Nöbetçi Eczaneler
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, yılın son toplantısını gerçekleştirdi. Ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele ve finansal istikrar hedefleri doğrultusunda aldığı kararla, politika faizi aşağı yönlü güncellenerek yüzde 38 seviyesine çekildi.
2025’İN FAİZ KARNESİ: İNİŞLER, ÇIKIŞLAR VE ARA KARAR
Para politikası açısından oldukça hareketli bir takvime sahne olan 2025 yılı, Merkez Bankası’nın sıkı duruşuyla başladı. Ocak ayında yüzde 47,5’ten yüzde 45’e çekilen faizle indirim döngüsü başlarken, mart ayında oranlar yüzde 42,50’ye kadar geriledi. Ancak nisan ayında alınan sürpriz “ara karar” rotayı bir anda yukarı çevirdi ve faiz yüzde 46’ya yükseltildi. Haziran ayını pas geçen Kurul, yılın ikinci yarısında ise kademeli indirim stratejisine geri döndü. Temmuz ayında yüzde 43’e çekilen politika faizi, eylül ve ekim aylarındaki hamlelerle sırasıyla yüzde 40,50 ve yüzde 39,50 seviyelerine geriledi. Merkez Bankası, aralık ayındaki son toplantıda faizi yüzde 38’e indirerek yılın finalini yaptı.
BAŞKAN KARAHAN’DAN “KUR” VE “DENGE” MESAJI
Faiz kararlarının piyasa üzerindeki etkileri tartışılırken, TCMB Başkanı Fatih Karahan’ın kasım ayında yaptığı açıklamalar, bankanın stratejisine ışık tutuyor.
Döviz kurları üzerindeki baskı iddialarına net bir dille yanıt veren Karahan, “Kurun baskılanması kesinlikle söz konusu değil” ifadelerini kullanmıştı. Ekonomide dengelenme için uygulanan parasal sıkılaşmanın Türk Lirası’na olan talebi reel olarak artırdığını belirten Karahan, döviz piyasasındaki tek yönlü hareketlere ve oynaklığa karşı zaman zaman müdahale edildiğinin altını çizmişti.
“FAİZ DÜŞERSE KREDİ UCUZLAR ALGISI HER ZAMAN DOĞRU DEĞİL”
Başkan Karahan’ın piyasa profesyonelleri tarafından dikkatle not edilen bir diğer uyarısı ise politika faizi ile piyasa faizi arasındaki ilişkiye dairdi.
Karahan, “Politika faizi düşerse piyasa faizleri de düşer” kanısının her zaman gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak şu teknik analizi yapmıştı:
“Özellikle uzun vadeli kredilerde fiyatlama, Merkez Bankası faizinden ziyade beklenen enflasyona göre yapılıyor. Bankalar paralarının getirisini reel olarak korumak istiyor. Beklentiler bozulursa, politika faizi düşse bile piyasa faizleri artabilir. Bu denge gözetilmezse kararlar kredilere yansımayabilir.”
Merkez Bankası’nın attığı bu son adımla birlikte 2025 yılı yüzde 38’lik faiz oranıyla tamamlanmış oldu. Şimdi gözler, 2026 yılının ilk çeyreğinde izlenecek yol haritasına çevrildi.