Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

CHP İzmir İl Başkanı Aslanoğlu cezaevinden seslendi: “Adaylık kararı bana ait değil, Özgür Özel’in isteğiyle alındı”

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, 100 gündür tutuklu bulunduğu cezaevinden gönderdiği mektupta, tutukluluğunun hukuksuz ve siyasi bir operasyon olduğunu vurguladı. Adaylık kararının CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e ait olduğunu belirten Aslanoğlu, 17 Ekim’deki kongrede partililerle birlikte olmayı ve birlik mesajı vermeyi hedeflediğini açıkladı.

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, 100 gündür tutuklu bulunduğu

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, tutuklu bulunduğu Buca Kırklar Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden kamuoyuna mektup gönderdi. Yaklaşık 100 gündür cezaevinde olduğunu hatırlatan Aslanoğlu, tutukluluğunu hukuksuz ve siyasi bir operasyonun parçası olarak nitelendirdi.

Aslanoğlu, 17 Ekim’de yapılacak il kongresi öncesinde kaleme aldığı mektubunda, partililere birlik çağrısı yaparken, yeniden adaylık kararının kendisine değil, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e ait olduğunu belirtti. “Adaylık kararı bana ait değildir, eşim üzerinden Sayın Genel Başkanımızın talebiyle bana iletildi” diyen Aslanoğlu, bunun bir siyasi duruşun göstergesi olduğunu söyledi.

“Küçük görev büyük görev demeden, bana ne görev verilirse en iyisini yapmaya çalışacağımı defalarca söyledim. O yüzden adaylıkla ilgili irade Genel Başkanımıza aittir.”

“Kaçma şüphesi iddiası trajikomik”

Tutukluluk gerekçelerinden biri olarak gösterilen kaçma şüphesi iddiasına da tepki gösteren Aslanoğlu, 20 yıllık iş insanı ve üç yıllık il başkanı olduğunu hatırlatarak, “Benim kaçma şüphem varsa İzmir’de kimin yok?” diye sordu.

Soruşturmanın 1,5 yıl önce başladığını, bu süreçte savcılığa gidip ifade verdiğini ve yurt dışına defalarca giriş-çıkış yaptığını belirten Aslanoğlu, delil karartma iddiasını da “komik” olarak nitelendirdi.

“Bir buçuk yıldır delil karartmadığım bir dosyada, şimdi mi karartacağım? Tutukluluğumun nedeni adli değil, siyasidir.”

“CHP tarihinin en çok seçim ve kongre görmüş il başkanıyım”

Aslanoğlu, üç yıllık görev sürecinde CHP tarihinin en hareketli dönemlerinden birini yönettiğini ifade etti. 6’lı Masa döneminden genel seçimlere, yerel seçimlerden olağan ve olağanüstü kurultaylara kadar birçok kritik süreci yönettiğini belirten Aslanoğlu, “CHP’nin tutuklu tek il başkanıyım. Emek verdim, saç döktüm, hapse de girdim. Boşuna değilmiş.” dedi.

“Bu ülkeye adaleti birlikte getireceğiz”

Gazetecilere seslenen Aslanoğlu, ifade özgürlüğüne ve basın mensuplarının rolüne özel bir vurgu yaptı. “Anne bak, kral çıplak!” diyecek gazetecilere ihtiyacımız var” diyen Aslanoğlu, adaletin sağlanmasında kamuoyunun ve özgür basının önemine dikkat çekti.

“Siz olmadan başaramayız. Bu ülkeye adaleti, refahı, özgürlüğü birlikte getireceğiz.”

“17 Ekim’de salonda olmak istiyorum”

Aslanoğlu mektubunu, 17 Ekim’de gerçekleşecek CHP İzmir İl Kongresi için çağrıyla tamamladı. Kongrede partililerle birlikte olmayı umut ettiğini ifade eden Aslanoğlu, “Tek vücut, tek yürek olmalıyız” mesajını verdi.

İşte mektubun tamamı;

Değerli Üstadım;

100 gündür tutuklu tutulduğum Buca Kırıklar Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden merhaba.

Uzun süredir sizlerden ayrı bırakıldım. Maalesef ülkemizin son bir yıldır yaşadığı hukuksuzluk ve adaletsizlikten payımı alıyorum. Adaletsizlik ve hukuksuzluk derken kesinlikle bir iddia nedeniyle yargılanmamı kastetmiyorum. Tabii ki devlet bir iddia varsa araştıracak, inceleyecek, şüphe duyduysa yargılayacak.

Benim isyanım, neden tutuklu yargılanıyorum? Suçu ispat edilene kadar herkes suçsuzdur ve tüm dünyada yargılama tutuksuz yapılır. Tutukluluğa sebep, kaçma şüphesi. Mahkemede dediğim gibi, 3 yıllık il başkanlığı, 20 yıllık şehrin bilinen iş insanı olarak benim kaçma şüphem varsa İzmir’de kimin kaçma şüphesi olmadığını söyleyin de hepimiz kendimize çeki düzen verelim, onun gibi biri olmaya çalışalım.

Kaldı ki… İl kongresine 5 gün kala mevcut İzmir CHP İl Başkanı’nın yurtdışına kaçması Türkiye’nin en rezil olayı olmaz mı? Korkularının kaçma şüphesi olmadığı, aksine bu vatanı asla terk etmeyeceğimize emin oldukları aşikâr. Kaçma şüphesi iddiasına İzmir’deki her adil göz inanmaz, güler.

Delillerin karartılması ise tam komedi. Soruşturma bir buçuk yıl önce başlamış, bir yıl önce savcılığın isteğiyle ben davaya ilişkin gidip ifade vermişim. Yani soruşturmayı bir buçuk yıldır biliyorum, sonrası defalarca yurtdışına gidip gelmişim. Savcılık bir buçuk yıl soruşturmuş, gece sabaha karşı iki yüze yakın kişiyi gözaltına almış, üç buçuk aydır hapis yatıyorum. Hangi delil bir buçuk yıldır bulunamamış olabilir? Bir buçuk yıldır karartmadığım delili hapisten çıkınca mı karartacağım? Komik.

Ben ve Tunç Soyer dışında neredeyse herkesin tutuksuz yargılandığı davada, tutuklu yargılanmam vatandaşın adalete olan inancını sarsıyor. Bu günler de geçer. Bu günlerden geriye yüzlerce gündür yüksek güvenlikli cezaevlerinde tutuklu tutulup ülkesinin hâline üzülenler ve cezaevi bahçesinde anasını, babasını, eşini bekleyen, yaşamları altüst olan, üzülen aileler kalacak. Bir de gelecek güzel günler için mücadele edenler, gelecekten umudunu kesmeyenler kalacak. Yarına inananlar kalacak. Yarınlar için dimdik ayakta olanlar, karanlığa teslim olmayanlar kalacak. Aydınlık için kendini yakanlar kalacak. Diz çökmeyenler, diz çökmeyenlerle dayanışanlar kalacak. Haksızlığı görüp, ses çıkaranlar kalacak. Adaletsizlikleri, hukuksuzlukları, haksızlıkları topluma aktaran, gerçek gazeteciler kalacak.

Biliyorum Üstadım, iyi bir gazeteci olarak en çok merak ettiğiniz konu CHP İzmir İl Kongresi. Mahpusta olmasam, yan yana olsak soracağınız soruları duyuyor gibiyim. Neler oldu, neler olacak?Cumhuriyet Halk Partisi’ni uzun süredir takip eden bir gazeteci olarak bildiğiniz gibi biz parti içi rekabeti severiz. Demokrasiyi kendi içinde en iyi sindiren, çok adaylı kongrelere alışık, hararetli kongrelerden sonra bile o salonlardan el ele çıkmayı bilen partiyiz.

Ama son bir yıldır o kadar büyük bir saldırı altındaki partimiz, her gün bölünmeye, parçalanmaya çalışılan partimize yapılanları herkes görüyor. Adaletsizliklerle hapsedilen yol arkadaşlarımızı herkes görüyor. Onlarca anket gösteriyor ki halkımız bu adaletsizliği görüyor. Partimin yaptığı 59 mitinge katılan vatandaşlarımız bu haksızlığa isyan etmek için meydanlara koşuyor. Onların baskısı arttıkça bizim dayanışmamız artıyor. Bu saldırılardan birbirimize sarılarak korunabileceğimizi biliyoruz. Bu toplumun hâlâ haksızlıklar karşısına susmayan milyonlarıyla birbirimize sarılıyoruz. Türkiye’de 2 milyon, İzmir’de 250 bin partilimizle birbirimize sarılıyoruz.

Bütün bu operasyonların hukuki değil siyasi olduğunu haykırıyoruz. Siyasi diyorsak, siyasi bir cevap vermeliyiz. Bugüne kadar olduğu gibi bugün de partimiz siyasi cevaplar veriyor. Haksızlığa uğrayan herkesin yanında olacağını vaat eden CHP, haksızlığa uğrayan il başkanının da yanında duruyor.

Biz herhangi bir parti değiliz. Yüzyıllık bir partiyiz. Yüzyıllık bir geleneğimiz var. Bu gelenek ve görenekleri hâlâ uygulayan genel başkanımız, genel merkezimiz var. Vefanın bir semt adı olmadığını dosta düşmana bir kez daha gösteren Özgür Özel var.

İl başkanlığına devam etme iradesi bana ait değildir. Ben 3 aydır ne diyorsam hâlâ aynı şeyi söylüyorum. Bölünmeden, parçalanmadan, yıpranmadan, yıpratmadan, hiçbir yoldaşımızı arkada bırakmadan, küsen, darılan kim varsa tüm yol arkadaşlarımızın koluna girerek tek vücut, tek yürek iktidara yürümeliyiz.

Küçük görev büyük görev demeden, bana ne görev verilirse en iyisini yapmaya çalışacağımı, ‘dur’ denirse durup, ‘koş’ denirse koşacağımı defalarca yazdım, çizdim, haykırdım. O yüzden de adaylıkla ilgili sorularınıza hep aynı cevabı verdim. Partiye bu kadar saldırı varken kişisel isteklerin zerre kadar önemi yok. Herkes hapisteyken konu bu olmamalı. İçeride dışarıda hepimize düşen mücadele etmektir.

O yüzden adaylık iradesi bana ait değildir. Aday olma görevi bana da Genel Başkanımız Özgür Beyin telefonu ile eşim vasıtasıyla tebliğ edilmiştir. İrade genel başkanımızındır. İrade tüm İzmir İl Örgütü’ne, her bir üyemize ve bana aynı zamanda ve aynı metodla bildirilmiştir.

Karanlık ile aydınlığın savaşındayız. Bu davada bedel ödeyen, yol arkadaşlarına omuz veren, koluna giren, yoldaşlık yapan, geride kimseyi bırakmayan, hukuksuzluklara başkaldıran başta Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e, genel başkan yardımcılarımıza şükranlarımı sunarım.

Bugün her zamankinden daha çok birliğe ihtiyacımız var. Büyükşehir Belediye Başkanımız, genç ilçe belediye başkanlarımız, kadın ilçe belediye başkanlarımız, deneyimli ilçe belediye başkanlarımız, tüm İzmir milletvekillerimiz, İzmirli genel başkan yardımcılarımız, partinin bel kemiği ilçe başkanlarımız, bu partiyi var eden kadın kollarımız, gençlik kollarımız ile tek yumruğuz, tek yüreğizKurtuluşun tek başına olmayacağını bilen, ‘hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için’ diye haykıran 250 bin CHP’liyiz. O kongre salonuna da tek vücut girecek, o salondan da tek vücut çıkacağız. O gün o salonda sizi görmek hepimizi çok mutlu edecek. Tüm CHP’liler sizi tek yürek iktidara yürüyüş kongrelerine bekliyor.

Umut ediyorum ben de o salonda olurum salonda elinizi sıkar, yol arkadaşlarıma sarılabilirim. Mevcut il başkanı olarak kongreyi açıp, geçmiş 3 yılda neler yaptığımı anlatabilirim.

Bu 3 yılda neler yaşadım neler… Büyük Türkiye depremini gördüm. Günlerce Maraş, Antep, Hatay, Adana, Osmaniye’de çalıştım. Masanın dağılmasını da masanın tekrar kurulmasını da gördüm. 6 genel başkan ile miting de yaptım. 6 il başkanı ile seçim süreci de yürüttüm. Genel seçimleri yönettim. Cumhurbaşkanlığı 1. tur, 2. tur seçimini yönettim. İl başkanlığının en zor işi mahalle kongreleri, ilçe kongreleri sürecini CHP tarihinde 2 kez yürüten tek il başkanıyım. 1 olağan, 2 olağanüstü, 1 tüzük kurultayı olmak üzere 4 kurultay gördüm. Kırılması zor bir rekor kırdım. Yerel seçim sürecini yönettim. Biri büyükşehir olmak üzere 29 belediye başkanlığı kazandık. AKP ve MHP’nin birer belediye aldığı seçimde biz 29 belediye kazandık.

CHP tarihinde en çok seçim, kongre, kurultay görmüş il başkanıyım. Çok emek verdim, çok çalıştım. Sonunda hapse de girdim. CHP’nin tutuklu tek il başkanıyım.

Verdiğim emeklerde, döktüğüm saçlarımda, Vera’dan, ailemden uzakta, hapiste geçirdiğim aylarda boşuna değilmiş.

Önce yürekler mi karardı, hayaller mi karardı? Yavaş yavaş kararıyor hava derken artık ülkem kapkaranlık.

Karanlık bir günde gelmedi. Her geçen gün biraz daha karardı. Ülkemin en zor günleri başkanlık sistemine geçmemiz ile başladı. 2018 ekonomik krizinin hissedildiği, piyasanın bozulmaya başladığı, üreticilerin zorlandığı yıllardı. Ardından başkanlık rejiminin gittikçe tek adam rejimi haline gelmesiyle, otoriterlik arttıkça ekonomimiz gittikçe daha da kötü hale gelmeye başladı.

2020’deki pandemi, 2023 Şubat depremi zaten doğru düzgün yönetilemeyen ülkemizde ekstra bozulmalara yol açtı. 2023 Mayısına kadar iktidar, sırf iktidarda kalabilmek için ülkeyi daha fazla borçlandırıp, yoksulluğu vatandaşın daha az hissetmesi için bir miktar maaş zammı yaptı. Hissedilen enflasyonu baskıladı ve sahte videolar ile ‘CHP iktidara gelirse Abdullah Öcalan’ı serbest bırakacak’ algısı oturtmaya çalıştı. Seçim sonuçlarına bakınca da başarıya ulaştı kötülükleri. Vatandaşı yanıltmayı başardılar. Seçimin hemen bitiminden, 2023 Haziranından itibaren başlayan zam yağmuru ile birlikte tüm ülkede derin yoksulluk baş gösterdi.

Bugün 18-20 bin civarı maaş alan emekli kirasını bile ödeyemez hale geldi. Gıdaya ulaşamıyor. Açlık sınırının altında geliriyle çok zor koşullarla yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Asgari ücret, emekli maaşından bir miktar daha çok. Ama asgari ücret de açlık sınırının çok altında. Bakın, yoksulluk sınırı demiyorum: Açlık sınırı. Asgari ücretle yoksul bir vatandaş olarak bile yaşamı sürdürmek mümkün değil. Aç olarak yaşamak mümkün.şehri, vatanı daha iyiye götürme isteği olduğunu haykıralım. Aynı şehirde yaşayan hemşeriler olduğumuzu, çocuklarımızın yine bu şehirde, güzel İzmir’imizde yan yana büyüyeceğini hatırlatalım.

Düşman hukukunun, rakip partililere düşmanca davranışın bu şehri, bu ülkeyi yaşanmaz bir yere çevireceğini haykıralım. Siyasetçilerini hapse tıkan hiçbir ülkenin refaha ulaşmadığını yüksek sesle söyleyelim.

CHP olmasa, tüm CHP’liler hapse atılsa veya yok olsa bile bu ülkenin daha güzel bir yer olmayacağını; hâlâ yüreği kurumamış olanlara haykıralım. Çocuklarına kardeşlik içinde bir ülke bırakmak isteyenlere birlikte seslenelim. Demokrasi olmadan, özgürlükler olmadan ekonominin düzelmeyeceğini birlikte haykıralım. Emeklinin, asgari ücretlinin, çiftçinin dayanacak takati kalmadığını duyuralım.

Hadi gelin, 17’sinde bizi yalnız bırakmayın.

CHP İZMİR İL BAŞKANI

ŞENOL ASLANOĞLU

BUCA KIRKLAR F2 TİPİ YÜKSEK GÜVENELİKLİ CEZAEVİ

B BLOK KOĞUŞ 40

Demokrat Gündem