DOLAR %
EURO %
ALTIN 2.431,09-0,83
BITCOIN 2004889-0,66%
İzmir
33°

AÇIK

üst menü altı
İGC Nar Projesi şiddet haritası açıklandı… İGC Başkanı Gappi: 'Dişe tırnağa değil cana dokunmak istedik'

İGC Nar Projesi şiddet haritası açıklandı… İGC Başkanı Gappi: 'Dişe tırnağa değil cana dokunmak istedik'

ABONE OL
9 Mart 2022 13:51
İGC Nar Projesi şiddet haritası açıklandı… İGC Başkanı Gappi: 'Dişe tırnağa değil cana dokunmak istedik'
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin Hollanda İnsan Hakları Programı desteğiyle yürüttüğü Nar-Kadın ve LGBT+ Odaklı Şiddete Karşı İletişim Projesi kapsamında yürütülen şiddet haritası çalışması tamamlandı.

DEMOKRAT GÜNDEM-Proje kapsamında Türkiye'de ilk kez İzmir, Manisa ve Muğla'da şiddetin yoğun olarak görüldüğü mahalleler tespit edildi. İlk tespitlerin paylaşıldığı basın toplantısında konuşan İGC Başkanı Dilek Gappi, “Mart ayından itibaren mahalle buluşmalarına çıkacağız. İzmir, Muğla, Manisa’da mahallelerde buluşup bu mahallelere şiddet giremez diyeceğiz. Hem meslek içi çalışma olacak hem kamuya, halka dokunması itibariyle Türkiye’de ilk kez böyle bir proje olacak. Dişe tırnağa değil doğrudan cana dokunacak bir proje oluşturmak istedik. Nar hareketini büyütmek istiyoruz” dedi.

Eğitim ve tespit çalışmalarının ardından mahallelerde başlayacak çalışma öncesinde düzenlenen basın toplantısına proje ortak ve destekçileri de hazır bulundu. Şiddet haritasının sonuçlarının paylaşıldığı, İGC Karataş Merkezi'nde düzenlenen toplantıya İGC Başkanı Dilek Gappi ve yönetim kurulu üyelerinin yanısıra İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni temsilen CHP Grup Sözcüsü ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Nilay Kökkılınç, İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, proje partneri İzmir Kadın Kuruluşları (İKK) Birliği Başkanı Huriye Serter, proje eğitim koordinatörü Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Sevda Alankuş ve Mülkiye Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Kooperatifi üyesi ve proje araştırma koordinatörü Yasemin Yücesoy katıldı.

Toplantıda konuşan İGC Başkanı Dilek Gappi, Nar Projesi ile medyada kullanılan dilin dönüştürülmesi ve şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak için yola çıktıklarını belirterek, şiddetin yoğun yaşandığı ilçelerdeki mahallelelerde son 3 yılın verilerine dayalı bir harita oluşturduklarını söyledi.

DİLEK GAPPİ: DİŞE TIRNAĞA DEĞİL DOĞRUDAN CANA DOKUNMAK İSTEDİK

İGC Başkanı Dilek Gappi, şu açıklamaları yaptı: “Nihayet bugünü gördük. Nar projemizin ilk yola çıkışı kendi mesleğimiz açısından da önemli. Özellikle kadın ve LGBT bireyler ve tüm canlılara yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak istedik. Dişe tırnağa değil doğrudan cana dokunmak istedik. Prof. Sevda Alankuş ile yola çıktık. Projemizi kendimiz oluşturduk. Hollanda’dan da destek aldık. Birkaç ayağı var. Birinci ayağı mesleki.. eğitimlerden oluştu. 45 kişiye eğitim verdik, 30’ar saat dedik. Cinsiyet eşitliği, barış dili kullanılması. Bunların çıktıları oldu. Röportaj ve haberlerin doğru habercilik anlayışındaki haberlere telif veriyoruz. Projemiz sürüyor. 15 ay boyunca sürecek. Meslektaşlarımıza telif veriyoruz. Maalesef nefret dili yanlış habercilikle körüklenebiliyor. Çıktı, afiş, billboardlarımız, sloganlarımız var, belli oldu. İkinci ayağında mahalle buluşmaları istedik. İzmir, İstanbul, Manisa’da şiddet haritaları oluşturmamız gerekiyordu. Şiddetin en yoğun yaşandığı yerleri tespit etmemiz gerekiyordu. Mülkiye kooperatifi orada yardımcı oldu. 3 ayrı şehirde o mahalelere ulaştık. Ardından mahalle buluşmalarına başladık. Projenin etkin paydaşlara ihtiyacı vardı. İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Huriye Serter, bizlerle oldu, her konuda desteğini esirgemedi. STK’lar bu projenin ayrılmaz bir parçası oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi de destekleyici kuruluşlar olarak yanımızda oldu. Artık şiddete sessiz kalma diyoruz. Şiddetin izleyicisi olmamak için Nar buluşmalarıyla yaratacağımız farkındalık önemli. Baro başkanı da bizimle.”

""

İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Sözcüsü ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı Nilay Kökkılınç, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin projeye destek verdiğini vurgulayarak, yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgiler verdi.

NİLAY KÖKKILIÇ: ŞİDDET MAĞDURLARINA ÜCRETSİZ AVUKAT VE HUKUKİ DESTEK

Kökkılıç, “Şiddet konusunda çok daha fazla duyarlıyız. Yasal düzenlemeler noktasında özellikle. Nar projesi şiddetle mücadele noktasında çok değerli. Bu projeye destek vermekten mutluluk duyuyoruz. Şiddetle mücadele sadece caydırıcı yasal yaptırımlarla mücadele edilmesi mümkün değil. İBB olarak önleyici ve koruyucu önlemler noktasında. Meslek odalarıyla yaptığımız işbirliğiyle bu alanda var olmaya çalışıyoruz. Stk’lardan gelen önerilerle önemli projelere imza attığımızı düşünüyoruz. İzmir Barosu ile Anahtar merkezimizde ücretsiz hukuki danışmanlık veriyoruz şiddet mağduru kadınlara. Sadece danışmanlığı yeterli olmadığı hak aranması gereken durumlar var. Yüksek harçlarla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Bu noktada ücretsiz ve erişilebilir adalet için insan haklarının başkenti İzmir adlı projemiz var. Çok fazla kadın bu işbirliğinden yararlanıyor. Yine aynı şekilde mobil adalet erişim aracıyla mahallelerde kadınlara destek veriyoruz. İGC ile işbirliği protokollerimiz var. Yasama yürütme yargı kadar stk ve medya ayağı da önemli. Medya şiddetle mücadele noktasında son derece önemli. Çalışmalarımızda üniversitelerle de yol alıyoruz. İşbirliği protokollerimiz var. Ataerkil bir toplum yapımız var. Önce erkeklerden başlayarak toplumsal cinsiyet alanında eğitimler vermek gerekiyor. İBB başkanımız, genel sekreter, daire başkanlarının dahil olduğu toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi sunduk. 30 bin çalışanımıza da bu konuda eğitimler veriyoruz. Eşine karşı şiddet uygulayanlara yaptırımlar getiriyoruz. Bu konuda hep birlikte çalışıyoruz. Yerel yönetimler, hükümet, medya, meslek odaları, stk’lar hep birlikte çalışırsak, bir olursak, işbirliği yaparsak bu konuda başarılı oluruz. Artık kadın cinayeti haberleri duymak istiyoruz. Ben ruh hastası erkek cinayeti diyorum. İBB Başkanımız bir erkek, İzmir Barosu başkanı bir erkek. Bizimle beraber. Erkek cinayetlerine ruh hastası erkek cinayetleri demek daha doğru olur diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

""

HURİYE SERTER: GÜZEL ŞEYLER YAPACAĞIZ

İzmir Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Başkanı Huriye Serter, fiziksel-cinsel-ekonomik şiddete uğrayan kadınların yüzde 40'ının bunu ifade ettiğini, geriye kalan yüzde 60'ının ise çeşitli nedenlerle bu bilgileri paylaşmadığını ve ilgili kurumlara hak arama amaçlı başvuruda bulunmadığını söyledi.

SERTER: MEDYANIN DİLİNDEN HOŞNUT DEĞİLİZ VE..

İKKB Başkanı Huriye Serter, “İstihdamda, temsil oranlarında yer alamıyorlar. Yükselemiyorlar, karar mekanizmalarında, siyasette düşük seviyede yer alıyorlar. En önemlisi şiddet. Şiddete uğruyorlar ve ölüyorlar kadınlar. Şiddet sorununu çözmeden diğerlerini çözmemiz imkansız diye düşünüyorum. Öncelikle erkek şiddetinin sona erdirilmesi gerekiyor. Hak arama bilinci çok önemli. Bunu kadınlarda uyandırabilirsek bir defa özgüvenleri yükseliyor, geleceğe dair plan yapabiliyorlar. Dünyada 3 kadından bir tanesi cinsel, fiziksel tacize uğruyor. Bunların sadece yüzde 40’ı bunu ifade edebiliyor, geriye kalan yüzde 60’ı paylaşmıyor, ilgili mercilere gitmiyorlar. Korkuyorlar. Bilmediği için haklarının ne olduğunu arayamıyor. Ya da nereye gideceğini bilemiyor. Böyle bir çerçeve var. Kötü bir eril düzenle karşı karşıyayız. Bu düzeni savunan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Sadece fail değil ama bu zihniyeti, yasaları uygulamayan, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan bu zihniyeti de eleştiriyoruz ve mücadele ediyoruz. Medyanın kullandığı dilden hoşnut değiliz. Düzelmesini istiyoruz. Bu projeye onun için girdik. Medya failin fotoğrafını kullanmıyor. Ama mağdurun fotoğrafları var. Fail, aldattı öldürdüm diyor. Bu tür bir sorumsuzluğu medyanın yansıtmasını istemiyoruz. Medyanın doğru haber yapma ve doğru haber dili kullanma zemini olsun istiyoruz. Sosyolog, psikolog görüşü alsın. Mahalle eğitimleri alanında çalışacağız. Manisa, Muğla ve İzmir’de. Farkındalık yaratmamız gerekiyor. Güzel şeyler yapacağız” ifadelerini kullandı.

""

SEVDA ALANKUŞ: ORTADA SİSTEMATİK BİR ŞİDDET VAR

Proje Eğitim Koordinatörü ve Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Sevda Alankuş, projeyle hedeflediklerinin neler olduğunu, “20 yıldır toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimleri veriyoruz. Farkındalık yaratıcı ve güçlendirici bir proje olsun istedik. Bazen şiddeti yeniden haber dilinde üretebiliyoruz. Bu yüzden adını toplumsal cinsiyet odaklı iletişim adını verdik. Günlük dil de dahil haber dili, sosyal medya ve iletişim dilinin toplumsal cinsiyet odaklı olması gerekiyor. Hak odaklı bir haberciliği de içine alan bir iletişimi yeniden öğrenme çabası aslında. 30 hocamızla yaptık. Belgesellerimiz, haberlerimiz ortaya çıkıyor. Şiddete kapılarımızı kapatıyoruz başlıklı bir kampanyamız var. Yakında bütün billboardlarda göreceksiniz belediye işbirliğiyle. Güçlendirmek amaçlı bir farkındalık projesi bu. Umarım artık toplumsal cinsiyete dair başka konulardan konuşuruz. Kadın bakış açısıyla ortaya çıkan şeyler olacak. Eğitimlere genç gazeteciler, iletişim fakültesi öğrencileri, stk temsilcileri katıldı. Tunç başkanın konuşması devrimci nitelikteydi, failin adını koyan bir açıklama duydum ilk kez bir başkandan. Aile içi şiddet dediğinizde de faili saklıyorsunuz. Failin bilinmesi önemli. Çünkü ortada sistematik bir şiddet var. Bunu yapan çok az medya kuruluşu var. Herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor. Çünkü yılda 350 kadın öldürülüyor. Son on yılda 3500 kadın öldürülüyor” şeklinde dile getirdi.

ÖZKAN YÜCEL: MERKEZİ İKTİDARIN ÇABA GÖSTERME NİYETİ YOK

İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel de, “Cinsiyetinizden utanıyor olmak bu toplumda sıkça karşılaştığımız bir durum. Maalesef bu güne kadar önleyemedik. Önlenmesi konusunda merkezi iktidarın çaba göstermek gibi bir niyeti yok. Bütün çalışmalar merkezden umudu kestiğiniz yerde yerelde bunu örgütleyebilmenin değerli olduğunu düşünüyorum. Sürekli şikayet eden insanlar olmanın ötesinde taşın altına elini sokan, sorumluluk alan, değiştirmek için çaba harcayan bireyler olmalıyız. Bu anlamda İGC’nin çabası çok önemli. Önce sorunun kaynağını tespit edip sonrasında gidermenin yollarını arayacaksınız” dedi.

ÖZKAN YÜCEL: ERKEKLERİN REHABİLİTESİNE YÖNELİK YENİ BİR ÇALIŞMA İÇİNDEYİZ

“İstanbul Sözleşmesi’nin ortaya koyduğu korumaları yerelde yapmanın mümkün olup olmadığına da bakmak lazım. Hala yürürlükte. Biz sözleşmede yer alan hakları hayata geçirmek için çalışmaya devam ediyoruz. Mahkemelerdeki her başvurumuz sözleşmeden izler taşıyor. Çünkü vazgeçmemek gibi bir alışkanlığımız var. Tek adamın iradesine ülkenin teslim edilemeyeceğini, kadınların LGBT bireylerin kaderinin tek adam iradesine mahkum kılınamayacağını düşünüyoruz” diyen İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, “Bu çalışmayı çok önemsiyoruz. Sonrası bizim işimiz mahallelerdeki çalışmalardan sonra. Ne yapabiliriz? Eğitim, farkındalık çalışmaları yapacağız. Şiddet gören kadınların, LGBT bireylerin yasal başvurularının gerçekleştirilmesi konusunda sürecin içinde olma kararlığını göstereceğiz. Alışkanlıklarla sorunun çözülmesi mümkün değil. Şiddet gerçek, eril, erkek kaynaklı ve bunun yolu şiddete uğrayanların mücadele edeceği mekanizmaları canlı tutmak. Öte yandan erkekleri rehabilite edecek çalışmalar. Yeni bir çalışmanın içindeyiz. Kadına yönelik şiddet konusunda, faillerin tedbir kapsamında bir eğitim çalışması. Soruşturmayı yapanlar olayı takip eden hukukçular, sağlıkçılar birarada çalışacak. Bütünlüklü bir çalışma. İzmir yine örnek olacak bu çalışmayla da. Şiddete uğrayan kadınlar, LGBT bireyler yalnız değil. Her ortaklığa açığız” şeklinde konuştu.

Mülkiye Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Kooperatifi Üyesi ve Proje Araştırma Koordinatörü Üyesi Yasemin Yücesoy, TÜİK istatistikleri, ŞÖNİM verileri, belediyelerin kadın danışma merkezleri, jandarma, emniyet verileri, bianet, kadın cinayetleri platformu verileri, şiddet haber taraması verileri ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarından derledikleri verilerle oluşturulan İGC-NAR Şiddet Haritası'nın verilerini paylaştı.

YÜCESOY: KAMU KURUMLARINDA ŞİDDET HARİTASI YOK

Yücesoy, “İzmir, Manisa, Muğla illerinde mahalle bazlı çalışmalar açısından kadına şiddetin yoğun olduğu ilçelerin belirlenmesi önemliydi. Şiddet nerelerde yoğunlaşıyor, hangi sosyolojik nedenlerle o bölgede, mahallede yoğunlaşıyor. Bunu tespit edebildiğimiz zaman ortadan kaldırmak için çalışma yapabilmek mümkün olacaktı. Görünür olan fiziksel şiddet ile sınırlı kalmak zorunda kaldık. Şiddet verileri konusunda ülkedeki kaynaklara baktığınız zaman, bakanlığın verileri var. Emniyet müdürlüğü verileri var. Üniversitelerin ve belediyelerin yaptığı araştırmalar var. Bunları derlemeye çalıştık. Bu sırada da maalesef özellikle şiddet konusunda en sağlıklı verilerin topladığı kamu kurumlarının şiddetle ilgili verileri paylaşmakta çekingen davrandıklarını gördük. Kurumlara müracaatlarımızı yaptık, ancak çok kaba rakamlar aldık. Esasında kamu kurumlarının elinde bile şiddet haritasını oluşturmak açısından hangi bölge, illerde, mahallelerde şiddetin yoğunlaştığına dair bir veri yok. Projeyle en azından üç ilde kadın cinayetleri ve kadına şiddet olaylarının daha yoğun olduğu mahalleleri belirlemeye yönelik bir çalışma yürüttük” dedi.

YÜCESOY'DAN ŞİDDET HARİTASI VERİLERİ

Anket çalışmaları ve medyada yeralan haber taramalarından da yararlandıklarını kaydeden Yasemin Yücesoy, şu verileri paylaştı: “2019-2021 İGC Nar Şiddet haritası sonuçlarına göre; İzmir’de 34, Muğla’da 16, Manisa’da 9 kadın öldürüldü. İzmir ilinde 2019-2021 yıllarında gerçekleşen kadın cinayetlerinin (34) aynı dönemde Türkiye genelindeki toplam 937 kadın cinayeti içindeki payına bakıldığında, yüzde 3,72’sini oluşturduğu görüldü. Şiddete uğrayan kadınların yüzde 69’unun şehir merkezinde yaşadığı belirlendi. Söz konusu tüm veriler dikkate alındığında, İzmir’de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin işlendiği Merkez ilçeler çoktan aza sıralandığında ilk 5 sırada en fazla Konak, Buca, Karabağlar, Çiğli, Bornova ilçeleri yer aldı. Çevre ilçeler içinde ise Ödemiş ilçesi ve Aliağa ilçesi en fazla şiddetin rastlandığı ilçedir. Her iki ilçede de Belediyeye ait kadın konukevi bulunması da, şiddet vakalarının yoğun olduğunun bir diğer göstergesidir.”

İLÇE İLÇE- MAHALLE MAHALLE VERİLER

Konak, Buca, Bornova, Çiğli ilçelerinde şiddetin yoğunlaştığını kaydeden Yasemin Yücesoy,ilçe ve mahallelerde görülen şiddet vakalarının oranları ile ilgili şu tespitleri aktardı: “Konak ilçesine bağlı, Kahramanlar,Basmane, Alsancak ve Kadifekale semtleri ile bu ilçelere bağlı İsmet Kaptan, Güney,Levent, Agora, Ballıkuyu, Aziziye, Zeytinlik ve Kadriye mahalleleri şiddetin yoğun yaşandığı semt ve mahalleler olarak görünüyor. En çok kadına şiddet vakasının gerçekleştiği bir diğer ilçe 8 vaka ile Buca. Sırasıyla olayın gerçekleştiği mahalleler Atatürk 2, 29 Ağustos 1, Kozağaç 1, Karanfil 1, Yeşilbağlar 1 mahalleleridir. Tüm veriler değerlendirildiğinde; Buca ilçesine bağlı Atatürk, 29 Ağustos, Kozağaç, Karanfil, Yeşilbağlar mahalleleri şiddetin yoğun yaşandığı semt ve mahalleler olarak gözükmektedir. Karabağlar ilçesinde 6 şiddet vakasına rastlanırken, medyaya yansımış haberlere göre sadece 1 mahalle bazlı bilgiye Osman Aksünger mahallesine rastlanmıştır. Çiğli ilçesi de şiddet vakalarının en çok görüldüğü ilçelerden. Çiğli Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü tarafından yapılan ‘Sosyal Haritalama Çalışması’ ile Çiğli’de yaşayan kadınların sosyo-ekonomik durumlarını ve şiddete maruziyetlerini de içeren 10 bin kadınla 26 mahallede gerçekleştirilen çalışmanın açıklanacak sonuçlarından, şiddetin en fazla görüldüğü mahallerin belirlenmesi mümkün olacak. Bornova ilçesi de şiddet vakalarının en çok görüldüğü ilçelerden biri olup, Barbaros, Naldöken, Ümit, Rafetpaşa mahalleleri şiddetin yoğun yaşandığı semt ve mahalleler olarak gözükmektedir” dedi.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP