Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Balık ölümleri ve İzmir Körfezi’ndeki kirlilik sorunu nasıl çözülecek?

İzmir Körfezi’ndeki kirlilik sorunu, son günlerde yeniden gündemde. İzmir’in Bayraklı ilçesinde kıyıya vuran ölü balıklar ve kötü koku, çevre uzmanları tarafından uyarılara neden oldu. Prof. Dr. Doğan Yaşar, 2024 yılının daha kötü olacağı uyarısında bulundu.

İzmir Körfezi'ndeki kirlilik sorunu,

DEMOKRAT GÜNDEM- ÖZEL HABER-İzmir’in kronikleşen “koku sorunu” ve son günlerde yeniden yaşanan balık ölümleri havaların ısınmasıyla yeniden gündeme geldi.

İzmir’in Bayraklı ilçesi sahilinde kıyıya vuran ölü balık ve kirlilik nedeniyle oluşan pis kokuya ilişkin Demokrat Gündem’e değerlendirmelerde bulunan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi de olan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, “2023 kokusuyla deniz marulu ve denizanası patlamalarıyla ve toplu balık ölümleriyle son yılların en kötü yılıydı. 2024 daha beter olacak” diye konuştu.

Öte yandan son günlerde İzmir Körfezi’nde yaşanan balık ölümleri üzerine basın toplantısı düzenleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay da körfezi kirleten unsurlar ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu sorunu çözmeye yönelik çalışmalarını anlattı.

İzBB Başkanı Cemil Tugay, körfezde yaşanan renk değişikliği ve balık ölümlerine neden olan mikroorganizma türünün geçen yıl ilk kez Körfez’de tespit edildiğini belirtti.

Bu türlerin aslında denizlerimize ait olmadığını, büyük ihtimalle Alsancak Limanı’na okyanus ötesinden gelen yük gemileriyle taşındıklarını ve iklim değişikliğinden faydalanarak Körfez’de baskın tür haline geldiklerini söyledi.

Körfeze Gediz Nehri’nden gelen farklı kaynaklardan da kirlilik taşındığına dikkat çeken Tugay, bu kirliliğin önlenmesi ve denetlenmesinde önemli yetki ve sorumluluğun bakanlıklarda olduğunu ifade etti.

Tugay, bu konuda politik bir söylem oluşturmak isteyenlerin olacağını, ancak çözüm odaklı çalışmaya devam edeceklerini belirtti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) Başkanı Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak Körfez’in temizlenmesi sürecine katkıda bulunacak yaklaşık 10 milyar liralık bir yatırım üstlendiklerini açıkladı.

Tugay, maliyeti 20 milyar lirayı bulacak olan navigasyon ve sirkülasyon kanallarının yapımı içinse hükümetin devreye girmesi gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, sorunun çözümü için bir Bilim Kurulu oluşturulacağını açıkladı.

İzmir’de yıllardır artarak devam eden koku sorunu, yaz aylarının yaklaşmasıyla hissedilir derecelere ulaşmaya başladı.

İzmir özelinde baktığımızda 1999 ve 2004 yılları arasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan merhum Ahmet Piriştina, 2000’li yıllarda Çiğli Arıtma Tesisleri’nin bitiminden sonra kentin koku sorununu çözmek için çok sıkı politikalar uygulamıştı.

Tüm fabrikalar arıtma tesislerini çalıştırmaya başlamış, fabrika suları arıtılmış ve kentin koku sorunu çözülmeye başlanmıştı.

2004’te Piriştina’nın ölümünden sonra koku sorunu, kentte yine kronik bir hal almaya başladı.

Kokuyu kesmek için körfezdeki tüm derelerin altı betonlaştırılmaya başladı. Suyun, toprakla ilişkisi kesildi.

2012’de kirli fabrika suları, altı betonlaşan derelerin yanı sıra aşırı sıcaklar nedeniyle deniz marulları da patlamaya başlayınca kentte kötü koku arttı.

Çözülmeyen sorunlar ve aşırı sıcaklar ile birlikte artan kötü koku nedeniyle İzmirliler, 2023’te en zor yaz aylarından birini yaşadı.

Bu yıla geldiğimizde İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) İZSU Genel Müdürlüğü, sıcaklıkların artmasıyla birlikte İzmir Körfezi’nin yaydığı kötü kokunun giderilmesi için kent genelindeki dere temizliklerine hız verdi.

Körfez’in kirliliği, koku sorununun tamamen ortadan kalkmaması  ve toplu balık ölümleri hakkında değerlendirmelerde bulunan TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, “2003 kokusuyla deniz marulu ve denizanası patlamalarıyla ve toplu balık ölümleriyle son yılların en kötü yılıydı.

