Nöbetçi Eczaneler
Demokrat Gündem- CHP, 4-9 Eylül tarihlerinde yapılacak Tüzük Kurultayı öncesinde milletvekili aday belirleme kontenjanının yüzde 5’ten yüzde 15’e çıkarılması önerisiyle parti içi bir krize sahne oluyor. Bu öneri, parti içi demokrasiyi zayıflatacağı gerekçesiyle milletvekillerinin tepkisini çekti. Parti yönetimi ise artan kontenjanın gençler, kadınlar ve uzmanlık alanlarına ayrılacağını belirterek eleştirilere yanıt verdi.
KURULTAYDA KONTENJAN KRİZİ
CHP, 4-9 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek Tüzük Kurultayı öncesinde parti içi tartışmalarla gündemde. Özellikle taslak metinde yer alan, milletvekili aday belirleme kontenjanının yüzde 5’ten yüzde 15’e çıkarılması önerisi, partililer arasında ciddi bir gerilim yaratmış durumda. Bu değişiklik, bazı milletvekilleri tarafından parti içi demokrasiyi zedeleyeceği gerekçesiyle sert eleştirilere maruz kaldı.
YÖNETİMİN GÜCÜ ARTIYOR MU?
Taslak metin, kurultay öncesinde milletvekilleri ve Parti Meclisi (PM) üyeleriyle paylaşıldı. Ancak, özellikle milletvekili aday belirleme kontenjanının artırılması önerisi, bazı parti üyelerince temkinli karşılandı. Bu düzenlemeye göre, parti yönetimi 90 milletvekili adayını doğrudan belirleyebilecek ve bu durumun, özellikle büyük şehirlerde ön seçim sürecini anlamsız hale getirebileceği endişesi dile getirildi. Partililer, “Bu kadar geniş bir kontenjan, Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerde parti yönetiminin istediği isimleri milletvekili yapmasına olanak sağlar” görüşünü savunuyor.
GENÇLER VE KADINLAR İÇİN AYRI KONTENJAN
Kontenjan artışına yönelik eleştiriler üzerine, parti yönetiminden savunma gecikmedi. Genel Başkan’ın, kontenjanın yüzde 5’lik kısmını gençlik kollarına, bir diğer yüzde 5’lik kısmını kadınlara, kalan yüzde 5’lik dilimi ise Meclis’te ihtiyaç duyulan uzmanlık alanlarına ayırmak istediği belirtildi. Bu açıklama, kontenjan artışının amacını netleştirme çabası olarak değerlendiriliyor.
ÖN SEÇİM SÜRECİ YENİDEN MASADA
Milletvekilleri, ön seçim sürecinin daha belirgin kriterlere bağlanması gerektiğini savunuyor. “Ön seçime katılacak üyelerin en az iki veya üç yıllık parti üyeliğine sahip olması, seçim sürecinde aktif görev alması ve aidatını düzenli ödemesi” gibi koşulların getirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Bu tür düzenlemelerin, partiye gerçekten bağlı olan üyelerin aday belirleme sürecine katılımını sağlamayı hedeflediği belirtiliyor. (Haber Merkezi)