2024 yılı başından itibaren küresel piyasalarda değer kazanan altın, yatırımcısına kazandırsa da Türkiye ekonomisi üzerinde beklenmedik bir maliyet oluşturdu. Altının yükselişi, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın altın cinsinden borçlanmaları nedeniyle kamu maliyesine ek yük getirdi.
Ekonomist Ömer Rıfat Gencal tarafından yapılan hesaplamaya göre, yalnızca son bir yıl içinde altına endeksli borçlanmaların Hazine’ye maliyeti 9 milyar 272 milyon dolar seviyesine ulaştı.
14,7 milyar dolarlık borç, 24 milyar dolara yaklaştı
Ömer Gencal, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Hazine’nin Şubat 2024 ile Mayıs 2025 tarihleri arasında toplam 14 milyar 706 milyon dolar tutarında altın borçlanması gerçekleştirdiğini ifade etti. Aynı dönemde altın fiyatlarında yaşanan artış nedeniyle, bu borçlanmalara karşı yapılacak geri ödemenin ise 23 milyar 979 milyon dolara ulaştığını kaydetti.
Ekonomist Gencal, “Hazine’nin altın borçlanmasının dolar cinsinden yıllık maliyeti yüzde 57,8 seviyesinde. Bu borçlanmalarda oluşan 9,3 milyar dolarlık ek maliyet Hazine’nin, yani vatandaşın, üzerine binmiştir” açıklamasında bulundu.
Borç yükü artmaya devam ediyor
Yüksek maliyetli geri ödemenin büyük kısmının 2026 yılında yapılacağının altını çizen Ömer Gencal, “Ons altındaki her 50 dolarlık artış, borç yükünü 330 milyon dolar artırıyor. Hindistan dışında altınla borçlanan ülke yok” değerlendirmesinde bulundu.
“Dövizle borçlanma ilk günah oldu”
Ekonomist Kerim Rota da konuya ilişkin değerlendirmesinde, dövizle ve altınla borçlanmanın geçmişte yapılan stratejik bir hata olduğunu vurguladı. Rota, “İlk günah 2018’de işlendi ve iç borçlanmada sıfıra kadar inen döviz payı hızla yükseldi. İç borçlanmanın TL ile yapılması lazımdı. Bankalar zaten Hazine’ye borcu getiriyorken altın ve döviz riskini almak zorunda değildik” ifadelerini kullandı.
9,3 milyar dolar neye yeterdi?
Uzmanlar, oluşan bu maliyetin sosyal politikalar açısından da önemli bir fırsat kaybı anlamına geldiğine dikkat çekti. Ekonomistler, 9,3 milyar dolarlık borçlanma maliyetiyle devlet okullarında ilkokuldan liseye kadar tüm öğrencilere bir yıl boyunca bir öğün yemek sağlanabileceğini belirtiyor. Bu maliyetin yılda ortalama 4 ila 5 milyar dolar seviyesinde olduğu ifade edildi.
Merkez bankası rezervleri illüzyon mu?
Altın fiyatlarındaki artış, yalnızca Hazine’yi değil, Merkez Bankası’nın rezerv dengesini de etkiledi. Finansal danışmanlık kuruluşu Capital Economics tarafından yayımlanan bir raporda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın rezervlerinde görülen artışın büyük ölçüde altın fiyatlarındaki yükselişten kaynaklandığına dikkat çekildi.
Raporda, TCMB’nin altın rezervlerinin son bir yılda yüzde 10 artışla 640 tona ulaştığı belirtilerek, “Altındaki yükselişin TCMB rezervini 30 milyar dolar artırması sahte bir illüzyon yaratıyor” değerlendirmesi yapıldı.