Kötü kokunun giderilmesi için kötü kokuya kireçle müdahale ediliyor. İzmir Büyükşehir yetkilileri, maalesef bilime inanmıyorlar. Hangi bilime göre bunu yapıyorsunuz? 2004 daha beter olacak” diyerek yıllardır çözülmeyen koku ve körfezin temizlenmesi sorununa tepki gösterdi.

İzmir’deki bütün büyük derelerin Bayraklı sahiline aktığını ve toplu balık ölümlerinin en fazla burada görüldüğünü dile getiren bilim insanı Prof. Doğan Yaşar, “Derelere beton atılırken belediye başkanlarına ‘Yapmayın, katliam yapıyorsunuz, kılcal damarlarınızı betonluyorsunuz, körfezin yaşam şansı bitiyor’ dedik ama dinletemedik. Yeşildere’de 1968’li yıllarda yüzülürdü, balık tutulurdu ama şimdi gidin beton. Bilimden bu kadar da uzak bir yerel yönetim olmaması gerekiyor.

Körfezdeki durumun düzelmesi için ilk olarak derelerin alındaki betonların kırılması gerekiyor. İkinci olarak fabrikalardan çıkan arıtma sularının temizlenmesi şart. Bu iki şey yapılmadan körfez temizlenmez. Bunlar yapılırsa körfez kendini birkaç senede temizler. Körfezin akıntı sistemine hiçbir sıkıntı yok, akıntı hızlıdır. Bütün sorun insanlarda. İzmir’deki bütün büyük dereler Bayraklı sahiline akıyor. Bu nedenle balık ölümleri en fazla Bayraklı bölgesinde görülüyor” diye konuştu.

“KÖTÜ KOKU, 2004’TEN SONRA BAŞLADI”

Kentte sorunun geçmişine ayna tutan Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzBB’nin eski başkanı Ahmet Piriştina’nın 2004’te ölümünden sonra patlak verdiğini ifade etti.

Bilim insanı Doğan Yaşar, “Ahmet Piriştina, ciddi politikalar uygulayarak tüm fabrikaların arıtma tesislerinin çalıştırılmasını sağladı, arıtılmayan fabrika suyu kalmadı. Mavileşen körfezde, Güzelyalı ve Göztepe’ye kadar olan kısımda birkaç yıla yüzmeye başlarız derken 2005’te hiç de öyle olmadı. Sayın Aziz Kocaoğlu (İzBB önceki dönem belediye başkanlarından)  geldikten sonra fabrika arıtmalarını önce geceleri sonra gündüzleri kapattılar ve bir yılda tekrar geriye dönüş başladı.  2007’de Kocaoğlu, İzmir Körfezi’ne en büyük kötülüğü yaptı, derelerin altını betonladı. Suyun, toprakla ilişkisini kestiler. Bu bir çevre katliamıydı” diyerek kötü konunun sebebini açıkladı.

“BELEDİYELER GEREKENİ YAPMIYOR”

Prof. Dr. Doğan Yaşar, belediyelerin milyonlarca dolar yatırımla arıtma tesisleri, kuşaklama kanalları yaptığını, buna karşın sorunun hala çözülememesinin nedenini,  “Arıtma tesislerine, kuşaklama kanallarına rağmen hala gerekeni yapmıyorsunuz, arıtma tesislerini çalıştırmıyorsunuz” şeklinde ifade etti.

“DENİZ MARULLARI HAREKETLENDİ”

“Kirlilikten beslenen deniz marulları da İzmir Körfezi’nde yayılmaya devam ediyor. 2012’den bu yana deniz marullarının artışı hızlandı” diyen Prof. Dr. Yaşar,  “Yıllardır değişen hiçbir şey yok. Havaların ısınmasıyla deniz marulları da hareketlenmeye başladı, yakın zamanda yeniden patlayacaktır. Kötü koku da arttı” açıklamasıyla Körfez’de tehlike çanlarının yine çalmaya başladığına dikkati çekti.

“2024 EN KÖTÜ YIL OLACAK”

İzmir Körfezi, geçen yıl da deniz marullarıyla birlikte deniz anası istilasına uğramış, 1999 yılından beri görülmeyen toplu balık ölümleri yaşanmış ve körfezde kirlilik yine artmıştı.

Bu nedenle geçen yıl en zor yazını yaşayan İzmirlilere bir kötü haber de Prof. Dr. Doğan Yaşar’dan geldi.

