DOLAR 32,3669 0.11%
EURO 35,0274 -0.17%
ALTIN 2.322,320,15
BITCOIN 22939492,80%
İzmir
22°

AÇIK

üst menü altı
TKDF Başkanı Canan Güllü: 'İstanbul Sözleşmesi AİHM'e taşınacak'

TKDF Başkanı Canan Güllü: 'İstanbul Sözleşmesi AİHM'e taşınacak'

ABONE OL
16 Ağustos 2022 09:40
TKDF Başkanı Canan Güllü: 'İstanbul Sözleşmesi AİHM'e taşınacak'
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, her gün bir kadın cinayetinin olduğu bir Türkiye istemediklerini belirterek, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilinmesinin ardından daha fazla artan kadın cinayeti, şiddet ve çocuk istismarına karşı mücadele etmekten vazgeçmediklerini söyledi. Canan Güllü, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili hukuki sürecin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşınacağını belirterek, “

DEMOKRAT GÜNDEM-Bir televizyon programının canlı yayın konuğu olan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, kadın hareketinin verdiği mücadeleyi, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilinmesi ve ardından artan kadın cinayeti, çocuk istismarı vakalarıyla ilgili son süreci ve neler yaptıklarını anlattı.

İstanbul Sözleşmesi’nin aileleri yıkacağı, eşcinsel evlilikleri arttıracağı şeklinde algı oluşturulduğunu kaydeden TKDF Başkanı Canan Güllü, bu algının iktidar ve bazı tarikatlar aracılığıyla yürütüldüğünü söyledi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR ÇÜNKÜ; İÇERİDE ŞİDDET GÖREN KİM VARSA ONU KORUMAYA YÖNELİKTİR

TKDF Başkanı Canan Güllü, “İstanbul Sözleşmesi, sadece kadını değil hane içinde cinsel yönelimi ne olursa olsun içeride şiddet gören insanı korumaya yöneliktir. Sözleşme hakkında aileyi dağıtacak, eşcinsel evlilikler olacak gibi yanlış bilgilendirme ve algı oluşturma yöntemini kullandılar. İktidar ve tarikatlar tarafından. Boğmalar, öldürmeler, kesmeler, canlı iken yakmalar. Neden oluyor? Önleme politikamız yok çünkü. Bu iktidarın kadın politikası yok. Biat et rahat et felsefesi var. Eşitlikten yana uyum yasalarıyla AB yasalarıyla süreci götürmek için ağza bal çalma vardı” dedi.

KADINLARIMIZI, ÇOCUKLARIMIZI GÖZ GÖRE GÖRE ATEŞİN İÇİNE ATIYORUZ

Sözleşmenin kız çocuklarının okullaşması, istihdama katılması, her alanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin getirilmesi, kadın cinayeti ve çocuk istismarının önlenmesi gibi çok önemli maddeleri olduğuna dikkat çeken TKDF Başkanı Canan Güllü, “Sözleşmeyle kız çocukları okullaşsın, istihdama katılsın, devlet eşitliği ve eşitsizliği giderici kurumsal yardım, politika ve destek versin, kadın politikası ortaya koysun amaçlanıyordu. Yine İstanbul Sözleşmesi çocuk istismarlarının büyük oranda olduğu bu ülkeyi önleyecekti. Geldiğimiz noktada ortada sözleşme yok. Her güne bir kadın cinayetinin düştüğü, ayrılmayı düşünen, ayrılmış 5 yıl geçmiş onu öldüren, kız çocuğunu taciz eden, bunların her biri rızası vardı veya sorumluluk eklenerek geldi. Burada bir sıkıntı var. Beyza olayı (16 yaşında defalarca taciz edilen ve sonunda öldürülen kız çocuğu) örnektir. İlk andan itibaren 35 kez korunma talebi olmamış olsaydı. Göz göre göre çocuklarımızı, kadınlarımızı bu ateşin içine atıyoruz. Bir ömür kadının insan hakları için mücadele ettik. Bütün çabamız bu noktada. Kadın hareketinin çabası bu noktada. Gücünü geçmişinden alan güçlü bir kadın hareketi var. Her güne bir kadın cinayetinin düştüğü bir Türkiye istemiyoruz” diye konuştu.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HUKUKİ MÜCADELESİ AİHM’E TAŞINACAK

TKDF Başkanı Canan Güllü, İstanbul Sözleşmesi sürecinin hukuki mücadele boyutunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) de taşınacağını da açıklayarak, “Bu iktidar sözleşmenin yaşamasına imkan vermiyor. Hukuki yollarda engeller çıkıyor. AİHM’e kadar gidecek hukuki mücadele. Ancak sayın Cumhurbaşkanı bir gün, ‘ben Avrupa Komisyonu’ndan da vazgeçiyorum’ derse bir gün Cumhurbaşkanı o zaman biter. Ama yine de nüfusun yarısını oluşturan kadınlar var. Var gücümüzle çalışıyoruz. İstanbul Sözleşmesi yoksa, eşitlik yerelde başlar. Onun bütün içsel bilgilerini yerel yönetimler koyar” ifadelerini kullandı.""

