0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Partisinin olası erken-baskın seçim ihtimaline karşı başlattığı yoğun çalışma programını İzmir’de de başlatan ve uygulayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ile yaptığımız söyleşide kendisine kent ve ülke gündemine dair düşüncelerini sorduk.

DEMOKRAT GÜNDEM-RÖPORTAJ HABER-İKİNCİ BÖLÜM- Sayın Deniz Yücel ile söyleşimizin ikinci bölümünde son günlerde yoğun tartışma konusu olan sığınmacı sorununu, bu konuda partisinden bazı belediye başkanlarının yaptığı olumsuz içerikli açıklamaları nasıl değerlendirdiğini, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile iletişiminde bir sıkıntı olup olmadığını konuştuk.

‘TUNÇ BAŞKANLA İLETİŞİMİMİZ ARTTIKÇA DIŞA YANSIDI’

Tunç Soyer ile aralarında hiçbir zaman soğukluk olmadığını vurgulayan CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, “Aramızda buz hiç olmadı. Aramız hiç kötü olmadı. Tunç Başkan bizim başkanımız. Biz de her zaman onun yanındayız, destekçisiyiz. İletişim çok önemli bir şey. Belki iletişimi biraz arttırdık diyebilirim. O da dışa yansımış olabilir. Samimiyetle söylüyorum, hiçbir zaman öyle buzların olması ya da arada mesafenin olması, böyle bir şey asla-hiç olmadı. Ama iletişim arttıkça bu dışa da yansıdı. Dışarıdan görülür oldu” dedi.

‘BİR ENGEL OLMAZSA HEPSİ AÇILIŞA GELECEK’

İl binasının yakında açılacağını, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere geçmiş dönemlerde il başkanlığı ve yöneticiliği yapmış tüm parti büyüklerinin de açılışa katılacağını açıklayan İl Başkanı Yücel, “Yakın zamanda açacağız. Genel başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu açacak. İl başkanlarımızı ziyaret etmemiz sebeplerinden bir tanesi de bu. Açılışa davet ediyoruz. Uzun zamandır biraraya gelemedik, kısıtlamalardan dolayı. Belli konuları karşılıklı istişare ediyoruz. Hepsi açılışa gelecek. Bir engel mani olmazsa hepsini orada göreceğiz” diye konuştu.

 SAYIN YÜCEL İLE SÖYLEŞİMİZİN İKİNCİ BÖLÜMÜ AŞAĞIDAKİ SATIRLARDA:

DEMOKRAT GÜNDEM-Son günlerde büyükşehir belediye başkanı sayın Soyer’i destekleyen birbiri ardına açıklamalar yapıyorsunuz. Bu aranızda olduğu iddia edilen soğukluğun artık kalmadığı yönünde mi anlaşılmalı?

DENİZ YÜCEL: Aramızda buz hiç olmadı. Aramız hiç kötü olmadı. Tunç başkan bizim başkanımız. Biz de her zaman onun yanındayız, destekçisiyiz. Biz kendi görev alanımızda örgütsel anlamda büyükşehir belediye başkanımız ve ilçe belediye başkanlarımız da kendi alanlarında yerel yönetimler anlamında görevlerini en iyi şekilde yapıyorlar. İletişim çok önemli bir şey. Belki iletişimi biraz arttırdık diyebilirim. O da dışa yansımış olabilir. Samimiyetle söylüyorum, hiçbir zaman öyle buzların olması ya da arada mesafenin olması, böyle bir şey asla-hiç olmadı. Ama iletişim arttıkça bu dışa da yansıdı. Dışarıdan görülür oldu. O yüzden iletişim önemli. Biz belediye başkanlarımızın her  zaman yanındayız. İletişim kanallarımızı açık tutuyoruz. Daha sık biraraya geliyoruz. Daha fazla istişare ediyoruz, birbirimizle paylaşıyoruz, fikir alış verişinde bulunuyoruz. Bu da herhalde dışarıya yansıyor.

ESKİ BAŞKANLAR DA İL BİNASI AÇILIŞINA GELECEK

D.G: İl binası sanırım açılışa hazır durumda. Kemal Bey de gelecek sanırım açılışa.

D.Y: Evet yakın zamanda, biz biliyorsunuz partimizde bir il binası kazandırdık. Bir süredir de içinin tefrişatı sürüyor. Yakın zamanda açacağız. Genel başkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu açacak. İl başkanlarımızı ziyaret etmemiz sebeplerinden bir tanesi de bu. Açılışa davet ediyoruz. Uzun zamandır biraraya gelemedik, kısıtlamalardan dolayı. Belli konuları karşılıklı istişare ediyoruz. Hepsi açılışa gelecek. Bir engel mani olmazsa hepsini orada göreceğiz.

‘SIĞINMACI DA OLSA BİZİM İÇİN HERŞEYDEN ÖNCE İNSANDIR VE….’

D.G: Son zamanlarda CHP’li Bolu Belediye Başkanının yaptığı açıklamaların ardından başlayan Suriyeli, Afgan sığınmacıların ülke için bir tehdit ve bekaa sorunu haline geldiği şeklindeki açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz. Sayın Soyer, bu konuda oldukça insani bir açıklama yaptı. Sizin düşünceniz nasıl?

D.Y: Tunç başkanın bu konuyla ilgili açıklaması çok insani ve olması gerektiği gibi. Biraz eleştiri geldi, bir takım saldırılar oldu, takip ediyorum dünden beri. İnsan hakları temelli, insani ve vicdani. Bizim elbette bizim vatandaşımız değerlidir, kıymetlidir ama biz insana insan olduğu için değer veren bir anlayıştan geliyoruz. Sığınmacı da olsa başkası da olsa, bizim için her  şeyden önce insandır ve insan olmasından dolayı bir takım hakları vardır.

Diğer taraftan bu Suriyeli, Afgan ya da hangi kesimden bilemiyorum, sığınmacı meselesi, Türkiye7de artık hükümetin bu konudaki politikası artık sürdürülemez bir hal aldı. Genel başkanımızın yakın zamanda bu konuda açıklaması oldu. Videoyla. Sığınmacı meselesi, artık ülkenin-toplumun demografik yapısını değiştirme noktasına geldi. Bir taraftan Almanya ve büyük devletler, ‘siz sığınmacıları alın, şu kadar para verelim’ diyor. Bu iş bu kadar basit bir iş değil. Toplumun bu konuda bir hassasiyeti var. Bu bir yerde rüşvet gibi algılanıyor artık. Çünkü sen kendi vatandaşını doyuramazken, kendi ülkende yaşayan ve vatandaşlık bağıyla bağlı olan insanlara iş ve istihdam yaratamazken bir taraftan da Almanya ya da diğer devletlerin verdiği maddi maddi kaynakla sığınmacılara kapını açıyorsun. Şimdi bakıyoruz, Avrupa’da hangi devlet kapısını açıyor? Türkiye’ye geliyorlar, kaçak yollardan geçebiliyorlarsa Yunanistan, Fransa, İtalya’ya ya da başka ülkelere geçiş yapmaya çalışıyorlar. Çünkü oraların imkanları daha fazla. Zenginlik daha fazla. Ama biz Türkiye’de bir taraftan ekonomik krizle boğuşurken, ekonomik buhranın içindeyken bir taraftan da AB ya da Almanya’nın vereceği paralarla burada sığınmacılara yer sağlamamız bizim doğru bir iş değil.

‘BU İŞE BİR DUR DEMEK GEREKİYOR’

Ayakkabıcılar Sitesi’nde bildiğim kadarıyla çok fazla sığınmacı çalışıyor. Bu insanlar buraya geldiler. Bir kısmı yerleşik düzen kurdu, bir kısmı kuramadı. Ama neticede burada bir nesil yetişiyor. Bu işe eğer bir hükümet politikası olarak tavır alınmazsa bu çok felaket sonuçlarla karşılaşırız. 10-20 sene sonra. Toplumun demografisi değişiyor. Bunun farkında değil mi hükümet yetkilileri? Farkında. Ama onların umurunda değil. Anlatabildim mi? Yapılan her iş gibi bu da samimiyetsiz bir iş. O yüzden bu işe dur demek gerekiyor. Türkiye’nin imkanları, olanakları belli; aslında çok zengin bir ülkeyiz ama küçük bir azınlık faydalanıyor ondan. Bizim kendi vatandaşlarımız ne yazık ki faydalanamıyor. Bir de üzerine beş milyon altı milyon sığınmacı geldiğinde, bunun sonuçları ilerleyen yıllarda çok daha ağır olur.

‘BURDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE MİLLETİNİN ORTAK MİLLİ ÇIKARINI GÖREMİYORUM AMA…’

Sığınmacı meselesi önemli bir konu tabi. Devleti yönetirken akılla ve bilimle yönetirsiniz. Devlet gelenekleriyle yönetirsiniz. Bir de bir milletin ortak menfaatleri vardır; ortak milli menfaatler. Tabi ki sığınmacı meselesi bir yerde dış politikayı da ilgilendiriyor. Ortak milli çıkarlar doğrultusunda devlet yönetilir, hareket edilir. Burada ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve vatandaşlarının bizim milletimizin ortak bir milli çıkarını göremiyorum. Gören varsa bana da göstersin. Öğreneyim. Ama bu bizim insani ve vicdani, Tunç Soyer’in açıklamasındaki gibi, insani ve vicdani bakışımızı da asla zedeleyemez.

D.G: İzmir’de de en son sığınmacıların İzmir için de bir risk-tehlike haline geldiği ve hepsinin evlerine dönmesi gerektiğini belirten bir açıklama yapıldı bir belediye başkanı tarafından. İnsani olmayan açıklamalar hakkında uyarıda bulunacak mısınız?

D.Y: Biz onu kendi içimizde konuşuruz, değerlendiririz. Birçok yerde ucuz iş gücü olarak görülüyorlar. Ben basın üzerinden mesaj vermem. Onlar vermiş olabilir. Kendi belediye başkanlarımıza basın üzerinden mesaj vermeyiz. Biz kendi aramızda onları konuşur, değerlendiririz.