Doğan Yaşar, “İzBB eski başkanı Tunç Soyer de körfezde kokuyu bitirip üç yıl içinde yüzüleceğini söylemişti. Mayıs-Haziran aylarının serin geçtiği bir dönem koku biraz kesilir gibi olmuştu. Onlar da bunu, kendi başarısı sandılar. Temmuz-Ağustos’ta yine sorun patlak verdi. 2003 kokusuyla deniz marulu ve denizanası patlamalarıyla ve toplu balık ölümleriyle son yılların en kötü yılıydı. 2004 daha beter olacak”  ifadelerini kullandı.

“UZUN VADELİ ÇÖZÜMLER GEREK”

Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir Körfezi’ndeki kirliliğin çözümü için ‘derelerin altını betonlaştırmak, kokuya kireçle müdahale etmek’ gibi geçici uygulamalar yerine uzun vadeli çözümler bulunması gerektiğine dikkat çekti.İlk olarak derelerin altındaki betonların kırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Yaşar, “Bunun yanı sıra bütün fabrikaların arıtma tesisleri çalıştırılmalı. Derelerin üzerinde mümkün olan yerlere küçük de olsa tekrar artırma tesisleri kurulmalı ve denize her zaman temiz su girişi sağlanmalı. Ancak bu şekilde Körfez, birkaç yıla kalmaz temizlenir. Konu yine bilinçsizlik” diyerek İzBB’ne büyük görev düştüğünü vurguladı.

İzmir Körfezi’ndeki kirlilik, sadece kent içindeki eksik veya yanlış uygulamalardan kaynaklanmıyor. İç Anadolu’daki Gediz, Ergene ve Bakırçay’ın dördüncü derece yani kirlilikte en üst noktaya ulaşması da körfezdeki kirliliğin temizlenmesini zorlaştırıyor.

“BAKANLIKLAR DUYARLI OLMALI”

Prof. Dr. Doğan Yaşar da Ege Bölgesi’ni kat eden Gediz Nehri başta olmak üzere  kirli akan nehirlerin İzmir Körfezi’ni berbat ettiğini savundu.

Bilim insanı, “Bu nehirlerin kirli olma sebebi, hiç arıtma yapmadan insanların kirlerini foseptik olarak basması” diyen Yaşar,  denizlerin fosseptik olarak kullanıldığının altını çizdi.

Soruna dair çözüm önerilerinde bulunan Yaşar, “Nehirlerdeki kirliliğin hakkından gelebilmek için önce Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın Tarım ve Orman Bakanlığı’yla birlikte konuya çok duyarlı olması lazım. Tüm enerjileri, arıtma tesislerini sübvanse ediyorsunuz; ama yetmez. Fabrikalar, belediyeler dahil herkes, arıtma tesislerini çalıştırmalı. Çalıştırmayan fabrikalar kapatılsın, belediyelere de yaptırım uygulansın” diye konuştu.

 “ÇİĞLİ ARITMA TESİSİ’NDE 20 YILDIR ÇAMUR DEPOLANIYOR”

İzmir’in koku probleminin yıllardır çözülmemesinin başka bir nedeni olarak da Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’nde 20 yıldır depolanan çamur olduğu gösteriliyor. 

İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (İZSU) o dönemki Genel Müdürü Hasan Fehmi Mani zamanından beri bu arıtma tesisinden çıkan çamurun depolandığı, özellikle Kuzey rüzgarları estiği zaman Alsancak, Konak ve Bayraklı taraflarında hissedilen kötü kokunun, bu çamurun kokusu olduğu iddia ediliyor.

Bir milyon metrekarelik alana yayılan 50 havuzda 3 milyon metreküpe yakın çamurun kurutulmadan öylece durduğu, İzmir’in koku sorununun çözülebilmesi için ilk önce bu 3 milyon ton çamurun kurutulması gerektiğinin altı çiziliyor.

İzBB BAŞKANI CEMİL TUGAY YAŞANAN SORUNA DAİR DÜN BASIN TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRDİ 

CEMİL TUGAY’IN AÇIKLAMALARINDAN EN ÖNEMLİ BAŞLIKLAR İSE ŞU ŞEKİLDE OLDU: 

İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) Başkanı Cemil Tugay dün düzenlediği basın toplantısında İzmir Körfezi’ndeki kirlilik ve toplu balık ölümleriyle ilgili son durumu, neler yapılması gerektiğini ayrıntılı bir sunum ile gerçekleştirdi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, körfezdeki mevcut kirliliğin temizlenmesinde en önemli ayağın sirkülasyon ve navigasyon kanalı yapmak olduğuna vurgu yaptı.

Tugay, “Bu çalışmayı yapmakla yükümlü olan kurum İzmir Büyükşehir Belediyesi değil ancak iç ve orta Körfez’e gelen bir damla suyun bütün Körfez’i akıntıyla gezmesinin aylar sürdüğünü herkesin bilmesi lazım. İç Körfez’imiz ve orta Körfez’imiz maalesef suyun hareketsiz olduğu, akımın neredeyse olmadığı yerler. O yüzden kendini temizleyemiyor. Bunu yapabilmesi için sirkülasyon kanalına ve navigasyon kanalına ihtiyacımız olduğu kesin. Bu iki kanalın yapımı yüksek maliyetli ve teknik olarak zor işler. Büyükşehir olarak burada alabildiğimiz kadar sorumluğu üzerimize almaya hazırız. Aynı Kocaeli’de dip taramasında yaptığı gibi bakanlığımızın bu konuda sorumluluk almasını bekliyoruz. Her türlü işbirliğine hazırız” açıklamalarını yaptı.

İYİ NİYETLİ ÇABALAR SORUNU ÇÖZMEDE YETERLİ OLMAYACAK 

İyi niyetli göstereceğimiz çabalar ne yazık ki sorunu çözmede yeterli olmayacak. Üç bakanlığın sorumlulukları çerçevesinde üzerine düşeni yapmasını beklediğimizi söylerim. İzmirliler olarak bu sorunla yüzleşmek zorundayız” diyen İzBB Başkanı Cemil Tugay’ın körfezin kirlilik kaynaklarından biri olarak Bayraklı bölgesinde yoğunlaşan yüksek yapılaşmanın yarattığı ilave nüfus artışına da dikkat çekti.

YOĞUN NÜFUS YÜKÜ DEVAM EDERSE… 

İzmir’in bir milyon ilave nüfus artışının Körfez çevresinde yoğunlaştığına vurgu yapan Cemil Tugay, şu açıklamaları yaptı: “2000 yılından bugüne baktığınızda 1 milyonluk ilave nüfus Körfez’in çevresinde yaşamaya başladı. Ancak bu yoğun yapılaşmayı kaldıracak altyapının olmadığını hepimiz görmek zorundayız. Bu durumun vehametinin farkına varmak zorundayız. Metropol alana bu kadar yoğun nüfus yükü devam ederse bu sorunlar daha da artarak büyük problemlere dönüşmeye devam edecek. Olayı her boyutuyla değerlendirmek zorundayız” sözlerine yer verdi.

İzmir Körfezi’nin en büyük kirlilik kaynaklarından Gediz Nehri’nin kat ettiği yol boyunca varolan tarım ve sanayi kuruluşlarının Bakanlıklarca sıkı bir denetime tabi tutulmasının önemine de dikkat çeken Cemil Tugay, bakanlık yetkililerini sorumluluklarını yerine getirmeye davet etti:

“Kaynağından itibaren, ilerlediği yol boyunca çok farklı atıkları Körfez’in ağzına boşaltıyor. Sudaki oksijeni artırmak için suyu havalandırma amaçlı çalışma yaptık. Sahilde deniz içinde gemiyle havalandırma çalışması yapıldı.”

YÜK GEMİLERİ DE KİRLENME VE MİKRO-ALGLERİN TAŞINMASINA NEDEN OLUYOR

Körfez’i kirleten Gediz, Alsancak Limanı’na yanaşan yük gemileri hakkındaki açıklamalarını sürdüren İzBB Başkanı Cemil Tugay, şunları söyledi:

“Yağışlı dönemlerde artmakla birlikte yılın tüm aylarında bir takım evsel ve endüstriyel atıkların, Menemen’den tarımsal atıkların dereler yoluyla Körfez’e aktığını biliyoruz. Körfez’de bir limanımız ve tersanemiz var. Bunların da Körfez’i kirleten yapılar olduğunu bilmemiz lazım. Bunlar özel tesisler ancak limana gelen yük gemilerinin özellikle Körfez’de ağır kirlenmeye ve mikroalglerin taşınmasına yol açtığı düşünüyoruz.

Uzak ülkelerden İzmir’e gelen yük gemilerini düşünün. Bu yük gemileri kalkmadan önce bulundukları limandan geminin tabanına denge için tonlarca su alıyor. Bu suyu daha sonra Körfez’e geldiklerinde Körfez’e boşaltıyorlar. İlk defa geçen yıl görülen mikroalg türünün bu gemilerle Körfez’e taşındığını düşünüyoruz.

Bunlar bilim insanlarının bize söylediği şeyler. Bunun rastgele boşaltılmaması için arıtma tesisinin olması, önce oraya girip deşarj yapması, daha sonra Körfez’e gelmesi lazım. Bu aslında zorunluluk ama şu an böyle bir tesisimiz yok. Bunu yapma sorumluluğu liman işletmesi. Büyükşehir’in böyle bir görevi, yetkisi ve sorumluluğu yok.”