Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Vahşice öldürülen Afgan madencinin eşi: İnsan olan bunu nasıl yapar?

Haber: Mustafa ÖZDEMİR Yakılarak öldürülen Afgan Vezir Muhammed Nourtani’nin eşi

Haber: Mustafa ÖZDEMİR

Yakılarak öldürülen Afgan Vezir Muhammed Nourtani’nin eşi Kamergül Maliki Nourtani konuştu: Hastaneye götürmek yerine eşini yakarak öldürenlere, ”Kocamı hastaneye götürmek yerine neden yakarak öldürdüler?” sözleriyle isyan etti

Zonguldak Merkez Gelik Beldesi Dağbaca mevkiinde bulunan bir kaçak ocakta yakılarak öldürülen 50 yaşındaki Afgan Vezir Muhammed Nourtani’nin eşi Kamergül Maliki Nourtani, hastaneye götürmek yerine yakılarak öldürenlere böyle isyan etti: 

”Türkiye Müslüman olduğu için buraya geldik”

“İnsan olan insana bunu nasıl yapar. Onlar Müslüman olamaz. Sadece eşimi değil benim ve çocuklarımın geleceğini de yok ettiler.” On temmuz Mahallesi’nde yaşayan Afgan uyruklu 50 yaşındaki Vezir Muhammed Nourtani’nin 37 yaşındaki 4 çocuk annesi eşi Kamergül Maliki yaşadıkları olayın şokunu üzerinden atamadıklarını belirterek, şunları söyledi: “ Biz Afganistan’dan savaştan kaçarak Türkiye’ye geldik. Ya ölecektik ya da Türkiye’ye gelip ailemizle birlikte yeni bir hayat kuracaktık. Türkiye Müslüman olduğu için buraya geldik. Yaklaşık 23 yıl önce Afganistan’ın Şaburgan şehrinden İran’ın Şiraz şehrine göç ettik. İran’da büyük oğlum geçirdiği trafik kazası sonucu sol bacağını kaybetti. Doktor bizden izin almadan tedavi etmek yerine bacağını kesti. O doktor hakkında dava açtık ancak doktor parasıyla ve çok güçlü olduğu için davayı kazandı. Daha sonra bizi İran’dan deport etmek için, Afganistan’a dönemeyeceğimiz için Türkiye’ye gelme kararı aldık.

”Gözlerimi hastanede açtım”

Yaklaşık beş ay önce Van’da toplama kampında konteynerda yaşadık. Göç idaresi tarafından yaklaşık iki ay önce Zonguldak’a gönderildik. 
Zonguldak Göç İdaresi Müdürlüğü geldiğimizin ikinci günü bize ret kararı verdi. Herhangi bir sebep de söylemedi. Şu ana kadar 3 ret kararı verildi. Eşim yaklaşık 3 hafta önce kaçak maden ocağında çalışmaya başladı. Kocam bana ne işte çalıştığı söylemedi. Maden ocağında çalıştığını bilseydim kesinlikle çalışmasına izin vermezdim. Maden ocağına girene kadar gündelik işlerle ekmek parasını kazanıyordu. Olayın olduğu gün eve gelmedi. Eve gelmeyince akşam 17.00’de patronu Enver’i aradık. Türkçe çok az bildiğim için kocamın işe gelip gelmediğini sordum. Bana “Geldi geldi. İşte işte” diyip iyi günler diyerek telefonu kapattı. Gece saat 12:00’de eve gelmesi gerektiği için sabaha karşı uyandığımızda evde görmeyince polise gittik. Polis bize araştırarak telefonla haber vereceğini söyledi. Polis aradı ve bana eşimin cesedinin bulunduğunu söyledi. Emniyette cesetten çektikleri fotoğrafları gösterdiler. Gördüğüm an kendimden geçtim kendime zarar verdim dehşete düştüm. Gözlerimi hastanede açtım. Telefonla ailemi arayarak haber verdim. 

”Bu devletin ve adaletin vereceği bir karar”

Bir müslüman Müslümana, insan insana bunu yapar mı ? Kocamı hastaneye götürmek yerine neden yakarak öldürdüler? Eşimi bir yol kenarına bile bıraksalardı bir araba gelir onu hastaneye götürdü. Onlar hakkında ne düşünüyor o yapanlar hakkında ne düşünüyordu. Bu vahşeti işleyenler sadece eşimin öldürmediler çocuklarımın da geleceğini yok ettiler. Beni böyle dul çocuklarını babasız bırakan insanların cezalarını çekmelerini istiyorum. Bu devletin ve adaletin vereceği bir karar. Ama benim isteğim ya idam ya ömür boyu hapis. Şu an karşımda olsalar onlara onların Müslüman olamayacağını söylerdim. Çünkü müslüman Müslümana bunu yapmaz. Onların da benim gibi eşi çocukları var.  Evimizde çalışan da yok. Yaptıklarıyla ne bana ne de çocuklarıma yaşayacak bir gelecek bıraktılar. Ben Türkiye Cumhuriyeti’ne güvenerek bu ülkeyi seçtim. Çocuklarımın ikisi engelli ve diğeri de yaş olarak küçük. Türkiye Cumhuriyeti’nden adalet ve ailem için yardım dilemekten başka hiçbir beklentim yok.”

Aykut POLATLI