DEMOKRAT GÜNDEM-HALİDE DEMİR POLATLI-RÖPORTAJ-İKİNCİ BÖLÜM-30 Ekim 2020 depreminin üzerinden beş yıl geçti. İzmir’in yapı stoğunun eskiliği ve güçlendirmenin kentin neredeyse her noktada bir ihtiyaç olarak kendini hissettirdiği ise ortada.
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) İzmir Temsilcisi Aykut Akdemir, Demokrat Gündem’e verdiği röportajın ikinci bölümünde, depremden gökdelenlere, su krizinden Körfez kirliliğine kadar kentin soruları ve çözüm önerilerini anlattı.

“DEPREMDEN BİR GÜN SONRA SAHADAYDIK”
30 Ekim depremini ve sonrasını anlatan Akdemir, meslek odalarının hızlı müdahalesini hatırlatarak, “30 Ekim depreminden bir gün sonrasında ilk sahaya çıkan bizdik. Bütün odalar toplandık. 40-50 arkadaş birlikte sahada hasar tespit çalışması yapmaya çalıştık. Öğlene kalmadan da bir raporlama yaptık.

Bir gazeteci arkadaşımız sormuştu ‘Kim sorumlu bundan?’ demişti. Dedim ki, deprem olacak ama her kim ki 70’li yılların sonunda buraları imara açmış, onlardır buranın sorumlusu. Siz tarım arazilerini ve depreme en dayanıksız, zemin değeri en düşük olan arazileri imara açıyorsunuz” diye konuştu.
“850 BİNA BOŞALTILDI, 850 KAPICI İŞSİZ KALDI”
Depremin sosyal boyutlarına da değinen Akdemir, kimsenin konuşmadığı bir gerçeği dile getirerek, “846 tane diye hatırlıyorum, 850’ye yakın bir rakam. Bir anda binalar boşaltıldı. 51 eksik, 46 ağır hasarlı bina var. Ortalama 7-8 katlı binalar. Ama kimse konuşmadığı bir şey var: 850 tane kapıcı, yani apartman emekçisi. Bunlara ne olacak? Kimse konuşmadı” dedi.

Akdemir, en fazla yıkımın yaşandığı bölgelerden Bayraklı’nın sosyal dokusunu da analiz ederek, “Bayraklı’daki depremden etkilenen bütün bölgeler ya kooperatiftir ya da kredi ile alınmış sitelerdir. Özal’ın dediği gibi ‘orta direğin’ evleri. O evde yaşayanlar kira ödeselerdi orada oturamazlardı” ifadelerini kullandı.
“DEPREMDEN SONRA SOYLULAŞTIRMA BAŞLADI”
Deprem sonrası yaşanan rant sürecini de gözler önüne seren Akdemir, çarpıcı rakamlar vererek, şu tespitleri yaptı: “Hiç unutmuyorum, depremden sonra Aralık ayının başında 225 bin liraya bir daire varken, 100 metrekare bir bağımsız dairenin maliyeti 375 bin liraya TOKİ ihaleye çıkmıştı. Bakın böyle bir depremde bizim ülkemizin yüzleşmesi böyle bir şey.
Depremle yüzleşmenin iki yolu var. Bizim tarafımızdan depremle yüzleşmek; altyapıdan, güvenlikten, emniyetten, insan yaşamının değerinden, barınma hakkından bahsetmektir. Ama bizim dışımızdakiler için yalnız ve yalnız ‘Hadi inşaatı yapalım, inşaattan para kazanalım’ hikayesidir.”

“GÖKDELENLER BÖLGESİNİN ALTYAPISI YETERSİZ”
Bayraklı’daki gökdelenler bölgesinin geçmişini hatırlatan TMMOB İzmir İKK Temsilcisi Aykut Akdemir, bölgenin dönüşümünde yaşanan çarpıklığı ve kente olan orantısız yükünü, “Bayraklı bölgesi biliyorsunuz nispeten sanayi bölgesiydi. Mensucat’tan Türkiye’nin ilk yumurta üretim tesislerine kadar bir tarihsel süreci var. Şimdi gökdelenler bölgesi oldu ama altyapı buna hazır değil” sözleriyle ifade etti.
“VERDİKLERİ EMLAK VERGİSİ BİLE ÇOK KOMİK KALIYOR”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın bu konudaki açıklamalarını da hatırlatan Aykut Akdemir, “Sayın Tugay da bir açıklama yapmıştı. ‘Tamam orada gökdelenler bölgesi var ama altyapı buna hazır değil. Verdikleri emlak vergisi bile çok komik kalıyor. Yarattıkları kirlilik ya da yük ile karşılığı yok’ demişti” şeklinde konuştu.

“İZMİR’İN SU KRİZİ VE KAYIP KAÇAK SORUNU”
İzmir’in su sorununu da tarihsel perspektiften değerlendiren Aykut Akdemir, geçmiş dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur dönemine atıfta bulunarak, “Unutmuyorum, Yüksel Çakmur’un 1994’te seçimi kaybetme gerekçelerinden biri, bir konuşmasında ‘Boruları döşedik’ demişti. O dönem Yüksel Çakmur belediyenin bütün gelirini altyapıya yatırmıştı. Bütün tesisatları, yukarıdan gelen bütün boruları değiştirdi. Çünkü su sıkıntısı vardı, kesilmeler vardı” dedi.
“ALSANCAK’TA 50 YIL ÖNCEKİ SİSTEMLER VAR”
Kayıp kaçak sorununa da değinen Akdemir, bunun kolay çözülemeyeceğini vurgulayarak, “Alsancak’taki bütün sistemler bundan 50 sene önceki sistemler. Gültepe sistemlerini nasıl değiştireceksiniz? Alsancak’ın göbeğindeki sistemi değiştirin bakalım. Bir evde 5 kişinin yaşadığı, 70-80 metrekare evlerde 4-5 kişi yaşıyor. Buranın geçmişten yapılmış olan su tesisatı var ve bunun kaçağı var. Bunu nasıl düzelteceksiniz?”

“GÖRDES BARAJI’NA MİLYARLAR HARCANDI, HALA SU TUTMUYOR”
Gördes Barajı’na yapılan itirazlarını hatırlatan TMMOB İzmir Temsilcisi Aykut Akdemir, kamu zararına dikkat çekerek, “Biz yıllar önce de itiraz etmiştik. ‘Yanlış yapıyorsunuz, burası baraj yapılacak yer değil’ demiştik. Oraya enjeksiyonla harcanan paranın haddi hesabı yok. Hala da tutmuyor. Onca hazırlık yapıldı, onca kamu zararını kim karşılayacak? Bunun hesabını vermesi lazım” diye konuştu.

“KÖRFEZ KİRLİLİĞİ YETKİ KARMAŞASINA KURBAN”
İzmir Körfezi’nin temizlenmesinde asli sorumluluğun hükümette olduğuna dikkat çeken Aykut Akdemir, yetki karmaşasını eleştirdi. Akdemir, “Düşünsenize bir merkezi hükümetin kendine ait olan denizin, bir körfezin temizliğinin yapılması ile ilgili yetki karmaşasını merkezi hükümet söyleyebilir mi? Yerel yönetim ‘Ben yapamıyorum, özür dilerim, tıkandım’ deme hakkına sahiptir. Ama merkezi hükümetin kalkıp da ‘Sizin yüzünüzden böyle, arıtma yapamadınız’ demesi… Ne hakkınız var?” diye sordu.

“HERKES KENDİ ÇIKARI ÜZERİNE SÖZ SÖYLÜYOR”
İzmir’deki siyasi polyemikleri de eleştiren Akdemir, tarafların keskinleştiğini belirtiyor: “İzmir’de bunu çok yaşıyoruz. Taraflar çok keskinleşmiş durumda. Akıl, bilim ve iyi niyetten, kamuculuktan uzak. Herkes kendi çıkarı üzerine söz söylüyor ve politikasını üretmeye çalışıyor.”
“CUMHURİYET AKLINDA KAYMAKAM HALKIN DİBİNDEYDİ”
Kamu hizmetlerinin ulaşılabilirliğini Cumhuriyet değerleriyle ilişkilendiren Akdemir, şehir hastanesi örneğini verdi: “Cumhuriyetin kuruluş yıllarında hükümet konağı, kaymakam halkın dibinde durur. Kaymakama ne kadar kolay ulaşıyorsa, hükümete de o kadar kolay ulaşması gerekirdi. Cumhuriyetin aklı bu. Şimdi şehir hastanesi… Hasta birinin bu kadar eziyetli bir yere gitmesi kadar kötü bir şey var mı? Hastaneye gitmek için bu kadar emek, çaba sarf edip bu kadar eziyet görmek ne anlamı var?”
TMMOB İzmir İKK Temsilcisi Sayın Aykut Akdemir ile yapılan röportajımızın üçüncü ve son bölümünde TMMOB’un kamu yararı ilkesi, yerel yönetimlerin sosyal politikaları ve İzmir’in geleceği ele alınacak.
İlginizi çekebilir: TMMOB Temsilcisi Akdemir’den atık bertaraf tesisi önerisi