DEMOKRAT GÜNDEM-HABER MERKEZİ-CHP Lideri Kılıçdaroğlu konuşmasının başında TİP’ten Hatay milletvekili seçilen ama tutukluluğu sona erdirilmeyen Can Atalay’ın derhal serbest bırakılmasını istedi.
Kılıçdaroğlu, “Önemli olan milletin iradesiyle seçilen bir milletvekilinin yasalara ve Anayasa’ya aykırı olarak tutuklu olmasıdır. Bu konuda suskun davranamaz TBMM başkanı. O milletvekilinin derhal hapisten çıkıp yemin etmesi gerekiyor. Demokrasinin erdemi ve güzelliği budur” dedi.
ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ
Seçim sonuçlarını değerlendiren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Yolu doğru olanın yükü ağır olur. Yolumuz doğrudur, yükümüz ağırdır. Bizim yükümüz 85 milyonun yükünü çeken bir partiyiz. Bir değişim yapacak, ülkemize demokrasiyi getirecektik. Otoriter yönetimi demokratik yollarla yolcu edecektik. Beklediğimizi alamadık, yani kazanamadık. Arkasından elbette eleştiriler gelecek. Tamamını saygıyla karşılıyorum.
Hiç kimseyi ötekileştirmeyecektik. Yeni bir anlayışı, yeni bir kültürü bu ülkeye getirecektik. Kimsenin inancı, yaşam tarzından, kimliğinden dolayı ötekileştirilmediği güzel bir Türkiye’yi inşa edecektik. Peki bu idealimizden vazgeçtik mi? Asla vazgeçmeyeceğiz. İnançla, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Bu ülkeye demokrasiyi gerçek anlamda getirinceye kadar yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının satır başları:
-YSK’ya başvurdu, milletvekili adayı olmak istiyorum, evet aday olabilirsin dedi, onayladı. Seçime girdi, kazandı, yargıçlar mazbatasını verdi. Mazbatayı aldığı tarihten şu ana kadar bu arkadaşımız hala tutuklu.
-Biz bu ülkeye demokrasiyi getiren partiyiz. Ne kadar haksızlık hukukluk varsa karşısında olan partiyiz. kişinin bizim partiden olup olmamasının bir önemi yok. Önemli olan milletin iradesiyle seçilen bir milletvekilinin yasalara ve Anayasa’ya aykırı olarak tutuklu olmasıdır.
-Bu konuda suskun davranamaz TBMM başkanı. O milletvekilinin derhal hapisten çıkıp yemin etmesi gerekiyor. Demokrasinin erdemi ve güzelliği budur. Keşke böyle bir konuşmayı hiç yapmasaydım.
-Daha acı olanı ise Adalet Bakanının tutuklu ile hükümlüyü ayırt etmemesi. yargılanmadı ki, hakkında mahkeme kararı yok. Ama hükümlü deniyor. Bunlar doğru değil.
YOLU DOĞRU OLANIN YÜKÜ AĞIR OLUR
-Yolu doğru olanın yükü ağır olur. Yolumuz doğrudur, yükümüz ağırdır. Bizim yükümüz 85 milyonun yükünü çeken bir partiyiz. Seçildiği halde parlamentoya gelemeyen, Anayasaya aykırı davranan bir yönetime karşı da biz bir demokrasi mücadelesi veriyoruz.
-Biz her zaman ve her yerde haksızlığa uğrayanların yanında olduk. Mazlumların yanında olduk. Düşüncesini ifade etmek isterken şiddet görenlerin yanında olduk. Fakirin fukaranın, kendisini kimsesiz hissedenlerin yanında olduk. Çünkü Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir. Atatürk’ün dediği gibi.
-Sorunlarını çözmek için aklımızı kullandık. Çözmek için mücadele ettik. tüyü bitmemiş yetimin hakkını korudur, buna özen gösterdik. Çünkü biz ahlak, erdem, bilgi ve birikimden yanayız. İnsandan, insanlıktan, düşünceden, düşünce özgürlüğünden yanayız. farklı düşünenin de dinlenmesinden yanayız. O nedenle CHP demokrasinin temel taşıdır.
-O yüzden bize oy vermeyenlerin de hakkını hukukunu koruyan parti geleneğimizi sürdüreceğiz.
ÜLKEMİZE DEMOKRASİYİ GETİRECEKTİK, BEKLEDİĞİMİZİ ALAMADIK YANİ KAZANAMADIK
-Bir değişim yapacak, ülkemize demokrasiyi getirecektik. Otoriter yönetimi demokratik yollarla yolcu edecektik. Beklediğimizi alamadık, yani kazanamadık.
KALEMİNİ SATMAYAN GAZETECİLERE SAYGIM VARDIR AMA
-Arkasından elbette eleştiriler gelecek. Tamamını saygıyla karşılıyorum. Ama kalemi eline alıp da ön yargıyla hareket edenlerin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir. Kalemini satmayan, onurlu gazetecilik yapan, haklı eleştirilerini her zaman yazan tüm gazetecilere saygım vardır. Ama kalemini satan ve onurlu davranmayan kendisini bir anlamda savcı yargıç yerine koyan ve karar veren gazetecinin gazeteciliğini sorgulamak görevimizdir.
-Hiç kimseyi ötekileştirmeyecektik. Yeni bir anlayışı, yeni bir kültürü bu ülkeye getirecektik. Kimsenin inancı, yaşam tarzından, kimliğinden dolayı ötekileştirilmediği güzel bir Türkiye’yi inşa edecektik.
İNANÇLA, KARARLILIKLA YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ
-Peki bu idealimizden vazgeçtik mi? Asla vazgeçmeyeceğiz. İnançla, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Bu ülkeye demokrasiyi gerçek anlamda getirinceye kadar yolumuza devam edeceğiz.
-25 milyonu aşkın vatandaşımızın oyunu aldık. Oy veren vermeyen tüm vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. Ama 25 milyon vatandaşa şunu söylemek isterim; aynı hüznü yaşıyoruz. Aynı duygular ve aynı hüzünleri yaşıyoruz. Çünkü hedefimiz birdi, amacımız birdi. Ama sakın ola ki bu bizi umutsuzluğa mahkum etmesin. İnsanlık tarihi adalet tarihi mücadelesi tarihidir. İnsanlık tarihi hak, zulümle zalime karşı mücadele tarihidir. İnsanlık tarihi bir demokrasi tarihidir. Bu ülkede o demokrasinin mihenk taşı da CHP’dir.
-Onlar sadece bana destek vermediler. Ortaya koyduğumuz Türkiye idealini, demokrat ve vatanseverlerin ittifakını, kardeşliği, huzuru ve adil dönüşümü desteklediler. Onlar her türlü iftiraya karşı gerçeklerden ayrılmadılar. Onlar kimseye iftira atmadılar, kimseyi ötekileştirmedi.
-25 milyon bu insanın temel taşıdır. Yeni kazanacağımız gençler ve kadınlarla 25 milyonu 30 milyon yapmak da CHP’nin boynu borcudur. Demokratik yollarla, inançla bunu yapmak zorundayız.
-Saraya ve sözcülerine, İşte siz bu iradeyi, demokratların, insan haklarını savunanların iradesini asla teslim alamayacaksınız. Biz değişeceğiz, güçleneceğiz, yenileneceğiz. Memleketin bu yalan ve iftira içinde olmasına asla izin vermeyeceğiz. Beraber, birlikte olacağız, yalanlarla karşı birlikte mücadele edeceğiz.
BİTMEYEN İSTİBDAT DÖNEMİ YOKTUR
-Bitmeyen istibdat dönemi yoktur, çünkü karşısında hürriyet diyenler vardır. Hep beraber bu Duyun-u Umumiye’den kurtacağız. Bunun sözünü veriyoruz.
HİÇBİR VATANDAŞA KIZGIN YA DA KÜSKÜN DEĞİLİZ
-Biz hiçbir vatandaşa kızgın ya da küskün değiliz. Benim için yandaş değil vatandaş esastır. Hepimiz aynı memleketin evlatlarıyız. Bizi ayrı kılmaya çalıştılar. Binbir yalan, montaj, iftiralarla, karalamalarla. Aramıza nifak koymaya çalıştılar.
HİÇBİR ZALİMİN KARŞISINDA DİZ ÇÖKMEDİK, ÇÖKMEYECEĞİZ
-Devleti kuran partiyi terör örgütüyle gösterdiler. Devleti beşli çetelerle soyduranlar, dünyalıklarını yurt dışına kaçıranlar, dokunulmazlık dosyalarıyla bizi tehdit ediyorlar. Biz Kuvay-ı Milliye gelenğinden geliyoruz. Hiçbir zalimin karşısında diz çökmedik ve çökmeyeceğiz.
OMUZLARIMIZDAKİ YÜKÜN FARKINDAYIZ
-Omuzlarımızdaki yükün farkındayız. Mesele Kemal Kılıçdaroğlu olayı değildir. Kemal Kılıçdaroğlu sadece bu mücadelenin bir neferidir. Bir neferi olmuşsam ne mutlu bana. Ben CHP’nin bir üyesi olma şerefini, genel başkanı olma şerefini ömrüm boyunca taşıyacağım. benden aileme kalacak en kıymetli mirastır bu şeref.
-Ben bugün partimize yeni üye olan bir genç kardeşimle aynı heyecanı, aynı hüznü ve duyguyu yaşıyorum. Milletvekillerim, belediye başkanlarım, kadın ve gençlik kollarımla, seçmenlerimle aynı heyecanı, duyguyu yaşıyorum. Biz ceplerinde idam fermanlarıyla vatan mücadelesi yapan bir gelenekten geliyoruz. Biz avukat odalarında dilekçeyle kurulan bir parti değiliz. o nedenle dokularımız, gelecek hayallerimiz çok farklıdır.
-Partimin sadece bugününü ve yakın geleceğini değil uzun hedefli yapısını da düşünüyorum, düşünmek zorundayım. Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Kaptan olarak gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin.
GAZİ MUSTAFA KEMAL’İN KOLTUĞUNDA OTURUYORUM VE..
-Benim CHP kültüründen aldığım en büyük derslerden birisi de budur. Sevgili halkım, ben önderimiz devletimizin ve partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’in koltuğunda oturuyorum. Bu emanete helal gelmemesi için, bu mücadeleye haram bulaşmaması için, bu ideallerin kirlenmemesi için her türlü çabayı göstermeye özen gösterdim.
-Ben genel başkan olarak dev bir çınar ama aynı zamanda yeni bir filiz olan CHP ve değerlerini her zaman korudum, kolladım.
SIRÇA KÖŞKLERE TAMAH ETMEDİM
-Sırça köşklere tamah etmedim. Üstüme düşeni gözümü kırpmadan yaptım. Çünkü bir CHP’li olmak bunu gerektiriyordu ve ben bunu yaptım.
-Kuş uçmaz kervan geçmez yollarda nasıl bir ülke hayal ettiğimizi anlattım. Yeri geldiğinde tepkiler gördüm. Asla kızmadım. Dinledim ama ikna ettim. Onları mücadelemize ortak ettim. Asla bir araya gelemez denen kim varsa onları Halil İbrahim sofrasında buluşturdum. Biz vatan toprağını düşmanlara bırakıp kaçanlardan değiliz. Biz vatan toprağını dişiyle tırnağıyla geri alanlardanız. O kültürden geliyoruz.
-Yeri geldi, bölücü terör örgütünün saldırılarına, provoke edilen kitlelerin saldırısına uğradık. Örgütlü kötülüğe karşı korkmadan dayandım. Milletin cebine el uzatanlarla, gençlerimizi zehirleyen uyuşturucu baronlarıyla, beşli çetelerle, Türkiye’Yİ OY için satanlarla mücadele ettim, etmeye de devam edeceğim.
-Adalet, barış, huzur dolu davamızda, Atatürk ve bağımsız Türkiye için mücadele azmimden bir adım daha geri adım atmadım ve atmayacağım.
-Şimdi köklü bir çınarın altında yürüyeceğiz. Gençlerimi, kadınlarımız, yeni arkadaşlarımız olacak. Onlarla beraber bu çınarı büyüteceğiz ve yeni filizler gelecek. Tüm eleştirileri dikkate alacağımız yeni bir süreci hep birlikte inşa etmenin zamanıdır.
-Bunun parçası olmak istiyorum diyenlere seslenmek istiyorum; önce bireysel beklentilerden tamamen arınmak zorundayız. Ülkemizi, partimizi seviyorsak bireysel beklentilerden tümüyle arınmak zorundayız.
GENÇLER GELİN CHP’YE ÜYE OLUN
-Gençler, gelin CHP’ye üye olun. gelin ahlaki meşruiyetini kaybetmiş bu iktidara karşı saflarımızı sıklaştıralım. Londra’daki tefecilerden medet umanlardan kurtulalım. Gelin CHP’ye omuz verin, görüşlerinizi anlatın, çalışın, kapımız her aydınlığa açıktır. Bu memleket bizim.
PARTİNİN YENİLENMESİ, GÜÇLENMESİNE EVET, ÖNÜNÜ AÇACAĞIM
-85 milyon vatandaşımız, biz kimse unutmasın, gerçeği her yerde anlatmakla görevliyiz. Bizim görevimiz bu. Eleştirelere saygıya evet. Partinin yenilenmesi, güçlenmesine evet. Bütün bunların önünü açacağım. Hiç endişe etmeyin.
HİÇ BİR ZAMAN DEĞİŞİMİN ÖNÜNÜ TIKAYAN DEĞİL…
-Kurultay kararımızın temelinde de bu var. Hiçbir zaman değişimin önünü tıkayan değil, sonuna kadar açan biri olacağım. Bu ülkenin gençlerine, kadınlarına siyaset yapma hakkını vereceğiz.
-Hiç kimse endişe etmesin, mutlaka kazanacağız. Nazım’ın dediği gibi hak haksızlıktan yüce, sevgi nefretten üstün, çaresi yoksa usta biz kazanacağız; mutlaka kazanacağız.
News
