Finansal piyasalarda, 2026 yılına ilişkin önemli bir para politikası dönüşümü sinyalleri beliriyor. Yatırımcılar, Amerikan Doları’nın, Federal Rezerv (Fed) faiz indirimlerini sürdürürken, diğer büyük merkez bankalarının enflasyon ve büyüme dinamikleri nedeniyle daha “şahin” politikalara yönelebileceği bir ortamda daha da zayıflayabileceğini değerlendiriyor.
SWAP PİYASALARI ECB’DE 2026 İÇİN ARTIŞ BEKLENTİSİNE İŞARET EDİYOR
İngiliz Financial Times gazetesinin aktardığı swap piyasası verileri, önemli bir olasılık değişimini ortaya koyuyor. Fiyatlamalar, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 2026 yılında faiz indirmekten ziyade artırmaya daha yakın olduğunu gösteriyor. Buna karşılık, piyasalar Fed’in bu haftaki toplantıda faiz indireceğine ve gelecek yıl en az iki ek indirim daha yapacağına neredeyse kesin gözüyle bakıyor.
Bu beklenti, faiz oranı farkının daralmasına ve dolara yatırım yapmanın nispi cazibesinin azalmasına yol açabilir. Dolar endeksi, bu yıl diğer büyük para birimlerinden oluşan sepete karşı şimdiden %8’in üzerinde değer kaybetmiş durumda.
KÜRESEL ÇAPTA BİR POLİTİKA DÖNÜM NOKTASI MI GELİYOR?
TD Securities stratejisti Pooja Kumra’ya göre, 2026 yılı Euro Bölgesi, Kanada ve Avustralya merkez bankaları için bir “dönüm noktası” olabilir. Kumra, “Şahinler daha sesli hale geliyor” yorumunu yapıyor. Bu eğilim, ABD ile diğer gelişmiş ekonomiler arasındaki faiz farkını daraltarak dolara ek baskı yaratma potansiyeli taşıyor.
Nefes’in aktardığı piyasa verileri, Avustralya ve Kanada’da da ekonomik toparlanma beklentileriyle birlikte 2026’da faiz artışı olasılığının arttığını gösteriyor. İngiltere Merkez Bankası (BoE) için ise gelecek yaz faiz indirim döngüsünün dip noktasına ulaşacağı, ardından politikanın yeniden değerlendirileceği öngörülüyor.
EURO BÖLGESİ’NDE BÜYÜME VE ENFLASYON DENGESİ
Halihazırda Euro Bölgesi ve diğer bazı büyük ekonomilerdeki faiz oranları ABD’den daha düşük seviyede bulunuyor. Bu durum, kısmen bölgedeki daha zayıf büyüme performansından kaynaklanıyor.
Ancak, Trump yönetimiyle başlayan ve devam eden küresel ticaret gerilimlerinin, başlangıçta tahmin edildiği kadar ABD’nin ticaret ortaklarına zarar vermediği düşüncesi, bu ülkelerdeki merkez bankalarının büyümeyi teşvik etmek için faizleri çok daha fazla düşürmesini gereksiz kılıyor. T Rowe Price’ın baş Avrupa makro stratejisti Tomasz Wieladek, “Küresel gümrük vergisi şoku, başlangıçta düşünüldüğünden çok daha hafif çıktı” diyerek, dünya genelinde merkez bankalarının politikalarını sıkılaştırma eğilimine girebileceğini belirtiyor.
Swap piyasalarındaki son fiyatlamalar, yıl sonuna kadar Euro Bölgesi faizlerinde ortalama 0.06 baz puanlık bir artış öngörüyor. Bu, bir önceki hafta sonunda fiyatlanan 0.04 baz puanlık indirim beklentisinden kayda değer bir sapma anlamına geliyor.
Sonuç olarak, 2026 yılı, Fed’in gevşek para politikasını sürdürürken diğer büyük merkez bankalarının politika setini sıkma yönünde ayarlayabileceği bir yıl olarak öne çıkıyor. Bu senaryo gerçekleşirse, dolar için 2025’te başlayan zayıflama eğiliminin derinleşmesi ve küresel para piyasalarında önemli kaymalar yaşanması bekleniyor. Piyasalar, önümüzdeki dönemde özellikle ECB ve Fed’in politika sinyallerini yakından takip edecek.
