygulama hazırlığı içinde.

GÜMRÜKÇÜ VE 15 KİŞİLİK EKİBİ DÖNÜŞÜM ALANINDA YÜKSEK LİSANS YAPIYOR VE…

Gümrükçü, bu durumu, “Bence kenti yöneten herkesin eğitim alması gerekiyor. İmar, planlama müdürü, başkan yardımcısı, teknik kadronun tamamı ile bu yüksek lisansta sınıf arkadaşıyız. Şu an biz öğreniyoruz. Uygulama aşamasına işte 2022 yılı içerisinde başlayacağız. Yüzde 70’ini yenileyeceğiz Çiğli’nin dedik ya, onun içinde onu pratik uygulama olarak göstereceğiz inşallah. İzmir’in önüne bir kentsel dönüşüm modeli getirme noktasında yani Çiğli’ye özel kentsel dönüşüm modeli getirme çalışmamız da var. Kentsel akupunktur kavramı var mesela. Vücudun belli stres noktaları var, oralara iğneyle bir baskı uyguladığınızda olumlu dönüşleri oluyor. Kentsel akupunktur da o. Kentin sıkıştığı, daraldığı, stres kaynağı olan bazı noktalar var. O noktalarda bir iyileştirme gittiğinizde o kent çapında olumlu etki yaratıyor. Çiğli özelinde, akupunktur uygulanması gereken noktalar özel olarak belirlenip, oraya hangi akupunktur tekniğini uygulayacağımızı çalışmamız lazım. Biz bunları çıkardık. Kentsel dönüşüm strateji belgemizde de var. Şimdi bunları imar planları üzerinde, revizyon planlarında da işaretleyeceğiz. Sonra dönüp bunlara özel proje olarak da çalışacağız. Şu an tam bunun üzerinde çalışıyoruz. Somutlaştıkça kamuoyuyla paylaşacağız zaten” diye konuştu.

""

31 MART GÜZELTEPE İÇİN BİR MİLAT OLABİLİR

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZBETON aracılığıyla Güzeltepe'de yürütülen kentsel dönüşüm çalışmasının son durumu hakkında tarih veren Başkan Utku Gümrükçü, “Hak sahiplerinin yüzde 50’ye yakını İzmir Büyükşehir Belediyesi ile anlaştı. Üçte iki çoğunluk gerekiyor. bir de büyükşehirin pratiğinde yüzde 99’lara varan bir anlaşma oranı var. Yarıyı geçtikten sonra biraz daha hızlanır diye düşünüyorum. Hak sahiplerinin büyükşehir başkanıyla en azından komite olarak görüşme talebi var. Başkanımız da Çiğli’de bir toplantıya katıldı. Orada görüşeceğini iade etti ilgililere. Şubat ayında onu da gerçekleştirirsek Mart sonuna imzaları tamamlamayı önümüze hedef olarak koyabiliriz. 31 Mart Güzeltepe için bir milat olabilir” ifadelerini kullandı.

KENTİN GELECEĞİNİ TASARLAMAK SADECE HAYIR DENEREK OLMAZ

Kentte taraflar arasında tartışma yaratan emsal artışı kararlarının odalar tarafından mahkemeye taşıma sürecini de değerlendiren Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü'nün bu konudaki yorumu ise, “Kentin geleceğini planlamak sadece itiraz etmekle olmaz. Kentin geleceğini planlamak bu kentin paydaşı olarak tartışma sürecini başlatarak, masaya oturarak, taraf olarak olur. Hayır denerek olmaz” şeklinde oldu.

BAŞKAN GÜMRÜKÇÜ'YE YÖNELTTİĞİMİZ SORULAR VE YANITLARI:

DEMOKRAT GÜNDEM-Çiğli'de birinci bölge imar planlarını tamamlamıştınız, ikinci bölge yapılacaktı. Harmandalı'da toprak kayması sonrası son durum nedir?

UTKU GÜMRÜKÇÜ: İkinci bölge kaldı. Yollayacaktık, toprak kayması oldu. İkinci bölge olarak ayırdığımız alanla toprak kaymasından etkilenen alan aynı. Dolayısıyla onu bir yeniden çalışalım derken, araya toprak kayması girince, bu sefer büyükşehir belediyesinin hazırladığı rapor doğrultusunda plan çalışmasını güncelleyelim dedik, bir. İki, o bölgede kalan arsalar eğer toprak kaymasından etkileniyorsa o bölgenin imara kapatılıp afet bölgesi ilan edilmesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çiğli Belediyesi’nin beraber AFAD’a, yani Cumhurbaşkanlığına başvuru yapması lazım. AFAD’ın bunu kabul ettikten sonra da yöntem. Kamulaştırmaya mı gidilecek yoksa başka yerlerde olduğu gibi TOKİ eliyle hazine arazilerine mülkiyeti kaydırıp, onlara işte oradan daire verilmesi gibi bir yöntem mi olacak?

"BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNİN BİLİMSEL RAPORU İLE NET FOTOĞRAF ELİMİZDE OLACAK"

Hangi yöntem kabul edilebilir? Biz şu an isteyen tarafız. Geldiğimiz noktada.dolayısıyla bir Ankara boyutu oluştu işin. Bizim gerek AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ olsun gerek AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli olsun, bölgeye geldiler. Toprak kaymasının olduğu bölgeye. Yani bölgeyi biliyorlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ben kendim ilettim. İzmir Valisi’ne, bakana ve adı geçen diğer ilgililere dosya takdim ettim. Konunun içeriğini yılbaşından önce anlattım. Şimdi büyükşehirin gelen raporuyla beraber bir netlik oluşacak. Net bir fotoğraf çekeceğiz. Şu anda flu. Raporla fotoğraf netleşecek. Netleştikten sonra masadaki seçeneklerimizden olan, riskli alan ilan edilip kentsel dönüşüme sokma konusu muhtemelen kalkacak ortadan. Afet bölgesi seçeneği, ki 3 ay önce ben zaten kamuoyuyla, ‘Burası afet bölgesi ilan edilsin’ diye paylaşmıştım.

O seçenek masada kalacak. Seçenek masada kaldıktan sonra işin Ankara boyutu oluşacak. Onu iyi çalışmamız lazım. Şansımız AK Partili Hamza Dağ, Kerem Ali Sürekli gibi iktidar partili yetkililerin olay yerini görüp incelemesi. Yardımcı olmak istemeseler bence vatandaşın yanına gelmezlerdi. Yardımcı olmak için geldiler. Şimdi büyükşehir belediyesinin getireceği sonuç raporu doğrultusunda elimizde bilimsel bir veri olacak. Bilimsel veriye dayalı olarak taraflar masaya oturması gerekecek.

""

"RAPOR DA AFET TEZİNİ DESTEKLİYORSA KONUYU AFAD'A TAŞIYACAĞIZ"

Dün büyükşehiri aradım, 31 Aralık’a kadar gözlem, ön rapor var, kesin rapor değil. Gözlem süreci bir- iki yıl daha devam edecek. 31 Aralık’a kadar gözlemi yapıp sonrasında raporun teslimi olacaktı. Raporun bir kısmını gördüm, son hali değildi, bize resmen henüz tebliğ edilmedi. Dün büyükşehir genel sekreter yardımcısı Suphi Bey ile görüştüm. Raporun sonuçlanmasına göre biz yeniden oturup Harmandalı’nın, o bölgenin geleceğini Çiğli Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak konuşacağız. Ondan sonra rapor afet tezini destekliyorsa, konuyu AFAD’a taşıyacağız. AK Parti'ye de bildireceğiz. Görüşme sürecini başlatacağız. Rapor geldiği andan itibaren ben Çiğli Belediye Başkanı olarak elimden geleni yapacağım.

"DOSYAMI ALIR ANKARA'YA GİDERİM VE.."

Dosyamı alır Ankara’ya giderim. Dediğim gibi daha önce zaten Vali Bey ile Çevre ve Şehircilik Bakanı ile AK Parti İl Başkanı ve MYK üyesi ile görüştüm. Afet bölgesi ilan edilmesiyle ilgili. İlk inceleme raporlarını da takdim ettim. Bölgede çöp tesisinin olması Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da konuya dahil olmasını gerektiriyor. İl müdürüne de bilgi verdim. Şimdi rapor doğrultusunda hep beraber değerlendirmeliyiz. Daha öncekiler gözlemden kaynaklı sonuçlardı. Biri çöp kayıyor dedi, öbürü yer altı suyundan oluyor, diğeri deprem tetikledi dedi vesaire. Şimdi bu rapor bize sebebini belki vermeyecek ama sonuçtan etkilenecek bölgeyi verecek.

