Nöbetçi Eczaneler
İzmir Musevi Cemaati Vakfı önderliğinde yürütülen “İzmir’in Kültürel Zenginliği – Yahudi Kültür Mirasının Sürdürülebilirliği” projesinin kapanış konferansı gerçekleştirildi. Başkan Soyer; ‘Bir şehir düşünün herkese kucak açmış’ ifadelerini kullandı.
Kapanış konferansına katılan isimler arasında, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Musevi Cemaat Vakfı Başkanı Avram Sevinti, Kentimiz İzmir Derneği Genel Sekreteri Sedef Özer, AB Büyükelçisi ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyon Başkanı Nikolaus Meyer Landrut , İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Proje Müdürü Nesim Bencoya, Mahir Kaplan yer aldı.
İzmir Musevi Cemaati Vakfı Başkanı Avram Sevinti Yahudi Kültür mirasının sürdürülebilirliği projesinin açılış konuşmasını yaptı.
BU MANİFESTODA KARARLIYIZ
Kordon otelde gerçekleşen toplantıda kapanış konuşmasını yapan İzmir Musevi Cemaati Vakfı Başkanı Avram Sevinti, “Bu manifestoyla, kentimizdeki Yahudi kültürel mirasını koruma misyonuyla bir araya gelen topluluk olarak, kültürel çeşitliliğin öneminin vurguluyor, ayrımcılığa karşı mücadele diyaloğunun gücüne inanıyoruz. Yahudi kültür mirasının kentimizin ve dünya kültür mirasının önemli bir parçası olarak yaşamaya devam etmesi için bu manifestoyu uygulamaya ve geliştirmeye kararlıyız” dedi.
Sevinti, binlerce yıl boyunca farklı kültürlerin etkisiyle gelişmiş ve bu kültürel çeşitliliğin kentlerini zenginleştiren önemli bir unsur olduğuna değinerek, “Bu projenin birinci amacı İzmir Yahudi topluluğunun çoğalması ve güçlenmesidir. Karar süreçlerine geniş katılım sağlanmasının, kültürel mirasın geleceği konusunda daha adil ve sürdürülebilir sonuçlar doğuracağına inanıyoruz. İzmir Musevi Cemaat Vakfı olarak, 3,5 yıldır büyük bir özenle sürdürülen yahudi kültür mirasının sürdürülebilir ortak manifestosunda İzmir Yahudi Cemaati Kent Konseyinde temsil edilmelidir” şeklinde konuştu.
7 EKİM OLAYLARINA DEĞİNDİ
Toplantıda birinci hedefin üzerinde duran Sevinti, “İzmir Yahudi Cemaati İzmir Kent Konseyinde temsil edilmektedir. Kısacası İzmir Yahudi toplumunun sesinin duyulmasını bu proje gerçekleştirmiştir. İzmir Valisi bize bir saat zaman ayırdı, numarasını verdi ve 24 saat bizi arayabilirsiniz dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de her bakımdan bize çok yardımcı oldu. 7 Ekimden sonra yaşanan olaylara da değinen Sevinti, Türkiye’de gelişen olaylardan dolayı Yahudi toplumunun rahatsız olduğunu belirtti ancak merkezi hükümetin ve yerel otoritelerin yardımıyla tedirginliğin azaldığını ifade etti.
Projeye olan desteklerinden dolayı İzmir Valisi Süleyman Elban ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e teşekkür eden Sevinti, projenin başarılı olduğunu ifade etti. Proje ortağı Sedef Özer de konuşmasında, Avrupa Birliği’nin projeye büyük destek sağladığını belirterek,
“Bugün Avrupa Birliği projesi kapanışı için hepimiz bir aradayız. İzmir 8500 yıllık tarihi boyunca çok büyük bir hazineyi barındırıyor. Yahudi kültür mirasının da kurulması ve yaşatılması için onlarca faaliyet gerçekleştirildi. Yerel ekonomiyi de destekledi. Sürekli yanımızda olan Avrupa Birliği delegasyonu ve konseyi en büyük paydaş oldu” dedi.
‘BOYOZ’ SEFERAD YAHUDİLERİNİN İZMİR’E MİRASI
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise, “Çok değerli bir projenin kapanışı için bir aradayız. İzmir’in kültürel zenginliği projesinin kapanış töreninde hep bir arada olmaktan mutluluk duyuyoruz. İzmir 8500 yıl öncesine uzanan taşıdığı kültür mirasını gündelik hayatın içinde İzmir ile özdeşleşmiş her İzmirli’nin sofrasına koyduğu ‘boyoz’ Seferad Yahudilerinin İzmir’e mirası” diye konuştu.
Başkan Soyer, İzmir’in çok renkli ve sesli yaşam biçimlerini refaha dönüştürdüğünü ifade ederek, “İzmir’in kültürel mirasını ve doğal mirasını korumak benim görevim. Bu projenin çok güzel projeler getireceğine ve yeni bir soluk getireceğine inanıyorum” dedi. AB Büyükşehir elçisi Nikolaus Meyer Landrut ise, İzmir’deki Musevi kültürel mirasının barış ve ortak değerlere ait hikayesini anlattı.
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyon Başkanı Nikolaus Meyer Landrut, “Avrupa için önemli bir Türk mirasının anlamı olmuştur. 7 Ekimde tam dayanışma içinde olduğumuz ahlaki sorumluluğumuzdur. Uluslararası hukukta son derece nettir bu konuda sivilleri korumak zorundadır.
İsrail ve Gazze’deki insani durum çok ciddi endişe vermektedir. Anlamlı ortaklıklar ve başarılı bir kurumun Avrupa Birliği ile desteklenen kuruluşun nasıl harekete geçildiğini görüyoruz aslında. Bu projenin geleceğine dair 3 aşamaya değinmek istiyorum” şeklinde konuştu.
Proje koordinatörü Nesim Bencoya da, “Bu 3,5 yıllık projenin sonuna gelmek büyük bir heyecan. Bu projenin sürdürülebilirliğini sağlamak büyük bir öncelik” dedi.