DEMOKRAT GÜNDEM- İzmir’de bomba etkisi yaratan işten çıkarmalar, kentte gündem oldu. Bugün Başkan Cemil Tugay’ın bin 30 işçinin işten çıkarılacağını resmen duyurmasıyla başlayan krizde Belediye İş Sendikası, işten çıkarmaların başladığı anda kent genelinde eylemler başlatacaklarını duyururken şehrin karışması an meselesi.
“SOKAKLARA DÖKÜLÜYORUZ”
Belediye İş İzmir 2 Nolu Şube’de örgütlü İZDOĞA işçilerinin büyük çoğunluğunun işten çıkarılacak olması sendika yönetimini harekete geçirdi. Sendika kaynakları işten çıkarma tebligatları dağıtılmaya başladığı anda geniş çaplı sokak eylemlerinin başlayacağını duyurdu. “Emek en yüce değerdir” sloganıyla düzenlenecek eylemlerde CHP’nin sosyal demokrat geçmişi ve işçi dostu politikalarının hatırlatılacağı öğrenildi.
Eylem hazırlıklarının tamamlandığı işçilerin ailelerinin de katılımıyla binlerce kişinin İzmir sokaklarına çıkacağı belirtiliyor. Sendika yönetimi, ilerleyen günlerde kentin çeşitli noktalarında gerçekleştirilecek eylem programını da hazırladı.
SAHADA HİZMET KRİZİ KAPIDA
İZDOĞA’dan çıkarılacak 800 işçinin kanalizasyon, arıtma gibi kritik teknik birimlerde görev yapması, kentte ciddi bir hizmet krizini de beraberinde getirebilir. Uzmanlar, bu kadar büyük bir personel kaybının sahada telafi edilemeyecek sorunlara yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Sendika yetkilileri, “İzmir halkı doğru bilgilendirilmiyor. Cemil Tugay, bir yandan işçi çıkarırken diğer yandan yeni personel alımlarını sürdürüyor. Göreve geldiği günden bu yana 2 bin kişiyi işe aldı” iddiasında bulundu.
Açıklama şu şekilde:
BELEDİYE-İŞ ÜYELERİNE KARŞI SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRİRKEN, İŞYERİNİ KORUMAYA DA GEREKEN ÖZENİ GÖSTERMİŞTİR
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay, bugün yaptığı basın toplantısında, bürokratlarının yanlış yönlendirmesiyle sendikamız üyesi binden fazla işçiyi işten çıkaracaklarını açıkladı. Sayın Tugay, yaptığı açıklamada, işten çıkarılacak işçilerin sorumluluğunun da sendikamıza ait olduğunu iddia etti.
Belediye-İş Sendikası’nın, İzmir Büyükşehir Belediyesinin sevk ve idaresinde, bütçesini belirlemede, harcamada, işçi alımında, işçi çıkartmada hiçbir yetkisi yoktur. Buna rağmen işten çıkarılacak işçilerin tüm sorumluluğunun sendikamızda olması akla, mantığa, hukuka, bilime aykırıdır.
Gıda enflasyonunun yüzde 100’ü aştığı, en düşük ev kirasının 25 bin TL olduğu, hayat pahalılığının alıp başını gittiği bir dönemde, Belediye-İş Sendikası’na bir sorumluluk yüklenecekse o da üyelerinin hak ve menfaatini koruyacak bir sözleşme imza atmış olmasıdır. Üstelik, bu sözleşmeye imza, yerel seçin öncesi Sayın Tugay’ın bilgisi, işveren sendikasının onayıyla atılmıştır.
Belediye-İş Sendikası’nın temsil ettiği üyelerinin hak ve menfaatlerini layıkıyla savunduğu ve ilkeli bir şekilde davrandığı için sosyal demokrat bir anlayış tarafından eleştirilmesi şaşırtıcıdır.
Toplu sözleşmeye ilişkin kamuoyuna ve basına yansıyan rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır. Belediye-İş üyelerine karşı sorumluluklarını yerine getirirken denildiği gibi, belediyeyi batıracak, personel gideri sınırını aşacak bir sorumsuzluk yapmamış, aksine üyelerini korumanın yanı sıra işyerini de korumaya gereken özeni göstermiştir.
İzmir’de 16 yılı aşan sürede, üst üste imzalanan toplu sözleşmelerle sendikal haklara sahip olan bir işçinin aldığı ücreti çok görüp bir de bunu suç işlemiş gibi göstererek halka şikayet etmek etik değildir.
Belediye emekçileri, müteahhitler gibi fiyat artışlarına karşı ek hak edişlerle kendini koruyamıyor. Belediye emekçileri, ticari işletme sahipleri gibi fiyatlar arttıkça eldeki malzemeye zam yaparak enflasyona karşı kendini koruyamıyor. Belediye emekçilerinin ücret artışları 2 yıllığına imzalanan toplu sözleşmelerde TÜİK’in çakma enflasyonuyla belirleniyor.
Tüm bu gerçekler ortadayken sözde “eşit işe eşit ücret” diyenlerin “biz alamıyorsak onlar da almasın” demesi ne kadar etikse, belediye işçileri “nasıl bu kadar ücret alır” demek de aynı çukurda yüzmektir. Çünkü ikisi de tavanda değil, tabanda yani yoksullukta eşitliği savunan anlayışı temsil etmektedir.
Belediye emekçisi, beşli onlu çetelerin yaptığı hırsızlıklar sonucu ülkemizde yaşanan yoksulluğun sorumlusu değildir.
Belediye emekçisi, iktidarın muhalefeti hukuk dışı ve mali sıkıştırma uygulamalarının sorumlusu da değildir.
Bugün sendikamız Belediye-İş, üyesinin haklarını koruduğu, usulüne uygun ve Sayın Tugay’ın bilgisi dahilinde bir toplu sözleşme imzaladığı halde kamuoyu önünde linç edilmeye çalışılıyor.
Belediye-İş Sendikası, toplu sözleşmede attığı imzanın arkasındadır; haksız hukuksuz şekilde işten atılmak istenen üyelerinin de her zaman yanındadır, yanında olmaya da devam edecektir.
Saygılarımızla.
GREV KRİZİ İLE PATLAK VERDİ
Krizin patlak vermesinde, DİSK Genel İş’e bağlı şubelerin “eşit işe eşit ücret” talebiyle yaptıkları 7 günlük grevin etkili olduğu belirtiliyor. İki sendika arasındaki ücret makasının kapanması için yapılan eylemler, sonunda bin 30 işçinin işten çıkarılmasıyla sonuçlanacak bir krize dönüştü.
Tugay, yaptığı açıklamada, Belediye İş Sendikası’nın ücretler konusunda geri adım atmaması durumunda işten çıkarmaların devam edeceğini belirterek, “Elimizde başka çare kalmadı” ifadelerini kullandı.
Belediye İş Genel Başkanlığı’nın bugün yazılı bir açıklama yaparak Tugay’ın iddialarına yanıt vereceği, gerekirse genel merkez düzeyinde eylemlere destek verileceği belirtildi.
İzmir’de önümüzdeki günlerin, işten çıkarmalar ve eylemlerle çalkantılı geçeceği, kentin siyasi ve toplumsal gündeminin tamamen bu krize kilitleneceği görülüyor.