Nöbetçi Eczaneler
İzmir’de hava kirliliği giderek endişe verici boyutlara ulaşıyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan’ın yaptığı açıklamaya göre, kentin 6 ilçesinde hava kalitesi ulusal sınır değerlerini aştı. Özellikle sanayi bölgeleri ve düşük kaliteli yakıt kullanımı, şehrin havasını kirleten en büyük etkenler arasında. Uzmanlar, insan sağlığını tehdit eden bu durum karşısında acil önlem alınması gerektiğini vurguluyor.
SANAYİ VE ISINMA HAVA KALİTESİNİ TEHDİT EDİYOR
Uzmanlar, Aliağa’daki sanayi tesisleri ve fosil yakıt kullanımının etkisine dikkat çekiyor.
İzmir’de hava kirliliğinin başlıca nedenleri arasında sanayi tesislerinden çıkan emisyonlar, fosil yakıt kullanımı ve plansız yapılaşma bulunuyor. Çevre Mühendisi Selma Akdoğan, özellikle Aliağa bölgesindeki sanayi tesislerinin yüksek seviyede kirletici salınımına sebep olduğunu belirterek, şehirdeki hava koridorlarının kapanmasının da kirliliği artırdığını ifade etti.
Soğuk havalarla birlikte evlerde ısınmak için kullanılan düşük kaliteli yakıtlar da İzmir’in havasını olumsuz etkiliyor. Kalitesiz kömür ve diğer katı yakıtların kullanımı, havadaki zararlı partikül miktarını yükselterek özellikle solunum yolu hastalıklarını tetikliyor.
EN KİRLİ İLÇELER: MENEMEN, KARABAĞLAR VE ÖDEMİŞ ÖNDE
Hava kirliliği en fazla Menemen’de ölçüldü: 164 gün boyunca sınır değerler aşıldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ölçümlerine göre, İzmir’de çapı 10 mikrometreden küçük olan toz zerrecikleri (PM10) açısından ulusal sınır değerler aşılmış durumda.
Verilere göre, 2023 yılı boyunca en fazla kirlilik yaşanan ilçeler şu şekilde sıralandı:
- Menemen: 164 gün boyunca sınır değerler aşıldı.
- Karabağlar: 75 gün boyunca sınır değerlerin üzerinde kaldı.
- Ödemiş: 64 gün boyunca tehlikeli seviyelerdeydi.
Bunun dışında Karşıyaka, Kemalpaşa ve Torbalı da ulusal sınırların üzerinde PM10 değerleriyle dikkat çekiyor.
AZOT DİOKSİT KİRLİLİĞİNDE KARŞIYAKA, KONAK VE TORBALI ÖNE ÇIKIYOR
Trafik yoğunluğu ve sanayi tesisleri azot dioksit seviyelerini artırıyor.
Hava kirliliğinin bir diğer önemli göstergesi olan azot dioksit (NO2) değerleri, özellikle Karşıyaka, Konak ve Torbalı ilçelerinde ulusal sınır değerlerinin üzerine çıktı. Uzmanlar, bu durumun temel nedenleri arasında trafik yoğunluğu, sanayi tesislerinden çıkan emisyonlar ve kontrolsüz bina yıkımlarını gösteriyor.
Akdoğan, kontrolsüz bina yıkımlarının yalnızca hava kirliliğine değil, aynı zamanda asbest maruziyeti gibi ciddi sağlık tehditlerine yol açabileceğine dikkat çekerek, yerel yönetimlerin ve ilgili bakanlıkların denetimlerini artırması gerektiğini vurguladı.
SAĞLIK AÇISINDAN RİSK BÜYÜK
Özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalar daha fazla etkileniyor.
Hava kirliliği, özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik rahatsızlığı bulunan bireyler için büyük bir risk oluşturuyor. PM10 ve NO2 gibi hava kirleticiler, astım, bronşit ve diğer solunum yolu hastalıklarını tetikleyebilir. Akdoğan, kirliliğin yoğun olduğu dönemlerde risk grubundaki vatandaşların maske kullanmasının önemini vurguluyor.
Kirliliğin azaltılması için yapılması gerekenler arasında şehirdeki ölçüm istasyonlarının artırılması, mevcut istasyonların daha fazla parametre ölçebilmesi ve verilerin düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılması yer alıyor.
YETKİLİLERE ÇAĞRI: ACİL ÖNLEM ALINMALI!
Uzmanlar, sürdürülebilir çevre politikaları için daha sıkı denetim çağrısında bulunuyor.
İzmir’de hava kirliliği sorununun önüne geçebilmek için uzmanlar, kaliteli yakıt kullanımının teşvik edilmesi, sanayi tesislerinde emisyon kontrol mekanizmalarının sıkılaştırılması ve yeşil alanların artırılması gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, bina yıkımları sırasında ortaya çıkan zararlı partiküllerin en aza indirilmesi için özel ekipmanlar kullanılması ve belediyelerin denetimleri sıklaştırması gerektiği ifade ediliyor.
İzmir’deki hava kirliliğinin sadece bugün değil, gelecekte de kent yaşamını etkileyeceği düşünülerek, yetkililerin acil ve sürdürülebilir çözümler üretmesi gerektiği vurgulanıyor. (Haber Merkezi)