Nöbetçi Eczaneler
Dünyada nükleer silahlanma yarışı yeniden ivme kazanıyor. Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) yayınladığı “Silahlanma, Silahsızlanma ve Uluslararası Güvenlik 2025” raporuna göre, nükleer silah sahibi devletler cephaneliklerini modernize ederek yeni bir silahlanma yarışına girdi.
NÜKLEER SİLAHLAR MODERNİZE EDİLİYOR
Rapora göre, dünya genelindeki nükleer silahların yaklaşık yüzde 90’ını elinde bulunduran ABD ve Rusya başta olmak üzere nükleer güçler, geçen yıl mevcut silahlarını geliştirdi ve envanterlerine yeni versiyonlar ekledi. Nükleer silah sahibi ülkelerin neredeyse tamamının modernizasyon programları yürüttüğü belirtilen raporda, nükleer güçler arasında yeniden bir silahlanma yarışının başlayabileceği uyarısı yapıldı.
RUSYA VE ABD ZİRVEDE
SIPRI’nin açıkladığı verilere göre, ülkelerin sahip olduğu nükleer silah başlık sayıları şöyle sıralanıyor:
- Rusya: 5 bin 459
- ABD: 5 bin 177
- Çin: 600
- Fransa: 290
- Britanya: 225
- Hindistan: 180
- Pakistan: 170
- İsrail: 90
- Kuzey Kore: 50
Raporda bu verilerin yaklaşık olarak paylaşıldığı belirtildi.
2 BİN 100 NÜKLEER SİLAH YÜKSEK ALARM DURUMUNDA
Enstitünün açıkladığı en çarpıcı verilerden biri, nükleer silahların operasyonel durumuna ilişkin. Ocak 2025 itibarıyla dünya genelindeki 12 bin 241 savaş başlığından oluşan küresel envanterin yaklaşık 9 bin 614’ü potansiyel kullanım amacıyla askeri stoklarda tutuluyor. Bu rakam, geçen yılın aynı döneminde 9 bin 585 olarak kayıtlara geçmişti.
Daha da endişe verici olan, potansiyel kullanım amacıyla askeri stoklarda bulunan 9 bin 614 silahın 3 bin 912’sinin füzeler ve uçaklara konuşlandırılmış olması. Bunların da neredeyse tamamı ABD ve Rusya’ya ait olan yaklaşık 2 bin 100 nükleer silah, balistik füze üzerinde yüksek operasyonel alarm durumunda bekletiliyor.
SİLAH KONTROL ANLAŞMALARI ZAYIFLIYOR
SIPRI raporunda, mevcut silah kontrol anlaşmalarının zayıflamasının nükleer silahlanmayı hızlandırdığına dikkat çekiliyor. Son yıllarda önemli silah kontrol anlaşmalarının askıya alınması veya sona ermesi, ülkelerin nükleer kapasitelerini artırma konusunda daha serbest hareket etmelerine yol açıyor.
Uluslararası uzmanlar, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ve İsrail-İran gerilimiyle birlikte, nükleer silahların kullanılma riskinin arttığına dikkat çekiyor. Nükleer caydırıcılık politikalarının daha agresif hale gelmesi ve yüksek alarm durumundaki silah sayısının artması, olası bir kriz durumunda yanlış hesaplamaların küresel bir felakete yol açabileceği endişesini güçlendiriyor.