0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

3

Konak Belediyesi ve İzmir Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) tarafından düzenlenen “Eşitlikten ve Laiklikten Vazgeçmiyoruz” başlıklı söyleşide konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, laikliğin temelinin eşit bireyler olmak olduğunu belirtti.

Canan Güllü, 2009-2022 yılları arasında hayata geçirilen yasal düzenlemelerin getirdiği ve getireceği olumsuz sonuçlar hakkında ayrıntılı istatistik ve bilgiler verdi.

EŞİTLİKTEN VE LAİKLİKTEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ

İzmir Alsancak Türkan Saylar Kültür Merkezi’nde gerçekleşen etkinlikte konuşan TKDF Başkanı Canan Güllü, “Demokratik, laik, çağdaş hukuk devletinin temellerinin sağlamlaştırılmasını talep ediyoruz. Mücadele gücümüzü ikinci yüzyıla başlarken daha geniş kitlelere yaymak borcumuzun borcudur. Siyasetin eril dilini değiştirip temsilde eşitlikte büyük yol alarak, kadınların listelerde seçilebilecek yerlerden aday olma kararlılığımızı herkes biliyor. Eşitlikten ve laiklikten asla vazgeçmeyeceğiz” dedi.

KADIN KOLLARINDAN BIKTIK ARTIK, EŞİT BİREY OLMAK İSTİYORUZ

Siyasi partilerin kadın kollarını da eleştiren TKDF Başkanı Canan Güllü, kadınlara, “Muhalefetle de sorunluyuz. Muhalefetin kadın kollarından bıktık. Ben artık kol olmak istemiyorum. Vücudun bütünü olmak istiyorum. Kol olarak bana dikte edilen bir yaşam istemiyorum. Tüm kadınların itirazlarını tüm partilere göndermesini rica ediyorum. Laikliğin temeli olan eşit birey olmak istiyorum” şeklinde seslendi.

HER 100 ÇOCUKTAN 40’I ENSEST MAĞDURU

TKDF Başkanı Canan Güllü, 2017 yılında her 100 çocuktan 40’ının ensest mağduru olduğunu söylediğinde kendisine yönelik ‘ahlaksız kadın’ eleştirileri yapıldığını anlatarak, bu oranın yüzde 60’ları geçtiğini söyledi.

BU ORAN BUGÜN İTİBARİYLE YÜZDE 60’LARI GEÇTİ

Canan Güllü, “2017 yılında bir karar alındı. Rehber öğretmenler ders veremez, derse giremez denildi. Biz dedik ki ülkede istismara uğrayan her 100 çocuktan 40’ı ensest mağduru. Birileri ahlaksız kadın, Türkiye’yi suçluyor. Bugün itibariyle bu oranın yüzde 60’ları geçtiğini söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim. Ama adli sicil istatistikleri görülmeyecek” ifadelerini kullandı.

GECE-GÜNDÜZ DEMEDEN, PES ETMEDEN-HAVLU ATMADAN ÇALIŞTIK

Mücadelenin her zaman kazandıracağını vurgulayan TKDF Başkanı Canan Güllü, “Eşitlik yerelden başlar. Yerelden başlayarak bu politika belgesi ve sözleşmeyi imzalamaya yöneltiyoruz. Sadece ses çıkarmadık, sahada da çalışma yaparak geldik. Gece demedik gündüz demedik, pes etmeden, havlu atmadan” diyerek bu mücadele sonunda deprem bölgesindeki Mor Yerleşkeler için yurtdışından destek aldıklarını söyledi.

MOR YERLEŞKELER İÇİN YURTDIŞINDAN DESTEK BULDUK

Canan Güllü, ayrıca deprem bölgesindeki zor durumdaki kadınlar için 12 ay boyunca 10-15 bin TL arasında kira yardımı desteği de sağladıklarını dile getirerek, mücadele etmenin kazanımları getireceğini söyledi.

DEPREM BÖLGESİNDEKİ KADINLAR İÇİN 12 AYLIK KİRA DESTEĞİ SAĞLADIK

TKDF Başkanı Canan Güllü, “Mor Yerleşkeler için yurtdışından destek aldık. Türkiye’de bana destek verebilecek iktidar ve muhalefet gösterin. Yaptığımız proje uluslararası ödül kazandı. Bu emin adımlarla yürümenin sonucudur. Eşitlik bizim için yapılan eylemler, kadını güçlendirmek, kadının sesini yükseltebilmek, o depremde yalnız kalan kadınlara 12 ay 10-15 bin lira kira desteği bulduk. ABD’ye gittik, anlattık. 12 ay kira ile yaklaşık 3 bin kadına aylık kira desteği bulduk” diye konuştu.

TKDF Başkanı Canan Güllü’nün konuşmasının satır başları şu şekilde oldu:

-Eşitlik yerelden başlar. Yerelden başlayarak bu politika belgesi ve sözleşmeyi imzalamaya yöneltiyoruz. Sadece ses çıkarmadık, sahada da çalışma yaparak geldik. Gece demedik gündüz demedik, pes etmeden, havlu atmadan.

KADIN KOLLARINDAN BIKTIK ARTIK

-Muhalefetle de sorunluyuz. Muhalefetin kadın kollarından bıktık. Ben artık kol olmak istemiyorum. Vücudun bütünü olmak istiyorum. Kol olarak bana dikte edilen bir yaşam istemiyorum. Tüm kadınların itirazlarını tüm partilere göndermesini rica ediyorum. Laikliğin temeli olan eşit birey olmak istiyorum.

MOR YERLEŞKELER İÇİN DESTEK GETİRDİK

-Mor Yerleşkeler için yurtdışından destek aldık. Türkiye’de bana destek verebilecek iktidar ve muhalefet gösterin. Yaptığımız proje uluslararası ödül kazandı. Bu, emin adımlarla yürümenin sonucudur.

-İzmir Büyükşehir Belediyesi ile de aynı çalışmayı mor yerleşkelerde yaptık. İzmir Büyükşehirden dikiş makineleri atölyesi geldi.

-Eşitlik bizim için yapılan eylemler, kadını güçlendirmek, kadının sesini yükseltebilmek, o depremde yalnız kalan kadınlara 12 ay 10-15 bin lira kira desteği bulduk. ABD’ye gittik, anlattık. 12 ay kira ile yaklaşık 3 bin kadına aylık kira desteği bulduk.

MOR HUKUK ATÖLYELERİ KURUYORUZ

-Deprem bölgesi hukuksuzluğun can bulamadığı bir yer. Bu bölgeye hukuk götürelim dedik. O bölgede kadınları şiddete uğradıklarında yanlarında olmuş olalım diye Mor Hukuk Atölyeleri kuruyoruz. Hayata geçmek üzere.

ENSEST ÇALIŞTIM DİYE AHLAKSIZ KADIN DEDİLER

-Değişim tabanda oldu. Olması için hala gayret ediyoruz. Tabanda cinsel istismar var. 16 yıl boyunca ensest çalıştım. Ahlaksız kadın dediler. Milletin ahlaksızlığını ortaya çıkaran kadın olarak diyecek bir şey yok. Milletin uçkuruyla derdim yok. Ama bedenleri tarla yapan zihinlerle mücadelem var.

-Cinsel istismarı önlemek için avukat arkadaşları güçlendiriyoruz. Meta ile Tik Tok’ta uğranılan şantajları önlemek için gayret ediyoruz. Tüm kadınlar ve çocuklar bize geldiğinde önlem alıyoruz.

Canan Güllü 2009-2022 yılları arasında hayata geçirilen yasal düzenlemelerle ortaya çıkan hak kayıplarını şu şekilde özetledi:

-Ortaokul ve lise öğrencilerinin nişanlanması sağlandı. TBMM önünde eylem yaptık.

-2012 yılında 4 artı 4 geldi. Kız çocukları ya kocaya gittiler ya çırak oldular. 652 bin idi toplam rakam. MEB bana hakaret etti bu verileri söylediğimde, bugün gelinen nokta bunun çok üstünde.

-Kız çocuklarının okula gitmediğini öğrenmişler. 11 yıl sonra bunu nasıl yaptık diye düzeltmeye çalıştılar.

-2012 yılında yurtların denetimi Diyanet’e verildi. Antalya7da bir çocuk intihar etmişti. Farklı yurtlarda tecavüze uğradı bu çocuklar. Onun için de sadece iktidarı değil muhalefeti de suçladım. Biz bunları öngörüp söylemiştim.

-2013 yılında evli öğrencilerin açık öğretim liselerine yönlendirilmesiyle lise çağlarında evliliğin önü açıldı. Çocukların geleceğiyle oynamayın demiştik.

-2015 yılında, AYM resmi nikah kıymadan dini nikah kıyan imamlara cezayı öngören tck maddesinin kaldırılmasına karar verdi. 81 ilde bir gün içinde istediğiniz insanla evlendim diyebilirsiniz. Bizim tünele girme aşamalarından biridir.

