DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 20686691,42%
İzmir
21°

AZ BULUTLU

üst menü altı

PSİKOLOJİK KATILIK VE PSİKOLOJİK ESNEKLİK 4

Şimdi ve An’da Olmak Kavramının Mutlulukla İlişkisini ele aldık.

ABONE OL
14 Ağustos 2023 12:42
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu ilke mutluluğa giden yolda önemli bir nokta olarak işlenmiştir. “Matt Killingsworth, Harvard doktora çalışması sırasında telefon uygulaması ile geliştirdiği “Track Your Happiness” uygulaması ile insanların gün içinde gerçek zamanlı olarak (anlık olarak) ve bu halin mutluluk ile bağlantısını izlemiş. 15 bin katılımcısı olan uygulama çeşitli zamanlarda katılımcılara bir sinyal gönderiyor ve o andaki deneyimleriyle ilgili üç adet soru soruluyor.

Bu sorular; “Nasıl hissediyorsun?, Ne yapıyorsun?, Yaptığın şeyden farklı bir şey düşünüyor musun?” şeklindedir. Verilen yanıtlarda çeşitli demografik özellikteki katılımcıların zamanının %47’sinde yaptıkları şeye odaklanmak yerine, zihinlerinin başka bir yerde olduğu ortaya çıkıyor (Tekeoğlu 2012). Bu araştırmaya göre yüksek bir oranda insan grubu yaptıkları şeyin düşünce olarak yeteri kadar içinde yer alamıyor. Bulunduğumuz ortamlarda düşünce olarak tam da orada olamıyoruz ve bu durum bizim mutluluğumuzu yüksek oranda etkiliyor. Yapılan araştırmada kişilerin sevmedikleri bir iş, aktivite yaptıklarında ya da o işi yaparken başka bir şey düşündüklerinde söz konusu işe, aktiviteye odaklandıklarından daha az mutlu olduklarını gösteriyor.

Bu araştırmaya göre insanlar ne iş ya da aktivite yapıyorlarsa, onunla ilgilendiklerinde ve oraya odaklanıp o anda kaldıklarında daha mutlu oluyorlar (Tekeoğlu 2012). “Şimdi ve an’da olmak” aynı zamanda bir stres azaltma yöntemi olarak da görülebilir. Stresi azaltmanın esas dayanağı benliğe odaklanmadır. Tepkilerinizin tamamen farkında olmanın ve “şimdi ve an” ile temas kurarak düşüncelerin kontrol altına alınmasına yardımcı olduğu görülmektedir.

Bu durum da stresin azalmasına olanak sağlayacaktır. Ancak mutluluğu yakalamanın en kolay yolu akış içinde “en tatmin edici” deneyime sahip olabilmektir. “Şimdi ve burada” olmanın yaptığınız işten edindiğimiz tatmin duygusuna etkisinin çok önemli olduğu görülmektedir. Bir işten ya da aktiviteden en yüksek düzeyde zevk almak “şimdi ve burada” ilkesinden geçmektedir (Hector Garcia & Francesc Miralles 2017).

Yaşamın içinde birçok şeyden yakınır, birçok şeye söylenir ve olup bitenden şikayet ederiz. İş hayatımızda başımıza gelen bir durum, amirimiz, çevremiz vb. gibi birçok konudan yakınır ve şikayetçi oluruz. Bu durum, olanı kabul etmemektir. Şikayetçi olduğumuz durumu gereken kişi ve yerlere söylemez ve yakınmaya devam ederiz. Burada yapılması gereken ya durumu kabul etmek ya da şikayet ettiğimiz durumu kim ve ne ise paylaşmaktır. Bu durum şimdi ile bağlantılıdır ve huzura ulaşmak için yapılması gerekeni yapmak ya da tamamen kabullenmemiz gerekir.

Bazı insanlar her zaman bulundukları an dışında başka bir yerde olmak isterler. Bazen de bulundukları an katlanılmaz gelir. Bulunduğunuz an katlanılmaz geldiğinde ve sizi mutsuz ettiğinde üç seçeneği seçebilirsiniz. Birinci seçenek; durumdan uzaklaşmaktır. Sizi mutsuz eden ya da müdahale edemediğiniz veya etmediğiniz durumdan uzaklaşın. İkinci seçenek; bulunduğunuz durumu değiştirmek için bir şeyler yapın ve değişimi sağlayın. Üçüncü seçenek ise durumu tamamen kabullenmektir, kabullenin (Tolle 2018).

Değerler, kişinin hayatta ne yapmak, neyi temsil etmek ve nasıl biri olmak istediğini ve bu doğrultuda nasıl davranmak istediğini ifade etmektedir. Birey hayatının sonunda nasıl biri olarak hatırlanmak istiyorsa, değerleri de bu doğrultuda olacak (Ögel, 2015). Değerler, hayatı boyunca bireye harekete geçme konusunda motivasyon kaynağı olan ve ona rehberlik eden ilkelerdir. Kabul ve Adanmışlık Terapisinde danışana sık sık “Nasıl bir hayat istersin?” “Bu hayatta senin için önemli ve anlamlı olan şeyler nelerdir?” gibi sorular sorularak bireyin değerlerini keşfedebilmesine yardımcı olunmaktadır (Bach ve Moran, 2008).

Değerler ve hedefler sıklıkla karıştırılmaktadır. Değerler ve hedefler özü itibariyle farklılık göstermektedirler. Değerler daha çok süreç temellidir ve genellikle bir sonu yoktur. Öte yandan hedefler gerçekleştirilebilir ve gerçekleştirildiğinde hedef listesinde üstü çizilir. Bu minvalde bakıldığında değerler varılacak bir menzilden ziyade yolda olma anlamına gelmektedir (Walser ve Westrup, 2007). Örneğin kilo vermek bir hedeftir, gerçekleştirilir ve biter.

Sağlıklı bir yaşam sürmek ise bir değerdir ve yaşam boyu sürebilir. Davranışlar değer odaklı olduğunda verimi artmakta ve kişinin iyi oluşuna fayda sağlamaktadır (Hayes, Strosahl ve Wilson, 1999). Kişinin nereye gideceğini seçmesi nereye gitmeyeceğini seçmesine nazaran daha işlevseldir. Tıpkı pusulası yardımıyla rotasını belirlemiş bir kaptan gibi bireyin gideceği yönü belirlemiş olması, ne tür seçimler yapacağını ve ne şekilde ilerleyeceğini kolaylaştırmaktadır. Tam tersine bireyin nereye gitmeyeceği ile meşgul olması daima bir şeylerden kaçmaya çalışması ve kendisini sürekli sınırlandırması ile sonuçlanmaktadır (Bach ve Moran, 2008).

Kabul ve Adanmışlık terapisi bireyin güçlü ve kendinden emin bir şekilde, aktif olarak değerlerinin peşinden gitmesi fakat değerlerini eyleme dökerken katı kurallar oluşturmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Değerlerin eyleme geçirilmesi noktasında sergilenecek katı bir tutum, bireyin değerleriyle birleşme yaşamasına, bu değerlerin uyulması gereken emirler gibi algılanarak kişinin kendisini baskı altında ve sınırlandırılmış hissetmesine yol açabilmektedir (Harris, 2016).

Değerler Doğrultusunda Davranışlar, kişinin değerleri tarafından yönlendirilen etkili eylemlerdir. Terapi sürecinde danışanın bulduğu değerleri kıymetlidir fakat sadece bu değerlerin farkında olmak yaşamını daha anlamlı, zengin ve dolu kılmaya yeterli değildir. Bir kaptanın yalnızca elindeki pusulaya bakması onun tam anlamıyla yolculuk yaptığı anlamına gelmez.

Kararlı eylem, zor durumlara kolayca uyum sağlayabilme, davranışı sürdürebilme ya da gerektiği zaman uygun değişiklikler yapabilme ve değerleri doğrultusunda davranma gibi esnek eylemleri içermektedir. Tedavi sürecinde değerlerin sürdürülebilir ve değer yönelimli davranışlara dönüştürülmesi hedeflenmektedir (Harris, 2016).

ACT sürecinde öncelikle birey değerleri doğrultusunda hareket edeceğini sözel olarak ifade etmektedir. Daha sonra bu doğrultuda gerçekleştireceği davranışsal süreçler belirlenmekte ve açık bir şekilde ortaya konmaktadır. Böylece netlik kazandırılan davranışsal süreçlerin gerçekleştirilme olasılığı artmaktadır (Bolderston, 2013).

Değerlerde Belirsizlik/ Değerlerle Kurulan Bağın Zayıflaması

Herkesin bu dünyada yaşıyor olması ve neden dünyaya geldiği ile ilgili bir amacı vardır. Bunlar bizim değerlerimiz. Anlayışlı bir eş olmak, çocuklarına karşı şefkatli anne olmak vs. Davranışlarımız faydasız düşüncelerle birleştiğinden veya hoş olmayan kişisel deneyimlerimizle birleştiğinde uğruna yaşadığımız değerler ile bağımız zayıflar ve kopar. Bunun sonucunda işlevsiz, dürtüsel, anlamsız davranışlar sergilemeye başlarız. 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP