İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz'dan 'Yargı bağımsızlığı' vurgusu ve sandık güvenliği açıklamaları

İzmir Barosu’nun 2022-2024 dönemi olağan genel kurulu hafta sonu gerçekleşti. Rakibine bin 840 oy fark atarak İzmir Barosu Başkanı seçilen Çağdaş Avukatlar Grubu’nun sözcüsü Avukat Sefa Yılmaz, “Türkiye’de yargının bağımsızlığından bahsetmek mümkün değil. Genel kurulda yaptığım konuşmanın özünde de bu vardı. Yargı iktidarın hükümranlığı altında. Yargıya olan güven hiçbir dönemde bu kadar itibarsızlaşmış ve yargıya duyulan güven bu kadar alt sıraya düşmemişti” dedi.

​DEMOKRAT GÜNDEM-MELİSA GÖNEN-Yeni dönemde de hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak, kadın-çocuk-çevre-LGBTİ haklarından yana sürdükleri anlayışla mücadele etmeye devam edeceklerini kaydeden İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, yargının asli unsuru olan avukatların ve baroların sesinin kısılmasına izin vermeyeceklerini belirtti.

YARGI BAĞIMSIZ OLMADIĞINA GÖRE TARAFSIZ DA DEĞİLDİR

Baro Başkanı Sefa Yılmaz, “Çağdaş Avukatlar Grubu’nun yönetim anlayışı belli. Avukattan yanan, avukatın yanında, hukuk siyasetimize devam edeceğiz. Hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak. Yine kadından, çocuktan, çevreden, LGBT’den yana, geçmişten bugüne gelen ilkelerimizi hayata geçirmekten yana olacağız. Önceliklerimiz bunlar. Yargının asli unsuru savunma mesleğidir. Savunma mesleğini de avukatlar temsil eder. Avukatların da bir tek örgütü vardır. Barolardır” diye konuştu.

YARGIYA GÜVEN SARSILDIĞINDA HERKES KENDİ HUKUKUNU YARATMAYA ÇALIŞIR

“Yargı iktidarın hükümranlığı altında. Bu nedenle daha çok yakın zamanda bir MHP ilçe başkanının tutuklanması ve bu tutukluğa itirazının reddedilmesi üzerine, karı koca hakim ve savcının geçici görevle atanmasını anımsatmaya gerek yok. ‘Siz böyle yaparsanız biz de böyle yaparız’ demek. Yargı bağımsız olmadığına göre tarafsız da değildir. Her ikisi birbiriyle çok yakından ilgili. Bu süreç çok önemli” diyen İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, şu tespit ve değerlendirmelerde bulundu:

“Özellikle hukukun üstünlüğünün sağlanabilmesi, demokratik değerlerin uygulanabilir hale gelmesi baroların güçlü olmasıyla ilişkili. Avukatların güçlü olması ve sesinin sözünün kesilmemesi gerekiyor. Avukatın sesini, sözünü keserseniz yurttaşın sözünü kesmiş olursunuz. Yurttaşın sesini kesmek de muhalefetin sesini kesmek  demektir. Bunun adı demokrasi ve Cumhuriyet olmaz. Demokratik bir yapıdan bahsedebilmek için baroların sözlerini söyleyebilmesinin sağlanması gerekiyor. Oysa mevcutta baroların bölünmeye çalışılması, avukatların yoksullaştırılması, avukatların sesinin kesilmesi sorunlarını yaşıyoruz. Bütün bunlar laik demokratik sosyal hukuk devletinde gerçekleşebilecek şeyler değil. Bu değerler yıpratılır ve saldırı altında kalırsa orada baroların sözünü söylemesi gerekiyor. Yargıya, adalete güvenin sarsıldığı, olmadığı bir ortamda herkes kendi hukukunu yaratmaya çalışır. Ne yazık ki gelinen süreç bunu ortaya koyuyor. Çünkü yargıya olan güven hiçbir dönemde bu kadar itibarsızlaşmış ve yargıya duyulan güven bu kadar alt sıraya düşmemişti. Yargının asli unsuru savunma mesleğidir. Savunma mesleğini de avukatlar temsil eder. Avukatların da bir tek örgütü vardır. Barolardır.”

ÖNÜMÜZDE 2023 SEÇİMLERİ VAR; SEÇİM VE SANDIK GÜVENLİĞİ ÖNEMLİ

2023 yılında gerçekleşmesi beklenen genel seçimlerde en önemli konunun seçim ve sandık güvenliği olduğunun da altını çizen İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, seçim ve sandık güvenliğiyle ilgili özel eğitim verilen İzmir’den çok sayıda avukatın 2019 seçimlerinde başta İstanbul olmak üzere talep edilen illere gittiğini, bu çalışmanın 2023 seçimlerinde de yapılacağını söyledi.

SANDIK GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN ÇALIŞMAMIZ VAR

Baro Başkanı Yılmaz, “2023’de önümüzde bir seçim var. Sandık ve seçim güvenliğiyle ilgili çalışmalarımız olacak. Seçim kanunuyla ilgili belli alanlarda sandıkların başında avukatlar bulunuyor. 2019 seçimlerinde İzmir’den 3 otobüs dolusu avukat İstanbul’a gitti ve seçim-sandık güvenliğine dair çalışma yaptı. Bununla ilgili bu konuda uzman olan avukat arkadaşlarla çalışmalar yapıyoruz. Bir nevi kurs niteliğinde. Bu çalışmalara katılan arkadaşlar da talep edilen  illere özellikle de İstanbul’a gitmişti. 2023 seçimlerinin gündemde olduğu 2022 yılı başında Kasım’da yapılabilir düşüncesiyle hazırlığımız yapmıştık, buna devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

HİLKAT GARİBESİ BİR YASA

Dezenformasyon Yasası’na da değinen İzmir Barosu Başkanı Avukat Sefa Yılmaz, meclisten geçen yasayı ‘Hilkat garibesi’ olarak nitelendirdi.

UCU AÇIK SÖYLEM, KORKU İMPARATORLUĞUNUN SON KALESİ

Baro Başkanı Sefa Yılmaz, asıl amacın seçim öncesi ve bundan sonraki süreçte muhalif hiçbir sesin ve sözün duyulmamasını sağlamak olduğunu kaydederek, şöyle konuştu: “Hilkat garibesi bir yasa. Önümüzdeki seçimlerde ortaya çıkabilecek muhalif sesler kesilmeye çalışılmakta. Dezenformasyon yasası vatandaş dahil sosyal medyada kim nasıl bir açıklama yapılırsa, kamu güvenliği altında soruşturmaya tabi tutulacaktır. Yıllarca iletişim hukuku ile ilgili dersler de verdim. Biliyorum ki halkın haber alma hakkı en kutsal özgürlüktür. Gazetelerin de özellikle yürütmenin denetlenmesi açısından önemli bir görevi ve önemi vardır. Yasada geçen, halkı kin ve nefrete yönlendirmek ifadesi ucu açık bir söylemdir.  Bu işlem altında yapılanları biliyoruz. Bu aynı zamanda, oto sansürü de beraberinde getiriyor. Korku imparatorluğunun son kalesidir bu. Hiçbir söylemi kabul etmeyeceklerinin göstergesidir.”

BAŞÖRTÜSÜNDE DE PARTİLERİN SÖYLEMİ ÜZERİNDEN HAREKET ETMEYİZ

Başörtüsüne yönelik Anayasa’nın ilgili maddesinde yapılacak düzenleme ve ana muhalefet partisi CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun kanun değişikliği, buna karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı referandum çağrısı tartışmaları hakkında da konuşan Baro Başkanı Yılmaz, bu konunun İzmir başta olmak üzere diğer baro başkanları ve ilgili kurullarca konuşulup ortak bir irade konması gereken bir konu olduğunu belirtti.

BAŞÖRTÜSÜ KONUSUNDA BARO KURULLARIMIZLA KONUŞACAĞIZ

İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, “Bu çok kapsamlı bir çalışmayı gerektiriyor. Ortak iradeyi oluşturmak gerekiyor. İzmir barosunun kurullarının bu konuda ortak irade oluşturması gerekiyor. Biz hukuk siyasetiyle ilgileniyoruz. Biz partilerin söylemi üzerinden hareket etmeyiz” dedi.

YÖNETİMDE DEVAMLILIK ESASIYLA YENİ DÖNEMDE DE..

Yeni yönetimde de eski yönetimden ve adaylardan insanların olduğunu söyleyen Sefa Yılmaz, “Yönetimde devamlılık esasımız var. Olağan kurulda aday olan Şefika Yıldırım Sert, Ayşe Kaymak ve Elçin Kılınçerot  yeni yönetimde de yer alıyor. Bu arkadaşlarımız bir dönem görev yaptılar, bir dönem daha görev yapacaklar. Yarım kalan projeler var, onların devamı olacak. Komisyon toplantıları sürecek, özellikle çevre, kadın-çocuk ve avukat hakları alanında. 7-24 bir nöbetçi yönetim kurulu üyesinin ulaşılabilirliği konusunda çalışmamız var. Avukatların sorunlarıyla ilgili bu uygulama devam edecek.  Doğrudan avukatları, genç avukatları ilgilendiren çalışmalar var. Genç Ofis, şu anda Çankaya’daki çalışmaları sürecek. Yani yeni dönemde hem yeni projeler hem de devam eden projeler hayata geçecek” ifadelerini kullandı.