-Çocukların cinsel ilişkiye rıza yaşı 12 yaşına çekildi. 12 yaşındaki çocuk rıza yaşının olması mümkün mü? 3 yaşındaki bir çocuğu taciz eden çocuk için Yargıtay’ın verdiği karar, 11 yaşındaki çocuk için, 3 yaşındaki çocuk bağırma ehliyetini neden kullanmadı oldu. Bağırma ehliyeti olur mu 3 yaşındaki çocuk.

-2016 yılında boşanmaların önlenmesi komisyonu, çocuk istismarcısının 5 yıl sorunsuz olması durumunda. Tecavüz edenle aynı odada bulunmak vicdanları daraltan bir durumdur. Her gece aynı tecavüzü yaşayacaksın deniyor. Lanet olsun, lanet olsun, lanet olsun.

-Kadın politikalarında farklı düşünen KADEM başkanını aradım. Şimdi yönetime girdim, bize bu yasa maddesinin ne getirdiğini söyler misiniz dedi. 35 dakika sonra kapattık telefonu. Onlar düşündüler. 2 saat sonra basın duyurusu geldi ve o önerge geri çekildi. Mücadelenin içerisinde aslında stratejik olmayı gerektiriyor. Artık biraz stratejiyi yapmalıyız. Yoksa aşağıda bağıralım, laiklik diye. Dağın başındaki kadına laikliği anlatmazsam olmaz.

-2017 yılında bir karar alındı. Rehber öğretmenler ders veremez, derse giremez denildi. Biz dedik ki ülkede istismara uğrayan her 100 çocuktan 40’ı ensest mağduru. Birileri ahlaksız kadın, Türkiye’yi suçluyor. Bugün itibariyle bu oranın yüzde 60’ları geçtiğini söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim. Ama adli sicil istatistikleri görülmeyecek.

-2017 yılında müftülüklere resmi nikah kıyma yetkisi verildi. Laikliğin asıl çökertilme noktası bu. Ne yaptık? Bakanlar, milletvekilleri görüştük. Benim TBMM’ye girişim yasaklandı.. tam iki yıl bu ülkenin asli vatandaşı olarak vekilleri ziyarete gidemedim. Mücadele kazandırır, 2 sene sonra büyük bir kampanya ile yine mücadeleyi kazandık.

-2020 yılında pandemi dönemi. Kadınlar evde iken karşılarında şiddet uygulamış erkekleri ya da istismarı yapan babalarla aynı evde olmak zorunda kaldılar. Bir infaz affı geldi.

-2021 yılında İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. 21 Mart gecesinde sözleşmeden çıktık. Ne kaybettik? Bugüne kadar bin 500 kadını kaybettik. Şiddet nedeniyle bir o kadar kadının kolluk güçlerine gidememesini kaybettik. Oysa biz eşitlik ve laiklik diyoruz. Biz burada yaşayan hiçbirimiz güvencesi olmayan sokaklardayız. Konuşuyorum ama hedef gösterilerek. Ama dik duruyoruz ve vazgeçmiyoruz.

-Yerel yönetimler sahalarında yaşayan kadınlara istihdam sağlanırsa, şiddetten uzak. Eşitliği sağlamak lafta değil eylemde. Kadınları güçlendireceğiz. Merkezler açarak yapacağız. Kadınları aktif siyasetin içinde tutacağız. Hayatın içinde kadınları göreceğiz.

-2022. Laiklikten vazgeçmiyoruz dedim. Kim yanlış yapıyorsa, ölümüne taraftarlık değil bizimki, bağımsızlık şemsiyesi altında, Atatürk ilkelerini uygulayanlarla yaşamak.

-Demokratik, laik, çağdaş hukuk devletinin temellerinin sağlamlaştırılmasını talep ediyoruz. Mücadele gücümüzü ikinci yüzyıla başlarken daha geniş kitlelere yaymak borcumuzun borcudur. Siyasetin eril dilini değiştirip temsilde eşitlikte büyük yol alarak, kadınların listelerde seçilebilecek yerlerden aday olma kararlılığımızı herkes biliyor.

-Eşitlikten ve laiklikten asla vazgeçmeyeceğiz.

Etkinliğin sonunda Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, TKDF Başkanı Canan Güllü’ye ve İKKB Başkanına plaket verdi.

Önerilen haber: Konak’ta kadına şiddet etkinliği… Başkan Abdül Batur: ‘Kadına şiddet insanlığa ihanettir’