"ELİMİZDE AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMESİ SEÇENEĞİ KALIYOR"

Dolayısıyla doğal afet durumları bizim değiştirebileceğimiz sebepler değil. Eğer depremse, ya da oradan hafriyat alınması ise. Ki hafriyat alınalı 20 sene olmuş. Böyle bir şey varsa sonucu değiştirmez zaten. Depremi engellemek, ya da olmuş olan kaymayı geriye götürme durumumuz yok. E bir ihtimal, fore kazık imalatıyla çeperlenebilir mi? Gündemi vardı. Kayma öyle engellenebilir mi diye. Gördüğüm kadarıyla raporda onu da aşmış, yani çözüm olmayabileceğiyle ilgili bir ön bilgi var. Dolayısıyla bizim önümüzde afet bölgesi ilan edilmesi seçeneği kalıyor. Bundan sonrası vatandaşlarımızla beraber konuyu İzmir ve Ankara boyutuyla ele alıp, konuyu bilimsel şekilde masaya yatırıp, yurttaşlarımızın mağduriyetini minimuma indirecek bir çözüm bulmak.

"HARMANDALI İÇİN HIZLI DAVRANALIM"

Hızlı davranacaklarını düşünüyorum. Hızlı davranalım hep beraber. Harmandalı için hızlı davranalım. Belki büyükşehir belediyesinden de bu yönde bir karar alacağız. İşte rapor geldikten sonra bu ihtimalleri masaya yatıracağız. Belki kamulaştırma maliyetini İzmir Büyükşehir Belediyesi de katkı koyacak nakit olarak. Şubat ayı içerisinde, 15’ine kadar bekliyoruz raporun gelmesini.

"AK PARTİLİ ARKADAŞLARIN DA VATANDAŞIN ÇIKARI YÖNÜNDE HAREKET EDECEĞİNE EMİNİM"

Avantajımız bölgeyi görmeleri. Yurttaşların hassasiyetlerini paylaşmaları. Birkaç kere gelip incelediler. Bilimsel raporu da elimize aldığımızda sonucu daha net bir biçimde göreceğiz. Çiğli ile ilgili birçok konuda AK Partililer bize destek oldular. Tramvayın hızlandırılması noktasında Hamza Dağ devreye girdi. Hatta başkanımız Tunç Soyer teşekkür etti, hatırlarsanız. Ben bu konuda da AK Partili arkadaşların halkın yararına olan konularda siyaseti değil vatandaşın çıkarını dikkate alarak hareket edeceklerine eminim. O anlamda sorun yaşanacağını zannetmiyorum.

D.G: Ülkede yaşanan yüksek enflasyon, zamlar toplumun çoğunluğunun beli bükmüş durumda. Burada sosyal yardımların önemi artıyor. Çiğli'de bu yönde yapılan çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

U.G: Biz 2019 yılında belediyeyi devraldığımızda sosyal yardım işleri müdürlüğü vardı. Başka personeli yoktu. Bütçesi ise sıfırdı. Geldiğimiz noktada yılbaşından öcne oluşturduğumuz  bütçede ciddi bir ark oluşturduk. Vatandaşın tespiti, başvurusu, başvurunun sonuçlanması, geriye dönük memnuniyetin ölçülmesiyle ilgili bir altyapı kurduk. Pandemi de bu süreci bütün her yerde olduğu gibi hızlandırdı. Ama biz bunun altyapısını zaten çalışmıştık. Sosyal yardım bütçesini sıfırdan 13 milyona çıkardık. Bunun içerisinde askere giden gençlere destek, yeni doğan bebeklere paket gibi birçok hizmetimiz var. Eylül ekim aylarında bizim her ay yardım yaptığımız bin 100 hanenin 600’üne bir anket çalışması yaptık. Yani vatandaşın belediyeden beklentileri neler?

D.G: Yardım yapılan hanelerdeki vatandaşa geri dönüş için soru sordunuz yani?

U.G: Sosyal yardım hizmeti ne şekilde çeşitlendirilebilir? Mesela bebek bezi ve maması şu an satın alınabilir durumda değil. Çiğli Belediyesi’nin de böyle bir hizmet vermesi gerekir gibi gibi sonuçları çıkardık. Bunu önümüze koyduk. Sonra sıcak yemek, koli, engellilerin 31 Ocak’a kadar tek tek evinde taraması yapılıp yeniden gözden geçirmesini yaptık 2022 yılı için. Şimdi 2022 yılında ayırdığımız bütçeyle vereceğimiz yardımların satın alma süreçlerini başlatmış durumdayız. 2022 yılında 13 milyon. Bir de bunun üzerine CHP Genel Merkezi’nin bizden istediği ‘sosyal haritalama’ diye bir çalışma var.

D.G: Nedir bu çalışmanın içerik ve ayrıntısı?

