Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

BİZİ HEP ALDATIYORLAR

Bu haberin fotoğrafı yok

*- ‘DOĞRU!’ OKUMAKLA BULUNUR

 

Birkaç gün önce üniversiteye hazırlanan öğrenciler için İzmir’de, Fuar’da (Kültürpark) bazı meslek grupları arasında ben de ‘Medya’ ile ilgili sorulara verdiğim yanıtları ve yaşadıklarımı özet halinde sunmaya çalışmıştım.

Medyanın sıkıntılarını anlatıp, özellikle ‘Sağlık’ konusuna öncelik almalarını istemiştim.

‘Doktor’ gazetecilerin olduklarını da bu arada belirteyim:

Örneğin Prof. Dr. Erkan Sevinç gibi…

Daha çok var!

Bazıları gazeteciliği, örneğin spor yazarlığını eğitimini gördükleri ‘tıp’ a yani doktorluğa tercih etmişler, bu dalda hiç ama hiç adım atmamışlardır.

Bazıları da ‘iki mesleği’ birden yürütmüşlerdir, yıllardır.

Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu da bir zamanlar eğitimle ilgili şu analizi yapmıştı.

Şöyle demişti:

EĞER;

TIP okursan karşına insan DNAsının şempanze ile %98 aynı olduğu çıkar…

BİYOLOJİ okursan karşına evrim çıkar…

FİZİK okursan karşına BİG BANG çıkar…

KİMYA okursan karşına elementlerin kaynaşmasıyla İLK CANLILARIN nasıl oluştuğu çıkar…

TARİH okursan karşına dinlerin nasıl ortaya çıktığı çıkar…

JEOLOJİ okursan karşına dünyanın 4,5 milyar yıl yaşında olduğu çıkar…

ARKEOLOJİ okursan karşına tüm Ortadoğu dinlerinin temelini oluşturan SÜMER kültürü çıkar…

PALEONTOLOJİ okursan karşına dinozorlar çıkar. Din kitapları yazmaz bunu…

EMBRİYOLOJİ okursan karşına insanın balık atasından kalma solungaçları ve kuyruk çıkar…

 

*- OKUMAZSAN ALDATIRLAR!

 

Ama hiçbir şey okumazsan, sana ne söylenirse ona inanırsın.

Hep başkasının sana sunduğu hayatı yaşarsın, başkalarının doğrularıyla yaşamak zorunda kalırsın, seni herkes kandırır.

Ama sen bunların hiçbirisini fark etmezsin bile…

12 adaları 1912’de verdik….

Nerde mi?

Lozan şehrinin Ouchy semtinde.

Şu ‘Lozan’da adaları verdik!’ deyip oku emrinden uzak güruhun, meydanlarda Lozan’da verdik deyip, algı yaratması bundan!..

Araştırmayan halk da:

‘Ulan savaşı kazandık- adaları verdik’e inandırıldı…

Osmanlı Devleti, bugün 12 Adalar olarak bilinen adaları İtalya’ya bırakıyor.

Sene 1912,..

‘Uşi Anlaşması’dır bu gördüğünüz anlaşma.

İtalya’ya bırakıyor fakat geçici olarak.

Anlaşma şartlarına uyulduğu takdirde adalar tekrar Osmanlı Devleti’ne geri verilecek.

Fakat şartlara uyum sağlanmıyor.

Bu yüzden 3 yıl sonra, yani 1915’te Londra’da bu konu gündeme geliyor ve ‘Londra Paktı’ denilen anlaşmada bu adaların tamamı İtalya’ya bırakılıyor.

Bakınız itiraz eden hiçbir padişah yok.

Hiç sultan yok.

Adaları İtalya’ya bırakmakla kalmıyorlar, aynı sene bir de Çanakkale Boğazı’na dayanıyorlar ve Çanakkale Savaşı’nı yapıyoruz.

Yani 12 Adalar önce Uşi’de, sonra da 1915’de Londra’da İtalya’ya verilmiştir.

 

*- YUNAN’DAN YANA OLANLAR!

 

Osmanlı temsilcilerinden biri Rumbeyoğlu Fahreddin Bey’dir.

Bu adam kim mi?

Türk milleti bir milli mücadele verirken, ‘Kuvayı Milliye’yi kurmuşken, bu adam Kuvayı Milliye’nin karşısına Damat Ferit’in kurduğu ‘Kuvayı İnzibatiye!’ ile çıkan adamdır.

Ve Yunan ordusunun yanında olmuştur.

Savaş kazanılınca sürgün edilenlerin arasında yer almıştır.

