Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), bugün haftalık mesaisine yılın en tartışmalı yasal düzenlemelerinden biri olan 11. Yargı Paketi ile başlıyor. Genel Kurul’da 23-25 Aralık tarihlerinde görüşülmesi beklenen teklifin, yılbaşından önce yasalaşarak yürürlüğe girmesi hedefleniyor.
İnfaz Rejiminde “3 Yıl Erken Tahliye” Formülü ve İstisnalar
Kamuoyunda en büyük yankıyı uyandıran düzenleme, cezaevlerinde geçirilecek süreyi doğrudan etkileyen infaz iyileştirmesi oldu. Yeni teklife göre, 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen belirli suçlardan hüküm giyenler; kapalı cezaevinden açık cezaevine, oradan da denetimli serbestliğe geçiş süreçlerini tam 3 yıl erkene çekebilecek. Ancak bu avantajlı tablo, her suç grubu için geçerli olmayacak. Özellikle terör ve örgütlü suçlar ile toplum vicdanını derinden yaralayan kasten öldürme, cinsel saldırı ve çocuk istismarı gibi suçlar bu kapsamın tamamen dışında bırakıldı. Siyasi kanatta ise Gezi davası hükümlüleri ile Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ gibi isimlerin de bu indirimden yararlanamayacak olması, düzenlemenin sınırlarını net bir şekilde çiziyor.
27. Madde Bilmecesi: Deprem Mağdurları İçin Kritik Dönemeç
Teklifin en sancılı noktasını ise tartışmalı 27. madde oluşturuyor. Mevcut metin; “olası kastla insan öldürme” ve “taksirle ölüme sebebiyet verme” suçlarını kapsadığı için 6 Şubat depremi davalarında yargılanan sanıklara da tahliye yolunu açıyor. Bu durumun depremzede ailelerde yarattığı büyük infial, Meclis kulislerini hareketlendirdi. Yakınlarını kaybeden ailelerin siyasi parti gruplarına yaptığı ziyaretler meyvesini vermeye başlarken, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın iktidar ve MHP kanadıyla yürüttüğü trafik, bir revizyon sinyali verdi. Başarır, 27. maddenin deprem mağdurlarını üzmeyecek şekilde yeniden düzenleneceğini ya da tamamen kapsam dışı bırakılacağını belirterek, Adalet Komisyonu üyelerinin bugün bu “hassas denge” üzerinde son bir çalışma yapacağını duyurdu.
Toplumsal Güvenlik: Silah ve Örgüt Suçlarına Ağır Yaptırım
Paket, infaz indirimlerinin yanı sıra toplumsal güvenliği tehdit eden unsurlara karşı ceza duvarını da yükseltiyor. Özellikle çocukların örgüt faaliyetlerinde araç olarak kullanılmasına karşı “sıfır tolerans” ilkesi getirilerek, örgüt yöneticilerine verilecek cezaların bir katına kadar artırılması öngörülüyor. Sokaktaki huzuru hedef alan “maganda kurşunu” ve kurusıkı silah kullanımı da artık daha ağır bedellerle karşılanacak. Düğün, nişan gibi toplu alanlarda havaya ateş açanlara 5 yıla kadar hapis yolu açılırken; kurusıkı silahlar da genel güvenliği tehlikeye sokma kapsamına alınarak hapis cezasıyla ilişkilendirildi. Ayrıca trafik güvenliğini sarsan taksirle yaralamalarda ceza alt sınırları yukarı çekilirken, ulaşım araçlarının hareketini engellemek de artık ağır yaptırımların merkezine yerleşti.
Yeni Bir Eşitsizlik mi, İhtiyaç mı?
Güveni kötüye kullanma suçunun motorlu taşıtlar üzerinde işlenmesi durumunda cezanın bir kat artırılmasını da içeren paket, hukuk çevrelerinde “parçalı infaz rejimi” eleştirilerine neden olsa da iktidar kanadı düzenlemenin cezaevi yoğunluğunu yönetmek ve toplumsal huzuru korumak için gerekli olduğunu savunuyor.