U.G: Biz ne yaptık? 3 bin 500 civarında engelli yurttaşımızı evinde ziyaret ettik. Devletin resmi rakamı. Bunların haritasını çıkardık; görme engelli mi zihinsel, işitsel engelli mi gibi. Sonra onların neye ihtiyacı olduğunu sorduk; tekerlekli sandalye mi beyaz baston mu? Üniversite öğrencisi bir kızımız vardı mesela, onun ihtiyacı olan ders kitaplarıydı mesela. Gibi. Bunları çalıştık. Sonra bu konuda çalışan kurumlarla İzmir’de, mesela Güzelyalı’daki görme engelli kitaplığı var. Orayı ziyaret ettim, orada sesli kitap seslendirdik gibi. Bunlarla yani engelliler ile ilgili alanda çalışan kurumlarla işbirliğimizi geliştirdik. Bize birisi engellilerin taşınması için araç bağışladı, ortak hizmet protokolü ile bizim kullanımımıza tahsis etti. Sonra, 10 bin kadını evinde ziyaret ettik. Ki kadın yoksulluğu Türkiye’nin en büyük sorunlarından bir tanesi. Onların ihtiyaçlarını taradık. Sonuçları geliyor. Çeperlerde yoğunlaşıyor. 18 yaş üstü 6 bine yakın gençle çalışma yaptık, seçimlerde ilk kez oy kullanacaklar dahil. Anket ve envanter çalışması. Belediyeden iş ihtiyacı var mı, eğitim durumu ne. Hem bir envanter hem bir anket. Bundan sonra da yaşlılar üzerine, 65 yaş üstüyle görüşülecek. Talepleri alınacak. Buradan alacağımız verileri sosyal yardım envanterimize ekliyoruz.

""

"SOSYAL MARKET, GIDA BANKASI, KIZILAY İŞBİRLİĞİ İLE BİN 500 HANEYE DÜZENLİ YARDIM YAPILIYOR VE… "

Şu anda Çiğli Belediyesi’den ayda bin 500 hane periyodik olarak yardım alıyor. Bununla da ilgili üç şeyimiz var. Belediye bütçesi, bir. İki, belediye işçilerinin gönüllü bağışlarıyla beslenen bir derneğimiz var bizim. Adı Gıda Bankası. İşçilerin bağışlarıyla satın alma yapıyor bu banka. Pazarlara imece panoları var üçüncüsü. Yurttaşlarımız oradan alışveriş yapıyorlar. Gönlünden geçenleri askıya asıyorlar. Askıdan biz alıyoruz, vatandaş toplamıyor. Biz taze sebze-meyveyi topluyoruz. Günlük ekip dağıtımını yapıyor. Kalırsa belediyenin soğuk hava deposunda bekletiliyor, öbür gün dağıtımını yapıyor. Ve bu pazarlar her gün var. Her gün bu çalışma oluyor. Taze sebze veriliyor. Sonra gıda bankacılığı üzerinden birçok firma ellerindeki kullanım süreleri dolmak üzere olan ürünlerini bağışlıyorlar. Biz bunları da topluyoruz ve ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Bu ikinci boyutu. 3. Boyutu Kızılay ile yaptığımız bir işbirliği protokolü var. Oradan açtığımız bir sosyal market var. O sosyal markette ihtiyaç sahiplerine kart veriyoruz. E devlet üzerinden sorgulama yapılıp yerinde gözlem yapıldıktan sonra verilen hizmetler bunların hepsi. Onlar kartlarıyla alışveriş yapıyor. Mesela bebeği varsa, o kartla bebek maması, bezi alabiliyor. Yoksa alamıyor. İhtiyacına göre bir yükleme yaptık. Bu şekliyle sabit bin 500 haneye yardım yapıyoruz. Ama bizim ay içinde yaptığımız yardım bazen 3, bazen 4 bin oluyor. Bazı durumlarda acil ihtiyaçlılar oluyor. Evi yanıyor, işsiz kalıyor gibi gibi. Bunlar da periyodik olarak ihtiyaç sahibi olmaya devam ediyorsa ana listeye aktarıyoruz. Etmiyorsa geçici de kalıyor. Sonra bunları bir de halk eğitim, iş-kur, belediyenin istihdam çalışması olan İş’te Çiğli kapsamında, meslek edindirme kursu ve özellikle OSB’lerdeki fabrikalara yönlendiriyoruz.

D.G: İş’te Çiğli’ye katılım çok fazla diye biliyorum.

U.G: Katılım çok yüksek evet. Hem iş arayan hem iş bulan sayısı fazla. En güzel tarafı da zaten o iş bulan sayısının fazla olması. Başka yerlere de gidiyoruz. Meslek edindirme ile çok sayıda kurs açıyoruz. Kadınları da hem ekonomik olarak desteklemek hem de güçlendirmeye çalışıyoruz. Kadın kooperatifçiliğini hem destekliyoruz hem de ortak olduk bir kooperatife belediye olarak. Şu anda 2 tane kadın kooperatifi ve kadın çalışmaları yapan 6’ya yakın dernek var. Faal çalışıyorlar. Geçen hafta toplantı yaptım. Yılbaşı öncesi Kasaplar Meydanı’nda ücretsiz stantlar verdik. Aynısını 14 Şubat’ta yapacağız. Ayda bir ya da iki ayda bir periyodik, Çiğliyi gezen, satış stantlarıyla desteklenen çalışma. Katılanlar memnun. Hane halkı gelirini destekleyici bir çalışma. Eğitimler de veriyoruz. Orada da ciddi anlamda kursiyerimiz var. Kadın çalışmasını da Çiğli Belediyesi’nden ayırarak belediyeye yüz metre mesafede 4 katlı bir bina ayarladık, oraya taşıdık.

D.G: Neler yapılacak peki bu merkezde?

U.G: Orada kurs açıyoruz, kursa gelen kadınların çocuklarının eğitim alabileceği bir alan var. Psikolog, sosyolog, hizmet uzmanı arkadaşların çalıştığı ofisler var. 4 katlı bir merkez. Bir katı kadın istihdamı, bir katı eğitim alanı, bir katı kreş. Nermin Abadan Unat’ın adını verdik oraya. 8 Mart’ta da resmi açılışını yapacağız. Hayırlısıyla. Harmandalı’da Uğur Mumcu Kültür Merkezimiz var. Onun da bir katını eğitim çalışmalarına ayırdık. Halk eğitim müdürlüğü ile de kurs veriyoruz. Halk eğitim destekli bir ana sınıfı açıldı orada. Masal evi mantığıyla hem kadını üretime teşvik edip bir taraftan çocuğunun eğitim almasına olanak sağlıyoruz. Ücretsiz kurslar bunlar.

D.G: Kriz belediyeciliği yapıyorsunuz. Her an afet olabiliyor, kuraklık, yoksulluk var.

U.G: Pandemi, deprem, sel belediyelerin yükünü attırdı. Bir de iki konu belediyeciliğin yükünü arttırdı. İki tane yetki devri oldu bir konuda. Bunu kimse konuşmuyor pek.

D.G: Hangi konuda yetki devri oldu?

U.G: Biri, kentsel dönüşümde riskli bina tespit yetkisinin ilçe belediyelerine verilmesi. Karşıyaka’nın yarısı yıkılmış durumda mesela, bu da belediyenin iş yükünü ciddi bir biçimde arttırmış durumda. Biz belki az etkilendik ama sonuçta bizim de görevimiz arttı. Karşıyaka, Bornova, Bayraklı gibi. İkincisi, İzmir Büyükşehir Belediyesi altyapı kazılarının tamamını kendi denetliyordu. İznini kendi veriyordu. Şimdi neredeyse yüzde 80’i ilçe belediyelerine devroldu. Bu da kriz belediyeciliğinin içinde. Kriz sadece ekonomik kriz yok. Deprem de bir kriz. Sürekli kazı, dolgu çalışması ve onun kapatılması denetlenmesi de.

D.G: Çok önemli bir nokta aslında bu. Sokaktaki vatandaşın ilk dikkatini çeken şey yollar kazıldı, yapılmadı, geç yapıldı, yine mi yapıldı şeklinde olabiliyor. Oy noktasında da önemli.

"2022 YATIRIM PLANINI SUNMAYAN HİÇBİR FİRMAYA KAZI İZNİ VERMEYECEĞİM"

U.G: Eskiden ilçe belediyelerinin böyle bir yetkisi yoktu. Şimdi ilçe belediyeciliği daha zorlaştı ve soruna anlık müdahale yeteneği olan ve kurumsal kapasitesini ona göre uyarlamış belediyeler başarılı, diğerleri başarısız gibi net bir ölçü olacak gibi görünüyor. Kazı sürekli olacak. Mesela Çiğli defalarca kazıldı, hala da kazılıyor. Biz, ben belediye başkanı olarak kazı yetkisi için, ‘benim iznim dışında kimseye kazı vermeyin’ dedim. 1 Ocak’tan itibaren. Tüm kazıları kendim denetleyeceğim. Geçmişte yapılan kazıların kapatılacağına dair büyükşehir belediye başkanımız şubat sonuna kadar süre verdi. Onların birçoğunun ruhsatı büyükşehir belediyesine kesilmişti. Kamuoyuyla paylaşmıştı zaten. Şimdi 1 Ocak’tan itibaren 2022 yatırım planını belediye başkanlığına sunmayan hiçbir firmaya kazı izni vermeyeceğimizi hem yüzlerine söyledim hem de whatsapp’tan yazdım. Bizim ortak grubumuz var. Uydu, televizyon, fiber internet, elektrik, kanalizasyon, doğalgaz gibi.

D.G: Bir karmaşa kaos vardı. Biri kazıyor, diğeri kapatıyor, vatandaş dertli bu konuda.

U.G: Evet. Herkes de topu birbirine atıyor. Bu işin bir boyutu. Mesela belediye olarak, Türk halkının en büyük şikayeti aynı yolun defalarca kazılması, müteahhit zengin ediliyor gibi bir algı oluşuyor. İki, yollar açık kalınca vatandaş rahatsızlığı artıyor. CHP’li belediyelere de birçok eleştiri oradan geliyordu. Halbuki, aynı yolu 8 ayrı firma kazıyor. Bunlar eskiden devletindi, şimdi çoğu özel oldu. Dolayısıyla özel şirketlerle görüşüyoruz bu anlamda. Biz ne yapıyoruz? Yol çalışması ya da üst yapı çalışması, imar planı, park çalışması yapacağız diyelim. Bu bölgeleri firmalara bildiriyoruz. Diyoruz ki, 3 ay içinde ya da 6 ay içinde bu bölgedeki altyapı çalışmalarınızı bitirin. Çünkü biz siz bitirdikten sonra buraya yol yapacağız. Mesela Uğur Mumcu’da şikayet alan bir bölge var. Orada süre verdik. Kazıların tamamlanması için.

'BİR YERDE DEFALARCA KAZI YAPILMASINA İZİN VEREMEM' DEDİM

Mesela, 'Biz sizi bu sokağa iki yıl sokmayız' diyoruz. İnşaat mühendisi bir belediye başkanının olduğu yerde defalarca kazı yapılmasına izin veremem dedim. Dolayısıyla öncelikli alanları biz tespit edip firmaları önce oraya yönlendirip sonra diğer bölgelere, ihtiyaca göre kazılmasıyla ilgili bir koordinasyon ve denetim şeyini de üzerimize almış durumdayız. Bir de kurumlar arası karmaşayı engellemek için, ‘Ben kazdım da kapatma yetkisi şundaydı’ tartışmasını kapatmak için İzmir genelinde de Çiğli genelinde de, ‘Kazan kapatır’ diye bir kural belirledik artık. Kim kazıyor? Gaz şirketi diyelim. O kapatsın. Genel bir kaide de belirledik.

D.G: Şu anda Çiğli’de vatandaşın ‘Burası kazıldı ama hala kapatılmadı’ dediği bir yer kalmadı mı ya da kalmayacak mı?

U.G: Lokal birkaç bölge var şu an sadece. Ama şöyle diyelim size, 2022 yılında böyle bir sorunu yaşamayacağız.

D.G: Emsal artışıyla ilgili çıkan kararlar kentte büyük tartışma konusu oldu. Oda dava açtı, odanın dava açmasına depremzedeler tepki gösterdi, oda bir kez daha açıklama yaparak dava açma nedenini anlatı vesaire vesaire. Süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Çiğli’de de kentsel dönüşümün fotoğrafını çekebilir misiniz?

U.G: Depremden sonra 15 ay kaybetmiş durumdayız. Her an deprem olabileceği gerçeğini biliyoruz. Çünkü Türkiye’de yaşıyoruz. Dolayısıyla bu tartışmaların hızlı kapanması  olumlu ya da olumsuz, önemli. Ki dönüşüm sürecinin önündeki en temel başlık belirsizlik. Belirsizlik ortadan kalktığında, emsal olacak mı olmayacak mı mesela, en büyük belirsizlik bu. 3-4 tane belirsizlik süreci var kentsel dönüşümde. Parayı nereden bulacağız, hangi müteahhide yaptıracağız, müteahhit buradan zengin olacak mı, emsal artışı olacak mı olmayacak mı gibi sorular var. Bu soruların cevapları netleştiğinde süreç zaten hızlı yürüyor. Dolayısıyla bizim görevimiz belirsizlikleri mümkün olduğunca ortadan kaldırmak. Fakat büyükşehir belediyemizin aldığı karar sonucunda, Bayraklı, Çiğli, Bornova’da bina bazlı yüzde 20 artış kararı sonrasında konu mahkemeye taşındı. Dolayısıyla öncelik şu an mahkemenin vereceği kararda.

D.G: Sizin görüşünüz. Siz de inşaat mühendisisiniz. Oda yetkilileri bu kararlarla bir kent suçu işlendiğini, buna ortak olamayacaklarını belirtiyor. Ortada bir kent suçu var mı?