BU İŞ SİYASET ÜSTÜ, İŞBİRLİĞİ YAPMAK İSTEYEN HER BELEDİYEYE KAPIMIZ AÇIK

Sözleşmeden çekilinmesinin ardından mücadeleden vazgeçmediklerini, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması yönünde bu kez şu ana kadar 50’ye yakın olmak üzere yerel yönetimlerle protokoller imzalayarak, başta belediye personeli olmak üzere eğitimler verdiklerini anlatan TKDF Başkanı Canan Güllü, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu iş siyaset üstüdür. Hangi belediye olursa olsun.  Sizinle işbirliği yapmak istiyoruz diyen her belediyeye kapımız açık. Sadece eşitsizliği gidermek, şiddeti önlemek, yerelin zihniyet dönüşümü açısından gayret sarf ediyoruz. Burada kadın arkadaşlarımıza istihdam da yaratmaya çalışıyoruz. Aşağıdan yukarıya politika üretiyoruz. Yukarının politikasızlığına karşı biz bunu yerelden yapabilecek güce de sahibiz diyoruz.”

TKDF BAŞKANI CANAN GÜLLÜ’NÜN KONUŞMASININ SATIR BAŞLARI:

Önleyici politika yok. Türkiye’deki şiddetin en önemli nedeni eşitsizlik. Müfredata toplumsal cinsiyet eşitliğinin ders olarak eklenmesi, sahada kız çocuklarının okullaşması, erken yaşta evliliklerin önlenmesi istenmişti. Bunları uygulayacak kurumlar yok. Bir kısmının kadın bir kısmının erkek olduğu yerel yöneticiler var. Eşitliğin başlayacağı ana alan yerel. Bunun için acil yardım hattı protokolü adı altında belediyelerle sözleşme imzalamaya başladık. 46’ya yakın belediyeyi geçen yıl İzmit’te biraraya getirdik.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HAKKINDA  AİLEYİ DAĞITACAK, EŞCİNSEL EVLİLİK YAYILACAK DİYE YANLIŞ ALGI OLUŞTURULDU

Sadece kadını değil hane içinde cinsel yönelimi ne olursa olsun içeride şiddet gören insanı korumaya yöneliktir İstanbul Sözleşmesi. Bunu aileyi dağıtacak, eşcinsel evlilikler olacak gibi yanlış bilgilendirme ve algı oluşturma yöntemini kullandı. İktidar ve tarikatlar tarafından.

BU İKTİDARIN KADIN POLİTİKASI YOK, BİAT ET-RAHAT ET FELSEFESİ VAR

İstanbul Sözleşmesi’nin sahada yüzde 7 oranında bilinirliliği vardı, doğru anlatılamamış. Ancak yürürlükten tek imzayla kaldırıldıktan sonra yüzde 76’ya doğru bilinirlilik kazandı İstanbul Sözleşmesi. Kız çocukları okullaşsın, istihdama katılsın, devlet eşitliği ve eşitsizliği giderici kurumsal yardım, politika ve destek versin, kadın politikası ortaya koysun. Bu iktidarın kadın politikası yok. Biat et rahat et felsefesi var. Eşitlikten yana uyum yasalarıyla AB yasalarıyla süreci götürmek için ağza bal çalma vardı. İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe girdiği andan itibaren de mekanizmalar harekete geçmemişti.

BOĞMALAR, ÖLDÜRMELER, KESMELER, CANLI YAKMALAR NEDEN OLUYOR?

Boğmalar, öldürmeler, kesmeler, canlı iken yakmalar. Neden oluyor? Önleme politikamız yok çünkü. Kadın cinayetleri öncesinde kadın erkek eşitliğini anlatırsak, cinayetin getireceği cezai müeyyideyi anlatırsak. ‘Kadın da alkol içmişti, açık giyinmişti, öldürüldü’. Hiçbir kadın öldürülmeyi hak etmez. İnsan hakları ihlalidir. Ama biz sözleşmeyi uygulayamadık. Erken yaşta evliliği önleyeceksiniz, şiddete karşı danışma merkezleri açacaksınız.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KADIN CİNAYETİ VE ÇOCUK İSTİSMARINI BÜYÜK ORANDA ÖNLEYECEKTİ

Liyakatsizliğin getirdiği sonuçlar o cinayetler. Yine çocuk istismarlarının büyük oranda olduğu bu ülkeyi önleyecekti. Geldiğimiz noktada ortada sözleşme yok. Her güne bir kadın cinayetinin düştüğü, ayrılmayı düşünen, ayrılmış 5 yıl geçmiş onu öldüren, kız çocuğunu taciz eden, bunların her biri rızası vardı veya sorumluluk eklenerek geldi. Burada bir sıkıntı var.

