DOLAR 32,9949 -0.11%
EURO 35,8195 -0.26%
ALTIN 2.528,010,83
BITCOIN 22527001,68%
İzmir
36°

AZ BULUTLU

üst menü altı

16 TON

ABONE OL
21 Mayıs 2024 10:14
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Boş zamanlarınızda ne yapmayı seversiniz?

Ben sinema, tiyatroya gitmeyi seviyorum elimden geldiğince. Geçenlerde Ümit Kıvanç’ın 16 ton belgeselini, Spartaküs Kültür ve Sanat Merkezinde izledim. Evet, doğru tahmin ettiniz; Ümit Kıvanç Halit Kıvanç’ın oğlu. Belgesel internetten de izlenebiliyor, ancak ardından söyleşi de olduğu için hep birlikte izlemek daha keyifli olur diye düşündüm. 16 ton bir madenci şarkısının adıymış.

Belgeselde çokça kullanılmış. Şarkının söz yazarının babası da bir maden işçisi, onların gündelik konuşmalarına da yer vermiş sözlerde. 13 Mayıs 2014’de yaşanan Soma faciasının 10. yıldönümü nedeniyle yapılan bir etkinlikti. 16 ton madencileri, dünyadaki tüm süreci kazalarla birlikte epey derinlemesine inceleyen bir belgesel. 2011’de yapımı tamamlandığı için Soma’ya yer verilmemiş. Ama belgeseli izlerken aklımda hep Soma, İliç vardı. 13 Mayıs 2014 ve sonrasını bugünmüş gibi anımsadım. 

Facianın ardından CHP İzmir İl Kadın Kolları olarak Soma’daydık. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, gönüllüler ‘ne yapabiliriz?’ arayışında koşup gelmişlerdi. Madencilerin evlerini ziyaret ettik, ailelerle görüştük. Orada öğrendim; her madenci işe gitmek için evden çıkarken ailesiyle vedalaşıyor, helalleşiyormuş. Her gün. Ahhh, bunun yapıldığı başka meslek var mı? 16 ton şarkısında söylediği gibi.

“…Eğer madenden dışarı yürürken görürsen beni, kenara çekil

Çünkü dışarı çıkamayan çok kişi var…”

Madene giden babalar ile evlatların birbirinden güzel yaşanmışlıklarını dinledik. Uzmanlar diyor ya; “çocuklarınızla faydalı zaman geçirin” diye. Yani çocuğunuzun yanındayken kendiniz, aklınız, fikriniz çocuğunuzda olsun. Bu madenci babalar kimden öğrenmişler, hangi uzmanı dinlemişler. Tüm anılar hep hep o faydalı zamanlara dair. Bir de evlerin arasında gezen cübbeliler vardı. Sorduk; ‘onlar hoca’ dediler. Öyle çok hoca vardı ki… “ağlamayın, bağırmayın. Allah onlara can verdi. Allah canlarını aldı” diyorlardı. Peki kaza geliyorum derken hiçbir önlem almayanlar. Onları denetleyip, önlem alınmadığını gördüğü halde buna ses etmeyenler? Yok, yok; ölüm madencinin fıtratında vardı.

Akşam üstü ilçeden ayrılmak için madenci anıtının orada aracımızı bekliyorduk. Yolun yukarısından bir uğultu. En önde çakarlı araçlar. Bir, iki, üç… Yanında koşan korumalar. Kalabalık araçların arkasından koşuyordu. Yaklaştılar. Yüzleri, ama en çok o gözleri nasıl da öfkeliydi. Öfkeleri öylesine yoğundu ki neredeyse ete kemiğe bürünmüş o da araç konvoyunu kovalıyordu. Akşam eve döndüğümüzde haberleri izleyince kalabalığı ve öfkenin nedenini anladık. Yusuf Yerkel; protesto eden, polisin yere yatırdığı bir madenciyi tekmelemişti.

Soma faciasının birinci yılında yine oradaydık. Gönüllüler, yardıma koşanlardan kimse kalmamış. Oysa aileler yine babasız, yoksul. Duyduk; ölen madencilerin kardeşleri, çocukları madende çalışıyormuş. 

“…St. Peter, boşuna çağırma beni, çünkü gidemem.

Ruhumu şirketin dükkanına borçluyum….” 

16 ton şarkısındaki gibi; borçlar, geçim sıkıntısı, hayat dayatıyor. Öleceğini bile bile evde bekleyenler için madene inmeye. Her gün yeniden, yeniden…

Olayın üstünden 10 yıl geçti. Maden şirketinin sahibi ve oğlu 301 madencinin ölümü için 5 yıl hapis yattı ve çıktı. Madenciye tekme atan Yusuf Yerkel Frankfurt’ta Ticaret Ateşesi. Madenci ailelerine ödenmeyen tazminatlar pula döndü. Soma davasında madencilerin avukatlığını yapan Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay hapiste…

301 madencinin kömürden kararmış elleri size uzanmış, gözleri sizde görüyor musunuz?

En az 10 karakter gerekli
Tüm Yorumlar (2)
  • Naşide Penez

    Soma faciasına Denizli İl kadın kolları.rı olarak yardım için gitmiştik. Yazını okuduktan sonra o günleri tekrar yaşıyor gibi oldum. Önlem alınmadığı sürece bu üzücü durumu yaşamaya devam edilecektir.

  • Sait Karaduman

    Yüreğine kalemine sağlık


HIZLI YORUM YAP