"EMSAL ARTIŞI MAHKEME KARARIYLA BOZULURSA BİR DAHA BÖYLE BİR SÜREÇ YAŞANAMAZ"

U.G: Bu kararlar genelde siyasi kararlardır. Bazen bilimsel teknik yaklaşımlar konuyu doğru görmenizi sağlamayabilir. Orada bir uzlaşı sağlanamadı. Sağlansaydı zaten böyle olmazdı. Şimdi süreç yargıya taşındı. Herkes kendi kurumsal kimliğinin gerektirdiği şeyleri yapıyor. Yani belediyeler vatandaşa göre, odalar teknik olanı buldukları için o doğrultuda hareket ediyor. Siyasetçi başka bir şey yapıyor. O öyleydi bu böyleydinin dışında bir geniş konsensusu nasıl sağlarız, bu mahkeme kararı neticesinde olur tabi bu. Ve dönüşümü nasıl hızlandırırız diye bakmak lazım. Tartışmayı kapatacak olan mahkeme kararı olacak. Emsal artışı mahkeme kararıyla bozulursa zaten bir daha böyle bir süreç yaşanmaz.

"KENTİN GELECEĞİNİ PLANLAMAK SADECE 'HAYIR' DENEREK OLMAZ"

Buna kent suçu denemez ama. Kentin geleceğini planlamak sadece itiraz etmekle olmaz. Kentin geleceğini planlamak bu kentin paydaşı olarak tartışma sürecini başlatarak, masaya oturarak, taraf olarak olur. Hayır denerek olmaz. Kentler maalesef dünyada büyüyor. Türkiye’de de büyümeye devam ediyor. İzmir 4 milyonu geçtikten sonra birçok sorunu yaşamaya başladı mesela. Trafik arttı vesaire. Ege bölgesi İstanbul otobanının açılması, ama pandemi etkisi, ama nüfusun akacak yer bulamaması, ama buranın doğal güzelliklerinden kaynaklı bir yeni nüfus potansiyeli barındırıyor. Dolayısıyla İzmir’in nüfusu artmasın diyemeyiz. Sınırı kapatamayız. Bu kentin büyüyeceğini düşünerek ama arsa üretimi olsun ama kentsel dönüşümle yeni modeller olsun, ortaya koymamız gereken bazı gerçeklikler var.

"BEN DAHİL 15 TEKNİK PERSONELİMİZ KENTSEL DÖNÜŞÜM ALANINDA YÜKSEK LİSANS EĞİTİMİ ALIYORUZ VE…"

Dün bir toplantı yaptık mesela bununla ilgili. Alternatif kentsel dönüşümüyle ilgili ne yapılabilir diye. Çok katlı bina mı çözümdür, işte beş kata kadar vermek mi iyidir, ovada mı çözmek gerekir dağda mı çözmek gerekir? Sanayi, sosyal kültürel alan, tarımsal alan, bunları koruyarak nasıl nüfusu merkezin dışına taşıyabiliriz. Çünkü merkez yoğunluğu da yüksek İzmir ve Çiğli’de. Bunu da yaymak gerekir. Bunun üzerine bir toplantı yaptık. Biz Çiğli Belediyesi olarak bu konuyu da çok önemsiyoruz. Ben dahil belediyedeki 15 arkadaşımız, teknik personelimiz, kentsel dönüşüm dalında yüksek lisans yapıyoruz. Katip Çelebi Üniversitesi’nde. Birinci dönemi de bitirdik. İyi notlar, geçer not aldık. Şimdi üniversitede aldığımız geçer notu Çiğli’ye uygulayacağız umarım.

D.G: Çok önemli bir durum bu. Peki yüksek lisans dersleri sırası ve sonrasında bunu bilmiyordum ya da bunu şöyle yapmamız daha iyi olur dediğiniz neler oldu?

"ÇİĞLİ'DEN ÇIKAN BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM MODELİ OLSUN İSTİYORUZ"

U.G: Somut olarak şu diyemem. Bir çok kavram var ama yapılabilirliği üzerine daha başlamadık. Ufuk açıcı bir eğitim alıyoruz. Bence kenti yöneten herkesin eğitim alması gerekiyor. İmar, planlama müdürü, başkan yardımcısı, teknik kadronun tamamı ile bu yüksek lisansta sınıf arkadaşıyız yani. Başkanın talimatıyla ortak bir karar. (Gülümsüyor) Yani ben karar verdim, onlar da sağ olsunlar uydu. Herkes bilgili olacak bu konuda. En büyük olay şu, şimdi her kurum kendi kapasitesini biliyor ve kendi önüne çıkan sorunları çözmeye gayret ediyor. Halbuki Türkiye’nin ve dünyanın birçok birikimi var her alanda. Bu alandaki güncel doğru çözümleri öğrenip onu, küresel düşün yerel davran gibi. Dünyadaki çözümleri incele, Çiğli’ye hangileri uyarlanabilir onlara bak. Şu an biz öğreniyoruz. Uygulama aşamasına işte 2022 yılı içerisinde başlayacağız. Yüzde 70’ini yenileyeceğiz Çiğli’nin dedik ya, onun içinde onu pratik uygulama olarak göstereceğiz inşallah. İzmir’in önüne bir kentsel dönüşüm modeli getirme noktasında yani Çiğli’ye özel kentsel dönüşüm modeli getirme çalışmamız da var. Onu da bu yıl gündemimize aldık. Yani teorik. Çiğli’den çıkan bir model olsun istiyoruz. Çünkü her noktanın, her bölgenin kendine özel durumu, özellikleri var. Bir genel geçer kentsel dönüşüm modeli oturtamayız dünyaya, Türkiye’ye İzmir’e. Çiğli’nin tamamına da oturtamayız. Dolayısıyla kentsel akupunktur diye bir kavram var.

D.G: Kentsel akupunktur?

"ÇİĞLİ ÖZELİNDE KENTSEL AKUPUNKTUR YÖNTEMİ DE UYGULAYACAĞIZ"

U.G: Evet. Kentsel akupunktur. Akupunktur neydi? Vücudun belli stres noktaları var, oralara iğneyle bir baskı uyguladığınızda olumlu dönüşleri oluyor. Kentsel akupunktur da o. Kentin sıkıştığı, daraldığı, stres kaynağı olan bazı noktalar var. O noktalarda bir iyileştirme gittiğinizde o kent çapında olumlu etki yaratıyor. Mesela Çiğli özelinde, akupunktur uygulanması gereken noktalar özel olarak belirlenip oraya hangi akupunktur tekniğini uygulayacağımızı çalışmamız lazım. Biz bunarı çıkardık. Kentsel dönüşüm strateji belgemizde de var. Şimdi bunları imar planları üzerinde, revizyon planlarında da işaretleyeceğiz. Sonra dönüp bunlara özel proje olarak da çalışacağız. Şu an tam bunun üzerinde çalışıyoruz. Somutlaştıkça kamuoyuyla paylaşacağız zaten.

D.G: Tek başına bir ilçe belediyesinin kentsel dönüşüm gibi çok yönlü, taraflı bir sorunun altından kalkması mümkün müdür?

U.G: Kalkamaz. Büyükşehir belediyemizle iyi bir diyalog halindeyiz. Kentsel dönüşümde riskli alan ilan etme yetkisi bize geçtiği için bina bazlı, o anlamda elimizi bağlayan çok bir şey yok. Hızlanabiliyoruz. Bina bazında. Ada bazında plan yaptığımızda büyükşehirle konuşuyoruz. 6306 yapacağımız zaman da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile çalışıyoruz. Bakanlık o bölgeyi riskli alan ilan ettikten sonra kentsel dönüşüm tasarım projesi oluşmaya başlıyor. Mesela Balatçık Dağ Mahallesi ile ilgili bir başvurumuz var bakanlığa. Yılbaşından önce görüştük. Yılbaşından sonra ek bazı değişiklikleri yapmamızı istediler. Şubat ayı içerisinde bir daha görüşeceğiz. Orada bir olumlu süreç yürüyor. Balatçık Dağ Mahallesi Kentsel Dönüşüm diye geçer.

D.G: Güzeltepe’deki son durum?

31 MART GÜZELTEPE İÇİN BİR MİLAT OLABİLİR

U.G: Hak sahiplerinin yüzde 50’ye yakını İzmir Büyükşehir Belediyesi ile anlaştı. Üçte iki çoğunluk gerekiyor. bir de büyükşehirin pratiğinde yüzde 99’lara varan bir anlaşma oranı var. Yarıyı geçtikten sonra biraz daha hızlanır diye düşünüyorum. Hak sahiplerinin büyükşehir başkanıyla en azından komite olarak görüşme talebi var. Başkanımız da Çiğli’de bir toplantıya katıldı. Orada görüşeceğini iade etti ilgililere. Şubat ayında onu da gerçekleştirirsek Mart sonuna imzaları tamamlamayı önümüze hedef olarak koyabiliriz. 31 Mart Güzeltepe için bir milat olabilir.

Demokrat Gündem