Demokrat Gündem- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bolu’da 78 yurttaşın hayatını kaybettiği otel faciasıyla ilgili çarpıcı iddialarda bulundu. Özel, bilirkişi raporunun gerçeklerini gizlemek için siyasi baskı yapıldığını öne sürerek “Adalet Bakanı raporu korsan ilan ediyor ama rapor milletindir” dedi.
CHP LİDERİ İZMİR’DE BELEDİYE BAŞKANLARIYLA BİR ARAYA GELDİ
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’e gelerek Belediye Başkanları ile bir değerlendirme toplantısı düzenledi. Toplantı öncesi CHP İl Başkanlığı’nda basın açıklaması yapan Özel, “Bugün İzmir’deki tüm ilçe belediyelerimizi ve büyükşehir belediyemizin yapmış oldukları bugüne kadarki çalışmalarla ilgili bir değerlendirme raporunun ve bunun halkta yarattığı memnuniyeti güçlü yanlarımızı konuşacağımız bir değerlendirme toplantımız var.” dedi.

“RAPOR KORSAN DEĞİL, GERÇEĞİN KENDİSİ”
Bolu Kartalkaya’daki otel yangınının sorumluluğuna ilişkin dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Özel, bilirkişi heyetinin hazırladığı raporun adaletin önünü engel konulmaması adına kamuoyuyla paylaşıldığını belirtti. Adalet Bakanı’nın raporu “korsan” olarak nitelendirdiğini ifade eden Özel, şu ifadeleri kullandı:
“4 savcı ve 7 bilirkişi rapora son şeklini verdiler. Sorumluları sayıyor, Bolu Belediyesi sorumlu görünmüyor, bunu böyle kabul etmiyorlar, ‘belediyeyi ekleyin, bakanlığı çıkarın’ diyor. Bunu duyduğum anda Adalet Bakanı’nı aradım, İçişleri Bakanı’nı aradım. Biri Malatya’da idi, diğeri herhalde o an için bizimle iletişim kurmamayı tercih etti. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Yardımcısını aradım ve bende ki tüm bilgileri aktarım. ‘Bu raporu kabul etmeyin, sizin yerinize bir başka heyet gelsin’ dedikleri anda raporu paylaştım. Adalet Bakanı buna, ‘korsan rapor’ diyor. O bilirkişiler olay olduğu andan itibaren otelin kamera kayıtlarını jandarmanın tutanağı altında incelediler, her çalışmalarında jandarmaların tutanağı var demek ki heyet ‘korsan’ değil. Neye korsan diyor, ele geçiriliş yöntemine! Yani rapor gerçek, ele geçirme yöntemi korsan! O rapor Adalet Bakanı’nın malı değildir, milletindir”
ADALET BAKANI’NA TEPKİ: “TELEFONUMU AÇMADI”
Bilirkişi heyetinin değiştirilmek istendiği bilgisini alır almaz raporu paylaştığını aktaran Özel, bu süreçte Adalet Bakanı’nı aradığını ancak yanıt alamadığını belirtti:
“Bizim o raporu alenileştirmemiz, raporu kabul etmeyip, ‘yeni heyet görevlendireceğiz’ demeleri nedeniyledir. Şimdi, ‘heyete ilaveler yaptık’ diyorlar. O rapordaki mevcut tespitlerden bir tanesini çıkarmak kabul edilebilir değil. Yeni gelecek ilavelerde de dünkü ‘bakanlığı kurtarın Bolu Belediyesi’ni kurtarın’ meselesi için yeni heyetin de yapabileceği bir şey yok, kanun açık. Yeni görevlendirilen kişilerin de sorumluluğu omuzlarında hissetmelerini istiyorum. Nasıl önceki heyet hem kişisel hem de mesleki namuslarına emanetti yaptıkları görev, bu heyet de kendilerini utandırmayacak bir şekilde mesleki onurlarına sahip çıkmalarını bekliyoruz. O rapor ortaya çıktığında TRT otelin önünden canlı yayında, ön inceleme raporu tamamlandı, gözaltındakiler adliyeye sevk edildi diye haber geçti. O rapor gelince bir anda işi değiştirdiler, belediye başkan yardımcımız ve itfaiye müdürünün sürecini uzattılar ve bekletiyorlar. Dikkatle ne yapıldığını istiyoruz, adalet yerine gelsin ve suçlular cezalandırılsın diyen taraftayız. Günlerdir bilirkişi heyetinin çalışmalarını dikkatle ve umutla bekliyorum. Adalet Bakanlığı nedeniyle yapılan bu iş için, Adalet Bakanını aradığımda telefona çıkmadığında, ‘bu kadar olmaz’ dedim. Sonuçta devletin içinde birileri bir şey yaparken o yapılanın ne olduğunu bildiğimizi bilmeleri gerekir. Bugünkü açıklamalar tarih önünde hesap verilebilir olmalıdır”
SİYASET VE YARGI BASKISINA DİKKAT ÇEKTİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren Özel, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Çok acılı bir gündemin içindeyiz ama öncesinde Sayın Erdoğan’ın talimatıyla Türkiye’de siyaset yargı tacizi altındadır. Devam eden soruşturmalar ve bu soruşturmalara ilişkin atılan adımlar Türkiye’yi gündeminden uzaklaştırmaya, korku ve gerginlik üzerinden yeni bir iklim oluşturulmaya çalışılmaktadır. Türkiye’yi germekte Erdoğan ve Saray Rejimi dediğimiz düzen bundan fayda görüyor. Türkiye’nin gerçek sorunlarını konuşmak yerine gerginliği tercih ediyorlar. Germek istiyorlar çünkü 31 Mart’tan sonra, ‘CHP büyük bir başarı kazandı ama başaramaz, iyi yönetemez ve bu başarı CHP’nin ayağına dolanır’ diye düşündüler. Biz de cebimizdeki anahtarın, CHP’nin iktidarının anahtarı olduğunu söyledik. Bütün anketlerin sonucunda CHP’li belediyelerin genel memnuniyet ortalamasını yüzde 58 olarak ölçtük, Tayyip Bey’in önüne yüzde 61 gitmiş. 31 Mart akşamı başarımız yüzde 38’ken biz yüzde 49 ölçtük. İzmir’de de biliyorsunuz belediyenin 2 milyara yakın parasına el koyarak hizmeti aksatmaya çalıştılar. Belediyenin çalışanıyla başkanımızı karşı karşıya getirme, halkı mağdur etmek üzerinden adeta rekabet edemediği rakibine çelme çakma muamelesini görüyoruz. İzmir’de de memnuniyet, başkanlarımızın halkın içinde olmaları ve ortaya koydukları vizyon ve çalışmalar takdir görüyor. İzmir bütün çabalara, özel bir iletişim kampanyası yürütüp CHP ile uğraşmalarına rağmen seçtiğinin arkasında duruyor. Tüm belediye başkanlarımıza yürekten teşekkür ediyorum.”
