Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun önümüzdeki hafta açıklaması beklenen asgari ücret tutarının 2021 yılı için 3 bin 800 lira olması gerektiğini belirten işçi sendikaları İzmir Konak Meydanı'nda bir basın açıklaması yaptı. DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, yaptığı açıklamada asgari ücretin pandemi de göz önüne alınarak tespit edilmesini ve en az 3 bin 800 lira olması gerektiğini kaydederek, ücretlerin pandemi sürecinde net değil brüt ödenmesini istedi.
DEMOKRAT GÜNDEM- Hükümet ve sendika temsilcilerinin 2021 yılı asgari ücret belirleme toplantı süreci devam ederken emek ve işçi sendikaları TÜİK'in önerdiği 2 bin 792 rakamını yetersiz bularak duruma tepki gösterdi. İzmir'de de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilciliği Konak Meydanı'nda bir basın açıklaması yaptı. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İzmir İl Müdürlüğü binası önünde toplanan DİSK üyesi işçiler, “İnsan onuruna yaraşır bir asgari ücret ödüyoruz” dedi.
DİSK üyesi işçiler mizansen yaparak bir çuval parayı yere döktü ve vatandaşlardan toplanan vergilerin işçi ve çalışanlar dışında her kaleme harcandığını savundu. İşçiler adına açıklama yapan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Asgari Ücret Komisyonu'nun açıklayacağı 2021 asgari ücret miktarının 3 bin 800 lira olması gerektiğini belirtti.
ASGARİ ÜCRETE PANDEMİ AYARI YAPILMASI TALEBİ YAPILDI
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, asgari ücretin belirlenmesinde Covid 19 Pandemi sürecinin de hesaba katılması gerektiğinin altını çizerek, binlerce insanın işsiz kaldığı, ücretsiz izne çıkarıldığı ya da kısa çalışma ödeneğinden yararlanmak zorunda kaldığı pandemi sürecinde asgari ücretin net değil brüt ücret üzerinden ödenmesini beklediklerini söyledi.
'2021 ASGARİ ÜCRETİ 3 BİN 800 OLSUN, BRÜT ÜCRET ÖDENSİN'
“Bütçeden asgari ücrete nakit desteği sağlanması' gerektiğini vurgulayan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Sarı, önerilerini şöyle sıraladı: “Salgın döneminde asgari ücret farklı hesaplanmalıdır. Brüt asgari ücret net olarak ödenmelidir! 2021 asgari ücreti Covid-19 salgınının hanelere getirdiği yeni yükler dikkate alınarak hesaplanmalıdır. Bütçeden asgari ücrete nakit desteği sağlanmalıdır. Asgari ücret tümüyle vergi dışı bırakılmalı, tüm ücretlilerin asgari ücret kadar gelirinden vergi alınmamalıdır. Salgın döneminde asgari ücret SGK işçi primleri bütçeden karşılanmalıdır. Asgari ücret hesabında sadece işçinin kendisi değil, ailesi de esas alınmalıdır. Asgari ücret tespitinde geçim koşulları ve milli gelir artışı dikkate alınmalıdır. Asgari ücret bütün işçi ve memurlar için ortak saptanmalıdır. 2021 asgari ücreti net 3 bin 800 TL olarak saptanmalıdır.”
'İŞÇİNİN KENDİSİ DEĞİL AİLESİ DE HESABA KATILMALI'
İnsan onuruna yakışır bir asgari ücret oranının belirlenip açıklanmasını istediklerini kaydeden sendika temsilcisi Memiş Sarı, “Bir yandan ekonomik kriz bir yandan da Covid-19 salgınının yarattığı ağır bedellere karşı ülkeyi yönetenlere çağrımızdır: Bugün göreviniz geliri ve alımgücü düşen milyonları korumaktır. Sosyal devleti hatırlamaktır. Sosyal politikalar ile emekçi sınıfları korumaktır. Bugün yapacağınız en önemli iş, salgının ve ekonomik krizin yarattığı yoksullaşmaya karşı asgari ücreti insan onuruna yaraşır bir düzeye çekmektir. İnsan onuruna yaraşır bir asgari ücret salgının yarattığı kayıplara ve ekonomik krize karşı çalışanları korumanın en önemli aracıdır. Türkiye’de asgari ücretin tespitinde uluslararası standartlar; BM, ILO ve Avrupa Konseyi standartları dikkate alınmamaktadır. 2020 asgari ücreti, evrensel kabul görmüş kurallara ve ilkelere göre hesaplanmalıdır. Asgari ücret tespitinde işçinin sadece kendisi değil ailesi de hesaba katılmalıdır” diye konuştu.
'42 YILDA KİŞİ BAŞINA MİLLİ GELİRİN YÜZDE 40 ALTINA DÜŞTÜ'
Başkan Memiş saRI, 2003 yılından bugüne asgari ücretin alım gücü hakkında veriler de sunarak, açıklamasını şöyle sürdürdü: “2003 yılında asgari ücretin yıllık tutarı ile 25 altın alınabilirken 2020’de yıllık net asgari ücretle sadece 10 Cumhuriyet altını alınabilmektedir. 2016’da 430 ABD doları olan asgari ücret, güncel kurlara göre 300 doların altına düşmüştür. Kurlardaki artış ile beraber iğneden ipliğe her şeye zam gelmekte, işçiler yoksullaşmaktadır. Türkiye uluslararası sermaye için ucuz emek cenneti haline getirilirken, Türkiye işçi sınıfı ağır bedeller ödemektedir. 2020 asgari ücreti daha yılın ikinci ayında açlık sınırının altına düşmüştür. Pandemi sürecinde milyonlar daha da yoksullaşırken bir avuç sermaye sahibi ise karlarını katlamıştır. TÜİK verilerine göre 2020 yılında işgücü ödemelerinin katma değer içindeki oranı yaklaşık 3 puan gerilerken sermaye gelirleri 5 puan yükselmiştir. Yani çarklar dönerken, işçiler sağlıklarını ve yaşamlarını kaybederken patronlar zenginleşmiştir. Bu adaletsizliği gidermek için insan onuruna yaraşır bir asgari ücret belirlemek şarttır. 40 yılı aşkın bir süredir uygulanan saldırgan sermaye yanlısı politikalar nedeniyle gelir dağılımı işçilerin aleyhine bozulmaktadır. 1978’de kişi başına milli gelirin yüzde 3,4 üzerinde olan asgari ücret, aradan geçen 42 yılda kişi başına milli gelirin yüzde 40 altına düştü. Bu adaletsizliğe son vermek şarttır; özellikle de pandemi koşullarında bu adaletsizliği gidermek milyonlarca işçi ve ailesi için yaşamsal bir önemdedir.”
News