""

BEYZA DA AYŞE DE DEFALARCA BAKANLIĞA BAŞVURMUŞTU, KORUMA KARARI VARDI

Beyza cinayeti. Eskişehir’de öldürülen Ayşe de 25 kere Bakanlığa gitmişti, koruma kararı da vardı. Ayşe Paşalı da vardı. İktidarın sözleşmeden kaynaklı polis ve yargıdaki eğitimleri yapmadığı için, bilgilendirme aşaması, risk analiz raporlarını hayata geçirmekte geciktik biz. Risk analizden sorulacak sorular vardır ve tablonun vehametini ortaya koyar. Biri sizi taciz etti mesela, ya da beni. Ben hemen gittim emniyete, taciz ediliyorum, sosyal medyadan. Gelir getir diyorlar. Delili kendiniz oluşturacaksınız. Bundan bir şey çıkmaz, deniyor.  Size tacizi yaptığında gittiğinizde herhangi bir işlem yapılmıyor, tutuklanmıyor, gözaltına alınmıyor. Yaptığı yanına kar kalıyor.

ÇOCUKLARIMIZI, KADINLARIMIZI ATEŞİN İÇİNE ATIYORUZ

Beyza olayı örnektir. İlk andan itibaren 35 kez korunma talebi olmamış olsaydı. Göz göre göre çocuklarımızı, kadınlarımızı bu ateşin içine atıyoruz. Eşitlik yerelde başlar derken tam da bunu anlatıyoruz. Tüm personele toplumsal cinsiyet eşitliğini anlatıyoruz. Sonra belediyelerin her birinin yeniden Amerika’yı keşfetmesine gerek yok, şu an 50 belediye var, Aile Müdürlerinin her biriyle ne yapılması gerekir yerelde diyoruz.

BU İŞ SİYASET ÜSTÜDÜR, İŞBİRLİĞİ YAPMAK İSTEYEN HER BELEDİYEYE KAPIMIZ AÇIK

Bu iş siyaset üstüdür. Hangi belediye olursa olsun,. Sizinle işbirliği yapmak istiyoruz diyen her belediyeye kapımız açık. Sadece eşitsizliği gidermek, şiddeti önlemek, yerelin zihniyet dönüşümü açısından gayret sarf ediyoruz. Burada kadın arkadaşlarımıza istihdam da yaratmaya çalışıyoruz. Aşağıdan yukarıya politika üretiyoruz. Yukarının politikasızlığına karşı biz bunu yerelden yapabilecek güce de sahibiz diyoruz.

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NE İŞBİRLİĞİ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUZ

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığına bizimle işbirliği yaptığı için teşekkür ediyorum. İzmir Belediye Başkanı sayın Fatma Kaplan’a teşekkür ediyorum.

HER GÜNE BİR KADIN CİNAYETİNİN DÜŞTÜĞÜ BİR TÜRKİYE İSTEMİYORUZ

Bir ömür kadının insan hakları için mücadele ettik. Bütün çabamız bu noktada. Kadın hareketinin çabası bu noktada. Gücünü geçmişinden alan güçlü bir kadın hareketi var. Her güne bir kadın cinayetinin düştüğü bir Türkiye istemiyoruz.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR

Kadın bakanlığını kurduğumuz bu ülkede hafızası yok. İranlı bakanların eşlerinin olduğu heyet bizi ziyaret etmişti. Bizde bugün değişir kural, yarın başkası gelir yine değiştirir demişti. Sizdeki sürecin önemi, kuralların yasal zemine bürünmesi demişti. Şimdilerde o korunma mekanizmasını bir imzayla almaya çalışıyorlar. İstanbul Sözleşmesi, Anayasamızda eşitliği sağlayacaktı. Danıştay 6284’ten ne anlar ki? O yasal mevzuatın revize edilmeye ve uluslararası sözleşmenin yerini almaya yine de yeri yok. Bu yüzden İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi yaşatır dedik.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İÇİN HUKUKİ MÜCADELE AİHM’E KADAR GİDECEK

Bu iktidar yaşamasına imkan vermiyor. Hukuki yollarda engeller çıkıyor. AİHM’e kadar gidecek hukuki mücadele. Ancak ben Avrupa Komisyonu’ndan da vazgeçiyorum derse bir gün Cumhurbaşkanı o zaman biter. Ama yine de nüfusun yarısını oluşturan kadınlar var. Var gücümüzle çalışıyoruz. İstanbul Sözleşmesi yoksa, eşitlik yerelde başlar. Onun bütün içsel bilgilerini yerel yönetimler koyar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP