İzmir’in her noktasına tiyatro kültürünü yayma misyonuyla çalışmalarını sürdüren İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (İzBBŞT), “Cadı Kazanı” oyununun hazırlıklarını sürdürüyor. 2025-2026 tiyatro sezonunun açılış oyunu olarak belirlenen, yönetmenliğini Lemi Bilgin’in üstlendiği oyunun ekim ayında İzBBŞT İsmet İnönü Sahnesi’nde seyirciyle buluşması planlanıyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (İzBBŞT), “Cadı Kazanı” oyununun provalarına devam ediyor. 1950’lerde McCarthy Dönemi olarak adlandırılan ve Amerika’da komünist avına dönüşen döneme bir eleştiri olarak kaleme alınan oyunla ilgili konuşan yönetmen Lemi Bilgin, Cadı Kazanı’nın dünyanın birçok yerinde sahnelendiğini hatırlatarak, “Bir oyun, ‘bugün niye oynanıyor’ diye sorulup cevabı verilmeden pek repertuvara alınmaz.
Arthur Miller, 1600’lerde Amerika’nın Salem Kasabası’nda geçen bir olayı, 1950’lerde komünizm karşıtı süreçteki, birçok iftira ve yalanlarla çok sayıda insanın hayatının karartıldığı dönemi anlatmak için yazdı.
2025 yılında da biz bu oyunu İzmir’de, yani Türkiye’de oynuyoruz. ‘Cadı Kazanı’, adaletsizliklerin neden hiçbir zaman azalmadığını, yüzyıllardır aynı kötü çarkın adaleti ve insanlığı yok ederek dönmeye devam ettiğini anlatıyor. Uzun bir oyun, biraz daha kompakt hale getirmeyi hedefliyoruz. Biraz ritimli ve zamansız gibi düşünmeye çalışıyoruz. Ancak hepsinden önemlisi tabii ki oyuncuların performansı” dedi.

“Merak ve heyecanla bekliyoruz”
İzmirli seyircilerin tiyatroyu bildiğinin altını çizen Bilgin, “Farklı bir tiyatroda, farklı bir oyunda, çok iyi oyuncularla bir oyunu seyretmenin ve oyundan sonra da ‘Neler olmuş, ülkemizde ve başka yerlerde neler oluyor’ diye düşünülebilecekleri, sorgulayabilecekleri, umuyorum da izlemekten çok mutlu olacakları bir oyun olacaktır. Ekim ayı ortasında seyirciyle buluşmayı planlıyoruz. Merak ve heyecanla onları bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Cadı Kazanı hakkında
1692 yılında Amerika’nın Salem kasabasında patlak veren cadı mahkemelerinden esinlenen Arthur Miller, “Cadı Kazanı” (The Crucible) ile toplumsal korkunun, histerinin ve suçluluk duygusunun çarpıcı bir portresini çizer.

Ormanda gizlice büyü yaparken yakalanan bir grup genç kız, ceza almamak için başkalarının kendilerini cadılıkla ilişkilendirecek davranışlara zorladığını öne sürer. Bu iftiralar kısa sürede kasabanın üzerine kara bir bulut gibi çöker; suçlamalar artar, masumlar sorgulanır, zindana atılır, hatta darağacına gönderilir.
Eser, bireysel vicdan ile kitlesel baskı arasındaki gerilimi gözler önüne sererken, korkunun nasıl toplu bir cinnete dönüşebileceğini de gösterir. Miller, oyunu 1950’lerin Amerika’sında yaşanan ve “komünist avı” olarak anılan McCarthy dönemine keskin bir eleştiri olarak kaleme alır. Cadı Kazanı, iftiranın yıkıcılığını, adalet arayışını ve insan doğasının çelişkili yanlarını güçlü bir dille işler.