Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Başkan Tugay, canlı yayında yanıtladı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy ile Ana Haber programının canlı yayın konuğu oldu. Sosyal medyada hakkında yürütülen kampanyalar olduğunu kaydeden Başkan Cemil Tugay, “Bir troll ordusu var. Kim organize ediyor bilmiyorum ama belli ki tek görevleri bizi kötülemek. Genel Başkanımız bile bu saldırılara maruz kalıyor. Halk bunları gerçek sanıyor ama öyle değil” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Habertürk TV'de Mehmet Akif

DEMOKRAT GÜNDEM-HABER MERKEZİ-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy ile Ana Haber programının canlı yayın konuğu oldu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Habertürk TV’de Mehmet Akif Ersoy’un konuğu oldu.

Başkan Tugay, İzmir Körfezi’ndeki kirlilikten Tunç Soyer davasına, hükümetle ilişkilerden parti içi tartışmalara kadar birçok başlıkta dikkat çeken açıklamalar yaptı.

“Körfez bizim için hayati bir alan”

İzmir Körfezi’nde kirlilik ve koku sorununa ilişkin konuşan Başkan Tugay, düzenli ölçümler yaptıklarını belirterek, sorunun geçmiş yıllardan gelen birikimden kaynaklandığını söyledi: “Bugün mesela koku yoktu ama genel olarak uzun yıllardır süren bir kirlilik var. Metrelerce kalınlıkta birikim oluşmuş durumda. Sadece kanalizasyon atıkları değil, organik içerikler de var. Körfez, İzmir için çok önemli. 4,5 milyon nüfusun 3 milyonu körfez çevresinde yaşıyor. Biz göreve geldiğimizde 4. faz arıtmayı devreye aldık, bu da hızlı bir iyileşme yarattı.”

Başkan Cemil Tugay, sorunun iklim değişikliğiyle de ilişkili olduğunu belirtti: “Sıcak hava ve mikroorganizma patlamaları zaman zaman koku ve balık ölümlerine neden oluyor. Modifiye kil uygulamasıyla müdahale ediyoruz. Çevre Bakanlığı ile sürekli temas halindeyiz ancak henüz mali destek alamadık. Kalıcı çözüm için çamur bertaraf gemisine ihtiyacımız var, bunu bakanlık desteğiyle yapabiliriz.”

“Bakanlarla görüşmem gayet normal”

Tugay, son dönemde Hazine, Ulaştırma ve Çevre bakanlarıyla yaptığı görüşmelere yönelik eleştirileri de yanıtladı: “Almanya veya Fransa’da bir belediye başkanının bakanla görüşmesi tuhaf karşılanmaz. Bizde kutuplaşma nedeniyle yanlış yorumlanıyor.. Maliye Bakanı’yla görüştüm, fotoğraf paylaşılınca ‘parti mi değiştiriyor’ denildi. Ben İzmir’in sorunlarını çözmek için görüşüyorum, siyaset için değil.”

“Muhalefet belediyelerinin kaynakları kısıtlanıyor”

Belediyelerin mali durumu hakkında da değerlendirmelerde bulunan Tugay, muhalefet belediyelerine yönelik ekonomik baskılardan söz etti: “SGK ve vergi borçları kaynağından kesiliyor. İstanbul ve Ankara’nın başarılarından sonra hükümet daha sıkı bir mali tutum aldı. Oysa demokrasi uzlaşmayla yürür. Başkanların engellenmesi ülkeye fayda sağlamaz. Biz siyaseti halka hizmet için yapıyoruz.”

“CHP’ye inanıyorum ama yanlışın arkasında olmam”

CHP içindeki eleştiriler ve “partiyle gerilim” iddialarına da değinen Başkan Cemil Tugay, partisine bağlılığını vurguladı: “CHP’ye inanarak siyaset yapıyorum ama kararları partizanca almıyorum. Halkın yararına olan her işin yanındayım. Haksız gördüğüm bir şey varsa, partimle ilgili bile olsa arkasında durmam. Genel merkezden hiçbir olumsuz tepki almadım. Ama parti içinde iyi niyetli olmayan, dedikodu üreten kişiler var. Bunları ciddiye almıyorum.”

“Tunç Soyer’le kişisel sorunum yok, tutukluluk gereksiz”

Görevdeki önceki dönemle ilgili tartışmalara da değinen İzBB Başkanı Cemil Tugay, Tunç Soyer davası hakkında net konuştu: “Kooperatiflerin üstlendiği inşaatlar durmuştu. Sayıştay, Çevre Bakanlığı ve İçişleri müfettişleri bu sözleşmelerin hukuken sorunlu olduğunu bildirdi. Biz de süreci düzeltmek zorundaydık. Tunç Soyer’le kişisel bir sorunum yok. Değer verdiğimiz bir belediye başkanımız. Tutukluluk haliyle yargılanmasını doğru bulmuyorum. Maddi konular varsa bunlar telafi edilebilir. Tutuklama gereksiz.”

“Verimlilik sorunu var, sıkı kararlar almak zorundaydım”

Belediyedeki personel sayısına da değinen Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, göreve geldiğinde çalışan sayısının 37 bine çıktığını belirterek, “Bu kadar artış beş yılda olmamalıydı. Aziz Bey döneminde 26 bin olan personel sayısı Tunç Soyer döneminde 37 bine çıkmıştı. Şu an 34 bin 500 civarında. Türkiye’de kamuda genel bir verimlilik sorunu var. Dengeli bir bütçe için sıkı kararlar almak zorundayız” diye konuştu.

“Kendimi yeterince anlatamadım”

Geçtiğimiz aylarda yaşanan çöp kriziyle ilgili olarak da konuşan Cemil Tugay, iletişim eksikliğini kabul etti: “Bazı konularda kendimi yeterince anlatamadım. Çöp grevinde sendikayla uzlaştık ama bazı ilçelerde sorunlar sürdü. Körfezdeki sorunun biyolojik olduğunu da yeterince açıklayamadık. Bundan sonra daha çok anlatmam gerektiğini biliyorum.”

“Troller ordusu bize saldırıyor”

Sosyal medyada hakkında yürütülen kampanyalar olduğunu kaydeden Başkan Cemil Tugay, “Bir troll ordusu var. Kim organize ediyor bilmiyorum ama belli ki tek görevleri bizi kötülemek. Genel Başkanımız bile bu saldırılara maruz kalıyor. Halk bunları gerçek sanıyor ama öyle değil” dedi.

“Hizmet için buradayım, tekrar görev verilirse onur duyarım”

İzBB Başkanı Cemil Tugay, gelecekte yeniden aday olup olmayacağına ilişkin soruya da yanıt vererek, göreve devam sinyali verdi: “Şu anda erken ama ülkemin sorunlarına katkıda bulunmayı bir onur olarak görüyorum.Önümüzde 3,5 yıl var. En iyi hizmeti yapıp halkımız ve partimiz tekrar uygun görürse, onurla kabul ederim.”

KONUŞMANIN SATIR BAŞLARI ŞU ŞEKİLDE:

MEHMET AKİF ERSOY: Körfez iyi durumda mı? Kirlilik, kokuda ne noktadasınız?

CEMİL TUGAY:  Her gün kontrol ediyoruz. Bugün mesela koku yoktu. Genel olarak bir kirlilik var çok uzun yıllardan beri. Metrelerce kalınlığında bir birikim var, organik içeriği de var. Sadece kanalizasyon atıkları da değildi. İzmit Körfezi’nde halen temizlik çalışmaları devam ediyor. Kocaeli’nden gelen meclis üyelerimiz vardı. Sağlıklı Kentler Birliği Başkanıyım. İzmir Körfezi benzeri, akıntının az olduğu, sığ suyun olduğu her yerde benzer problemler var. İzmir de onlardan biri. Körfez İzmir için çok önemli bir bölge. 

4.5 milyon nüfusumuz var, bunun 3 milyonu körfez çevresinde. O yüzden körfezin varlığının devamı, dolmaması ve temiz olması bizim için hayati. Kirlilik var ama bizim göreve gelmemiz ve özellikle 4. faz arıtmayı açınca hızlıca düzelme var. Geçen yıllardan kalan kirliliğin iklim, sıcak havayla körfezde yer yer patlama tarzında alp dediğimiz mikroorganizmanın çoğalması var. Onlar oludğu zaman koku, balık ölümleri oluyor. Sudaki oksijeni tüketiyor. Bir gün oluyor, bir gün olmuyor. Bazen bir kıyıda bazen başka bir kıyıda. Hareketli ya da biz müdahale ediyoruz. Modifiye kil uygulaması var. 

“BAKANLIKLA İLİŞKİ HALİNDEYİZ AMA HENİZ BİR KATKI GELMEDİ”

Çevre bakanlığı ile ilişki halindeyiz. Dipte çalışmamız var, ilave arıtma tesisleri yaptık, dereleri yoğun temizliyoruz. Ama bunlara henüz bakanlıktan bir katkı henüz gelmedi. Ama takip ediyorlar. İyi niyetli baktıklarını düşünüyorum. Bira daha hızlı ve köklü çözümler için bakanlığın desteklediği alternatif. Bir gemi almamız lazım. çamurları filtreden geçirip temuz suyu verip bir yere götürmesi lazım. Bunu bakanlık desteğiyle yapabiliriz. Biraz mali destek ve izin gerekiyor. 

Soru: İzBB başkanı olduktan sonra diğer başkanlardan farklı bir profil çiziyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde sayın Murat Kurum ile Hazine Bakanı ile görüştünüz. Genel sekreter ile görüştünüz. Ulaştırma Bakanı ile görüştünüz. Niye görüşüyorsunuz? Diğerleri görüşüyor mu? Tepki görüyor musunuz? 

C.T: Almanya, Fransa, Hollanda’nın herhangi bir şehrinin başkanı o ülkenin bakanı ile görüştüğü zaman tuhaf karşılandığını düşünmüyorum. Bu gayet normal derler. Neden? Belediye başkanı şehrin sorunlarıyla ilgilibazı başvuraları olacaktır. Mecburen gidip görüşmesi gerekiyor. Bizde ben de açıkçası sonradan fark ettim ama gerçekten bir önyargı oluşmuş. Kutuplaşma denen bir durum oluşmuş. Bir belediye başkanının bakanla görüşmesi siyasi yoruma neden olabiliyor. 

“PARTİ DEĞİŞTİRECEĞİM YORUMLU ÇIKTI; İNANAMADIM”

Tamamen siyaset dışı, sorunlara çözüm bulma amacıyla görüşme yapıyorum. İnanın arkasından tuhaf yorumlar olunca çok şaşırdım. Maliye Bakanı ile görüşmüştüm, yanımda milletvekilleri vardı. Bir fotoğraf paylaşıldı, arkasından parti değiştireceğim yorumları çıktı. İnanamadım. Maliye Bakanı ile görüşmemden daha doğal ne var. Beklediğim düzeyde yardım almadım. Çaba gösterenler var. 

Bu dönemde daha önce olmayan, belediyelerin mali kaynaklarını kısıtlamak, SGK ve vergi borçlarını kaynağından kesmek, olabildiğince etkilerini azaltmak ile ilgili bir tutum var. Bunu yaparken de, muhalefet belediyelerinin İstanbul, Ankara ile ilgili bir başarı hikayeleri var, onlardan sonra yerel seçimde oy kaybı yaşayınca hükümet, böyle birşey yapma ihtiyacı duydu gibi görünüyor. 

“DEMOKRASİDE HERŞEY İSTİŞARELERLE OLUR”

Demokraside herşey istişarelerle olur. Uzlaşmalar gerekiyor. Siyaseti halka hizmet için yapıyoruz. Başkanların engellenmesinin ülkeye faydası olamaz. Yapıcı görüşmelerle uzlaşıcı bir noktaya gitmemiz gerektiğini düşünüyorum. 

“CHP MASKESİ TAKMIŞ OLANLAR DA OLUR; AÇIKÇASI ÇOK CİDDİYE ALMADIM”

Soru: Kendi partinizden tepki alıyor musunuz?

C.T: Genel merkezden, yöneticilerden bu konuda olumsuz bir tepki almadım. Tam tersine bu görüşmeleri yapmamın doğru oludğunu söyleyen pek çok insan oldu ancak bir şekilde dedikodu üreten bir mekanizma var. Kendisini CHP maskesi takmış olanlar da olur. Parti içerisinde olup da iyi niyetli olmayanlar da olabilir. Bana yönelik algı için böyle şeyleri kullandılar. Açıkçası çok ciddiye almadım. 

Soru: Çok sakin görünüyorsunuz. CHP ile neredeyse kopma noktasına geldiğiniz şeklinde rivayetler konuşuluyor. Ankara’da bile. 

“YANLIŞ HİÇBİR ŞEYİN ARKASINDA OLMAM; KENDİ PARTİMDE BİLE OLSA”

C.T: Benim kendi dünyamda asla böyle birşey yok. Ama bazı şeyleri biraz alışılagelmiş tutumların dışında yapıyor olabilirim. Yani açıkçası kararlar alırken partizanca bakmıyorum. Şehrin, halkın yararına olan şeyleri yapmaya çalışıyorum. Haksız gördüğüm şey bazen bir partili ile ilgili olabiliyor. Ama ben yanlış hiçbir şeyin arkasında olmam. Kendi partimde bile olsa. Partimizin temiz bir parti olduğuna inanıyorum. CHPye inanarak siyaset yapıyorum. Ama bizim içimizde de vardır. 

“DEVAM EDERSENİZ, SİZ DE BU HATANIN BİR PARÇASI OLURSUNUZ, BUNU DÜZELTİN DEDİLER”

SORU: Tunç Soyer yargılanıyor. Belediyeyi devraldığınız sizin sıkıntılı gördüğünüz şeyler var mı? 

C.T: Kooperatiflerin üstlendiği inşaat işleri yürümüyordu geldiğimde. Finansal ve işleşiyle ilgili. 4-5 ay müdahalede bulunmadım. O dönemde de bulunmadım. bazıları yüzde sıfırda, bazıları yüzde 15’lerde idi. Taahhüt edilen sürelerde bu işlerin bitmeyeceği belli idi. Bekleyebilirdik, mümkündü. Ama bir kere Sayıştay, ikincisi Çevre Bakanlığı, 3. benim göreve gelmemden sonra İçişleri bakanlığı başmüfettişi bize bu anlaşma hukuki değil, burada işler yürümüyor, devam ederseniz, siz de bu hatanın bir parçası olursunuz, bunu düzeltin dediler. 

“YANLIŞ HİÇBİR ŞEY YAPMADIĞIMIZA EMİNİM”

Kooperatiflerin dışında kentsel dönüşüm alanlarında hak sahiplerinin mağduriyetleri bir an önce giderilmeli. Zorunlu hissetkik bunu yapmayı. Bu inşaatların yapım işini ele almaya karar verdik. Sonra kooperatif yöneticileri ile belediyemiz arasında tartışmalar yaşandı. Tunç soyer döneminde yapılanlarla bir sorunumuz varmış gibi. Değer verdiğimiz eski bir belediye başkanımız. Şu anki durumuna da gerçekten üzülüyorum. Hukuki ve idari değerlendirmeleri yapmak zorundaydık. 

Yanlış hiçbir şey yapmadığımıza eminim. 

Tutuklamaların kesinlikle olmaması gereken yargılama süreci. Tutukluluk halinde yapılması bize doğru gelmiyor. Maddi şeyler çıkabilir, bunlar da telaif edilebilir. 

“BÜTÇENİN DENGELİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMASI LAZIM; SIKI VE KATI KARARLAR ALMAM GEREKTİ”

İdari yapının değişmesiyle ilgili bir ihtiyaç duydum. Bir tarzım var, şehri yönetmekle hedeflerim var. Buna aykırı arkadaşları değiştirmek zorundaydım. Genel olarak kamuda devlet kurumlarının tamamında, sadece belediyelerde değil, bir kamusal verimlilik sorunu var. Bu dönemde bunu sağlamak zorundayız. Türkiye’nin ekonomisi sıkıntılı, zor şartlarda yatırım bütçeleri ayırabiliyoruz. Dengeli, sürdürülebilir olması şart bütçenin. Bunu sağlamak için biraz sıkı ve katı kararlar almam gerekti. 

