İsrail’in sabah saatlerinde İran’a düzenlediği hava saldırılarının ardından bölgede nükleer risk endişesi ortaya çıktı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi, İran’ın Natanz nükleer tesisinde radyoaktif sızıntı olduğunu duyurdu.
“CİDDİ KONTAMİNASYON TESPİT EDİLDİ”
CNN Türk ABD temsilcisi Yunus Paksoy’un aktardığına göre, UAEA Başkanı Grossi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) sunduğu raporda endişe verici tespitlerde bulundu. Grossi, “Tesisin içinde hem radyoaktif maddelere hem de kimyasal bileşenlere bağlı ciddi bir kontamisyon yaşandığı bildiriliyor. Bu durum, hem çalışanlar hem de çevre açısından önemli bir sağlık ve güvenlik riski oluşturabilir,” ifadelerini kullandı.

YERÜSTÜ TESİSİ TAMAMEN İMHA EDİLDİ
Grossi’nin raporunda, İran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum ürettiği tesisle ilgili çarpıcı bilgiler yer aldı. UAEA Başkanı, “İran’ın yüzde 60 saflıkta uranyum ürettiği yerüstü tesisi tamamen imha edildi,” açıklamasında bulundu. Bu durum, İsrail’in saldırılarının İran’ın nükleer programını ciddi şekilde etkilediğini gösteriyor.
YERALTINDA DURUM HENÜZ NET DEĞİL
Grossi, saldırının Natanz’daki yeraltı tesislerine etkisi konusunda ise daha temkinli konuştu. “Natanz’daki yeraltı zenginleştirme bölümüne yönelik bir saldırı belirtisi yok, ancak elektrik tedarikine yönelik saldırı, santrifüjlere zarar vermiş olabilir,” dedi. UAEA Başkanı, radyolojik kirlenmenin uygun önlemlerle kontrol edilebileceğini de sözlerine ekledi.
BÖLGEDE GERİLİM TIRMANMAYA DEVAM EDİYOR
İsrail’in 13 Haziran sabahı başlattığı geniş çaplı hava harekatında, İran’ın başkenti Tahran dahil birçok kent vurulmuştu. Saldırılarda 20’si üst düzey komutan, altısı nükleer bilimci olmak üzere en az 78 kişi hayatını kaybetti.
İsrail, operasyonun hedefinde İran’ın nükleer programının bulunduğunu açıklamıştı. İran ise misilleme olarak önce İsrail’e 100 kadar insansız hava aracı (İHA) göndermiş, ardından akşam saatlerinde balistik füzelerle saldırılara başlamıştı.
Natanz nükleer tesisindeki radyoaktif sızıntı, bölgedeki gerilimin nükleer boyuta taşınma riskini artırırken, uluslararası toplumdan durumun kontrol altına alınması için çağrılar yükseliyor.