“TÜM SORUMLULAR YARGI ÖNÜNE ÇIKARILMALI”
Özel, Bolu’daki faciaya ilişkin sorumluların cezalandırılmasının öncelikli bir görev olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Bolu’daki facia olduğu gün bütün programları iptal ettik ve bakanlardan bilgi aldık. Açıkça, ‘2025 yılında böyle bir facianın ve kayıp sayısının kabulü, mazereti olamaz’. Burada sorumlular en ağır şekilde cezalandırılmalı ve önlemler alınmalıdır. Önümüzdeki hafta araştırma komisyonu kurulmasını teklif edeceğiz. Komisyonun mevzuatta, yetkilerde ne eksiklikler var, Bolu Belediyesi’nin yetki sınırları dışında bir otel var. Otele, ‘9’da 8 eksiğin var’ demişler. Oranın Bolu Belediyesi yetki sınırları içinde olmadığı da bilirkişi raporu ile sabit. Bir daha bu acının yaşanmaması için bütün yetki paylaşımları için meclisin çalışması lazım. Bir yanlış bir eksik olduğunu görelim. Dün bakan, bir televizyon programında kendi dışında herkesi suçluyor. Başka bakanlıkları, İl Özel İdaresi’ni, valiliği her yeri suçluyor. Demokraside böyle eksiklikler olmaz, varsa da olduğu gibi yazmamız lazım.”
GEZİ DAVASI VE SANATÇILAR HAKKINDA AÇIKLAMA
Özel, Gezi davası ve sanatçılara yönelik baskıları eleştirerek, şu çağrıda bulundu:
“Popüler bir konu yaratıp ‘Erdoğan’ın kiniyle bile 12 yıl sonra hesap sorulur’ algısı oluşturuluyor. Bu şekilde insanlara korku salıyorlar. Sanatçılara yönelik bu operasyonları dikkatle izliyoruz.”dedi.
Özel’in konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Biliyorsunuz belli bir süredir oyuncu menajeri ile ilgili çok sayıda haber, kamuoyu ilgisi ve siyasetle ilgisi olmayan tüm çevrelerin de dikkatinin bir noktaya yoğunlaştırılıp o meseleyle ilgi değil Gezi Protestolarına katılım üzerinden gözaltına alınıyor ve çok sayıda o gün geziye katılan değil, bugün aynı tavrı devam ettiren kişiler gözaltına alınıyor. Bugün iktidar tarafında olup o gün gezide olanlara hiçbir şey olmuyor. Demek ki mesele bugünle ilgili. Sanatçılara yapılan bu şeyleri dikkatle takip ediyoruz. Şunu gördüğümüzü herkes görsün. Popüler bir konu var, apolitik kişilerin bile dikkatini çeken bir mesele var. Devlet, ‘12 yıl sonra bile Erdoğan’ın kiniyle geziden hesap sorabilir’ o yüzden bugün sokakta olmaya mesafeli olun mesajı veriliyor. Psikolojik bir operasyon içerisindeyiz, yapan İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek, talimatı veren Erdoğan’dır. Bu baskı rejimine karşı korkmadan, sinmeden ayakta durmak tarihi bir sorumluluktur. Bu oyunlara karşı asla teslim olmayacağız. Bugün İzmir’deyiz, burası milli mücadele için ilk adımın atıldığı şehirdir burası, yüz yıl önce korkmayanların bir araya gelmesiyle kurulmuş bir mücadele sonunda partimize dönüşmüştür. Anadolu ve Rumeli Müdafi Hukuk Cemiyetlerinin birleşmesiyle kurulmuş partimiz 100 yıl önceki gibidir. 100 yıl önceki kararlılık ve mücadele ruhunda olmalıyız. Bu korku imparatorluğuna teslim olmayacağız. Yıkmayan bütün rüzgarlar bizi güçlendiriyor, bizi yıkamayacaklar ve bu saldırılardan ayakta çıkacağız.” (Haber Merkezi)