“ŞU ANDA 34 BİN 500 ÇALIŞANIMIZ VAR”

SORU: Personel fazlanız var mı? Kaç kişi ile yönetilebilir?

C.T: 26 bin çalışan 37 bin çalışana çıkmıştı, ben göreve geldiğimde. 5 yıl içerisinde bu kadar ilave çalışan olması doğru değil. Benden önceki dönemde alınmış. Şu anda 34 bin 500 çalışanımız var. Aziz Bey bıraktığında 26 bin kusur. Tunç Soyer bıraktığında 37 bin. Yeni alanlar açıyoruz. Dinamik bir süreç bu. Başladığımda 30 bin yeterli diyebilirdim, şu anda 35 bin diyebilirim.  Biz gerçekten ihtiyacımız olanları çalıştırmalıyız. Bulunduğun noktada ihtiyaç fazlası olan binlerce arkadaşımız var. böyle bir gerçek var. 

“BÖLÜK PÖRÇÜK ANLATIYORUM AMA BAŞINDAN İTİBAREN ANLATIYOR OLMAMIZ LAZIM”

Soru: Anlaşılmadığınızı düşünüyor musunuz? Birtakım grevler yaşandı. Çöpler mesela. İzmir’in çöp sorunu. siz çöp topladınız. Sorun çözüldü mü? 

C.T: Anlaşılmadığımı düşündüğüm yerler var tabiki. Kendimi yeterince anlatamamış olabilirim. Bir iş yaparken, ben işimi iyi yapayım, anlatmaya çalışmak yerine, yaptığımız işin sonucu bizzat insanların yaşamasıyla gerçekleşsin. Nasılsa doğru anlaşılır diye. Ama siyasette bunu yakın zamanda kendime bir eleştiri yapıyorum; daha çok anlatmam gerektiği çok açık. 

Körfezdeki sorunun aslında kirlilikten çok hava sıcaklığından da kaynaklanan biyolojik bir sorun olduğunu anlatan yok. Bölük pörçük anlatıyorum ama başından itibaren insanlara anlatıyor olmamız lazım. 

Çöp konusunda bir hafta grev yaşadık. Malum olan tartışmalardan sonra sendikayla uzlaştık. Bazı ilçelerde zaman zaman grevler yaşandı. 

“SENDİKANIN ÖDEYEMEYECEĞİMİZ BİR TALEBİ VARDI; ÇÖZDÜK”

Sendika ile olan sorunda ödeyemeyeceğimiz bir talep vardı. Ona gösterilen bir emsal vardı. Ben göreve gelmeden önce yüksek bir artış vardı bir grup sendikaya. Bazı pirimler ile ilgili rahatsızlıklarım vardı, onlara itiraz ettim ama sonra anlaştık. Aşırı zam almış diğer sendikadan düzeltme istedim. Onu da düzelttik. Ama bunlar kısa sürelerde atlatılan şeyler oldu. 

Daha uzun sürelerde sorun varmış gibi olmasının nedeni bazı ilçelerdeki grevler. Temizlik görevlilerinin çöpleri toplamaması. Bizim bertaraf alanlarıyla ilglii sorun yaşamamız. Sanki sürekli kentte çöp sorunu varmşı gibi oldu. Önümüzdeki günlerde de olmaması için yoğun çaba sarf ediyoruz. 

“SU SORUNU VAR, 4.5 AY HİÇ YAĞIŞ ALMADIK, KISITLAMAYA GİTMEK ZORUNDA KALDIK”

Su sorunu var, kısıtlamaya gitmek zorunda kaldık. İzmir 4.5 ay hiç yağış almadı. Surezervleri zaken sıkıntılı idi. Tarım var, ciddi sulama ihtiyacı var. Aslında insanalrı çok mağdur etmediğimiz bir süreç yaşadık. Bugün için su işinin önemli bir konu olduğunu biliyoruz. Her hafta bununla ilgili toplantılarımız var. On yılların sorunu olacak. Doğru kararlarla götüreceğiz bu süreci. 

“BEN HUKUKÇU, SAVCI, YARGIÇ, MÜFETTİŞ DEĞİLİM, BU DEĞERLENDİRMEYİ YAPMAM DOĞRU DEĞİL”

Soru: Dün duruşma vardı. Aslanoğlu tahliye edildi. Soyer’in tutukluluk halinin devamına karar verildi. soyer’in size göre yanlışı var mı?

C.T: Benim kendi tespit ettiğim bir usulsüzlük yok. Soyer’in kendisinin sebep olduğu bir usulsüzlük yok. Bazı harcama ve kararlarda iç denetçilerinin ve müfettişlerin saptadığı bazı problemler var. Ama bunlar onun direkt sorumluluğunda diyemem. Onun ötesinde şöyle bir şey var, ben hukukçu, savcı, yargıç, müfettiş değilim. Bu değerlendirmeyi benim yapmam doğru değil. Ben saptanan birşey varsa görevim varsa yapmam gerekenleri yaparım. Kendi şikayetim asla yok. Yaptığım işi en iyi şekilde yapmak için çalışıyorum. 

“BİZİ KÖTÜLEMEYİ KENDİSİNE GÖREV EDİNMİŞ BİR TROL ORDUSU VAR; KİM YAPTIRIYOR BİLMİYORUM”

Yakın zamanda yaptırmadık bir teftiş. 6-7 ay önce anket yaptırmıştım. Kesinlikle iyi bir anket sonucu vardı. Başka anketler de vardı bugün. Orda da rakamlar iyi. İnsanlarla iletişim kurduğum zaman toplumda olumsuz bakış asla görmüyorum. Bu sosyal medya ortamında özellikle belli ki bizi kötülemeyi kendisine görev edinmiş bir troller ordusu var. Kim yaptırıyor bilmiyorum. 

“BİRİLERİ BİR ALGI ÇALIŞMASI YAPMAYI PLANLIYOR; BİR GRUP İNSANA TALİMAT VERİYOR”

Soru: CHP’den mi AK Parti’den mi? 

C.T: Ben bunu normal karşılıyorum. Genel başkanımızın kendisi de buna maruz kalıyor. Bu dönemin bence en kirli tarafı bu. Birileri bir algı çalışması yapmayı planlıyor. Bir grup insana talimat veriyor, kötüleyin diyor. Onlar da yazıyor. Masum inanlar onu okuduğunda halkın görüşü bu sanıyor. Öyle birşey yok. 

“TEKRAR GÖREV VERİLİRSE, PARTİMİZ-HALKIMIZ TEKLİF EDERSE ONUR DUYARAK KABUL EDERİM”

Soru: Bir dönem daha düşünüyor musunuz, erken bir soru ama?

C.T: Yanıtlamak için erkan bir zamandayız. Siyasetle ilgilenirken ülkenin sorunlarına çözümüne katkıda bulunarak başlamıştım. Belediye başkanlığı teklif edildiğinde ve o süreç başladığında doğrudan sorunları çözmek için yapabilme imkanı veriyor. Bunu doğru değerlendirirseniz olur. Ülkesini çok seven bir insanım.

Çok sevdiğim ülkenin insanları için birşeyler yapabiliyor olmak benim için bir onur. Herkese de nasip olmayacak birşey. Böyle bir fırsatı ne kadar çok kullanabilirsem o kadar çok kullanmak isterim. Önümüzde 3.5 yıl var. Yapabildiğim en iyi hizmeti yapıp, ülkemde huzuru, sağlığı, iyiliği sağlamak adına hepsini yapıp tekrar görev verilirse, önce halkımız sonra partimiz teklif ederse muhtemelen onur duyarak kabul ederim. 

İlginizi çekebilir: Otizmli gençler İZMAR’da iş başı yaptı

Demokrat Gündem