İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ‘Etkin ve Demokratik Yerel Yönetimler için Türkiye Muhtarlar Buluşması’ başladı. İzmir ve Türkiye’nin farklı illerinden yaklaşık 2 bin muhtarın katıldığı buluşmada konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Kavga etmeden, ayrışmadan, bölünmeden, ama dakik bir saat gibi çalışarak ülkemizi inşa etmek zorundayız” dedi.
DEMOKRAT GÜNDEM-Fuar İzmir’de gerçekleştirilen ‘Etkin ve Demokratik Yerel Yönetimler için Türkiye Muhtarlar Buluşması’nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, muhtarlara yönelik tespit ve çözümlerini anlattı.
İzmir’den bin 293, Türkiye’nin farklı illerinden de 400 muhtarın katıldığı çalıştayda konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Türk lirası güneş görmüş kar gibi eriyor. Bu kışın çok zor geçeceğini, fakir fukaranın perişan olacağını da biliyorum. Ama bu kara kışı da atlatacağız. Hiç meraklanmayın, az kaldı. Bereketli, güzel, onurlu bir Türkiye’yi birlikte kuracağız. Sözüm sözdür. Vatandaşlar arasında, muhtarlar manavlar kasaplar arasında hiçbir ayrım yapmadan herkesi başımızın üstünde taşıyıp sorunlarını çözeceğiz. Ben sizin oyunuza değil ben sizin sorunlarınızı çözmeye talibim” dedi.
KEMAL KILIÇDAROĞLU: “DAKİK BİR SAAT GİBİ ÇALIŞARAK…”
Türkiye’nin durumunu saat mekanizmasının çalışması üzerinden anlatan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Gittiğim yerlerde mutlaka muhtarları dinlerim. Biz yeni birşeyler yapmak zorundayız. Kavga etmeden, ayrışmadan, bölünmeden, ama dakik bir saat gibi çalışarak ülkemizi inşa etmek zorundayız. Bazen kolunuzda saat taşırsınız. Arka kapağını açtığınızda orada çalışan bir mekanizmayı görürsünüz, birden fazla çark vardır. Her bir çark kendi görevini yapar ve bize 24 saati bildirir. O çark iyi çalışmasa zamanı doğru öğrenemeyiz. Türkiye’de geldiğimiz nokta budur. Bu çarkın en büyük halkasını muhtarlar oluşturuyor. Siz seçimle geliyorsunuz çünkü” diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU: “BU ÜLKEDE DEMOKRASİNİN, HUZURUN OLMASINI İSTİYORUZ”
“Son kurultayımızda 2. Yüzyıla Çağrı Beyannamesi yayınladık. Bir yüzyılı devirdik, 2023’ten sonra 2. Yüzyıla başlayacağız. Başlarken bu ülkede huzurun olmasını istiyoruz. Demokrasinin olmasını istiyoruz. Gelişmenin, kalkınmanın olmasını istiyoruz. Her mahallede, her evde huzur olmasını istiyoruz. Elbette farklı düşünebiliriz. Ama hepimizin bayrak ve vatan aşkı kaçınılmaz. Biz bu bayrağın altında huzur içinde yaşamak istiyoruz” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, muhtarlara hak ettikleri saygınlık, değer ve önemi vermek için neler yapacaklarını anlattı.
KILIÇDAROĞLU, MUHTARLARA YÖNELİK TESPİT VE ÇALIŞMALARI ŞÖYLE SIRALADI
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Muhtarlık Temel Kanun taslağını hazırladığını belirterek, eksik ve ihtiyaçları şu şekilde sıraladı “1830 yılında Taşköprü’de bir muhtarlık seçimi yapıldı. 1933 ilk kadın muhtar da Aydın’ın Çine ilçesinde. Muhtarlık kurumu tarihçesi anlatıldı. Ama bu kurum ne kadar değerli, ne kadar önemli, siyaset bu kuruma yeterli desteği önemi veriyor mu? Siyaset kurumu yani siyasi partiler, devleti yönetenler muhtarlık kurumuna düşündüğünüz değeri ve önemi veriyor mu? Değeri de vermiyor, önemi de vermiyor. Sadece muhtarlar çok değerlidir deyip alkışlarsak altı boştur. Vazgeçilmezdir dersek bunun da altı boştur. Sen ne yapacaksın, muhtarı değerli ve saygın kılmak için. Bugün bunu anlatacağım size. Bir temel Muhtarlık Kanunu yok. Buna ihtiyaç var. Görevleri, yetkileri, sorumlulukları, seçimi anlatan bir kanunun olması lazım. Bunu yaptık. 105 maddeden oluşan Muhtarlık Temel Kanunu taslağı oluşturduk. Birden fazla derneğinize gönderdik, bakın dönün diye. Şimdi elimizde bir temel kanun taslağı var. Bunu bilmenizi isterim. İki, seçim olur belediye başkanları ve muhtar seçimleri olur. Birleşik oy pusulanız yok. Niye yok? Girersiniz kabine beğenmediğiniz muhtarın pusulasını alırsınız, tam oy vereceksiniz pusula yok ortada. Bu siyaset kurumunun size değer vermediği anlamına gelir. Birleşik pusula olsa, beğendiğiniz muhtarın altına mührü vurursanız. Değer veriyorsanız birleşik oy pusulasının olması lazım. Niçin sizin bir muhtarlık eviniz yok. Bizim bazı belediyelerimiz tek tip muhtarlık evi yaptı ve teslim etti. Bunu da hafızasınız bir yerinde tutun. Sizin bir bütçeniz yok. Ne demek muhtara para vermek, bütçe vermek. Sizin bir bütçenizin olması lazım. Bütçe aynı zamanda denetim demektir. Biz sadece muhtarlık kurumunu değil belediyeyi de güçlendirmek istiyoruz. Örneğin otopark yerini merkezi hükümet yapmaz, belediye yapmak zorundadır. Taşıt alım vergisini merkezi hükümet alıyor, niye belediye almıyor? Gelişmiş ülkelerde bu tür yerel vergileri yerel yönetimler alır. Ben buranın trafiğine kayıtlıysam taşıt alım vergisini belediyeye öderim. Ben sana vergi ödedim, sen de benim otopark sorunumu çözeceksiniz. Hem kaynak vermiyorsunuz hem de otoparkyapın.biz dersimizi iyi çalışıyoruz. Biz ülkeyi bilgi, birikim, ahlak, adaletle yönetiyoruz. Yanlış yönetim kaynak israfıdır. Siyasete güveni sarsar yanlış yönetim.”
KILIÇDAROĞLU: “SOSYAL YARDIMLARI MUHTARLIK ARACILIĞIYLA DAĞITMAMIZ LAZIM”
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, köy tüzel kişiliklerinden mahalleye dönüşen yerlerde el konulan tüm malları geri iade edeceklerini belirterek, sosyal yardımların muhtarlar aracılığıyla dağıtacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Köy tüzel kişilikleri mahalleye dönüştürüldü. Ama mahalle değil hala köy. Malına mülküne el koydular. Onları da iade edeceğiz. Türkiye’de yoksulluk araştırmasını yapacaklar. Hocam sen yoksulla görüşmek mi istiyorsun, gideceksin ya mahallenin muhtarına ya da bakkalına. Onlar sana yoksulun kim olduğunu söyler. Sosyal yardımları politik amaçlarla değil muhtarlık aracılığıyla dağıtmamız lazım. Eğer amacına ulaşacaksa. Sosyal yardımı muhtar dağıtacak. Çünkü politik kimliği yok. Mahallede, köyde sevilir. Sosyal yardımları biz nasıl yapıyoruz? Politikacıya verirsen böyle olur, fakirleri diziyorsun sıraya. Televizyonları çağırıyorsun, ben bu fakirlere nohut, mercimek, süt dağıtacağım. Bu insan onuruna aykırıdır, bir kişinin yoksulluğunu teşhir etmek günahtır. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek, felsefe budur zaten. Muhtar bunu dağıtırsa bu sorun kalkıyor ortadan. Sosyal yardımları muhtarlar dağıtabilir.”
KILIÇDAROĞLU: “HER MUHTAR BELEDİYE MECLİSLERİNDE SÖZ VE KARAR SAHİBİ OLACAK”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarları döneminde muhtarların belediye meclislerinde söz ve karar sahibi olacağı sözünü vererek, “Mahallede muhtarsınız bir bakıyorsunuz belediye meclisinden bir karar çıkmış. Mahalleli önce gelip muhtarı yakalıyor, muhtar nedir bu diyorlar. Muhtar benim bilgim yok diyor. Yapılması gereken ne? Söz söz, her muhtar kendi mahallesiyle ilgili bir karar alınacaksa belediye meclisinde o meclise katılacak, söz ve karar sahibi olacak. O zaman mahalleli gelip muhtarı bulduğunda şunun için şu kararı aldık diyecek. Olayın arka planını muhtar öğrenmiş olacak. Bunu yapmadığınız takdirde seçildi, yüksek oy aldı, güzel. Mahalleli ile ilgili karar alındı, muhtarın haberi yok. Böyle demokrasi olmaz. Demokrasi katılımcılıktır” dedi.
KILIÇDAROĞLU: “BEN SİZİN OYUNUZA DEĞİL SORUNLARINIZI ÇÖZMEYE TALİBİM”
Muhtarlığın bir kamu görevi sayılmasının önemine dikkat çeken CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Muhtarlar Birliği oluşturulmasının önemli olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, “Muhtarlık bir kamu görevi olarak sayılmıyor. Çoğu muhtarın haberi bile yok. Kanun böyle öngörüyor. Belediye başkanı muhtarlarla ortak proje yapamaz mesela. Yaparsa soruşturma açılır hakkında. 5393 sayılı kanunun 75’inci maddesinin değişmesi, muhtarlığın bir kamu kurumu olarak görülmesi lazım. Politik olarak çok ayrıştığınız için muhtarlar birliğiniz yok. Politikacılar bunu kullanıp size vaatte bulunup yapmıyorlar. Ben sizin oyunuza talip değilim. Bir daha söylüyorum. Ben sizin sorunlarınızı çözmeye talibim. Arada temel fark var.
KILIÇDAROĞLU: “BEN SİZİN OYUNUZA TALİP DEĞİLİM, SORUNLARINIZI ÇÖZMEYE TALİBİM”
“Türkiye’nin adaletle, ahlakla, bilgiyle, birikimle yönetilmesi lazım. Hiçbir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilemez. Dünyada böyle bir örnek yok. Devletin organları, liyakat diye bir kavram vardır. Osmanlı’da da Selçuklu’da da liyakat vardır. Sadrazam Başbakan yapar. Enderun var. İşi ehline vermeyi sağlayabilirseniz devleti güzel, sağlıklı yönetirsiniz. Bu yetkiler muhtarlara verildiğinde bu en çok devletin işine yarar” diyen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Bütün muhtarlara şu konuda görüşünüzü bildirin dersiniz, her türlü bilgiyi alabilirsiniz. Olaylara, kendi hakkınıza sahip çıkmanızı istiyorum. 2. Bir yüzyıla giriyoruz. 2. Yüzyılda Türkiye’nin barış içinde büyümesi, kalkınması lazım. Çatışarak, karalayarak, kötü örnek olarak değil erdemle, adaletle, bilgiyle, birikimle devletin yönetilmesi lazım. Devlet soyulacak makam değildir. Halk için çalışır. Adalet için çalışır. O nedenle sosyal devlet diyoruz. Sosyal devletin amacı bu zaten. Devleti sosyal olmaktan çıkarırsanız büyük yaralar alırsınız. Size ödenek veriliyor, maaş verilmiyor. Hastalandığınız zaman ödeneğiniz, aylığınız kesilir. Size maaş verilmesi, sosyal güvenlik pirimlerinizin yatırılması lazım. Bu hakkı talep etmelisiniz. Karakolun bekçisi, postanenin olmamalıdır” şeklinde sürdürdü konuşmasını.
KILIÇDAROĞLU: “BU KIŞ ZOR GEÇECEK AMA…”
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, açıklamalarını şöyle sonlandırdı “Apartman görevlilerini görmezlikten geliyoruz. Memurlar, muhtarlar, manavlar, terziler bir sosyal kimliktir. Hangi kesimin sorunu varsa onlara çözüm üretmek zorundayız. Kamyon, taksi şoförleri bir sosyal kimliktir. Bunun üzerinde hepimizin durması lazım. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Türk lirası güneş görmüş kar gibi eriyor. Bu kışın çok zor geçeceğini, fakir fukarının perişan olacağını da biliyorum. Ama bu kara kışı da atlatacağız. Hiç meraklanmayın, az kaldı. Bereketli, güzel, onurlu bir Türkiye’yi birlikte kuracağız. Sözüm sözdür. Vatandaşlar arasında, muhtarlar manavlar kasaplar arasında hiçbir ayrım yapmadan herkesi başımızın üstünde taşıyıp sorunlarını çözeceğiz. Ben sizin oyunuza değil ben sizin sorunlarınızı çözmeye talibim.”
TUNÇ SOYER: “İNSANIN HIRSI, YILANIN ZEHRİNDEN DAHA TEHLİKELİDİR ÇÜNKÜ…”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, konuşmasına Anadolu efsanesi Şahmaran ile başladı. Başkan Soyer, “Şahmaran, bir eski Anadolu efsanesidir. Şahmaran efsanesi, bir yanı kadın diğer yanı yılan olan doğa üstü bir varlıkla; bir çoban arasında geçen hikayedir. Asırlardır söylenegelen bu efsane, özetle şunu anlatır:İnsanın hırsı, yılanın zehrinden daha tehlikelidir. Çünkü kendini de zehirler. Kadim toplumlar, insan hırsının panzehiri olarak vicdan kavramını tarif etmiştir.Vicdan, asıl olarak, insanın bir başkasında yaşamasıdır. Veyahut da kendi sınırlarını bir başkasının gözünden görebilmesidir. Vicdan, bir duruş, fakat aynı zamanda bir eylemdir. Başkalarını incitmeden yaşama eyleminin tarifidir.Kökleri bu coğrafyaya, İzmir’e yaslanan demokrasi, bana göre bir vicdan örgütlenmesidir. Demokrasi, bireyin içindeki vicdanın, birlikte yaşamanın ilkelerine şekil vererek örgütlü bir topluma dönüşmesidir. Demokrasi beş yılda bir sandığa gidip oy kullanmaktan ibaret değildir. Demokrasi, her an her yerde birlikte yaşamanın huzurunu sağlayan düzendir. Diri vicdanlarla toplumun huzurunun teminat altına alınmasıdır. Ben, Türkiye’nin değerli muhtarlarını, sizleri, halkımızın vicdanı olarak görüyorum. Bu nedenle muhtarlık müessesesi, bir vicdan örgütlenmesi olan demokrasinin kilit taşıdır” diye konuştu.
SOYER: “MERKEZİ YÖNETİMİN YANINDA YEREL YÖNETİMLERE DE BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR”
“Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı için muhtarlık kurumuna dair iade-i itibar politikasını çok somut olarak tarif etmektedir. Bu politikanın gereğini yerine getirmek için merkezi yönetimin yanında yerel yönetimlere de büyük sorumluluklar düşüyor. Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi, geleceğin Türkiye’sindeki muhtarlık anlayışını şimdiden ete kemiğe büründürmek için var gücüyle çalışıyor. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun tüm Türkiye için tarif ettiği muhtarlık politikasını İzmir’de uygulama kararlılığımızın bir sonucudur.
SOYER: “MUHTARLARIMIZ BİZİM İCRAAT REHBERİMİZ”
İzmir’in 30 ilçesinde, muhtarlarımızın tamamıyla verimli bir çalışma yürütüyoruz. Muhtarlarımız, bizim icraat rehberimiz. İzmir’de yürüttüğümüz tüm çalışmaların yaşam bulmasında, muhtarlarımızın talep, görüş ve önerileri Belediyemize yol gösteriyor” diyen İBB Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in tüm muhtarlarıyla düzenli buluşma kararını uyguladığını, her birinin sorunlarını dinlediğini söyledi.
SOYER: “İLİMİZİN TÜM MUHTARLARLARI İLE YÜZ YÜZE GÖRÜŞTÜM, DERTLERİNİ DİNLEDİM”
Başkan Soyer, şunları söyledi “Göreve geldiğim gün, ilk iş olarak İzmir’de en düşük oy aldığım köye, Kiraz’ın Dokuzlar köyüne gitmiştim. Orada köy muhtarımızın ve vatandaşlarımızın isteklerini dinledim. O gün, İzmir’in tüm muhtarlarıyla düzenli buluşma kararı aldım. Nisan 2019’dan bu yana İzmir’in otuz ilçesini ziyaret ederek en merkezi mahalleden en uzak köyümüze kadar ilimizin tüm muhtarları ile yüz yüze görüştüm ve her birinin dertlerini dinledim. Muhtarlarımızla buluşmaların ışığında, merkez mahallelerimizde çalışan bir Acil Çözüm Ekibi kurduk. Bu ekibimiz, ekonomik açıdan dezavantajlı mahallelerimizin sorunlarını süratle çözüme kavuşturuyor. Köylerimiz içinse çiftçilerimizin üretim desenini belgeleyen bir Kırsal Saha Ekibi oluşturduk. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin alım garantisi programını, bu çalışmanın sonuçlarına göre belirliyor, böylelikle en yoksul üreticilerimizi hızla destek kapsamına alıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızı değerli muhtarlarımızla eşgüdüm içinde yürütüyoruz. Seyyar Makam uygulamasını da muhtarlarımızla kurduğumuz bağı güçlendirmek için başlattık. Seyyar Makam sayesinde mahallelerimizi ilgili bürokratlarımızla ziyaret ediyor, sorunları yerinde görüyor; çözümleri doğrudan ve zaman kaybetmeden üretiyoruz.”
SOYER: “KÖYLER MAHALLE HALİNE GELMEMELİ DEDİK, YAZIK Kİ HAKLI ÇIKTIK”
2013 yılında 16 bin köyün kapatılarak mahalleye dönüştürüldüğüne dikkat çeken Başkan Soyer, köylerin mahalle haline gelmesinin sakıncaları konusunda uyarıları olduğunu ancak bunun hayata geçmediğini belirterek, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “2013 yılında Cumhuriyet tarihimizin en talihsiz kararlarından biri verildi. 16 bin köy kapatıldı ve mahalleye dönüştürüldü. Köylerin mallarına bir gecede el kondu. Bu, aynı zamanda Türkiye tarımına vurulan en büyük darbe oldu. Bu durumun Türkiye’ye vereceği zararı o daha günden görmüş ve “Geleceğin Köyleri” adlı bir hareketin kıvılcımını yakmıştık. O yıl, Seferihisar Teos Antik Kenti Tarihi Parlamentosu’nda yüzlerce köy muhtarıyla bir araya gelerek köylerin kapatılmasına karşı mücadelemizi başlattık. Şunu söyledik: Köyler mahalle haline gelmemeli. Böyle olursa, Türkiye tarımı çöker. Yazık ki haklı çıktık. Yasanın çıktığı günden bu yana, Türkiye tarımı hiç kimsenin inkâr edemeyeceği bir düzeyde zarar gördü. İzmir’de, bu büyük adaletsizliğe son vererek, yoksulluk ve kuraklıkla mücadele etmek için tüm Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu yeni bir tarım politikası oluşturduk. İzmir Tarımı ile başka bir tarımın nasıl olabileceğini tarif ediyor ve bunu muhtarlarımızla birlikte adım adım uyguluyoruz. Yüzüncü yılında, Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırma hedefimizi ancak mahalle ve köylerden başlayarak gerçekleştirebiliriz. Bunun için halkımızın vicdanı olan siz muhtarlarımıza çok büyük görev düşüyor.
Bugün gerçekleştirdiğimiz Türkiye Muhtarlar Buluşması’na Türkiye’nin 78 ilinden 366 ve İzmir’in tüm ilçelerinden bin 150, toplam bin 516 muhtarımız teşrif etti. İzmir’de, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, bu muhteşem toplulukla bir araya gelmenin gurur ve mutluluğunu yaşıyorum. Buluşmamızın sabahki bölümünde gerçekleşen yuvarlak masa çalışmaları ülkemiz muhtarlarının gözünden geleceğin Türkiye’sinin fotoğrafını çekmemizi sağladı. Edirne’den Ardahan’a, İzmir’e gelerek değerli birikimini bizlerle paylaşan tüm muhtarlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun. Ayağınıza taş değmesin.”
AYŞE TAYLAN: “BELEDİYELER VE MUHTARLIK SEÇİMLERİNİ AYIRMAK İSTİYORLAR, KARŞIYIZ”
Türkiye Muhtarlar Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ayşe Taylan, “Bizi biraraya getirdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Gurur duyuyoruz sizinle. Çok seviyoruz seni. Niye muhtarım hasta yatarken maaşı kesiliyor. İzin alıyoruz maaşlarımız kesiliyor. Seçim sistemiyle ilgili bizi yerel yönetimlerden ayırmak istiyorlar. Belediyeler ve muhtarlık seçimlerini ayırmak istiyorlar. Biz buna karşıyız. Yarın muhtarlık seçimine gidecek adam bulamayacağız. Vatandaşı niye yoruyorsunuz? Hükümetten muhtarım izne ayrıldığında maaşı kesilmesin, yerine gelen de maaş alsın dedik. Evet dediler. Komisyonlara verdik. Bunun müjdesini verebilirim yakında size” diye konuştu.