12 Adaları İtalya’ya bırakan heyetin içerisinde bu adam vardır.

Şimdi asıl olaya gelelim…

 

*- İŞTE GERÇEK

 

Uşi Anlaşması’nın ismini aldığı Uşi, Lozan şehrinin bir semtidir.

Bu yüzden 1912’de imzalanmış olan Uşi Anlaşması, İtalyan tarihinde Lozan Anlaşması olarak geçer.

Fakat bizim bildiğimiz yani 1923’te imzalanan Lozan Barışı ile bu anlaşma birbirine karıştırılmasın diye bu anlaşmaya’ Uş’i denmiştir.

İşte arkadaşlar sahte kiralık tarihçiler, yani Kadir Mısıroğlu, Armağan ve çetesi, bu durumdan faydalanıyor ve 12 Adaların Lozan Anlaşması’nda gittiğini söylüyorlar.

Halbuki o Lozan başka, bu Lozan başka.

Ne yazık ki bunu bütün millete yutturdular ve böylece milletimizi Lozan barışına düşman ettiler.

Bizim bildiğimiz Lozan Anlaşması’nda ise bilakis Ege’de birçok ada Türkiye’ye geçmiştir.

Türkiye’ye Lozan Anlaşması ile geçen bu adalar ise, son 10 yılda konuşulur olmuştur, bazı vatanseverler tarafından.

Bugün Yunan papazların mangal yaptığı Ege adaları, uluslararası anlaşmaya göre halen daha Türklerindir…

 

*- YARDIMSIZ OLMAZ

 

Mısır yetiştiren bir çiftçi, her yıl en kaliteli mısır ödülünü alırmış.

Çiftçi, ödül aldığı mısırların tohumlarını da ekmeleri için komşularına dağıtırmış.

Bunu öğrenen bir gazeteci röportaj yapmak için çiftliğe gelmiş. Gazeteci çiftçiye sormuş:

‘Seninle her yıl aynı yarışmaya giren komşularına, kaliteli tohumlarından vermeyi nasıl göze alabiliyorsun?’

Çiftçi cevap vermiş:

‘Yoksa bilmiyor musun?

Rüzgar, olgunlaşan mısırlardan polenleri alır ve tarla tarla dağıtır.

Eğer komşularım kalitesiz mısır yetiştirirse çapraz tozlaşma sonucu her geçen yıl ürettiğim mısırın kalitesi düşer.

Eğer kaliteli mısır yetiştirmek istiyorsam, komşularıma da kaliteli mısır yetiştirmeleri için yardım etmeliyim..’

 

*- KAZANÇ ELBİRLİĞİYLE OLUR

 

Yaşamlarımız da böyledir.

Hayatlarını anlamlı ve iyi bir şekilde yaşamak isteyenler başkalarının hayatlarını da zenginleştirmelidir.

Bir yaşamın değeri dokunduğu hayatlarla ölçülür.

Ve mutluluğu seçenler, başkalarının mutluluğa ulaşmasına yardım etmelidir.

Birimizin refaha ulaşması, herkesin refaha ulaşmasına bağlıdır.

Buna kollektivitenin gücü diyebilirsin,

Buna başarının ilkesi diyebilirsin,

Buna hayat kanunu diyebilirsin.

Gerçek şu ki hiçbirimiz kazanamayız, hepimiz birden kazanmadıkça.

*- GİDEN ve BİTENLER!

 

‘Şiir’ gibi kadınlar vardı;

Doğru yere düşseler, hayatı Cennet eyleyecek!

Ve ‘Şair’ adamlar vardı;

Doğru kadına denk gelseler, onları mücevher gibi işleyecek!

Sonuç;

‘Şiir’ gibi kadınlar; ‘şuursuz’ adamlara yâr olup çürüdü, gitti!

‘Şair’ adamlar; ‘Şiirsiz’ kadınların elinde, mum gibi eriyip bitti!

Bir de John Steinbeck’e kulak verelim;

‘Bazı toplumlarda sosyalimz olmaz!

Çünkü;

Fakirler kendilerini sömürülen sınıf olarak değil, geçici sıkıntı çeken milyonerler olarak görür!’

Birini vatandaş Ulvi’den aldım, diğerini de kitaptan….

Derinlemesine incelenecek ve irdelenecek sözler, konular olarak paylaşmak istedim.

Bakalım bu konuda yorum yapanlar olacak mı?

Yaşar Eyice

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

6 − five =

AK Parti, çocuk suçlularla ilgili yasayı sertleştiriyor. Artık ‘yaş küçük’
Sıradaki Haber ‘Çocuk’ denmeyecek: Kasten öldürmede affa son